cemal süreya, edip cansever ve turgut uyar'ın en sevdiği,
her kadının yerinde olmak istediğidir tomris. onunla yaşayan hayatlar, bizim ezberlediğimiz fakat 'o'na yazılan dizeler.. aşık olduğumuz adamlar için ulaşılmazlığı, ulaşılınca dahi değerinin katlanması... ne özel bir kadınsın tomris! ne özenilensin!
turgut uyar'dan:
"senin için alışılmış şeyler söyleyemem sana yaraşmaz
kış gecesi amcamızdır bahar yakından kardeşimiz
alır başımı erzincan'a giderim seni düşünmek için
dörtlükleri bozarım çünkü dağlar ne güne duruyor
kıyılar ve eskimeyen her şey seni anlatmak için
bir bozuk saattir yüreğim hep sende durur
ne var ki ıslanır gider coşkunluğum durmadan
durmadan
dağ biraz daha benden deniz her zaman senden
hiçbir dileğimiz yok şimdilik tarihten coğrafyadan
kimselere benzemesin isterim seni övdüğüm
seni övdüğüm zaman
güzel bir çingene yalniz başına dolaşmalı kırlarda
seni övdüğüm zaman"
" senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin, bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım "
Üstada saygı mühimdir. iyi ki doğmuş, hayatıma anlam katmış.. Ruhu şad olsun, huzur içinde uyusun.
Çevremde bir tane bile mutlu evlilik görmedim. O yüzden Evliliğe dair korkum mutsuz olmak değil, benim yanlış kararım yüzünden mutsuz çocuklar yetiştirmek. Bir gün kızım altı yaşında anne ve babalarının neden boşandığını soran arkadaşlarına gözleri dolu dolu açıklamak zorunda kalırsa, kendimi asla affetmem. Onu görmeye gelen babasına " benimle biraz dışarda durur musun, arkadaşlarım babamın olduğunu görsün. " derse, kendimi asla affetmem. Arkadaşları bir akşam "hadi biz gidelim artık baban gelir. " dediklerinde " babam yok benim, annemle yaşıyorum o hiç gelmiyor ki bu eve. " derse, kendimi asla affetmem. Eğer o minik büyüdüğünde " keşke hafızamdan çocukluğumu silebilsem. " diye düşünürse, kendimi asla affetmem.
Ne zaman fotoğraflarını görsem burnumdaki sızıya, boğazımda düğümlenen acıya engel olamadığım, güzel gülüşlü çocuk.
"19 yaşındaydım. eskişehir'de sokak arasında dövülerek öldürüldüm. unutma beni ey halkım."
Unutursak kalbimiz kurusun!