martin scorsese'in 1976 yılında çektiği "the last waltz" adlı müzikal filmde, the band grubuyla muddy waters'ın beraber yorumladıkları efsane şarkı. (bkz: http://www.youtube.com/watch?v=-_UF9V4lWic)
dog day afternoon
rocknrolla
reservoir dogs
kaç para kaç
strings (animasyon)
raging bull
lock, stock and two smoking barrels
i am sam
amores perros
pardon
philadelphia
salonun ortasında boylu boyunca yatan adamın, hiç ölü gibi olmayan bakışlarını kontrol ederek çekmecenin yanına kadar gitti. artık rahatlamış olması gerekiyordu! çekmeceleri karıştırırken cohiba marka puroları gördü. bir tanesini leş ağzının kenarına yerleştirdi. birkaç denemeden sonra yaktı. "senin ciğerlerinde dumanla dolu mudur ki lan" diye söylendi. puronun dumanı her genzini yaktığında keyfi yerine geliyordu pezevengin. bir ara bir ses duydu. kontrol etmek için merdivenlere doğru yöneldi. ses üst kattan geliyordu, sese doğru yürümeye devam etti. yatak odasındaki dolaba doğru ağır adamlarla ilerledi. puro ağzının kenarında yer edinmişti sanki. ses dolaptan geliyordu. dolabın kapağına yavaşça açtı. dolabın içinden bir kedi yüzüne atladı, ardından koridora doğru kaçtı. yere düşen puroyu alarak toparlandı. az önceki kediyi bulmalıydı! yatak odasının kapısından çıktığı anda kafasının ortasına bir balta saplandı."beni unuttun!"
lise yıllarında rocknroll falan takılırken askere gittiğinde (hatay'dı sanırım) bir saz sesi duyar ve hayatı ondan sonra tümüyle değişir. o sazın sesi neler çağrıştırdıysa artık o an cem karaca'ya, sanat hayatının yönü tamamen farklı bir tarafa doğru yönlenmiştir. safinaz'ı dinlemeyen varsa dinlesin bence. yaklaşık 18 dakikalık bir şahaser. film gibi kurgulanmış, karakterler oluşturulmuş, dönemin (1978) yaşayış biçimi, insanların muhabbetleri o kadar güzel anlatılmış ki.
Behzat ç. abi. Geçen trt'de (bkz: böyle bitmesin) diye biz diziye denk geldim. 15 dk. falan da izledim boşu boşuna. Adamlar bir günde o kadar olay yaşıyolar ki inanamazsın. Dış çekim hiç yok nerdeyse, hastaneden olay yerine, olay yerinden karakola falan atlıyorlar sürekli ama gün bitmiyor arkadaş. (bkz: behzat ç) de öyle miydi? - Aga cinayet var. Hurraa araçlara. Ahh ulan, özledik amirim!
böyle işte ya. rekabet dediğin sahada mücadeleyle ve saha dışında bu tarz hareketlerle daha güzel. birbirinin boğazına sarılıp, maç esnasında sonradan pişman oalcağın hareketler yaparak ancak çirkin rekabet ortamı yaratırsın. ergenlerin de bu yüzden birbirleriyle saçma tartışmalar yaşamasına neden olursun.
Bazı taraftar görünümlü magandaların tespit edilmesi ve gereken cezanın verilmesi için sabredilmesi gereken uygulamadır. Fakat işin içine bankalar dahil olduğunda boku çıkan uygulama oluyor. Vatandaşların çoğu zaten bankalara borçlu, herkesin cebinde onlarca kredi kartı vs vs. sen bir de insanlara passolig ayağına bunu yutturmaya çalışınca olmuyor işte. Şiddetin günden güne arttığı ülkemizde, bazı konularda önlem almak şart. Ama önlem alırken yine insanları şiddete teşfik etmek de saçma.
en son oynadığı dünya kupasında elle müdahaleden dolayı kırmızı kart görmüş takımını yalnız bırakmıştı, bizim ligimizde göstermediklerine bakmayın. burdaki gibi oynasın kırmızı kart manyağı olur, bundan dolayı belki de.
edit : robben'e tekme attığı için oyundan atılmış, sonuçta oyundan atılmış ve takımını yalnız bırakmıştır. elle müdahale ettiği bir pozisyon hatırlıyorum, o başka bir maç demek ki.
11 gün daha içinde bulunacağım yaştır efenim. 23 yaşımın yaklaşık 330 günü askerde geçtiği için benim için yoktur. 4 farklı ilde geçmiştir ayrıca, asteğmenlik zor agalar.
ülkemizde bir ömür boyunca başınıza gelebilecek saçma olayların ve daha fazlasının katı bir hiyerarşi içerisinde özet olarak uygulanmasıdır. sinir bozucudur, sabrınızı zorlar, yoğun bir bölükteyseniz psikolojiniz bozulur.