çok olmuş entry girmeyeli, onu fark ettim. ha bire kafa izni alıp duruyorum, şairin de dediği gibi:
"içlenip buzlu bir kadeh gibi,
buğulanıp buğulanıp durmasam."*
hayatımda güzel gelişmeler ve değişmeler oldu, kötü olarak devam eden şeyler ise stabil durumdalar. ben doğru düzgün bir adam ya da insan olamadım ama kimsenin arkasından da öyle atıp tutmadım, arkamdan konuşulduğunu, hunharca ve pis geyiklere malzeme olduğumu hissediyorum kimi zaman ve üzülüyorum, siktir et diyemiyor insan her zaman. neyse be, çok konuşasım var ama işte neyse dedirtenler var ya neyse...****
allah bu canon ae-1 program isimli fotoğraf makinesinin belasını versin. iki ay önce kart bloke olduğu için alamadım, sonra yeni bir satıcı buldum ve tam anlaştım derken adam başkasına sattı. şimdi en son iki tane daha almaya niyetlenip sitenin arıza vermesi nedeniyle alamadım. hayır inat ettim, illa ki alacağım onu!
beni güzel hatırla!
bunlar son satırlar...
farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından
ya da bir yağmur sel oldum sokağında
sonra toprak çekti suyu...
kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için.
uyandın ve ben bittim...
beni güzel hatırla!
çünkü; sevdim seni ben, herşeyini...
sana sırdaş oldum, dost oldum,
koynumda ağladın.
yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini,
beni üzdün, kınamadım.
alışıktım vefasızlığa, el oldun aldırmadım...
beni güzel hatırla!
sayfalarca mektup bıraktım sana.
şiirler yazdım her gece, çoğunu okutmadım.
sakladım günahını, sevabını içimde
sessizce gittim...
senden öncekiler gibi sen de anlamadın.
beni güzel hatırla!
sana unutulmaz geceler bıraktım
sana en yorgun sabahlar...
gülüşümü, gözlerimi, sonra sesimi bıraktım.
en güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka,
söylenmemiş "merhaba"lar sakladım her köşeye
vedalar bıraktım duraklarda.
ne ararsan bir sevdanın içinde
fazlasıyla bıraktım ardımda.
beni güzel hatırla!
dizlerimde uyuduğunu düşün,
saçını okşadığımı, üşüyen ellerini ısıttığımı,
mutlu olduğun anları getir gözünün önüne.
alnından öptüğüm dakikaları...
birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşün
şaşırtmayı severim biliyorsun.
bu da sana son sürprizim olsun.
şimdi, seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum
beni güzel hatırla.
gidiyorum...
orhan veli.
geçen gün çocuğun birine büyüyünce ne olmak istediğini sordum ve bana; "tır kamyonu olacam." diye cevap verdi. önce çok komik geldi ve ardından fark ettim ki hayal kurmak çocukluğun en güzel yanıymış ve biz fütursuzca hayal kuran yanımızı kaybediyormuşuz büyüdükçe.
yanlış önerme, mesela arsız bela diye bir şey var. bu zat olmakla kalmayıp sarkı falan da yapıyor, onu ne zaman dinleyeceğiz? onun doğru zamanı var mıdır? kafamda deli sorular.