artık hissetmiyorlar. o değil nasır öyle ha deyince iyileşmez. bu saatten sonra şaaapsanız hissetmezler.
bu noktada herhangi bir kesimi savunmuyorum sadece sürekli vurunca acıtamaz, uyuşturursunuz diyorum. ara ara diyin diyeceğinizi ama sağlam gelin. can yakmak süreklilik değil gereklilikle olur.
eski menajerinin ''yanında ki sevgilim dediği maaşlı elemanı, tolga eşcinsel'' dediğini hatırlıyorum. kulaklarımla duydum. ama konduramadım. şimdi şu görüntülerden sonra buna emin oldum;
lakin eskisi kadar yazasım gelmiyor buralara. bir şeyler soğuttu beni burdan. gerçi eskiden de aşırı yazmazdım ama artık daha da azaldı yazmalarım.
garip bir vantuz bu sözlükler, insanın içindekileri emiyor. yine de her şey senin elinde. temiz yanlarını verirsen eğer içindeki bütün temizliği emip pislik bırakıyor geriye.
erken akıllanan pisliklerini verir buralara. emsin ki temizler yine bana kalsın diye.
belki de bütün pisliklerimi çoktan emdi. belki de artık pislik üretemiyorum.
etraf çok pis. çoğu bilmeden pisliğini vermiş sözlüğe. pislikten ibaret olanlar bilinçsizce yapmış bunu.
hamama giden kralın hamamı gibi burası.
kral yatar ve tellak gelir kralı keselemeye başlar. keseledikçe kir çıkar, kir çıktıkça kral keseletir kendini...
derken kral yok olur. herkes tellaka hesap sorar ve tellak ''nereden bilebilirdim ki kralın kirden ibaret olduğunu'' der.
işte bu sözlükte eninde sonunda diyecek bunu. ''nereden bilebilirdik bu kadar bok adamlar olduğunuzu'' diyecek. yok olacaksınız hepiniz, ben de yok olucam ama şansım var ki bunu ben kendi kendime yapıcam. sizin gibi masum sandığınız bir kese esnasında ne olduğunu anlamadan suya karışmayacağım.
söz konusu koku ''eski'' sevgilinin kokusuysa; uğruna her gün tanrıya yalvarmak zorunda kalacağınız şeydir... ''allahım yalvarırım son bir kere daha çekeyim şu kokuyu içime'' , ''keşke son bir kerecik daha çekebilsem şu kokuyu içime'' dersiniz.
öylesine bağımlılık yapar. acısı öylesine derine işlenir.
keşke son bire kerecik daha çekebilsem kokusunu içime.
bu bir nevi sürekli şekil değiştirmektir. çünkü kadın dediğin cinsel objenin ruh hali sürekli değişir. her dakika ve her saniye bir erkekten beklentileri farklı olur.
biz erkeklerin bu sürekli devinim içinde olan beklentileri anında anlayıp ve anında o isteğe göre şekil değiştirmesi imkansız kadar bile ihtimalli değildir.
o nedenle erkeğin beklentilere göre şekil değiştirmesi değil, kadını kendi beklentilerine göre şekillendirmesi ve onu bu yönde ''eğitmesi'' daha mantıklıdır.
avusturya'ya türkiye'den kalkan tek otobüs şirketi varan'dır. 200 avro kadar bir fiyat çeker. lakin yolda gerillalar önünüzü kesip şöforden haraç alıyor. endişeye mahal yok, 700 avro kadar verip kurtulunuyor.
dünya nüfusundaki artışa bakılırsa, sadece nüfus azalması için bile desteklenecek istektir. hayır bu desteği gaddarlar ya da dar görüşlüler vermez. kaynakların nüfus fazlalığından dolayı tükendiğini ve suç oranının yine nüfus fazlalığından dolayı çoğaldığını bilen her orta zekalı verir bu desteği.