bir tutam ot
1149 (öncelikli)
beşinci nesil yazar 14 takipçi 88.18 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    metallica feat mabel matiz

    1.
  1. farazi düettir.

    11 ...
  2. çapulcu hareket partisi

    1.
  3. "çapul partisi" demek daha iyi olacaktır. kısaltması da "çap" olur. sloganı da hazır. "çap"sızlara kapak olsun!
    1 ...
  4. doydurma

    1.
  5. annenin dondurma kabını saklama kabı olarak kullanarak içine dolma, köfte vs. koyup oluşturduğu yiyecektir. gece yarısı buzlukta dondurma bulduğunu sanarak hazine bulmuşçasına oluşan sevinç köfteyle karşılaşınca yerini bir şaşkınlığa bırakır. daha sonra ise köfte, sarma ne varsa afiyetle yenir ve yine mutlu olunur.

    tespit: umut sarıkaya kavramı isimlendiren: burak aksak
    0 ...
  6. erdoğan ın hala eylemin amacını anlayamaması

    1.
  7. eylemin haklılığının ispatıdır. gün değil haftalar oldu. ama başbakanda henüz herhangi bir kavrayış yok. sokaklara dökülen kim? türk halkı. ne istiyor? daha yaşanılabilir bir türkiye. peki o ne diyor:

    "Yarın istanbul mitingimiz var, Taksim Meydanı boşaldı, boşaldı, yoksa güvenlik güçleri boşaltmasını bilir."

    işte problem tam olarak da bu. zorla bir şeyleri kabul etmekten sıkıldı bu millet. hükümetin kendisinin amiri değil memuru olduğunu hatırladı. ve haklarını aramak için parktaydılar. hala anlayamadınız mı?
    4 ...
  8. taksim gezisi

    1.
  9. günümüzde taksim gezi parkı olarak bilinen parkın gerçek adıdır. "gezi" kelimesi "park" kelimesinin türkçeleştirilmişi olarak düşünülmüştür. ama park kelimesi baskın gelmiş, gezi sözcüğüyle birleşerek bugünkü ismi oluşturmuştur.

    kaynak: murat bardakçı
    0 ...
  10. yabancı başbakan transfer etmek

    1.
  11. ironik öneridir. en azından başarısız olduğunda direk kovabiliriz.
    0 ...
  12. hiçbir memurumu öğrencimin üzerine saldırtmam

    1.
  13. karabük emniyet müdürünün açıklamasıdır. helal olsundur!

    http://twicsy.com/i/BvKaLd
    8 ...
  14. bu olaylar iktidarımızın başarısının göstergesi

    1.
  15. fatih portakal dan direnişe destek

    1.
  16. helal olsun dedirten yayındır. bir saate yakındır sadece direniş görüntülerini gösteriyor. ve açıkça rengini belli ediyor. umarım yakında kovulmaz!
    2 ...
  17. melih gökçek eylemcileri vatan haini ilan etti

    1.
  18. çok da iyi güzel olmuştur efendim. kendisine tek bir şey demek istiyorum. duygularımız karşılıklı!

    http://www.internethaber....ini-ilan-etti-542593h.htm
    5 ...
  19. taksim için insan olmak

    1.
  20. günlerdir süren gezi parkı direnişi için gerekli olan yegane şeydir.

    solcu ya da sağcı olmak gerekmez bu eyleme destek vermek için. beşiktaş, fenerbahçe, galatasaray ya da başka takım taraftarı da olmak gerekmez. insan olmak yeterlidir. çünkü insanlığa saldıranlara karşıdır bu direniş. insana karşıdır.

    akp özelinde insana yönelik bütün zulümlere karşı gösterilmesi gereken haklı bir tepkidir. sadece bunun için bile saygı gösterilmelidir. şu unutulmamalıdır ki seçtiğimiz yöneticiler sadece ama sadece bizim adımıza bazı kararlar almak için oradadırlar. onlar tanrı değildir. onlar peygamber değildir. onları günümüzde olduğu gibi firavunlaştırmak günah olduğu gibi demokratik sistemin de katilidir.

    hangi ülke ve hangi yönetim birimi olursa olsun halkın amiri değil memurudur. bu direnişten sadece bu farkındalık çıksa bile yeterlidir. halklar yönetimler var olduğu için var olmaz. yönetimler halk olduğu için var olur. yakın geçmişte gördüğümüz gibi halkın ciddi bir şekilde örgütlenerek istemediğini dile getirdiği yönetimler ayakta duramaz.

    polis günlük hayatın düzenli akışını sağlamak için vardır. hükümetin isteklerine karşı gelenlere saldırmak bir iç savaş belirtisidir. bu ülkenin içinden çıkmış olan polis kuvveti bugün içinden çıktığı halkla çatışma içindeyse bunun sorumlusunun halk ve hatta polis kuvveti olmadığı aşikardır.

    günün birinde elbet akp yönetimi de bitecek. ne zaman olur bu bilinmez. ama asıl soru işte o zaman ne olacak? yeni bir merkez sağ partisi mi toplayacak oyları? yahut koalisyonlar çıkmazına mı girecek ülke tekrar? asıl soru bunlar olmalı kanımca.
    0 ...
  21. fethullah gülen artık aşırı değil

    1.
  22. adnan oktar'ı gördükten sonra tabi normal geliyor artık!
    1 ...
  23. nurhayat kavrak demirkubuz

    2.
  24. saat 15 50 de uyanmak

    1.
  25. sabaha karşı veya düpedüz sabah yatıldığının göstergesidir. öğrenci eylemidir.
    0 ...
  26. bu adam benim babam dedirten anlar

    1.
  27. babayla gurur duyulan anlardır. (not: başlık başa!)

    (bkz: bu adam benim babam)
    0 ...
  28. brazzers kelimesini en çok arayan ülke

    1.
  29. büyük ihtimalle türkiye'dir. ama izmir'in 2. olmadığı kesindir. zira izmir ülke değildir.
    1 ...
  30. yirmi yaş dişi çıkarmak

    2.
  31. bazen hiç hissedilmeden de gerçekleşebilen (bende öyle oldu!), ama genellikle kendini bayağı hissettiren olaydır.
    0 ...
  32. 26 mayıs 2012 banvit anadolu efes maçı

    3.
  33. 6:15 kala efes'in 64-61 önde olduğu maçtır.
    0 ...
  34. cem yılmaz budan

    1.
  35. "Gidenlerin Ardından" isimli kitabın yazarıdır. ayrıca lisans tezini de "oğuz atay" üzerinde yapmış.

    ayrıca an itibari ile kral çıplak'ta konuktur.
    2 ...
  36. uçan top

    1.
  37. çocukluğumuzda kalan oyuncağın adıdır. bir şey ifade etmemiş olabilir tanım ama resme bakınca hatırlayacaksınız. bilgisayarsız çocuklukların oyuncaklarından biriydi kendisi.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/261893/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/261894/+
    1 ...
  38. sebepsiz sevgi

    1.
  39. en sağlam, en iyi, en nadir sevgi çeşitidir.

    (bkz: sevgi anlaşmak değildir nedensiz de sevilir)

    dişi : beni seviyo musun?
    erkek : tabi ki.
    dişi : peki , niye?
    erkek : her türlü giderin var. götün muhteşem.

    kanka 1 : ne kral arkadaşız be. yüzyıl geçse bitmez dostluğumuz.
    kanka 2 : bişi sorcam kank. sen beni niye bu kadar yakın görüyon.
    kanka 1 : zenginsin olum. araban var. çevren geniş. kızlar mızlar. daha ne olsun.

    görüldüğü gibi ne tür olursa olsun sebebi bulunan sevgiler gerçek sevgi değildir. kimse böyle bir durumda olmak istemez. herkes aşağı yukarı şöyle bir şey ister :

    dişi : beni seviyo musun?
    erkek : tabi ki.
    dişi : peki , niye?
    erkek : bilmem.

    kanka 1 : ne kral arkadaşız be. yüzyıl geçse bitmez dostluğumuz.
    kanka 2 : bişi sorcam kank. sen beni niye bu kadar yakın görüyon.
    kanka 1 : bilmem.

    eğer buralardaki "bilmem" cevapları samimiyse tadından yenmez. gerçek sevgi "sebebi bilinmeyen sevgidir". "istemsiz gelişen sevgidir". daha ne diyeyim?
    4 ...
  40. mehmet ali birand ın ts fb maçı yorumu

    1.
  41. anlam verilemeyen yorumdur.

    --spoiler--
    Mehmet Ali Birand @mabirand32gun
    FB buyuklugunu gosterdi. Trabzon cok ciliz idi. Trabzon seyircisi de tebrik edilmeye layikti. Taskinligi bir yerde sinirli tuttu.
    --spoiler--

    kaynak: http://twitter.com/# !/mabirand32gun

    sınırlı tutulan taşkınlık buysa sınırsız olanı ne olacaktı acaba?
    1 ...
  42. colman ın emre ye yaptığı hareket

    1.
  43. insanın aklının almadığı harekettir. colman emre'yi yere düşürmüş ve yerdeyken de tekme atmıştır.
    1 ...
  44. ayakkabı çalınmasın diye camiye takunyayla gitmek

    1.
  45. pek gerçekleşmeyen hadisedir. genelde eski ayakkabı ya da terlikle gidilir.
    0 ...
  46. zehirli süt olayındaki asıl suçlu

    1.
  47. son günlerde gündemi çalkayan zehirli süt olayının perde arkasındakidir.

    açıklıyorum efendim.

    inektir.

    evet yanlış duymadınız.

    sütün sağıldığı inektir.

    komplocu inek!

    - sütle hükümetin devrileceğini sanan mallar varmış abi.
    + nası ya. bu olayda da mı biz suçluyuz? yuh artık!
    - peki kim suçlu?
    + ineği bulun bana.

    ve manşetler:

    - inek suçunu itiraf etti: artık kullanıldığımı hissediyordum. yaptım. pişmanım.
    - asıl suçlu inek: şeytana uydum!
    - suçlu yakalandı: zehirli sütün sağıldığı inek ön bacaklarından kelepçelenip karakola götürüldü.
    - hiç mi insafın yok inek: amacım ses getirmekti.
    - böyle inek olmaz olsun: son kardeşim de mezbahanın yolunu tutunca planladım bunu.
    14 ...
  48. clgnturk37

    16777209.
  49. nickiyle kelebek'ten, mirc'ten kopup sözlüğe aktığını düşündürmüştür. hoş gelmiştir.
    1 ...
  50. sega mega drive vs playstation one

    ?.
  51. çocukluklarımızın hayallerini süsleyen iki oyun konsolunun karşılaştırılmasıdır. ilk "lan 16 bit'lik ateri varmış lan! götüntüsü süper! oyunlar bayağı uzun falan." cümlesini duyduğum zamanı hatırlıyorum. ve o zamanlar ilçemizde böyle atari işleriyle uğraşan saygısever ticaret'e koşuşumuzu. almak için mi peki bir sega? tabi ki hayır. sadece camın dışından bakabilmek için. en az yarım saat baktık camın ardından sega'ya. o bizim için ulaşılması imkansız bir düştü. aslında hepimizin evinde atari vardı. terminatör, game star ya da benzeri tırt konsollar. fakat hepimizin aklı da sega'daydı. aramızdan en piç olanı atladı hemen:

    + oğlum benim trabzon'daki akrabalarda vardı. almanya'dan almışlar. oynadım ben.

    hepimizin dibi düştü tabi. "lan herif sega oynamış. 16 bit amuğa goduğmun makinası." düşünceleri hepimizin beyninde dalgalanıyordu. fakat grubun sözcülüğünü üstlenen şahsımdan şöyle bir soru yöneltildi piç insana:

    - nasıldı la?
    + çok iyiydi. görüntü falan çok net.(diğer tırt aterilere göre tabi.)
    & hadi ya. keşke bizde görebilsek.

    birkaç saniye sessizlik oldu. ve benim aklıma dahice bir plan geldi. yani o zamanlar çok dahice olduğunu düşünmüştük. dükkana girip sega'yı satın almak istediğimizi söyleyecektik. bizim piç arkadaş daha önce sega gördüğü ve hatta oynadığı için o bizim sega uzmanımız olacaktı. ve almaya niyetli olduğumuz! sega'yı deneme bahanesiyle biraz oynama şerefine nail olacaktık. hazırdık. daldık dükkandan içeri:

    - selamün aleyküm.
    / aleyküm selam çocuklar. kasetler orda. seçin ordan. (o kadar gitmişiz ki kaset almaya herif bizi ezberlemiş.)
    - yok abi. biz şu sega'yı alacaktık. bi deneyebilir miyiz? çalışıyorsa alalım biz onu.
    / siktirin gidin lan. alay etçek başka birini bulamadınız mı? yakalarsam çekerim kulaklarınızı. sega alcaklarmış. kaç para lan o biliyonuz mu?

    kaç para olduğunu cidden hatırlamıyprum. ama bizim alamayacağımız kadardı o kesin. cebimizdeki paraları toplasak, ikiyle çarpsak anca bir kolunu alabilirdik belki. neyse günler böyle akıp geçti. ben çarşıya her uğradığımda saygısever ticaret'in önünde sahibi beni kovana kadar durup hayallerimi süsleyen sega'yı seyretmeye devam ettim bir süre. ta ki bizim mahalle yeni bir haberle çalkalanana kadar:

    + lan pleysteşın diye bişe çıkmış. atatürk parkı'ndaki kafede varmış.

    bu cümle bizim için bir kurtuluş gibiydi. esaretimizin son bulduğunu müjdelercesine yankılanıyordu kulaklarımızda. sega esaretimiz bitmişti nihayet. evlere dağılıp babalarımızdan maddi destek aldıktan sonra ilçemizin öteki ucundaki atatürk parkı'na doğru yola çıktık. o kadar heyecanlıydık ki koşar adım yürümemize rağmen yol sürekli uzuyor gibiydi. o yol bana bir daha hiç o kadar uzun gelmemişti. yolda da kurtarıcımız "pleysteşın" hakkında beyin fırtınaları gerçekleştirmeyi ihmal etmemiştik:

    - nası bişeymiş la bu pleysteşın?
    + cd'yle çalışıyomuş olum.
    * cd ne la?
    - böyle yuvarlak, parlak bişe.
    * çok kaliteli olur o zaman o. (10 saniye önce öğrendiği bir şeyin hemen uzmanı olmak.)

    en sonunda varmıştık kafeye. içeri girdik. tıklım tıklımdı içerisi. görevliye pleysteşın oynamak istediğimizi söyledik. o ise sırada hayli insan olduğunu söyledi. ve ekledi:

    % bekleyecekseniz isminizi yazayım.
    - yaz abi yaz sen.

    4 kişiydik. ikimiz yazdırdık isimlerimizi iki masa yaparız diyerekten. fakat olmadı. o gün bize sıra gelmedi. hava iyice kararmaya başladığında daha bize 10 küsür kişi olduğunu öğrenip mahalleye dönmeye karar verdik. hayalleri bir kez daha yıkılmış 4 çocuk kararmak üzere olan havaya rağmen mahallemize dönüyorduk. mutsuzduk.

    eve yaklaştığımda annemin beni kapıda beklediğini gördüm. "ahan da zopa da geliyor." dedim içimden. fakat yaklaştıkça annemin sinirli değil endişeli olduğunu fark ettim. bu beni bir nebze de olsa rahatlatmştı. biraz daha yaklaşınca annem seslendi:

    = nerdesin oğlum? meraktan öldük.
    - arkadaşlarlaydım anne.
    = gir de üstünü değiş. akrabalara gidicez.
    - istemiyom akraba falan ya. gitmicem ben.

    tabi ki gittik. fakat onun hayatımın en mutlu gecelerinden biri olacağını tabi ki bilemezdim. akrabaların evine vardık. tam olarak neyimiz olduklarını hatırlamıyorum. hoş geldiniz faslı bitip sohbet koyulaşmaya başlarken ben ve hemen hemen akranım olan akrabamızın çocuğu sıkıntıdan patlamak üzere olduğumuzu belirtir hareketler sergilemeye başladık. ve bunu anlayan annesi bizi çocuğun odasına gönderdi. o odada hayallerimi süsleyen, koca bir gün uğruna beklediğim pleysteşın bizi bekliyordu. fakat ben onu ilk başta fark etmedim. odaya girip biraz mal mal takıldık. ben daha fazla dayanamayarak lafa girdim:

    - sıkıntıdan patlıcam. bişeler oynayalım bari.
    ^ playsteşın oynayalım.
    - what the hell are you talking about man?

    o kadar şaşırmıştım ki bir anda ingilizceyi sökmüştüm. hemen oynamaya başladık tabi. bir yere misafirliğe gittiğimizde beş dakikada bir anneme gidelim diye yalvaran ben, bu sefer biraz daha diye yalvarıyordum resmen. ama nihayetinde bitmişti pleysteşın'la ilk buluşmam. eve dönerken ise içimde çok derin mutluluklar vardı. bir yandan da ertesi gün arkadaşlara pleysteşın maceralarımı nasıl anlatacağımı düşünüyor, iyice gaza geliyordum. artık kendimi nasıl kaptırdıysam, garip sesler çıkarmış olmalıyım ki babam döndü ve sordu:

    # ne yapıyon sen?
    - o kadar mutluyum ki baba.
    # ne oldu?
    - pleysteşın çok güzeldi ya. bana da alsana bi tane.
    # parası da güzeldir ama.

    bu alamayız demekti. fakat bu bile beni mutsuz edemezdi. pleysteşın oynamıştım be. ertesi sabahın gelmesini iple çekiyordum.

    sabah ilk iş kahvaltı bile yapmadan sokağa fırladım. yolda gördüğüm her arkadaşa pleysteşın oynadığımı, nasıl güzel olduğunu falan anlatıyordum. bir zaman sonra kendimi etrafımdaki 10 küsür çocuğa hitap ederken buldum. biri sordu:

    + nasıldı la?
    - çok iyiydi. görüntü falan çok net.(sega'ya ve diğer atarilere göre tabi.)
    & hadi ya. keşke bizde görebilsek.

    gördüler. o gün yine gittik o kafeye. yine epey bekledik. bu sefer sıra geldi ama. oynadık. doyasıya oynadık. ben tabi ki pleysteşın uzmanı olarak onlara yol gösteriyor, bir nevi havamı atıyordum. işte böyle başlamıştı bir neslin sega ve pleysteşın'la imtihanı.
    2 ...
  52. gazoz kapağı

    49.
  53. çocukken oynamak üzere biriktirdiğimiz nesnedir. nam-ı diğer "çanga"dır. bizim oralarda gazoz kapaklarına değer de verilirdi. mesela en kıymetlisi kızılay maden suyu kapağıydı. bira kapakları pek değerli değildi. çünkü çok bulunurdu.
    0 ...
  54. ben bu yazıyı burak aksak a yazdım

    1.
  55. burak aksak'a açık mektuptur.

    arkadaş sen bizi kanser etmeye mi ant içtin kana kana. galatasaray bir, sen iki. arkadaş tamam iyi yazıyorsun, gülüyoruz, eğleniyoruz, çok iyi dizi de. dizi finalleri de bir kerecik mutlu bitsin be bilader.(birader değil bak, bildiğin bilader. o kadar doluyum sana. anla.)

    pazartesi geceleri kuruluyoruz televizyonun karşısına. açıyoruz trt1'i. hop leyla ile mecnun. izle, gül, eğlen geçiveriyor zaman. ve final geliyor. hop çakıyorsun tokadı kaçıyorsun. olmuyor arkadaş. sonra bir hafta o iç burukluğuyla yaşa. niye yapıyorsun dostum bunu? niye?

    diyeceksin ki izleme o zaman. ama dizi güzel. gayet güzel. sadece şu dumur finallerden vazgeçmeni salık veririm. yoksa seni bir yerde görürsek ağzını burnunu kıracağız.(önce imza isteriz ama!)
    7 ...
  56. annenin soyup bıçakla uzattığı elma

    ?.
  57. dünyadaki en tatlı şeydir. kış günü sobanın olduğu odada televizyon karşısında gerçekleşir bu eylem. arkasından da nemli el bezi gelir. anneler candır.
    6 ...
  58. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük