ADD yani Atatürkçü Düşünce Derneği'nin Van'da yapmaya çalıştığı girişimdir.
Efendim şimdi aynen şöyle olmuştur:
'' ADD Ramazan ayının varlığını haber alır, bu ayda insanların ve bütün Müslümanların yardımlaşmasının zirveye çıktığını öğrenir. Bu durumda bir şey yapmak gerekir. Hem de 1 ay sonra referandum vardır. Yani hemziyaret hem de ticaret yapmanın tam zamanıdır. işte efendim bu dernek gider Van'da yoksullara yardım etmeye karar verir. Ancak yardım paketi için tuhaf bir liste hazırlanır:
4 paket makarna,
1 kilogram salça,
ve 1 adet "REFERANDUMA HAYIR" bildirisi...
Oysaki işte hani bu ADDli arkadaşlar siyasetten konuşmaya başladıklarında hep şu kılişe cümleleri kuraralardı. Yazık oldu.
Cesur ve başarılı insan.. Herkesin konuştuğu ama kimsenin iş yapmadığı bir ülkede başbakan olmak cesaret işidir. Şu anda dünya genelinde güncel konularda çok başarılı işler çıkarmakta..
Hala statlarda askeri bir disiplin altında kutlanılan bayram.. konserler, açılışlar, festivaller vs veren Muhafazakar olarak tanınan siyasetçiler sayesinde halkın içine girmeye başlamıştır. Kemalistlere kalsaydık hala sadece uygun adım statlarda yürümeye devam ediyorduk. Her okulda düzenlenen bayram törenlerinde ''hazır ol, rahat ol'' emirlerinden bıkmıştım. Üniversite öncesi çocuklara allah kolaylık versin. Dayanmak zor iş.
Matematiksel eşitlikten anlamamanın ya da anlayamamanın bir işaretidir. Eğer bir cümleden feodal kavramı geçiyorsa, muhtemelen bir kavram kargaşası yaşanacak demektir. Trajikomik ifadeler bunlar..
Komik adamlardır aslında. Bu ülkenin tek sahibinin kendilerinin olduğunu düşünürler. Gün gelince kafalarının tası atıp, zıvanadan çıkıp ak partiyi düşüreceklerini iddia ederler. Efendim bir ak parti gider başka bir ak parti gelir. Hedefi ak parti'yi iktidardan düşürmekten başka bir şey olmayan bir partinin bu ülkeye verebileceği bir şey yoktur.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'nin tarihini bize hatırlattırdığı yazıdır. CHP kendi kurguladığı ve sadece kendi inandığı temiz tarihinin gözünün önünde kayıp gitmesini seyretmektedir. Bu durum Türkiye için hayırlı bir gelişmedir. Ne olduysa çok partili rejime geçtikten sonra oldu palavraları artık iyiden iyiye piyasaya çıkmaya başladı.
Ak Parti'nin iktidara gelmesiyle muhalefet partilerinin destekçilerinin kabızlık sorunudur.
Ak parti'ye oy vermiş kişileri aşağılıyan insanların Ak partiyi kötülerken ki bahaneleri hep aynıdır. ''Ülkeyi sattılar!!''
Ule kaç sene geçti, hala bitiremediler mi diyesim geiyor bazen... Adamlar iktidara geldiğinde bu memleket kurda kuşa yem oluyordu, artık sıfıra sağdan yakaşır aziyetteydi. Hal böyleyken Ak parti iktidarı 7 senedir bu ülkede yemek için bir şey bulduysa helal olsun demek gerekir.
Ayrıca Ak parti'ye oy verenlerin çoğu cahil, diğer partilere oy verenlerin hepsi mubarek aydınlık(?) insanlar. Türk eğitim sisteminden çıkmış insanlar CHP ve MHP sempatizanı olması çok doğaldır. Çünkü bu eğitim sisteminin içinden çıkmış üniversiteliler dahil hiç kimse doğru düzgün farklı düşünceleri içinde barındıran kitap okumazlar. Zati doğru düzgün kitap okudukları, araştırma yaptıkları da yoktur. Yani bu ezberci eğitim sisteminden çıkmış kişilerin AK parti'ye daha az oy vermesi, Ak parti'ye oy verenlerin zeka sevyesini göstermez.
Zati bu eğitim konusunda özellikle Kemalistlar büyük çelişki içindedir. Eğer eğitimli insanlar Ak partili olmuyor ise, o zaman başörtülü kızların üniversiteye girmesine ses çıkarmayın. Onların da üniversiteye girince Kemalistler gibi aydınanması(?) gerekmez mi? Hem cemaat okullarına da destek vermeleri gerekir, Kemalistlarin.. Onlar da okudukça, ilim irfan sahibi oldukça Kemalist aydınlar(?) gibi olacaklardır.
Niye korkuyorsunuz o zaman okuyan yazan insandan..??
Grup başkanvekli ile Genelbaşkan yardımcısının bir birine girdiği partidir.
Kılıçdaroğlu: Özür yetmez, gereğini yap; Öymen: Beni en çok sen alkışladın
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in Meclis'teki konuşmasında 1937'deki Dersim isyanının bastırılmasını terörle mücadeleye örnek göstermesine tepkiler büyüyor.
Taktir ettiğim bir partidir aslında. Bu kadar yenilgiye rağmen muhalefette kalma rekorunu kırmak uğruna yoluna devam ediyor. Bu seçimde de hüsrana uğrayacak parti.
Ankara'ya kum şehirlerin kurulacağı uluslararası festivaldir.
Ayrıntılar;
1. ULUSLARARASI KUM HEYKEL FESTiVALi BAŞLIYOR
Başkent Ankara, 3 ay boyunca çok özel bir etkinliğe ev sahipliği yapacak. Ankara Ticaret Odası''nın (ATO) ev sahipliği ile gerçekleştirilen ''1. Uluslararası Kum Heykel Festivali'' başkentlileri, kimi zaman Ankara'nın simgeleşmiş yapılarında gezintiye çıkaracak, kimi zaman da mitolojik efsanelerle baş başa bırakacak.
Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, Ankara'da görsel bir şölen yaşatacak etkinlikte, ziyaretçiler heykel yapımını yakından izlemenin yanı sıra, oluşturulan sosyal etkinlik alanlarında keyifli vakit geçirebilecekler.
ATO'nun Söğütözü'ndeki tesislerinin yanındaki alanda yarın başlayacak olan festival çerçevesinde sergilenecek olan ve her gün 10.00-24.00 saatleri arasında görülebilecek kum heykeller, 3 ay boyunca ziyaretçilerini ağırlayacak.
-35 SANATÇI ÇALIŞACAK-
ATO'ya ait 10 bin metrekare genişliğindeki alanda oluşturulmaya başlanan ''Kum Şehri''nde, 20'si Rusya, Ukrayna, isviçre, Belçika ve iran'dan olmak üzere toplam 35 yerli ve yabancı heykeltıraş sıra dışı becerileriyle kuma hayat verecek. Festivalde 10 bin metreküp Kızılırmak ve Kırıkkale kumu kullanılacak.
Kum Şehri'nde, heykeller büyüklükleriyle de göz dolduracak. Ana heykelin 15 metre olması planlanan kum şehrinin teması ise dünya medeniyetleri ve mitolojik efsaneler olacak. Sanatçılar aynı zamanda, Ankara'nın simgesi haline gelen Anıtkabir, Ankara Kalesi ve Kocatepe Camisini de kumdan heykellere dönüştürecek.
Açıklamada, 3 ay boyunca açık olacak kum şehrini ziyaret edenlerin keyifli vakit geçirmesi için de her şeyin düşünüldüğü belirtilirken, ziyaretçilerin, Fransız ve Çin mutfağından fastfood ürünlere kadar geniş bir yelpazede yemek yiyebilecekleri alandan, müzik ve çeşitli sosyal ünitelerin bulunduğu bildirildi.
-RAMAZAN'DA ANKARA FESHANE-
Açıklamaya göre, her Cumartesi günü havai fişek ve projeksiyon gösterilerinin de yapılacağı festivalde, latin, caz ağırlıklı müzik gruplarının yanı sıra pek çok rock grubu da sahne alacak. Ramazan ayında da açık olacak kum şehri, yine başkentlilere unutulmayacak Ramazan eğlenceleri sunacak. Bu ay içerisinde alanda istanbul Feshane'dekine benzer çeşitli Ramazan eğlenceleri düzenlenecek.
-ÜCRETSiZ OTOBÜS KALKACAK-
Her gün saat 10.00'dan gece 24.00'e kadar açık kalacak kum şehrine ulaşım da sorun olmayacak. Ankara'nın en merkezi yeri Kızılay Necatibey Caddesi köprü altından Cumartesi günleri saat 12.00, 14.00 ve 16.00'da ücretsiz otobüsler Ankaralıları bu masal diyarına ulaştıracak.
-ATO BAŞKANI AYGÜN-
ATO Başkanı Sinan Aygün ise yazılı açıklamasında, çok önemli bir uluslararası festivale öncülük ettiklerini belirterek Ankaralılara bir festival kazandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdi.
Festival sırasınca Türkiye'nin her tarafından ziyaretçilerin Ankara'ya geleceğini umduklarını belirten Aygün, ''Ankara'yı yeniden kültür ve sanatla buluşturuyoruz. Uluslararası sanatçılarımız Ankara'nın tarihi simgelerini kum heykellerle yaşatacaklar. Festival sırasında sürpriz heykellerimiz de olacak. Su gitti ama kum kalacak'' dedi.
Başka çaresi kalmamış demekki dedirten durum. Arkadaş şişmanın halinden şişman anlar. Azıcık kiloluda olsan ne biçim sosyal baskı altında kaldığınızı düşünemezsiniz bile..
Bir arkadaşınız uzaktan sırıtarak gelir.
-Ulen ne güzel bir gün, bak adam sırıtarak geliyor, dersin.
ancak adam bir anda sırıtma eyleminin nedenini yumurtlar.
-Abicim sen kilo mu aldın?
-Hönk.. Yuhhh...
Tamam çok kötü bir şey ancak insanı yönlendiren birde sosyal çevre olduğunu unutmamak gerek.
En son görüşmemizde nargileyle suikasta uğramış kişilik.
Nargilenin üzerindeki jelatin benim bildiğim yanmaz bir kağıttır, ancak olmaz oldu ve maganugus gözümün önünde nargilenin jelatinin alevlenmesi ile birden pöff diye yanıp tutuştu. Sanırım nargilenin altındaki sıvı benzindi. Yoksa böyle bir olaya şahit olamazdık.
12 sene sürekli papağan gibi bilgileri ezberlemek zorunda olma durumu..
Öğrenci 17-18 yaşına geliyor ve ezberlediği hiç bir bilgi işine yaramıyor.17-18 yaşına gelmiş hiç bir meslek bilgisi olmadığından ÖSS gibi at yarışına benzeyen bir sınava girmek zorunda kalıyor.
At yarışını kazanamayanlar geleceğe ümitsiz bakıyor, çünkü 12 sene sürekli bir şey ezbelemek zorunda kalmıştır. Hiç bir mesleki bilgisi yoktur.
Öss ( At yarışı)yi kazananlarda bir müddet seviniyor, onların içinde de şanslı azınlık geleceğe güvenle bakarken büyük bir çoğunluk üniversite diplomasının hiç bir şeye yaramadığını gördüğü için gelecekten beklentisi azalmaya başlıyor ve depresyone giriyor.
Yani sözün özü Üniversite ile birlikte 16-17 sene okumuş hiç bir işe girememiş milyonlar yaratılıyor bu sistemle..
Ayvalık sarımsaklı sahine bir haftalığına tatile gittiğimde öğrendiğime şerefine nail olduğum bok temizleyici araç... Ayvalık sarımsaklı sahilinde altyapı olmadığından evlerin altındaki bok çukuru her dolduğunda bu araç gelir, bokları çeker giderdi. Uzaktan yanlış görmediysem 50ytl almıştı. iyi iş.. Vidanjör işinde çok para var..
Ankaragücü'nün ilk yarıda sağlağı 2-0lık üstünlüğü ikinci yarı koruyamayıp Okan Öztürk'ün son dakika golüyle 2-2 biten; centilmenliğiyle, mucedelesiyle Ankara derbisine yakışacak güzel bir maçtı.