Çalışmak insanın dostudur. ihanet etmez ama hayaller öyle mi hayal kurarsın ve kurduğun hayallerin olma olasılığıda bir hayli düşüktür. Bu yüzden çalışmak değil hayal etmek insanı mutsuz eder çünkü hayaller genelde gerçekleşmez.
insanlar değiştiklerini söylerler. Ve bunu çevrelerindeki insanlar yüzünden yapmak zorunda kalırlar. Değiştiğini söyleyen kişiyi olduğu gibi kabul etmezler. Değişmek, değiştim demek yalandan başka bir şey değildir. Değiştim diyen insan çevresiyle sıkıntı yaşayan insandır. Çevresi tarafından kabul görebileceği biri gibi davranmaya çalışır. Girdikleri yeni kişiliği zoraki bir şekilde sürdürmeye çalışırlar ama gün gelir dayanamayıp patlarlar. Ve her şey daha kötü sonuçlanır. Kimse değişmek zorunda değildir. Herkesin kendini olduğu gibi kabul edecek insanlar ve yerler vardır. Kısacası insanlar değişmezler, değiştikleri yalanını söylerler.
Gelecek endişesi, kaygısı duyan insandır. Geleceği sürekli iyi olacakmış gibi tasarlar, şekillendirir zihninde. Ama bu olmayacaktır çünkü insanların gelecekle ilgili hayalleri fahiştir. Gelecekle ilgili sürekli hayal kurduğu için de gelecekte çok üzülecektir. Çünkü hayaller gerçek değildir ve olmama ihtimalleri vardır. Bu insanlara bu olduğunda da hiçbir şey başaramadıklarını düşünüp, üzülmeye mahkum olurlar. Halbuki geleceği düşünmeden, hayal kurmadan sadece çalışsalar bunların hiçbiri olmayacak. Hayal kurmak insana ihanet eder ama çalışmak ihanet etmez. Çalıştıkları kadarının karşılığını aldıklarında kendilerini başarısız hissetmeyecekler.
Ve bunun farkında olmaktır. Kabullenmektir. Bunun farkında olup bir şeyler yapmak erdemdir. Cahilliğinin farkında olmayıp "kitap okumak cahillerin eylemidir" demek salaklıktır, ahmaklıktır. insanın kendisini kandırmasından başka bir şey değildir. Kendini kandırdığü gibi başkalarını da kandırmak ister. Acınası insandır gözümde. Bu insanlar cahilliklerini de yaymak isterler. Bunu söyleyen kişinin yanındaki insanlar bakarsak onlar da aynıdır.
insanların dışarı çıkmayı bırakmasıdır. Birine çarpmamak için gayret vererek yürüdüğüm yollarda 2-3 kişinin görünmesidir. Rahat rahat yürüyerek sigara içebilmektir, kimseyi yakma endişesi duymadan.
Kıymeti bilinmeyen mücevherdir. insanların gözünde asosyal olarak görülürler. Halbuki alakası yoktur. Benim gibi yalnızlığı seçen insanlar da vardır. Tam bağımsızlık demektir. Bir şeyi yaparken birine sormak gerekmez. Başkalarının fikrine uymak zorunda kalınmaz. Her şeyin üstesinden tek başınıza gelirsiniz. insanı olgunlaştırır. Erdem kaynağıdır.
Konuştuğunuz her dakika susmak istemiş olduğunun göstergesidir. Sadece dayanabildiği kadar dayanmıştır. Sizin de size bu kadar katlandığını anlamanız lazım ve ona borcunu ödemek için daha fazla konuşmamaya çalışmamanız gerekir. Devamında Kendinizi daha iğrenç bir duruma düşürürsünüz.
şunu diyebilirim sevdiğinizi bilip de sevmiyorsa düşünmeyin sevmez. Sevdiğinizi bilmiyorsa ve siz de söylemiyorsanız siz de şunu biliyorsunuz demektir, bu kişi sizi sevmez. Kimse belki bir gün diye beklemesin. O gün gelmeyecek, kendinizi kandırmış olursunuz sadece.
Zorunda da olmamalarındandır. Ben kimseyi sevmiyorum, kimse de beni sevmiyor. Seviyorum diyen varsa yalancı ve aşağlıktır. Burada biri size seni seviyorum, yazdıklarını seviyorum derse inanmayın. insanların sizi tanımadan sevmelerine imkan yoktur. Çünkü her insan "ben dış görünüşe önem vermem." Desede verir. Bu külliyen büyük bir yalandır. insanların ağzından duyduğum en iğrenç cümlelerden 3 veya 4. Sıraya yerleşebilir. Bu insanlar sizinle reelde görüştükten sonra bir daha arayıp sormayacak insalardır. Fiziksel görünüşünüze gördükten sonra sizden uzaklaşırlar. Ben yazdıklarını seviyorum diyen insanlara da inanmayın. Bu tamamen kıskançlıktandır ama kıskandığını da belli etmek istemez. Yarın bir gün onun düşüncesine ters bir şey yazdığınızda, itin götüne sokup sokup çıkarır. Bu da size olan kıskançlık duygusunun içinde birikip, dışa vurumudur. Kısacası seviyorum diyen insanlara inanmayın amk.
Bok atsan yapışmayacak tiplerdir. Kendi iğrençliğinizi insanlara göstermek zorunda mısınız amk? Siktirin gidin mapus hayatı mı sürersiniz, zindanlara mı düşersiniz bilmem ama siktirin gidin. Allah bana bu gözleri sizin gibi habeş maymunundan kırma yassı solucanları görmek için mi verdi lan.
Ben belki büyüdüm çay içecek yaşa geldim ama babam sormadan hep oralet söylerdi. Ne zaman oturduk "ne içiyosun" dedi, büyüdüğümü anladım. Şimdilerde çaydan sıkılıp oralet içtiğimde bir gerçek. Eskileri özledim heralde.