Çizilmişti kaderimiz biz umut ettik ancak
Gönlümüzden aktı zehir düşünceler alçak
Sırtımızda bıçaklar var aklımızda sorun
Birde yalnızlıkla beraber bu cehennemde yanmak
Sabahın köründe tüm duygularım derinde
Sen gördün mü insanlar üzülmekte benimle
Gecenin bi vaktiydi ben kendime gelince
Anlamıştım kimse yok artık bıraktığım yerimde
Hayallerim vardı tutup bataklıktan çıkardığım
Göğsümde hissederdim yüzündeki sıcaklığı
Sonra geldi elvedalar yakamızdan düşmedi hiç
Şimdi götür ne varsa şu beynimde bıraktığın
Hüzünlü bulutlar bu şehre yağmur yağınca
Sürüklendim öylece ben takılı kaldım ağında
Ne varsa yazdım canlı çıkmasamda yarından
Şarkılarım kalırlar hiç ayrılmazlar yanımdan
Düşünmeden kalktım hayat ilerledikçe berbat
Çıktığım yolun sonunda bekliyorsa cellat
Hangi mezar kaç paradır derdi sokup deş yaranı
Gelirken et-kemiktik biz, giderkende çıplak
Yok benim ustam bana sokaklarda rastlarsın
istersen selam verirsin istersende havlarsın
Saygı sevgi çıkar, hepsi sizde kalsın adamım okey?
Ben giderim anca sen de arkamdan el sallarsın.
içimde intihar meleklerim belimde bir silah
Ve kafama sıktığım fikirlerimde işledim günah
Bugünde yalnızım yanımda paronayak hayallerim
Bi'günde ansızın gelirsen bozulur morallerim
Aşkı s*ktir ettiğimde ya da s*ktirip giderken
Dikenli teller içine sarılı gözlerin rimelli
Sahte bakışlarını hissedip söversem aman
Okuduğun masal kitap neyse hepsi yalan dolan
Neyse ne tipim değil o kız benim s*kimdenmi
Tracklerim ve ben hayatın en büyük ritimleri
Çizili kalbimin içinde yapma dur bitirmeyin
Bayan sokakta yaşam nasıl acaba sen bilir misin
Şu an eminim sahte gözlerinde yaş belirtisi
Ve kapımdan geçenlerin hep buruktur hikayesi
2 el silah sesi kulaklarımda son kalan
Bilirsin ben yaparım eğer kafama koyarsam
Hiçbiriniz yoksunuz odamda ben hep yalnızım
Ve arada uğrayan suratların hatırası kaldı
Ben bu cehennemde mide bulantısı diyelim
Alkolu rızlaya sarıpta sek içen biriyim
Nakarat x2
Dönme Dünya Dursun Artık
Yanlış Yaptım içimden Atacaktım
Dönme Dünya Dursun Artık
Ya da ikinizi birden Vuracaktım...
Boş hayal peşindeler kapımda aşk mektupları
Benim umrumda olan tek şey sahne ve alkışlarım
Bana her yerini versen gözümde hiç değilsin
Kafamda hep bi yerde biraz delirme riskindeyim
Biraz yavaşla bu bana göre çok telaşlı bir savaş
Mayınlarında patlayan dumanlarıyla kaplayan
Sen komutan ben asker rastgelirse mermiler
Görüşürüz cehennemde yanlış yola sapmadan
Boyalı tırnağından izi çıkarmakta asetat
içimde yaramın izlerinde harman şimdi acid ot
Sende boksun gitte diğerleri gibi basit ol
Odama gömüldüğün saat arasında 9 - 10
Burası poligon hedefler aşkın içine gömdüğüm
Am*na kodumun karısının tipine mi sövmüşüm
Neyse s*ktir et bu aşk değil bu başka bir şey
ihanetin gözleriyle bak be görürsün bin şey
üç boyutlu bak hayat kalkınmayı öğretmedi
çeneni kapat bence saygıdeğer öğretmenim
verdiğin zayıf yüzünden evde huzur kalmadı
ben...
babamın gözünde şerefisizin önde gideniyim
kalbime attım ben façaların hemde en güzeli
elbet geçer bu günlerde elbet düzelir
elimi bıraksanda kalsam cehennemin ortasında
yine gelip bulurum senin canını üzeni
dedikodu değil eli kulağında onun
beni konuk edin o toplayamaz donu
hepinizden daha farklı yolum
biliyorum ben zoru sen kendini
koru bebeğim uçaçak donun
benim ritim günlüğümden çevir ve oku
sokaklarda kan esrar garip bir koku
kazın derin kuyuları yerin altındadır
yolum denk gelirsek anlarsın nedir gerçek konu
sigara içersen ölürsün diyorsun
benim kalbim kömürden seversen ölürsün
gönülden geçersem sanki bir ömürlük
gözlerinde kalır benim sadece son görüntüm ×2
emin ol sen yokken hayatım hiç değişmedi
sanki sen hiç yokmuşsun gibi davranmak istedim
attığım yumruklar bıraktı duvarda kan izleri
kendimi ben öldürdüm sen katilisin hislerin
alo orada mısın seni çok özledim
bu benim son konuşmam kararıyor gözlerim
söz verdiğim gibi hapların hepsi miğdemde şu an
belki bi kaç dakikası var tamamen ölmemin
zombi gibi yaşıyorum dumanlı ve yorgun
kaybetcek bi şeyin yoksa olmayacak korkun
her şeyi unutmak için olmak gerek daha olgun
da ben düşünmedim daha siz düşünürken korkun
anlamı yok artık gözümde taso ve misketlerin
seninkinden farklı değildir benim istediklerim
pisletin bu dünyayı pisletin ölsünler
bu yüzden sokaktayız çünkü bu istedikleri
sigara içersen ölürsün diyorsun
benim kalbim kömürden seversen ölürsün
gönülden geçersem sanki bir ömürlük
gözlerinde kalır benim sadece son görüntüm ×2
seni özlediğim günün arifesindeyim bugün
teşebbüsün intihara sürüklenen külüm
ve yanan kağıt parçasıdır sana yazdığım bi mektup
içindeki şiirleri açıp oku gülüm
ihanetin bedeliyle ölçüyorum bedelimi
yazılmış kaderin çoğu bahtsız ve bedevidir
hayatıma bilgi katıp çalıştım ben ödevimi
ben istemesem de beni birileri ele verir
içimde unutmuşum duyguları beslemeyi
huzur bulmak için bende şarkıları besteledim
aşkı kaybettiğim günün tarihini duvarlara yazarken
ben yaktım sana aldığım elbiseyi
değişmiyor hiçbir günüm suratlar aynı
değişen tek şey şafaktan bi gün daha attı
şu an kenevir kokan bi odada duman altı
bende ölene kadar çıkmak istemiyorum artık
bir yanımda savaş bir yanımda telaş
bir yanımda mermilerin hazırlığı rövanş
bir yanımda kalaşnikof bir yanımda aşk
ve de bir yanımı kaybettim durum biraz yavaş
söz yazmak için kendime hiç konu seçmedim ben
sokaktan esinlenip esen rüzgara hitaben
ruhum bedenimi parçalar evet aşk güzel şey
ve senden başka kimseye ben demedim bitanem
derin duyguları besler yaptığım her beste
melodi ve ritim duyduğum en garipten sesler
diss derler isteksiz istersen desteksiz
değişebilir aramızdaki bütün istekler
bana bakma ben akla bi hizmetim ahbap
çocukluğum yarı dizleri patlak
kutu gibi odaların içi yine çok dar
ruhum kayıp deki bedenime tutsak
kolaysa sen intihar et yaşayan bi ölüyken
rüyalarda tatmin olmuyorum kabus görürken
kendin için savaş benim için savaş
mutlu olur musun yavaş yavaş ölürken
bir yanımda savaş bir yanımda telaş
bir yanımda mermilerin hazırlığı rövanş
bir yanımda kalaşnikof bir yanımda aşk
ve de bir yanımı kaybettim durum biraz yavaş
Sən kimi Dəymədüşər
Birinin əlinə düşər
Bilmək olmaz həyatda
Dağ da dağla görüşər
Ay ay ay
Sən dayan mən danışım
Sənə səndən danışım
Sən dünəndə qalmısan
Mən bugündən danışım
Günahlarını say , mən yazıram say
Əlli dəfə bağışladım , yenə umdun pay
Sən kimi Dəymədüşər
Birinin əlinə düşər
Bilmək olmaz həyatda
Dağ da dağla görüşər
Ay ay ay
Son dəfə son arzu tut
Kipriyin gözündədir
Başqa bir şey demirəm
Çörəyin dizindədir..
vay vay vay...
Bitmez dertlerim peşimde tonla mevzu var ama sorunum yok
Basıldık dün gece kapımda bir ton polis var ama sorunum yok hiç
Bitmez dertlerim peşimde tonla mevzu var
Ama sorunum yok hiç
Ama sorunum yok hiç
Yerinize beni koyun bi kere
Demirden demir kere
Suyunu çıkardım nafile
Emirden gelen sele
Kapılmamam ne mümkün çünkü
Bu tamamen duygusal bi mesele
Şimdi derdimizi kesele
Nerenizden kan alsam bilemiyorum len
Çünkü hiç birinize güvenmiyorum ben
Düzelmez diyorsunuz düzeltiyorum
Sonra hemence bi çırpıda yok oluyorum birden
Ben yıllar önce canım düşünmeyi bıraktım
Mantıkla akılla tüm bağlarımı kopardım
Zamanında senin gibi gecelerce düşündüm
Ödülü tam kazandım dedim ve elimden düşürdüm
Bitmez dertlerim peşimde tonla mevzu var ama sorunum yok
Basıldık dün gece kapımda bir ton polis var ama sorunum yok hiç
Bitmez dertlerim peşimde tonla mevzu var
Ama sorunum yok hiç
Ama sorunum yok hiç
Karanlık bu yolları adım adım yürüdüm ben
Korkutmaz ölüm beni kaç arkadaşımı gömdüm
Bi tespih için ölen teodan mı bahsedeyim
Cezaevinden çıkar çıkmaz ölen Kubi’den mi
25 yaşında kendi kalbine sıkan Erciyes
23 yaşında aşırı dozdan giden ismail
Parasızlık yüzündendi bütün bunlar
Faruk kardeşime isabet etti ne yazık ki kör kurşunlar
Bitmez dertlerim peşimde tonla mevzu var ama sorunum yok
Basıldık dün gece kapımda bir ton polis var ama sorunum yok hiç
Bitmez dertlerim peşimde tonla mevzu var
Ama sorunum yok hiç
Ama sorunum yok hiç
götürsem türlü bağlara
el değmemiş güllere
üstünde soluklansa
erişebilse ümidine yine
bazen düşüremez insan kalbin ateşini
bazen yükseliyor candan aşıp nefesimi
bulursan bana söyle, niye böyle alev her yanım?
bu da geçer de, hepsi geçti, kaç kere söndü yangının?
Kişiyi kendinden soğutacak, şiddetle kınanacak bir eylemdir.
Konuşalı daha 1 saat olmuş yok beni herkes tanır, yok sen nasıl duymadın ilginç, yok genelde ismimi bilirler yüzümü bilmezler, ben genelde bana yazan olursa engellerim deyip bana yazmanla övünmen, yok bir ara geldiğinde söyle buluşalım ben arabayla gelirim arabasız gelmem demesi, bana ne ki bunlardan.
Sen, her gün köşe başlarında
Yırtık urbanla kirli ellerinle
Avuç açan, sefil insan.
inan yok farkımız birbirimizden.
Sen belki tüm yaşamınca dilenecek;
Beklediğin beş kuruşu biri vermezse,
Ötekinden isteyeceksin.
Ama ben, tüm yaşamım boyunca
Tek bir kez dilendim,
Bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim.
Öylesine boş öylesine açık kaldı ki elim,
Yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim.
Adam yoğun eleştiriye maruz kalınca tüm twitleri silip twitter' ı sildi, hala ne olduğunu anlayabilmiş değilim. Madem sözlükteki kişiler anonim o zaman yazılanları da dikkate almaması gerekiyor.
Nakarat
Nassı yani, nassı yani, nassı yani
Nassı yani bi gün ölücez
Nassı yani, nassı yani, nassı yani
Nassı yani bi gün ölücez
Nassı yani, nassı yani, nassı yani
Nassı yani bi gün ölücez
Nassı yani, nassı yani, nassı yani
Nassı yani bi gün ölücez
Verse 1
Nassı yani bi gün ölücez
Nassı yani bi gün ölücez
Bir-den her şey biter
Ölümüne içelim gel
Gününü yaşa, kaçarı yok
Geçiyo boşa ve başarıyoz
Kimisi gözüne kaş arıyo
Parası olanın saçası yok
Geç, geç bunları geç, hepsi test
Bana göre değil aga çok duydum
Bundan sonrası sessizlik
Hep dert et-rafım-da san-ki
Baş-ka bi şey yok
Ben-den ne di-ler-sin
An-la-ma-dım, hep tersoyum
Benden, sana iş çıkmaz doktor
Sıkıntı, sıkıntı, sıkıntı, sıkıntı baş-ka bi bok yok
Zaten kafamız dolu, çoktan kaybettik yolu, mobil
Verini aç da bi zahmet paslayıver bize cennetten konumu
Nakarat
Nassı yani, nassı yani, nassı yani
Nassı yani bi gün ölücez
Nassı yani, nassı yani, nassı yani
Nassı yani bi gün ölücez
Nassı yani, nassı yani, nassı yani
Nassı yani bi gün ölücez
Nassı yani, nassı yani, nassı yani
Nassı yani bi gün ölücez
Verse 2
Kafana göre bi plan, yap
Seni de üzerler inan-ma
Bu bozuk sistemin kölesi olanlar
Boynuna yapışır bir anda
Çokta kasma bi anlam
Yükleme boşver bi yandan
Fatura matura kredi kapıda
işini kovala kiran var
Gel yudumla biramdan
Doları boşver lirandan olucan amacın her neyse
Boşver zaten kim anlar, kim anlar, kim anlar
Bazen tutmaz yoluna bakarsın lanet olası planlar
Nakarat
Nassı yani, nassı yani, nassı yani
Nassı yani bi gün ölücez
Nassı yani, nassı yani, nassı yani
Nassı yani bi gün ölücez
Nassı yani, nassı yani, nassı yani
Nassı yani bi gün ölücez
Nassı yani, nassı yani, nassı yani
Nassı yani bi gün ölücez
"Uğruna çöllere düştüğün Leyla bu mu?’ diye sorduklarında Mecnun’a,
‘Siz onu bir de benim gözümle görün...’ demiş ya, aynen öyle işte...
Kadın dediğin güzel doğmaz.
Kadın ilgi gösterdikçe, sevdikçe, sevdiğini hissettirdikçe güzelleşir.
işte bu yüzden bütün kadınlar birer çiçektir...
Ayrıca kadının çiçek olduğunu biliyorsa iyi bir bahçıvan olmayı da bilir adam gibi adamlar...
Yani onu zararlı otlardan, haşerelerden arındıracaksın, koruyacaksın...
Gerektiğinde ışık, gerektiğinde su olmayı bileceksin.
Ama asla bir kadının en güzel duygularını, onu hayata bağlayan dallarını paslı bir makasla koparıp atmayacaksın.
Bir kadın söylemez öyle ihtiyacı olan her şeyi ama hepsini bekler.
Yani onu anlayacaksın...
Bazı şeyler sonsuza dek sürmüyor ne yazık ki.
Bu da öyle oldu...
Hiç bitmesin isterdim ama bitti işte.
Şimdi yaşadığım mutluluklardan daha büyük bir boşluk kaldı içimde.
Çoğu zaman aklıma geliyor, çok da özlüyorum.
Ama bir kere bitince bir daha eskisi gibi olmaz biliyorum.
Bazen arayıp sesini duymayı öyle çok istiyorum ki...
Ama yapmıyorum bunu.
Büyük sevgilerden sonra ya büyük kavgalar ya da büyük suskunluklar olur.
Ben büyük susmayı seçtim.
Belki de hayırlısı böyleydi ve böyle olması daha iyiydi.
Napalım kısmet değilmiş.. .
Siz hiç içinizden ağladığınız mı?
Hani ağlarsan rahatlarsın derler ya, içinize ağlayınca öyle olmuyor işte...
Boğazına bir şeyler düğümleniyor, yutkunamıyorsun.
Bir şeyler anlatmak istiyorsun, ama konuşamıyorsun.
Eğer konuşmaya başlarsan sesin titreyecek, hıçkıra hıçkıra gözlerin de ağlayacak; biliyorsun...
Zor be kardeşim...
Yaşaması ayrı zor, anlatması bir başka zor.
Diyor ya hani Neşet usta "uyku girmez gözüne, gönlü viran olanın'', yemin ederim girmiyor...
Aklın dolu, yüreğin taşıyor.
Anlatsan eksik kalıyor, sussan olmuyor.
Seviyorsun, özlüyorsun, söylemek istiyorsun ama yapamıyorsun.
Çünkü bunu yapmak için hiçbir neden, hiçbır bağ kalmadığını görüyorsun...
Dualar kardeşim, dualar...
Her zaman olduğu gibi uykuyla aranda dualar kadar mesafe var.
Bir zamanlar onsuz bir dakika geçmesin diye dua ederken, daha sonra aynı kişiyi unutmak için her gece dua ediyorsun...
Uyumuyorsak bir nedeni var.
Ne diyelim, Allah gönül rahatlığı versin...
Bazı şeyleri bir anda silip atmak kolay değildir öyle...
Çevrendekilere kalınca beylik laflar etmek kolay.
Unut demek kolay, başkasını bul demek kolay, alış demek kolay...
Ama insanın yüreğinin tam orta yerine kocaman bir kazık çakıp gidenleri yok saymak öyle kolay olmuyor işte!
Belki dünyanın en lanet, en kahrolası insanları da olabilirler.
Ama olmuyor, sevildiler bir kere...
Canın acıyor be...
Hem öyle böyle bir acı değil...
Uyuyuyamıyorsun, yiyemiyorsun, gülemiyorsun...
Öyle bir anda yok saymak kolay değil.
için yanıyor ama bunu yaşamayan anlayamıyor.. .
Ama öyle bir zaman geliyor ki o acıya alışıyorsun...
Hayatını altüst eden o insanı unutmaktan vazgeçiyorsun.
Sende öyle derin izler, hiç haketmeđiğin halde öyle derin yaralar bırakıyor ki, tüm bunları unutmakla onu affetmiş gibi hissediyorsun.
Ve onun affedilmeyi haketmeđiğini biliyorsun...
Bazen birilerini özlediğin için değil, onun gerçekte kim olduğunu asla unutmamak için hatırlıyorsun.. .
şimdi kimiz bilmiyorum.
kiminle uyuruz?
kime sarılırız kendimizden kaçıp?
biraz içeriz, ben sarhoş olurum, biraz da seni unuturum.
sonra kim olurum bilmiyorum.
bir sabah uyanırım, sen kesilip atılmış bir organ kadar yok olursun içimde.
sahi, sahi düşmek ister misin gözüm kadar dilimden de?
şimdi neredeyiz bilmiyorum.
kimler bulur bizi?
biz kimlere ait hissederiz kendimizi?
kimin saçlarının kokusunu seversin sen?
beni kim dinlendirir göğsünde?
ve bilmiyorum ne yapılır sana benzemeyen bir adamın silüeti süslerse hayallerimi bir gece.
şimdi ne kadar uzağız bilmiyorum.
unutuyor olmanın bir adım gerisinde sesin ne renkti hatırlamıyorum.
bir daha böyle sevilemeyecek olmanın telaşı düşmüyor mu yüreğine?
sevgisine sahip çıkamamışlığın haklı utancını duyabiliyor musun?
korkmuyor musun bir gün senin kokunu mezara gömecek kadar çok severler beni diye?
görmüyor musun ulan zamanın ne kadar kısa, ömrün ne kadar çabuk olduğunu? ne hızlı eskidiğini hayatın? ertelenemeyeceğini yaşlanmanın ve unutulmanın?
anlamıyor musun?
sahi, sahi seni unutursam kim olursun biliyor musun?
kimin kaçıncı yarası olursun?
ya da kim yarasına sürer seni ilaç niyetine?
kimin düşerken tutunduğu dal olursun?
kim kırar seni kurtarabilmek için kendini?
kimlerle aldatılır senin o allahsız güzelliğin?
kimlerin gülüşüne tapmış olanlar dudaklarını çürütür senin?
kimlerin hayaliyle yanmış olanlara su niyetine serpilirsin?
sen ki benim, sen ki benim ilk göz ağrımsın..
ilk sevebilmişliğimsin..
kimin hikayesine figüran olur benim kahraman ilan ettiğim?
benim kahraman ilan ettiğim...
Bazıları yalnızca bedenlerini götürür giderken...
Hayallerini bırakırlar, anılarını...
Ve bir daha toparlaması mümkün olmayan bir enkaz bırakırlar geriye...
Bazen 'sen daha iyisine layıksın' derler.
Bazen 'ben sana göre değilim' derler.
Bazen de 'her şey senin mutluluğun için' derler...
Derler, ve giderler...
Bizi en çok mutluluğumuzu istediğini söyleyenler incitirler.. .
Ayrılık da elbette dahil aşka.
Ama zamansız ayrılıklar yok mu; hani şu her şey yolundayken, üstelik tek bir neden bile yokken bir piç gibi yüzüstü bırakıldığımız ayrılıklar...
Dokunuyor insana. Saçma bir kısa mesajla bitmesi var bir de...
Birlikte geçmiş onca güzel zamanı tek bir kısa mesaja sığdıran ayrılıklar var...
En çok da bu koyuyor işte...
Bir şeyler anlatmaya çalışıyorsun, yazmaya çalışıyorsun, ses tonun yok, bakışın, telâşın...
Hiçbirini gösteremiyorsun, ifade edemiyorsun.
Tarifsiz bir şekilde canın acıyor ama bunu hissettiremiyorsun...
Oysa bir kere sarılsan düzelecek gibidir, böyle olunca yapamıyorsun işte...
Ben de yapamadım, üzgünüm.. .
Siz hiç sonsuza dek kaybettiğinizi bildiğiniz birinin saç telini, hatta bir tek kirpiğini bile sakladınız mı?
Bir gün dönerse mahcup olmamak için değil, hala kıyamadığınız için yaptınız mı bunu?
O saç telini koklayıp ağladınız mı gecelerce, ağlarken uyumaya çalıştınız mı hiç?
Ben yaptım... yapıyorum.. .
Sevdiğin kadar sevilirsin diye bir şey yok bu hayatta.
Ne kadar seversen o kadar acı çekiyorsun sonunda.
Mesele çok sevmek değil azizim.
Mesele hak edeni sevmek, hak ettiğince sevmek...
Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş. Gene bu akşam anladım ki, onu kaybettikten sonra, ben dünyada ancak kof bir ceviz tanesi gibi yuvarlanıp sürüklenebilirim.
Sonbaharda yazdım, seversin diye...
Pencerene düşen yağmurun sesiyle...
Beni bırakıp, nasıl gidiyorsun?
Sen kime veda ediyorsun?
Dokunma kalbimi...
Dokunma kalbimi...
Bu yağmurlar aslında yalnız seni anlatırlar...
Gökyüzünden boşluğa saçlarına karışırlar...
Bu yağmurlar kapında yalnız bize ağlarlar...
Masallardan kahramanlar aşkımızı yaşatırlar...
Küçücük elleriyle saçlarımı okşarken...
Düğüm düğüm olmuş sözlerin, bizi sayıklarken...
Beni bırakıp nasıl gidiyorsun?
Sen kime veda ediyorsun?
Söylenecek bir söz yok, ilişkinizin mesajla ayrılmayı hakettiğini düşünmüş ve bitmiş. Bunun üstüne gereksiz bir dram yaratmaya gerek yok, sizi gerçekten hakeden insanlarla beraber olun.
Ben, ben yazıyorum ama siz biliyor musunuz sustuklarımı yazarak anlatmak ne zor?
Bağıra bağıra susmak, hıçkıra hıçkıra yazmak.
Onun kokusuyla uyanmak isterken, her sabah gözlerini onun hasretiyle açmak.
Bir zamanlar her şeyini paylaştığın, birlikte güldüğün, eğlendiğin, sevdiğini haykırdığın insana şimdi yabancıymış gibi davranmak ne zor.
Tanımıyormuş, iki yabancıymış gibi bakmak.
Birlikte hayaller kurduğun, mutlu olduğun, güldüğün insana şimdi uzaktan fotoğraflardan dokunamadan ağlaya ağlaya yıkılan hayallerden bakmak ne zor.
Üşümesine, üzülmesine izin vermediğin, kıyamadığın insana şimdi oturup içinde ölmesini beklemek ne zor.
Ne zor sensiz yaşıyor olmak.
Ama bir gün hep güzel şeyler biter derler ya bence güzel şeyler hep çabuk biter, sigara ile alkole bakarsak çabuk bitiyor.
Mutlu sonlar sadece masallarda olur derler ya hani bence mutlu son diye bir şey yoktur.
Mutlu olsaydı, son bulmazdı.
Sevme demiştim sana, daha ilk gün gözlerine vurulduğumda.
Kıracaksan umutlarımı, hayallerimin bir bir katili olacaksan sevme demiştim.
Sen ne yaptın peki?
Nasıl sözler verdin?
Herkes gitsin ben sana kalayım diyen sen değil miydin?
Bakıyorum da arkana bakmadan uzaklaşmışsın ayrılık yolunda.
Kızmıyorum artık sana, sen bana kız.
Kurak bir toprak düşün ama bir damla su inmemiş derinliklerine, her gün biri gelmiş sabırla özenle sulamış.
Ne olur biliyor musun?
Suyun tadını bilmediğinden çürür o toprak.
Sen sevmeyi de, sevilmeyi de bilmiyorsun.
Zorlamıyorum artık.
Can yakmaktan başka bir güzellikten anladığın yok..
işte sen o toprak, ben de seni her gün sabırla özenle sulayan o insan.
Oluru yoktu zaten bu işin.
Kırılan güvenin ve kalbinse yangından sağ çıkamıyorsun. O yangından geriye sadece küllerin kalıyor ve kül olsan bile yangın devam ediyor. Ve sen için için korlarınla yanmaya devam ederken seni kırıp, yangına neden olan kişi; küllerinle bile oynamaya devam ediyor ya, en çok da bu yakıyor insanın canını.
Nereden bilecektin seni sevdiğimi
Hiç fısıldamadım ki kulaklarına aşkımı
Senin için
Günlerce gecelerce ağladım
Nereden bilecektin
Hiç silmedim ki yanında gözyaşlarımı..