evde acıkılıp hemen yemek yemek üzere dışarıdan sipariş edilen yemeği çok beğenip, ustaya ellerinize sağlık demektir. ilerde indirimlere sebep olabilir.
sabah kalktığın andan beri uykulu olup bir türlü uyumamaktır. sabah zor kalkılır, "eve gelince yatayım" denilir, eve gelinir "birazdan yatayım yemekten sonra" denilir, yemekten sonra gelir, "neyse erken yatayım" denilir, saat gece 01:00 olur, yine yatılmaz. ertesi gün periyot aynen devam eder.
sabaha etkisi kötü olacak çiğ köftedir. öğrenci evinde acıkmaktır. gece gece makarna haşlamaktansa 24 saat açık çiğ köfteciden çiğ köfte sipariş etmektir. midenin yanmasıdır. karnın doymasıdır. anı yaşıyorum evet, ahh, insanın karnını doyurması gibi mükemmel bir şeydir. çiğ köftedir, candır, aşktır...
muhabbetin içine eden durumdur. dudaklar kırmızılaşır ve dudaktaki tuz emilmeye çalışıldığı anda bir acı oluşur. şişik şişik dudakla gezilir. kalın dudaklıların asla yenmemesi gerekir. suratın ful dudak olarak görünmesi hiç hoş olmayabilir.
dünyanın en iğrenç çikolatasıdır. insanı çikolatadan tiksindirir. biscolata erkeği diyen kızlara şiddetle tavsiye edilir. nanenin keskin etkisi gözleri ve beyni açar, o adamlar göze göbekli, kıllı gelir.
yeşil olduğu için yanlışlıkla antep fıstıklı sanıp alıp eve gelmeyin. bütün ev arkadaşları benim kadar iyi değildir. camdan aşağı atıverir sizi.
her bir taraf ağrır. midedir, baştır, koldur, bacaktır, karındır, iştah kapanır. öküz gibi yiyen bünye aç gezer yine yemek yemek istemez. camdan dışarı sarkıp "isyeeeeaaan!!!" diye bağırası gelir, yapamaz. şişkin ve kanlanmış gözlerle, mal bir surat ifadesiyle ortalıkta gezinir durur beden.
gecenin bir yarısı ayakta tek kendisinin olduğunu sanan, sigara içmek için üstünde tişört altında boxerla balkona çıkan ev arkadaşıdır. yakalanmıştır tabii.
beden parlarmış, ses cıvıldarmış, ruh huzur bulurmuş. bilimsel açıklaması buymuş.
kişisel açıklamam ise: beden bir gıdıklanma, bir acı hissettiğinden, ne bok olduğunu kendisi de anlamayamadığından amsalak olur. ruh ise gergin, her an kaybetme korkusu içerisinde, arada bir mutlu, huzurlu olduğundan psikopatlaşır. kısaca aşk, bedeni de ruhu da sker.
ilk buluşmada "babamı ziyaret edeceğiz" diyerek, kızı mezarlığa götüren ve aynı isimli başka bir mezara götürüp babasının mezarını bilmeyen erkektir. odundur, yok odun yontulur, kütüktür.
şimdi diyeceksiniz "la balık doğurur mu?" he doğuruyor bu. balık alayım dedim, kendi kendilerini yapıp hamile kalıyorlarmış. patır patır bir baktım minik minik varlar, bir baktım yoklar. kendi yavrularını yiyormuş bu balıklar. lepistes. ne iğrenç bir balık la bu. kediye versem sevap işlerim, hayvan ziyafet çeker ben kurtulurum amk.
toplumumuzda komşu komşunun külüne muhtaçtır. kızlar sabahleyin ayakkabılarını giyip "günaydın" derler, biz kibarlık olsun diye "merhaba" deriz falan. şeker biter isteriz, kahve yapar "buyurun" deriz. tamamen kibarlıktan. *
iğrenç bir durumdur, zira eve gelmiş dinleniyorken kapının açılma sesini duyup "vay amk geldin mi?" dediğiniz anda suratınıza bön bön bakan bir kızla karşılaşırsınız. evde belki de osbir çekiyorken kız geliverir çat pat. veya tuvalette sıçıyorken. hayattır, her şey olabilir yane... * ev arkadaşı evdeyken gelmesi bir yere kadar anlaşılabilir, ancak kendisi yokken gelmesi ev arkadaşıyla aranızda bir krize sebebiyet verebilir. tehlikelidir.
gelinin abisi, amcası tarafından binbir düğüm atılarak bağlanmış kırmızı kuşağın çözülememesidir. gelin ısrarla çözmeyi istese de makas hep en iyi çözüm yolu olmuştur.
her belirli malum dönemlerde illaki kızlar tarafından patlatılan başlıklardır. biz erkekler, sevgilimiz, eşimizde az mı çektik bunun yüzünden. acı çekiyor olabilirsiniz, geçmiş olsun da, bokunu çıkarmasak hani? am göt memeli başlıklar nasıl iğrenç bulunuyorsa bu başlıklar da iğrençtir.
3 vampir bara gitmiş. barmen birincisine sormuş:
-ne alırdınız?
-sek 0 rh-, demiş.
ikinciye gitmiş.
-siz ne alırdınız?
-karışık kokteyl ama ab + koymayın, ağır geliyor, demiş.
üçüncüye dönmüş.
-siz ne alırdınız, demiş.
-sıcak su, demiş vampir.
-sıcak su mu?
üçüncü vampir cebinden kullanılmış orkid ultra çıkarmış ve
-ben süzme seviyorum, demiş.
mideniz bulandı mı, evet. benim de. ne kadar ortak yönlerimiz var, öyle değil mi? majezik için ve uyuyun. bizi de rahat bırakın.
anlayamadığım durumdur. yani neden biz bile bilmek zorundayızdır? herkes adet oluyordur ama "uff adetim ben karnım ağrıyor, sinirliyim" neden bizimle paylaşıyorsunuz? olsanız dert, olmasanız apayrı dert de bizim suçumuz ne amk anlayamadım yıllardır.
eskiden sevdiğiniz, ama sonucu sizin için hüsran olan bir ilişkinin etkisini sürdürdüğünü gösterir. onun gibi güldüğü için, onun gibi baktığı için bir sürü yeni insanla tanışırsınız. sonradan "o olsaydı"lar başlar.
bu gece yine içtim biraz, evet. sabahleyin aldığım bir haberin sevinciyle. evet, sevindim. yalan söylemiyorum sana, hiç söylemedim. "uzun zamandır kalbimi bu kadar hızlı çarptıran bir adamla tanışmamıştım" demişsin, demek ki sen hiç hissetmedin bunu. hiç kimse sana benzemiyor, bazı şeylerini buluyorum ama bazı insanlarda. benim kalbim her bulduğumda senden bir parça hızı hızlı çarpıyor. çünkü karşımdaki insanın yerine seni koyup onunla oluyorum, sonra fark ediyorum ki sen yoksun aslında. geçenlerde bir kızla tanışmıştım. gülüşü, gülerkenki hareketleri sana çok benziyordu. o kızda aradığım senden bir parça bulmuştum ve daha da derinlere indim, derinlerde sen yoktun. tıpkı şu an tanıdığım senin sen olmadığın gibi. ama bir tek ben biliyorum ki derinlere insem, orada hala sen varsın. sen de çok iyi biliyorsun ki, oraya inebilecek tek insan benim.
öptüğün ilk erkek bendim. başını göğsüne koyup uyuduğun ilk erkek bendim. ben sanıyordum ki bunlar senin için bir şeyler ifade ediyor. benden nefret ettiğini söyleyerek, her canın sıkkın olduğunda beni araman, hala sana güzel şeyler söylüyor olmamın hoşuna gitmesi... hala bir şeylerin devam ettiğini sanıyordum. seni tanıyorum. o cümleyi gerçekten aşık olmasaydın kurmayacağını biliyorum. derinlerinde saklı artık başka bir adam var, ama o asla oraya inemeyecek, seni benim gibi keşfedemeyecek.
bende hala saklı olduğun, kimsenin beni senin kadar fethedemeyeceği gibi...
su arıtma cihazı tanıtımı yapan kadınla cinsel sıkıntısını paylaşan adamdır. önce çok dikkatli bir şekilde cihazı dinleyen adamın son tepkisi yarmıştır. kadının konuşmadan önce verdiği sessizlik tepkisi ise dikkat çekicidir.
pazartesi: bugün çalışmaya başlamalıyım. akşam hepsini halledeceğim.
salı: dün çalışamadım ama olsun bir şey kaybetmiş sayılmam, bugün hallederim.
çarşamba: haftanın ortasına geldik ama ne yapalım ya bugün başlayayım da en iyisi bari ilk vizesi düşük olanlara çalışayım.
perşembe: bir çok konu bitireceğim dedim ama yine bitmedi, bari en zor olana çalışayım.
cuma: neyse hafta sonu geldi hafta sonu hallederim.
cumartesi: off yine çalışamadım hiç içimden gelmedi. neyse yarın sabah erken kalkar tüm gün çalışırım.
pazar:
Facebook hacklenmesi durumunda ne yapilir, hesap geri alinabilir mi yoksa uzerine bir bardak su mu icilmelidir bilinmemektedir. Once msn hesabi ardindan facebook hesabi hacklenmistir ve psikopat butun arkadaslara sacma sapan mesajlar atiyordur. biraz olayi kurcalayinca ayni manyak hesabi dondurmustur. bu durumda neler yapilabilir bilgisi olan arkadaslar bana ulasirsa cok sevinirim.
özellikle eskişehir tramvaylarıdır. kendinizi kaptırmış yolda aylak aylak yürürken sessiz sessiz gelir ve bir kızın çığlığı ya da bir dostun çekip kurtarmasıyla kurtulursunuz. hala tırsıyorum aklıma geldikçe. titredim.
sokakta halka soru sorarak, halkın fikirlerini alarak yapılan röportajlarda halktan gelen yarıcı etkiye sahip diyaloglardır.
bir kaçına örnek verirsek:
konu: erkeklerde önce nereye bakarsınız?
cevap: götüne. *
konu: eşcinsellik ülkemizde yasaklanmalı mıdır?
cevap: yasaklanmalıdır. şimdi, iki kız sevişirse bize kız kalmaz. *
konu: bir günlüğüne görünmez olsan ne yapardın?
cevap: kız hamamına giderdim. *