tanım : hayatımı özetleyebilecek, yaşadığım süreçte, her vakit arka fonda çalabilecek mor ve ötesi eseri.
bazen herkesin yalnız hissettiği olur kendisini..herhangi bir şeye kızmışsındır anlık, veya istediğin bir şey yolunda gitmemiştir kafan atmıştır, bakarsın o an çevrende kimse yok seni anlayabilecek, hatta seni anlayabilecek nitelemesini geçtim, hiç kimse yoktur. fakat belli bi' süre sonra kendini biraz olsun iyi hissettiğinde etrafına baktığında yalnız olmadığını görürsün..
ama eğer, "olasılıklar, şanslar" ne olursa olsun "olaylar senin hep tersine"yken bunu belli bi' zaman sorgulamazsın başlarda, ama içine de atarsın biraz. işte bazen bu içine attıkların dışa çıkmaya çalışır, kısa süreliğine de olsa bastırırsın onları. bazen, "yanlış yerde ve yanlış zaman"larda bulunursun ama bu sürelerde kendini kandırırsın genelde, çünkü "bunlar hep aldatmaca"dır.
bir gün sabahın köründe kalkarsın, daha önce atlası çıkarıp haritada bile yerini bulmakta güçlük çektiğin bi' kentte gözlerini açmışsındır sabaha. güneş tepelerin üstünden doğmuştur, " sen sessizce uyurken", odana, gözlerinin içine içine vurmaktadır. derin bi' uykudan uyanmışsındır belki de, etrafına bakarsın, kimse yoktur, ailen, arkadaşların, kısacası herkesten uzakta"tesadüfen yalnızsın"dır ama önünde koca bi' gün vardır, yani "yolun başındasın"dır.
çıkarsın dışarı, çok kısa süre önce tanıştığın insanlarla karşılaşırsın, konuşursun, sana uzak kelimelerle. tanıdık olmayan sokaklardan, evlerin yanından geçersin, "burda ne işim var ki benim" dersin, bu olanların "ne kadar boş şeyler" olduğunu düşünürsün kendi kendine..
eve dönersin, sevdiklerin düşer aklına. o sırada büyük bir kısmı beraberdir belki de, seslerini duymak istersin, şansını denersin, sadece 5 dakika - o da onların seslerini duyamadan - iğrenç görüntü kalitesinde yüzlerini görürsün, onlar senin sesini duyarken. hepsini de göremezsin zaten, sadece bir kısmını. meşgul olduklarını, daha sonra konuşabileceğinizi söyleyip, konuşmayı - tek taraflı konuşmayı, konuşan ben oluyorum - sonlandırırlar. içten içe "gizlice ağlarsın", içinde bulunan "biraz umut, biraz sevgi"nin - sanılanın aksine - hiçbir şey ifade etmediğini görürsün.
onlardan kilometrelerce uzaktayken, bir kez daha yalnız olduğunu hatırlarsın, hayat devam ederken, "onlar yaşarken sen ölmezsin, acılar akıp gider"..
bir başka güne uyanırsın, gece rüyanda onları hatırlatan şeyler görmüşsündür. bi' hışımla kalkarsın, yine etrafına baktığında kimseyi göremezsin, "yalnız" olduğun gerçeği kafana dank diye iner..hayatın boyunca sürekli o kavramla beraber yaşamış olsan da hala ona alışamadığını, öte yandan onla yaşamak zorunda olduğunu anlarsın. yine yolun başına döndüğünü farkedersin;
" tesadüfen yalnız, henüz yolun başındasın"dır.
"tesadüfen yalnız, gerçeklerin başındasın"dır...
hakem hatası değil kural hatası yapılan maçtır. top bizim kontrolümüze girmediğinden, 24 saniye süresi dolmasına rağmen - ne şekilde sıfırlandığını anlayamadım, masa sıfırladı - topun yunanistan'a verilmesi, ayrıca hakemlerin kafasından 4 saniye hücum süresi vermesi, ama aynı zamanda bunlar olurken maç saatinden bu sürenin düşülmemesi çok net kural hatasıdır. sonuç itibarıyla, o 4 saniye fazladan oynanmıştır. kesinlikle ve kesinlikle fiba'ya itiraz edilmelidir bu. maç sonu kötü oynanmış olabilir, hidayet, ender ve ersan saçma tercihlerde bulunmuş olabilir, maç kaybedilmiş de olabilir ama bu kural hatası - bence - bu kadar açık ve netken, bu saydıklarımın hepsinin önüne geçmiştir.
beko basketbol ligi, playoff final serisi ilk maçı. maç, darüşşafakaayhan şahenk spor salonu'nda, saat 20.00'de başlayacak. 0-0 eşitlikle başlayacak seride, 4 galibiyet alacak takım 2008-2009 sezonunda şampiyonluğa ulaşacak.
evet bu anlattıklarım seri ve maçla alakalı asıl anlatılması gerekenler. fakat bu maç başka açılardan daha ilginç bir maç. şöyle ki, 2 senedir bbl'de fenerbahçe ülker tarafından perişan edilen efes pilsen, bu sezon başında, lig maçlarını, senelerdir bir çok önemli maça çıktığı abdi ipekçi'de oynamak yerine ayhan şahenk'te oynama kararı aldı. sebep ne derseniz, 2 senedir fenerbahçe ülker ile oynadığı serilerde bu salonun rakip takım taraftarları tarafından doldurulması ve evsahibi avantajının yitirildiğinin düşünülmesi. kendi açılarından bakılırsa mantıklı bir karar, buna lafımız yok.
fakat sen ki, normalde maksimum 5 ytl olan bilet fiyatlarını - ki zaten efes pilsen maçlarına son dönem para verip maç izleyen çok az insanın geldiği bilinmekteyken - 45 lira fahiş bir fiyattan satışa sunarsan, bu yaptığın şerefsizlikten başka bir şey değildir. ayrıca, geriye kalan biletlerin de genel satışa sunulmayağını, toplu alınarak dağıtılacağını eklemek isterim. yani, eşe, dosta, tanıdığa ve fabrika çalışanlarına dağıtılır muhtemelen.
basketbolun, seyirciyle güzelleşen bir spor olduğunu unutan, son dönemki başarısızlıklarla iyice saçmalayan efes pilsen yönetimine buradan selamlarımı iletiyorum. böyle yapınca 4-0 süpürüceksin çünkü, direkman euroleague şampiyonu da olacaksın. ha pardon, euroleague'de şampiyon olman için önce top 16'ya kalman lazımdı di mi, unutmuşum ben onu.
bir yanda; geçen sezonun finalisti, bu sezon batı konferansı'ndaki takımların çoğuna karşı ezici bir üstünlük kuran, bu konferansı açık ara önde bitiren, kobe bryant önderliğindeki los angeles lakers, diğer yanda ise ortaya koydukları takım oyunuyla son şampiyon boston celtics ve sezonun en iyi derecesine sahip olan cleveland cavaliers'ı 1-2 maç dışında sürklase ederek, sezon başında değil nba finali, konferans finali oynamasına bile ihtimal vermeyenlere güzel bir cevap veren, pota altında dwight howard isimli insan azmanını kullandığı zaman durdurulması zor olan orlando magic var.
lakers'ta, geçen hafta az süre aldığından yakınan andrew bynum'un, pau gasol ve lamar odom ile beraber dwight howard karşısında ne yapacağı merak konusu. onu yavaşlatamadıkları takdirde ve kobe'ye destekçi olamadıkları takdirde kobe isterse 60 sayı atsın, magic karşısında çok zorlanırlar.
orlando'nun ise bu seriye kadar yaptıklarını tekrardan sahaya yansıtması gerekmekte. hücumda, rashard lewis aşırı gereksiz şutlar atmadığında, hidayet takımı iyi organize ettiğinde diğer oyuncular da ona yardım ettiğinde, topu pota altına indirmeyi unutmazlarsa, bunun yanında savunmada, mickael pietrus aynı gayreti sürdürdüğü takdirde, kobenin özellikle ilk maçta havaya girmesine engel olursa, zaten pota altını rakibe kapayan howard var bu takımda, lakers'a kafa tutmamaları için hiç bir sebep yok.
bu arada, seriyle ilgili son gelişme, bugün jameer nelson'un sakatlıktan erken dönmesinin söz konusu olduğunun açıklanması oldu.
ilk maç perşembe günü oynanacak. maçların hepsi ntv'den yayınlanacak. program şu şekilde;
5 haziran cuma: los angeles - orlando 04:00
8 haziran pazartesi: los angeles - orlando 03:00
10 haziran çarşamba: orlando - los angeles 04:00
12 haziran cuma: orlando - los angeles 04:00
*15 haziran pazartesi: orlando - los angeles 03:00
*17 haziran çarşamba: los angeles - orlando 04:00
*19 haziran cuma: los angeles - orlando 04:00
*: gerekirse
tahmini seri sonucu: orlando magic:4 - los angeles lakers:3
bu sezon hayal kırıklığı yaşayan afc ajax'ta marco van basten'den boşalan teknik direktörlük görevine getirilen, bu kulüple 3 yıllık kontrat imzalayan antrenör.
sezon sonunda takımdan ayrılacak olan brezilyalı futbolcu. 1 yıl daha sözleşmesi olmasına karşın, sözleşmesi feshedilecekmiş. türkiye'ye gelir mi acaba?" diye düşünmeden edemiyor insan.
yeni albüm öncesi yildiz teknik universitesi 2009 bahar senlikleri'nde arz-ı endam edecek olan, bu vesileyle, kendilerinin senelerdir şenliklere gelmesini bekleyen bendenizi fazlasıyla mutlu eden, gelecek çarşamba bomba gibi bir performansla geri dönmelerini beklediğim grup.
Gonna miss your ways, your sin, your smell, your smile
An anxious attempt to let you know
Dancing on the roof of some cartoon showroom
But in an instant Id give it all right back
So keep moving onward
Run through that open door
Consuming knowledge
Wormhole through times before
Cant you hear their voices crying
Cant you hear their hearts breaking
There is only so much we can, only so much can be shown to you
The rest is your choice... its your choice?
When I close my eyes, I see two faces above me
One to my left, one to my right
I took you under, under my wing to shadow
It never did bother me to hide you from the light
So keep moving onward
Run through that open door
Consuming knowledge
Wormhole through times before
Cant you hear their voices crying
Cant you hear their hearts breaking
There is only so much we can, only so much can be shown to you
The rest is your choice?its your choice?its your choice
So keep moving onward (Run through that open door)
there's a way, a way to get out of here
to escape these storms and find some shelter
to rid of your darkness, to rid of your boredom
there's somewhere, somewhere that you can go
it's obvious, well it's apparent
it's right in front of you, so reach out and take it
and just let go
our sobriety we'll abandon
discriminate, we fade slow, fade slow
these drugs will expand us
united we will grow
let go, let go
there's a way, a way to squash all of your fears
when everyone around you seems to be a stranger
you feel their eyes upon you, you're hearing their thoughts
as they walk away, the voice grows louder
illusions illuminate
why let illusions dictate your next move?
you're bound by deception, and a misled direction
so just let go
our sobriety we'll abandon
discriminate, we fade slow, fade slow
these drugs will expand us
united we will grow
let go, let go
there's a way, a way out of here
there's a way, a way out of here
so just let go
our sobriety we'll abandon
discriminate, we fade slow, fade slow
these drugs will expand us
united we will grow
let go, let go
en geç nisan ayında çıkacağı söylenen albümlerinin çıkış tarihi yalama olan grup. nisan'dan sonra bir ara 19 mayıs dendi, şimdi de albümün 09.06.09 tarihinde çıkacağı söylenmekte sitelerinde. gecikme sebebi, ince eleyip sık dokumaları, albüm kapağındaki çizimlerin bile - ki bunların kendileri için önemi büyük - içlerine iyice sinmesi ve bizlere layık bomba gibi bir albüm çıkarmak istemeleriymiş. bu kadar beklettikten sonra zaten bomba gibi bir albüm olmazsa o zaman sorarım size ben. * bu arada, söz konusu albümün ismi için;
(bkz: the pariah, the parrot, the delusion)
4.periyodun başında, hakemlerin içine sıçtıkları maç. hüseyin beşok'un sanırım dokunulmazlığı var. hücumdayken oyuncuyu el ile var güçle itmek hücum faül sayılmıyor mu yoksa artık?
barış ertunç'un askerden dönmesiyle yeni albüm çalışmalarına başlayacak olan grup. söz konusu yeni albümü önümüzdeki bahar aylarında çıkarmayı planlıyorlarmış.
erasmus ve socrates gibi öğrenci değişim programlarından sorumlu olan, beşiktaş kampüsünde rektörlük binasının alt katında bulunan, çalışma saatleri (haftaiçi) 10:00-12:00 ve 13:00-16:00 olmasına rağmen, kafası esince saat 15:00 gibi ofisi kapayıp çekip giden görevlilerin çalıştığı birimdir.
zıtlıklar içerse de "soon this all will come to an end" kısmıyla "bu olanlar sona varacak, düzlüğe çıkacaksın" gibisinden bir öğüt veren dredg şarkısıdır. arka fondaki piyano on numaradır. sondaki gülüşler ise ayrı bi' mevzu. birilerine bi' gönderme söz konusu sanırım.
el cielo albümünde yer alan, başlarda dikkat çekmese de biraz zaman geçtikten sonra sonundaki solosuyla kendini sevdiren dredg eseri.
this lonely old man at heart,
resting gray hairs,
on wrinkled arms,
with nothing but,
a stool to hold up his back
skinny legs,
with japanese mileage,
crossed at the ankles,
he's unaware
maybe you've never seen it,
maybe you've never been through it,
it's the only way,
to understand it.
unaware ,
of his surroundings,
youth in packs,
swarming,
like wolves to a fresh kill,
the scenic tracks,
he's just scared,
about dying.
maybe you've never seen it,
maybe you've never been through it,
it's the only way,
to understand it.
save your clever statements,
braid your severed view of it,
it's the only way,
to understand it.
too bad,
too bad,
too bad,
so sad
days have come to an end,
where all,
where all has been lost,
maybe you've never seen it,
maybe you've never been through it,
it's the only way,
to understand it.
save your clever statements,
braid your severed view of it,
it's the only way,
to understand it.
beko basketbol ligi'ne tahmin ettiğimden kötü başlasa da geride bıraktığımız haftaiçi beşiktaş cola turka'yı yenen, bugün de söz konusu ligin 7.haftasında kendi sahasında fenerbahçe ülker'i 82-71'lik skorla mağlup eden takım. bu takımın bir de benchi kuvvetli olsa neler yapar diye aklımdan da geçirmiyor değilim. yabancılar dışında takımdaki en önemli iki oyuncu, reha öz ile fatih solak düşünün.