Ali Koç başkan kimseye kaptırmaz.
Koç holding yönetim kurulunun en beceriksiz üyesi.
Fenerbahçe tarihinin en beceriksiz başkanı
Süperligin en beceriksiz başkanı
Son 4 yılın en beceriksiz futbol yöneticisi
Dünyanın en, beceriksizce transfer yapan başkanı
1500 tl limitli karta 167 lira abone ücreti alınması
Ne ile ilgili
A)soygunculuk
B)kart sahibinin enayi oluşu
C) yoksa en kötüsü bankacılıkla mı ilgili
Bir de arıyorsun call centeri yok oraya bağlıyorum yok buraya baglıyorum. tezgah tamtakır yani.soymak için kullandığınız ciddiyeti keşke hizmetleriniz içinde kullansanız.
Hazırlık maçının şifreli kanalda verilmesine ne diyeceğiz bilemiyorum.
Neye üzüleceğimizi şaşırdık;
Futbol keyfimizin hiçe sayıldığına mı?
Cafelerde- kahvelerde maç seyretmek zorunda olduğumuza mı?( Maç başına 20-25 lire verdiğimiz de cabası)
Kapitalizmin çıldırdığına mı?
Bu gidişle milli maçları da şifreli kanaldan izleriz artık...
Dört kişi parkta çektirmişiz,
Ben, Orhan, Oktay, bir de Şinasi...
Anlaşılan sonbahar
Kimimiz paltolu, kimimiz ceketli
Yapraksız arkamızdaki ağaçlar...
Babası daha ölmemiş Oktay'ın,
Ben bıyıksızım,
Orhan, Süleyman efendiyi tanımamış.
Ama ben hiç böyle mahzun olmadım;
Ölümü hatırlatan ne var bu resimde?
Oysa hayattayız hepimiz.
ismail köybaşı'nın granada'ya transfer olması.
Erkek yazarlar beni anlayacaktır eminim. Futboldan anlamayan kadın yazarlar şunu söyleyebilirim; gerçekten inanılmaz, bildiğiniz gibi değil.
Ne olur bilen varsa söylesin kimdir bu adam ? torpili kimden? Bu kadar saf kazma bir adam nasıl beşiktaş'ta
Oynadı.hani bir karışıklık oldu diyelim ya oradan fenerbahçe'ye nasıl transfer oldu.ya la liga'ya nasıl transfer olur bu adam . Yarabbi bu nasıl imtihandır.Futbolu bilen arkadaşlar yazsın lütfen bu adam gerçekten bu takımlarda oynayacak kadar futboldan çakıyor mu?
Bugünler de her yerde tırtıl görüyorum.
Merak ettiğim; Mevsimsel mi ? Pek öyle olduğunu düşünmüyorum. Çünkü daha önce hiç dikkatimi çekmemişti.
Başka bir sebebi olabilir mi
Bilen arkadaşlar aydınlatırsa sevinirim. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1890883/+
içlendiğimizde titreyen gönül telimize eşlik eden,çoğu zaman en güzel anılarımızla eşleştirdiğimiz şarkıların,vurdulu kırdılı mafya ve herkesin birbirini boynuzlamasının gayet normal olduğu dizilerin muhtelif yerlerinde kullanılmasına dayanamıyoruz.lütfen dizi müzikleri diziler için yeni yeni yapılsın.ya eser shipleri lütfen sizde müdahale edin görmüyormusunuz o güzelim eserleriniz bu diziler sayesinde bütün saygınlığını yitiriyor
Ya rtük sen nerdesin!
Ben herkesin görüşüne saygı duyarım diye niye konuşur ki insan,saygı duyuyorsan zaten bunu söylemez,saygı gösterirsin
Hem saygı duymak, söylenir mi?göster saygını o vakit.
Ben çok iyi bir adamım demek gibi bir şey adeta.
Tecrübemle sabit ki bu kalıbı kullanan ne kadar insan tanıdıysam hepsi baskıcı tipler
Yani sizin söyledikleriniz saygı duyalacak şeyler değil.bakın ben yine de saygı duyuyorum bakın ben ne derin ne bilge adamım.
Eşiyle birlikte halkın arasında kuru bir sandalyeye oturan Gazi, Mersin Türk Ocağı Başkanı ve Hükümet doktoru Dr. Reşit Galip’in konuşmasını dinledi. Fakat Gazi öfkeli ve konuşma dinleyecek durumda değildi. Reşit Galip, önceden tanıdığı ismail Habib’i (Sevük) araya koymuş ve sonunda Gazi dinlemeye razı olmuştu. Doktor, tane tane konuşurken birden elinin işaret parmağı ile Gazi’yi göstererek ve ‘Sen’ diye ona seslenerek:
-“Paşa, Muhterem Gazi, sen bu milletin yalnız kurtarıcı ve yanlız bir kahramanı değilsin, sen bunlardan daha çok büyüksün, sen bu milletin bir ferdisin. Senin asıl büyüklüğün, bütün o büyüklüklere rağmen, milletin bireyiyim diye övünmendir. Çunkü bu millet uzak ve yakın geçmişlerinde de hakikaten kahramanlar, kurtarıcılar görmüştür. Bu millet de bütün büyük milletler gibi tarihinde büyük olaylar, gel-gitler, ak ve kara günler gördü. Böyle günlerde kahramanlar çıktılar, mağlubiyetleri galibiyete çevirdiler. Milli hudutları esir yerlere kadar zafer içinde genişlettiler. Dahiler çıktılar, bozulan devlet işleyişini düzelttiler; hükümet ve milleti olaysız batış ve yıkılmaktan kurtardılar.
Fakat onların, o sultan ve vezirlerin hepsi, gördükleri işlerle o kadar mağrur oldular ki artık kendilerini milletin bireyi saymayı kendileri için bir alçalma, bir hakaret saydılar. Hizmetlerinin karşılığı olarak milletin kemikleriyle kurulmuş, kanlarıyla sıvanmış saraylarda, konaklarda, malikânelerde yaşamayı tercih ettiler. Bu kanlı kemik yığınları üzerinden milletlerine hakaretle baktılar. Milleti bir hayvan sürüsü ve kemiklerini gökten bu sürüyü istedikleri gibi sürüp götürmek için inmiş göksel vücutlar sandılar. Yani artık bu milletin bir ferdi olmaya istemediler. Hâlbuki sen, işte bu kadar evrensel şanların, şereflerin ve layık olduğun bu kadar yüksek yerinle beraber yine içimizdesin. Yine ‘Ben bu milletin bir ferdiyim’ diyorsun ve dertleşmek için gelip bizi buluyorsun. işte bundan dolayı daha ziyade yükseliyorsun ve her büyükten daha büyük, çok büyük oluyorsun. Bu milletin bir ferdi olmakla iftihar eden Mustafa Kemal Paşa, Paşa, bin yaşa.”
Herkes şaşkın. Acaba bir fırtına mı kopacak? Ama biz ismail Habib’e bırakalım sözü:
-“Milletin bireyi... Baktım, şefin fırtınalı yüzünde, ani bir rüzgârla bulutlarını dağıtan bir yüz işareti vardı. Birey, milletin bireyi; o tek kelime, bir tılsım gibi, dört beş saatlik öfkeyi bir anda uçuruvermişti.”
Gerçekten de, Gazi’ye yapılabilecek en güzel övgü, ona içtenlikle ve ‘Sen’ diyerek seslenebilmek ve Türk ulusunun bir bireyi olmasının onun en yüce özelliği olduğunu söylemekti. Gazi, bu genç insanı unutmayacaktı: Kısa bir süre sonra Dr. Reşit Galip artık milletvekiliydi.
O bunla da kalmayacak Gazi’nin yakın çevresinden olacak, sofrasında bulunacaktı. Ama dik başlıydı, açık sözlüydü, eleştirilerini sakınmıyordu. Ne ki, Gazi’ye öylesine bağlıydı ki, kısa yaşamı boyunca ona ait ne varsa toplayıp saklayacaktı. Ama Gazi’ye bağlılığının temelinde ise ‘Devrim’e olan inancı, Türk Ulusuna olan sevgisi geliyordu. O nedenle, kendiliğinden, gönüllü olarak Ankara istiklâl Mahkemesi üyesi olmak isteyecek ve bu görevini de iki yıl sürdürecekti. Tam bir devrimci...
Ya seninle ya sensiz şarkısını saatlerdir tekrar edip dinlediğim şarkıcı - oyuncu. üvey baba'daki hanımağa rolüyle tanınan kişi
Fakat gençliğinde çok çok güzelmiş.
Bir de ne varsa 70 lerde var.