sözlük yazarlarının yapmaya üşendiği konular bütünüdür.
*yemek yapmaya üşenmek: dışardan söylesek de öyle yemek yesek?
*temizlik yapmaya üşenmek: hele biraz daha kirlensin hepsini toptan temizlerim.
*gece uyanıp tuvalete gitmeye üşenmek: sabah uyanayım, şimdi çok yorgunum.
mantalitesiyle yapılması ertelenen olaylara örneklerdir. daha neler var neler de yazmıyorum buraya..
tanımlardan pek haz etmesem de şöyle bir giriş yapabilirim sanırım;
birini ** düşünürken acaba onun da seni düşünebilme ihtimalini kurmaya dönük bir egzersiz sayılabilir. eğer telepatide işi ilerletmişseniz düşündüğünüz kişi sizin telefonunuza mesaj atabilir, sizi arayabilir veya yolda karşınıza çıkabilme durumudur. eminim birçoğunuzun başına gelmiştir. geçen yine birini düşünüyorum zıırr zıırr çalan telefonumda * onun mesaj metnini görünce bünyede şoke etkisi bırakmaya sebebiyet verir. ha bir de yolda kendisini görürseniz, artık ermişsiniz demektir.
tanım yapmaya gerek duymadan direkt olarak konuya giriş yapmak istiyorum, ahanda girdim.
mütemadiyen de olsa eski sevgilinin bazı özelliklerini yeni sevgilide de olmasını * dilemektir. eski sevgilinin rahatlığı içinizi ısıtmıştır, yeni sevgiliniz biraz daha kasıntıysa canınızı sıkar ve bir ah çekip '' oysa x öyle miydi aga, yol yakınken geri mi dönsem '' gibi cümleler kurmaya sevkeden düşünceler bütünüdür.
eski sevgili aslında eskide kalmamıştır. içinde hep bir parçası kalmıştır. yeni insanlarla tanıştıkça bu parçalar yerine oturmaya başlar. cebindeki taşları ona uzatırsın ama o kabul etmez.. ''oysa eski sevgili öyle miydi'' dedirtir. ya da bilemedim şimdi..
tanım yapmak gerekirse, insanın ''o an''ı yaşayana kadar bu denli büyük bir acı hissetmemesidir.
aile bireylerinden birinin vefatı olabilir, bir uzvu kaybetmek olabilir, sevgili tarafından terkedilmek olabilir,
evladınızı kaybetmiş olabilir.. çeşitli nedenlerle kurulan cümledir bu. ben böyle bir acı yaşamadım hayatımda annemi kaybedene kadar şekliyle..
geçenlerde annemin bana söylediği cümle geliyor aklıma: '' ben senin için ölüyorum, sen benim için hasta bile olmuyorsun '' demişti. beni hayatımda bu kadar etkileyen başka bir olgu olmadı.. umarım da olmaz.
ne idüğü belirsiz insandır. yardımlaşmadan mı yapıyordur yoksa haz peşinde midir bilinmemektedir.
yapılacak olan şey kendinizi serbest bırakıp olacakları beklemektir. ****
tanım: başlıkta gayet açık bir şekilde belirtildiğini düşündüğüm şeydir.
çocukluk sanrılarından oluşur.
en basitinden bir sokak kültürü vardı, şimdilerde çokça özletir kendini.
o saklambaçları yakar topları uzun eşşekleri
çukur kazılıp oynanan misketleri ve sayamadım milyon tane şey ile kendini özletendir. her ne kadar yese bitirse de iyi ki yapılmıştır denilen olaylar bütünüdür.
mezarlıktan dut toplarken az düşmedik o ağaçlardan. dirseklerimden akan kan hala gözümün önünde taze..
klavye delikanlısının dişi versiyonudur. entarileri ile erkekleri şaşırtmayı başarmıştır. bir de atarlanırlar ki gözlerinden kızıl alevler saçıp, internete küstürürler. allah karşılaştırmasındır.
dışlanmanın dibine vurmuştur. yalnızlıktan kıvrım kıvrım kıvranıyordur. yazıktır.
e be insafsızlar; siz grup kurmuşsunuz, toplanmışsınız da bu adamı\kadını ne diye dışlarsınız?
dışlanan insana gelince, lan sende de biraz gurur olsun be. oturup ağlanır mı beni aralarına almıyorlar diye beş yaşındaki bebeler gibi. soğuk duşlara girip silkinsin kendine gelsin. demedi demesinler sonra.
başlıkta da belirtildiği gibi küçükken ebeveynlerimizden duyduğumuz, rengini pembe olarak tahmin ettiğim yalanlar silsilesidir.
* biz hastaneye gidiyoruz sen ablanla otur, aşı olup gelicez babanla. ( sanki beni de alsanız yanınıza aşı yapmayacaklarmış gibi, te allahım. iki kişi bir araya gelip bu yalanı mı buldunuz yani. )
* emine teyzenle uslu uslu otur, yoksa polis amcalara söylerim seni. ( polis? polis napsın lan beş yaşındaki çocuğu..)
yalan konusunda beceriksizliklerini bir kere daha göstermişlerdir. daha yaratıcı olunabilirdi oysa..*
gaz vermek için kullanılan cümlelerden biridir. karşınızda; kardeşiniz, ebeveyniniz, arkadaş veya dostunuz size bunu söyleyerek aslında sizin daha iyi işler yapacağınızı betimlemeye çalışır. kolayı herkes yapar sen zoru başar lafını döşer cümlelerinin sonuna. akabinde ya gaza gelip dedikleri kıvama ulaşmaya çalışırsınız ya da mücadele etmemeyi yeğlersiniz.
bitirmeden yapılan edit: bu sıralar çok sık duyduğumdan kulağıma yer etti.
edit 2: her seferinde aynı tepkiyi veriyorum. artık tilemiyorum yani.
süleyman unutmaz'ın ilginç bir şiiri.
tam adı: mesnevi okuyup sigara içen mütesettir kızlar beni neden sevmez erkan'dır. bir arkadaşım vasıtasıyla okuduğum, az da olsa tebessüm etmemi sağlayan şiir. beni her ne kadar açmasa da, ilginmek isteyenlere ;
hâlbuki ben bu halde bile caizim onların hançerlerine
bu halde bile boğulmadım boğdurulmadım
eski tüfeklerden adım geçer de dönüp bakmazlarmış
ateş olsun almazlarmış kırmızısı uçuvermiş dudaklarına
istemedim tek buse ne nazda ne hazda gözüm var
medrese cesetlerine nazır masallarda yıllar önce
sene 99 ben istanbul acemisi yıllar önce
inmişim trenlerden adım yakama ilikli
mustafa kutludan çıkmışım vermişim şiirlerimi
talebeyim ama talip değilim ne yeşile ne ala
yalnız şiir kartalların soyundan ama toy bir ağrı
seğirtmedim bir güzele
99
divan yolu tarihten başını uzatmış bir kuğu yansıması
hava sıcak terim taze
istanbul işte önce güzel sonra güzel sonra manidar
ulan beni buraya alırlar mı telaşıyla çorlulu alide
ama herkes biliyor sanki şairim ya!
ne demek efendim burası sizler için
buyurun tabi burası beceriksiz islamcıların hatıralarını dinlendirmesi için
burası gökyüzünün altında no mahrem barış çubukları için
burası postmoderne ayna tutmak için şairler kız ayarlasın için
şööle iç geçirsinler afallatsınlar kendilerinden kaçarken şiirlere tutulanları
o zamanlar kanuni yeni sakal bırakmıştı halk farkında
kanım bir uykuyu köpürtüyor ya nadasa bırakmışım mısralarımı
masalara mekik dokuyan gözlerim bir kıza bir oğlana takıldı
masada üç istanbul oğlak yayınları kızda nargile
mesnevi okuyan bir kız mı bilmem
ama benim taşrada okuyan hayallerim ezbere almış bu manzarayı
ben sanki dokunmuşum bilmem kaç sene sonraki serencama
özenti deme erkan biraz daha fazlası
nargilesiz de olur kabul ama daha da fazlası
çorlulu olmasa da olur ama daha fazlası
mesnevi okuyup sigara içen mütesettir kızlar kiminle evlenir erkan?
mavi marmaradan galip dönen islamcılarla mı?
sakalları yüzüne nur katmışlarla yakışıklı mı?
risale-i nur talebeleri değil erkan olur mu?
bak ben severim onları da onların evliliğini de
onların yumuşacık müslümanlıklarında semirttikleri saadetlerini de
ben severim onların nefes alırcasına girdikleri sevapları da
ben elbette severim nisa taifesinin pıtır pıtır çiçek açmasını
dindar kocalarının kollarında
ben niye sevmeyeyim erkan evveli çile ahiri konfor olan müslümanlığı
ben niye beğenmeyeyim rumeysa nur ve bilali çocukları tahayı
öyle şey mi olur erkan niye yüzüm ekşisin israili lanet mitinglerinde
4x4lerde filistin bayrağı bana neden vermesin gaza sevinci
iftarda cola turca içen kardeşlerim yıkacak bir gün israili
kalbim mühürlendiyse o benim iman eksikliğim
yoksa numan kurtulmuş iyi adam
sen de kızma artık başakşehir ümmetine
mesnevi okuyan mütesettir güzel sigara içen kızlar kime âşık olur erkan?
esmer yüzleri cool bakarken delikanlıların
hayatın tam içinden fırlayan tam pratik tam yerinde
yani şiiri kullanacağı yeri iyi bilen
biraz monna biraz rosa yani aşkı nasıl servis edeceğini iyi bilen
kitaplarda saklı yaralar gibiyken o kızların yüzleri
sadra şifa şeylerden güneşin gördüğü şeylerden bahseden
aşkı 12den vurup o yüzleri yere seren
onlara mı onlar çok onlar adisyonlara incelikler indiren
onlar beni daha da ben seni daha da sen yapan
deli olmadığımızı ikna için bizlere tetik düşürten
öğrenemedik erkan kalbin bu işlerle alakası olmadığını
kalbin de var yeri ve zamanı olduğunu
kalbin zamanında 7/24ün çok fazlalığını
mesnevi okuyup sigara içen mütesettir kızlar beni neden sevmez erkan
mesnevi okuyup sigara içen mütesettir kızlar beni neden sevemez erkan
geceleri hepsi benim sevgilimken gündüzün bozgunu ne o zaman
aşk ayrı hayat ayrıysa kaldık bu yakada o zaman
şairlerin gerçekten varlığına kimleri ikna etsek erkan
bizi gömdükleri şiirlerden hortlasak da korkutsak mı o zaman
ilham denen orospuyla arayı açsak mı bir zaman
çok yorgun bir estetiğe kurban aramak değil
ismet özeli seven bir kız tanıdım erkan
manyak mısın oğlum bu kadarı yeter mi dersen
o kadarı çok bile gerisi bonus erkan
yanlış kurulmuş bir soruya aşkı ihale mi ettik erkan
aşk yanlış kurulmuş bir hayalse
soruyu siktir et o zaman
sizi dinliyormuş gibi yapıp esasen sizin düşüncenizi çok da umursamayan insan kısmıdır. konuşmanız bitse de sıra bana gelse havasındadırlar. anlattığınız şeye saygıyı geçtim, sizi tilemeyecek kadar aşağılaşmışlardır. bunları yapan genelde en yakın arkadaşınız çıkar. işte en çok da bu koyar adama. ve akabinde düşündürür. nerede hata yapılmıştır. çok mu değer veriyoruz acaba insanlara diye..
şu an çok heyecanlıyım. uzun zamandan sonra ilk kez, ilk hoşgeldini diyecek olduğumdan olsa gerek. hoş gelmiş dokuzuncu nesil yazarımız. kendi evi gibi rahat etsin buralarda. **
kızdır. kesin kızdır hatta. bir şey anlatıyordur hararetli hararetli, cümlelerini sıraya koymayı da beceremez ve yapıştırır kurduğu her cümlenin kıçına ''ondan sonra'' diye. hay ondan sonrana. bir bitiremedin anlatacağın şeyi. sadede gel de diyemezsin karşısında. incinir çünkü. çıtkırıldımdır. bıraksan sabaha kadar anlatır, konuşur bıcır bıcır.
sıkıntıdan patlamış insanın isyan çığlığıdır. anlatacak o kadar çok şeyi birikmiştir ki ama anlatacak insan bulamaz. çoğu zaman başlar cümleye de sonu gelmez. garip bir durumdur yalnızlık. bu kişi de o garip durumun en dibinde çırpınıyordur, yazıktır.
ilk başlarda güzel gelse de bir yerden sonra bokunu çıkarmaya sebebiyet verir. tamam eli boş gidince kendini rahatsız hissediyor olabilirsin ama biraz da karşındakini düşün be insan kişisi.
''seni her halinle kabul ediyorum'' demenin sadece lafta kalmadığını gösterir. zor gibi gözükse de aşmışlardır bazı şeyleri. allah mutlu bahtiyar etsindir.
imrendirendir. halihazırda yaşadığımız ramazanda daha bir imrendirendir. sen sahurdan sonra nasıl uyusam diye kırk takla atarsın, bu adam başını yastığa koyduğu gibi uyur.
ya adam gün boyu deli gibi çalışmış uykuyu hak etmiş, ya da bizde var bir dengesizlik. bilemedim.
hoş gelmiş, yeni bir nesildaş yazar. * nickinin anlamını merak ettirir kendisi. google yardımcı olduysa eğer dağtütünü ya da öküzotu anlamına geliyor olabilir diye düşündürür, neyse çıkar kokusu yakında.
yazarların gözlerini kapattığında aklına ilk gelen, onları düşünmeye sevk eden şeylerdir.
genelde bunu uyumadan önce yapıyorum sanki başka zamanlada işe yaramıyormuşçasına ama olsun.
eski sevgili, sürekli aklımda. lanet olasıca ne zaman gözümü kapatsam, ne zaman yalnız kalsam aklıma geliyor ''heyo ben buradayım, sakın beni aklından çıkartıp normalleşme'' dermişçesine.
alışveriş merkezlerinde, manavlarda, süpermarketlerde gördüğüm küsuratlı rakam düşürme olayına değinen konudur. örneğin x ürünü, 3 liralık para ödeyeceğinizi bildiğiniz halde 2.99 şekliyle ucuz gösteriliyor. eğer sizin de dikkatinizi çektiyse, inanın veya inanmayın bu insanlar 1 (bir) kuruş üstünden bizi aldatıyorlar, hakkımıza giriyorlar.
aklıma takılan nokta, şimdilerde kullanılmayan tedavülden kalkan 1 kuruş için nasıl bir savunma yapılacağıdır öbür dünyada.
bir kuruş basit bir para birimi olarak gözünüze gözükebilir.
ama rabbim buna razı gelir mi, bilemiyorum. ipleri benim, senin, onun elinde bu insanların.