--spoiler--
Sen sıradan bir insansın. Yanındaki sıradan bir insan. Arkandaki de öyle.
Çekip gitmekte her zaman çok iyiydin. Bana nasıl yapıldığını öğret.
--spoiler--
--spoiler--
gidenler bildiklerini de beraberinde götürür
ay tutuldu misal dün sıradan bir doğa olayı
ama aklım ermedi boş boş baktım havaya
olsaydın da anlatsaydın kafam böyle karışmazdı
olmadı öpüşürdük aklıma takılmazdı..
--spoiler--
*bazen seni sevdiğimi söylemesem ve sen de seni sevmediğimi düşünmesen.
ve yine
*bazen seninle konuşmak istemesem ve sen ** seninle konuşmak istemediğimi düşünmesen, aklına kötü şeyler getirmesen. benim böyle bir hakkım olamaz mı yani.. olmasın mı? olsundur. bırak olsun.
bunu buraya yazıyorum da içimdeki ses yanlış yere yazdın diye dürtüyor, hadin hayırlısı. ******
sözlük yazarlarının yapmaya üşendiği konular bütünüdür.
*yemek yapmaya üşenmek: dışardan söylesek de öyle yemek yesek?
*temizlik yapmaya üşenmek: hele biraz daha kirlensin hepsini toptan temizlerim.
*gece uyanıp tuvalete gitmeye üşenmek: sabah uyanayım, şimdi çok yorgunum.
mantalitesiyle yapılması ertelenen olaylara örneklerdir. daha neler var neler de yazmıyorum buraya..
tanımlardan pek haz etmesem de şöyle bir giriş yapabilirim sanırım;
birini ** düşünürken acaba onun da seni düşünebilme ihtimalini kurmaya dönük bir egzersiz sayılabilir. eğer telepatide işi ilerletmişseniz düşündüğünüz kişi sizin telefonunuza mesaj atabilir, sizi arayabilir veya yolda karşınıza çıkabilme durumudur. eminim birçoğunuzun başına gelmiştir. geçen yine birini düşünüyorum zıırr zıırr çalan telefonumda * onun mesaj metnini görünce bünyede şoke etkisi bırakmaya sebebiyet verir. ha bir de yolda kendisini görürseniz, artık ermişsiniz demektir.
olmayacak işleri zorlamada üstüme tanımıyorum. neyime de güveniyorsam hani.
allah akıl fikir verse bari.. dua edin de tez zamanda arınıp şu haleti ruhiyemden azad olayım..
edit: aynı kelimeyi bir cümlede çokça kullanma gafleti..
asıl adı su tzu olmakla birlikte sun = efendi anlamını taşımaktadır.
--spoiler--
Yüz savaştan yüz zaferle çıkmak kabiliyetin doruk noktası değildir. Savaşmadan düşmanı alt etmek kabiliyetin doruk noktasıdır.
--spoiler--
ilkesini benimsemiş\benimsetmiş filozof ve savaşçı general, paralı asker.. savaş sanatı adlı kitabı * alanının dışında ekonomistler, iktisatçılar, spor yöneticileri için de güzel bir rehber niteliğindedir. ilginç yanı ise yazdıkları her ne kadar bundan yaklaşık 2500 sene öncesine dayansa dahi olsa günümüze ışık tutmaktadır.
--spoiler--
beni bir kere aldattıysan sana yazıklar olsun, beni iki kere aldattıysan bana yazıklar olsun.
--spoiler--
--spoiler--
Başkasını ve kendini bilirsen, yüz kere savaşsan tehlikeye düşmezsin; başkasını bilmeyip kendini bilirsen bir kazanır bir kaybedersin; ne kendini ne de başkasını bilmezsen, her savaşta tehlikedesin.
--spoiler--
Michael Ehrmantrautun vurulmasıyla beni yeterince üzmüştür. şerefsiz walter para, hırs ve egosunun yüzünden adamı resmen çatır çatır harcadı. ulan nasıl sövüyorum anlatamam..
--spoiler--
"shut the fuck up and let me die in peace"
--spoiler--
Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme.
Mevlana
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Birlikte oturduğumuz parklara senden sonra da gittim
epeyce vakit geçirdim ve kaybettim ve üzgündüm
bitiremediğim şarapları diplerine boşalttığım mavi ladinler büyümüş
çocuklar gördüm oyunlarına büyük bir ciddiyetle devam eden
bağ değil büyü bozulmuş köpek gibi pişmanım..
ali lidar
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.
bakir kalmaktan daha zor değildir. normal bir olaydır yani. aseksüel olabilir, kendisini evleneceği kişiyle ilişkiye hazırlıyor olabilir, daha önce istememiş olabilir, kişiseldir en nihayetinde.. ****
sanırım koca bir yalancıyım. ağzımı tutamıyorum. eski arkadaşlarımı ne zaman yolda görsem ayak üstü haliyle bir sohbete tutuşup tam muhabbet kopacak, bitecek derken '' bi ara görüşelim '' diyiveriyorum. ama bu kesinlikle istem dışı oluyor. sanki dile pelesenk etmişçesine. biraz edepli olaydım iyiydi..
bunu getirmiştir. tamam çok saçma olduğunun ben de farkındayım. ama sanki havada biraz '' topla topla topla, kaç kaç kaç '' diyen polis memurlarından kaçan
bayram şekerlerini yerken çocukluğum gözümün önüne gelmedi değil. poşet poşet şeker toplardım, mahallede çalmadık kapı bırakmazdım. bir de bizim buralarda olan sitelere girmek altın dolu sandığın anahtarını elinde tutmak gibi bir şeydi. bir keresinde 20. kata kadar çıkmıştık şeker toplamak maksatlı, adam şeker yerine para verince pokemondaki pikacunun sahibi olmuşçasına sevinmiştim.. şimdi çıkartıp şeker verseler daha çok sevinirim. param var ama o mutluluğum yok. sanırım çocukluğumda yaşıyorum hala. ya da en azından çocukluğumu özlüyorum.. çok saftık be..