Bu başlıkta entryleri devam ettirerek yeraltı edebiyatı diye tabir edilen (aslında öyle bir şey yok bla bla bla) tarzda ortak hikaye yazıyoruz.
Soğuk bir kasım gecesiydi. Bu amına koyduğumun dünyasında her şey anlamsızdı. Barda kendime bir bira almıştım. Bira çivi gibiydi. Sanırım bu siktiğimin dünyasında güzel olan tek şeydi. Karşımda kırmızı rujlu donuk bakışlı bir kadın yorgun bir şekilde birasını yudumluyordu+
Evet iki takım taraftarları da birbirine söver tabii ki de.
Bir de izmir ile hiçbir bağlantısı olmayan insanların gözünde hangi takım nasıl bir yer etmiş ona bakalım.
izmir'i hiçbir şekilde bilmem etmem.
Ama karşıyaka nedense hep antipatik gelmiştir gözüme.
Genelde taraftarları şiddetle övünen tiplerden oluşuyor diye düşünüyorum.
internet ortamında gördüğüm kadarıyla kırmak dökmek gibi şiddetten çok hoşlanıyorlar.
Göztepe taraftarı ise hiç tanımadım ve görmedim de.
O yüzden onlar hakkında bir yorum yapamayacağım.
Belki de hiç göztepeli tanımadığım için Göztepe bana sempatik geliyordur.
Adamın biri bir gün ölmüştür.
Öldükten sonra kendisini cennet ve cehennem kapısının olduğu bir arazide bulmuştur.
Hangisinin cennet hangisinin cehennem kapısı olduğu bilinmiyordur.
Yakınlarda bir yerde ise iki tane meleğin yaşadığı bir kulübe vardır.
Meleklerden biri doğrucu; her şeye doğru cevap veren melektir.
Diğeri ise yalancı melek; her şeye yalan cevap veren melektir.
iki melek de hangi kapının cennet hangi kapının cehennem kapısı olduğunu biliyordur.
Adamın meleklere hangisinin cehennem hangisinin cennetin kapısı olduğunu sorması gerekiyordur.
Yalnız kulübeye gittiğinde kapıyı hangi meleğin açacağı belli değildir.
Adam kapıya çıkan yalancı ya da doğrucu meleğe hangi soruyu sorarak cennetin kapısını bulur?
1 soru sorma hakkı var
Hanımlar beyler bildiğiniz üzere Türkiye'nin prestiji için yapıldığı iddia edilen Cumhurbaşkanlığı sarayının maliyeti 1 milyar Türk Lirası peki o sarayın Türkiye'ye katacağı prestiji düşünelim --- 0
Peki o 1 milyar lirayla en fazla prestij nasıl sağlanır?
Anlatıyorum.
Kahvehanelere ya da Barlara giren ve herkese benden bira herkese benden çay diyen adamların ortamdaki taşşağını düşünün
Mükemmel bir saygınlığa sahip olurlar.
Peki şimdi bu doğrultuda düşünelim.
Avrupa'nın nüfusu 800 milyona yakın
50 litrelik fıçıların Efese olan maliyetini düşündüğümüzde 50lik biranın maliyeti 1 lira civarlarında
Peki biz saraya harcanan 1 milyar ile bira üretip tüm avrupadaki insanlara bir 50lik ısmarlasaydık ülkenin prestiji ne hale gelirdi?
Tabii ki de bara girip herkese benden bira diyen o muazzam taşşaklı saygın insanın prestijine ulaşırdık.
Eğer Lynch yapsaydı filmin sonunda 20 yaşlarındaki RTE uykusundan uyanırdı ve her şeyin bir rüya olduğunu anlardı. Düşmanı olan Fetullah ise kopya çekerken onu yakalayıp sıfır veren öğretmeni çıkardı.
Christopher McQuarrie senaryoyu yazsaydı Türkiye'deki suçluların hepsi cezalandırılırdı. Ama en sonunda ise gerçek suçlunun Bilal Erdoğan olduğu ve onun saf taklidi yaparak şüpheleri üzerinden attığı olurdu. Filmin sonu ise o klasik replikle biterdi.
''Şeytan'ın en büyük oyunu tüm dünyayı kendisinin var olmadığına inandırmaktır.'' sözü geçer ve Bilal Erdoğan Sudoku çözmeye başlardı.
David Fincher yönetseydi Tayyip Erdoğan şizofren çıkardı. Muhtar seçimlerini kazanamamış bir adamın şizofrenlik hikayeleri olurdu.
Quentin Tarantino yapsaydı Tayyip Erdoğan, Bilal, Bülent Arınç, Melih Gökçek hepsi birbirini öldürürdü. Filmin sonunda Jimi Hendrix çalardı.
Frank Darabont yapsaydı Bir hoca Türkiye'ye gelirdi. Okuyup üflerdi ve Türkiye'de her şey düzelirdi ama hoca ölürdü.
Christopher Nolan yapsaydı Her şeyin suçlusu Devlet Bahçeli çıkardı. Herkes ne alaka amk derken film biterdi.
Zeki Demirkubuz yapsaydı. Tayyip Erdoğan sigaraya başlardı. Film boyunca sigara içip sarayın boş duvarlarına bakardı.
Kurt cobain, Paul McCartney ya da 2pac'ın teorilerinden çok daha gerçekçi duran bir teoridir.
Arkadaşlar bildiğiniz üzere radikal islamcılar diğer müslümanlar gibi değildir. Gördükleri tüm hadis kitaplarını temel alırlar.
Radikal islamcıların temel aldıkları bir hadis kitabında ise kertenkeleyi 1 vuruşla öldürmenin 100 sevap puanı iki vuruşta öldürmenin ise 50 sevap puanı vardır.
Tüm bunları bir kenara aldığımızda jim morrison'ın lakabı nedir?
''KERTENKELE KRAL''
Tüyleriniz ürperdi değil mi?
Peki sıradan bir kertenkeleyi tek vuruşta öldürmenin bile 100 sevabı varsa radikal bir islamcıya göre dünyanın tanıdığı kertenkele kral'ı öldürmenin sevabı kaç puandır?
Dünyanın en gereksiz en saçma şeyi. Kendini en iyi sen tanırsın kendini en iyi teselli edecek kişi ise kendinden başkası değildir. Dertleşmek ancak iç huzurunu yakalayamamış kendini değersiz yalnız ve yalnızlığı acizlik olarak gören insanların yapacağı iştir. Böylelikle başkalarının onlarla ilgilenmesi ile kendini tatmin ederler sorunları çözülmez. Daha önce kimseye derdimi anlatmadım. hayatta en fazla övüneceğim şey ise kimseyi üzüntülerime ortak etmemem.
7-24 seksist küfür edip kendi cinsiyetini ve cinselliğini aşağılar.
Ama bayan değil kadın der. Sonra kadın erkek eşitliği içerikli yazılar paylaşır.
Dipnot: Küfür eden kendini feminist diye tanıtan kadın şapşikliği <3
Yıllardır anlayamadığım durumdur. Çiş muhabbetleri hiç eksik olmaz. hobileri habire çişlerinin gelmesinden rahatsızlık duyduğunu belirtmeleridir. hadi normalde çişim geldi dersin anlarım da wp'dan 20 dk bu konuyla ilgili konuşanların sayısı oldukça yüksek
Nam-ı diğer Karıncaezmez Şevki Galatasaray'ın büyük amigosu gerçek bir hippi...
Çiçeklere düşkünlüğü ile bilinir. Belediye otobüs şoförü olduğu dönemde otobüsün içini renk renk çiçeklerle doldurur.
Görevliler bunun doğru olmadığını söyler. Karıncaezmez Şevki zıtlaşır ve işinden ayrılır. Kendine bir araba alır. Tabii ki de arabasını çiçeklerle doldurur ve Sarı kırmızıya boyar. 20 yıllık eşi boşanma davası açar. ilk duruşmada kocasının normal insanlar gibi giyinmesini ve fanatikliği bırakmasını ister. Karıncaezmez ilk duruşmada kabul eder. ikinci duruşmaya ise her zamanki gibi çiçekli elbiseleri ve özel olarak diktirdiği galatasaray'ın amblemi olan o elbise ile katılır. ''Dünya beni; ben dünyayı böyle kabul ettim eşim kabul etmese de olur der'' ve boşanma isteğini belirtir.
Renk renk çiçek desenli kıyafetleri ile ve gömleğinin cebinden düşürmediği çiçeklerle tanınır.
Tribünlerde maçı 90 dakika boyunca sağ elini havaya kaldırarak izler.
Tabii ki de çiçek desenli renkli kıyafetleri ile onu herkes tanır.
Galatasaray sezonu kötü geçirir her maçta tribünde aynı hareketi yapar. Sağ elini havaya kaldırır ve maçı öyle izler.
Mağlup olunan bir maçın ardından tribünden bir taraftar sen uğursuzsun defol git diyerek onu ittirir ve yere düşer.
Sağ kolu düşme esnasında kırılır. Hastaneye gider ve kolu alçıya alınır. Doktor uzun süre alçıda kalması gerektiğini aksi takdirde kangren olacağını söyleyince Karıncaezmez Şevki ama galatasaray'ın maçı var der. Maç günü gelir ve karıncaezmez alçıyı kırar ve beleştepe diye adlandırılan yerde her zamanki pozisyonunda sağ eli havada maçı izlemeye devam eder. Karıncaezmez'in kolu gerçekten de kangren olur ve kesilir.
Bu hippi hayat görüşü ile yaşayan Karıncaezmez şevki'nin tribünlere bıraktığı bir de hediyesi vardır.
Animals - Don't let me be Misunderstood https://www.youtube.com/watch?v=mfwN0X8YnWo
Bu şarkıya Lay lala Lay lala layy Ga-la-ta-sa-ray sözleri ile eşlik etmenizi sağlar.
Arkadaşlar hepinizin de duyduğu üzere mastürbasyon yapmak(31 çekmek,Çavuşu tokatlamak) günah sayılıyor. Hatta ve hatta elimizin hamile kalacağı ve ahirette bizden hesap soracağı söyleniyor. Bu bilgileri göz önüne alacak olursak bulduğum mükemmel açığı sizinle paylaşmak isterim.
Elimiz ahirette bizden hesap soracaksa mağdur demek oluyor böylelikle onun cehennemde yanmaması gerekiyor.
Ne oldu cehennemde elsiz kaldık.(Gerçekten mükemmel bir cehennem tasviri) Eeee peki sadece elimizi siktiğimizde elsiz kaldık diyelim yavaş yavaş bütün organlarımızı ve uzuvlarımızı sikersek Onlar da bizden hesap sorar ve onlar da mağdur durumuna düşer böylelikle onlar da cehenneme gitmez. Böylelikle yavaş yavaş bütün organlarımızı ve uzuvlarımızı kurtarmış oluyoruz ben ayaklarımı da siktim. Cehennemde elsiz ve ayaksız kaldım şimdi kollara ve bacaklara çalışıyorum size de öneririm. kolay gelsin
Edit:Arkadaşlar penisi nasıl kurtaracağız diye soran arkadaş olmuş Penisi kurtarmanın formülü penise düğüm atmak
Bugünlerde karşılaştığımız durumdur. Sarışın olsun esmer olsun fark etmiyor. Öyle büyük bir topluluk var ki hepsi iskandinav kökenli olduğunu söylüyor. acaba dünyanın değer verdiği iskandinav kızlardan gibi kendilerini göstererek piyasasını mı arttırmak istiyorlar
yoksa iskandinavları işleyen bir dizi var da hepsi onu izleyip etkilenip ''iskandinavım bn ztn yha'' mı diyor bilemedim.
Her erkeğin vazgeçemediği bir t shirt'ü vardır. Diğer t shirtlerin veremediği huzuru ve komforu sadece o t-shirtün verdiğini hisseder. Eve yorgun gelince o t-shirtü giyer ve bir anda günün yorgunluğunu atmış gibi olur.yaka kısımları mahvolmuştur. Çünkü gece uyurken bile onunla uyumuştur. En kötü durum ise bu aşkın önüne geçen kadınlardır.Bazen anne kimliğindedir bazen ise eş ama verdiği acı aynıdır...
Mavi t-shirt'ümü sonsuzluğa uğurlanışının 5.ayında özlemle anıyorum....
iyice boka saran akımdır. ikinci yeni sözlerinin yazılması ile başlayan akım sağa sola aptal edebi değeri olmayan zamanında gençlerin msn nicki olarak kullandığı sözlere çevrildi.
Bugün duvarda gördüğüm
''seni şifrem yapacaktım ama karakter yetersiz diyor. #şiirsokakta''
sözlerinden sonra iyice uyuz olduğum akımdır.
Bunu bu ülkeye getirenin amk
Garip bir insandır. bütün okuduğu kitaplar aşk kitabı olmasına rağmen bilgin mükemmel kültürlü insan triplerine girer. Ve kitap okumayan insanlara karşı aşağılamalarda bulunur sanki aralarında çok fark varmış gibi amk.
Filmler için aksiyon türü neyse kitaplar için aşk türü o'dur.
Aksiyon izlerim Aşk kitabı da okurum ama insan üzerine büyük bir katkısı o derecede asla yok.
Aksiyon türüne sinema dünyasında pop corn filmler denir. Aşk kitapları da bence edebiyat için o düzeydedir. Çok güzel olabilir.
Kişide çok samimi hisler bırakabilir. Ama kişiyi bilgin mükemmel görüşlü birisi yapmaz.
Gerçekleşmesi kesin durumdur. Puan kaybı yaşarsa kesin olarak kaybetmiş olacaktır.
Yendiği durumda ise Beşiktaşlıların dırdırını çekerek neşelerini kaybedecekler.
Olası Fener galibiyeti sonucunda hakem maçı ne kadar düzgün yönetirse yönetsin hakem top tweet olacaktır.
Bunu galatasaraylı olarak çok rahatça söyleyebilirim.
Fenerbahçe'yi yendiğimizde adamlar konuşmuyor bir şekilde geçiyor. Beşiktaş'ı ne zaman yensek hakeme küfürler yağdırırlar.
Bu sezon 2-0 yendiğimiz maçta pozisyona giremeden maçı bitirmelerine rağmen hakemi suçlu ilan etmişlerdir.
Genelde isim unutan birisi olduğum için bol bol hitap sözcükleri kullanırım
-Dostum
Bir numaralı hitap şeklimdir
ihtişamlı heybetli dosta güven düşmana korku salan arkadaşlarıma ise ''at yarrrraaa'' derim
Bu iki hitap şekli favorimdir.
Türkiye tarihinde daha önce görülmemiş bir pankarttır.
Rakip takımların taraftarlarının %99'u ağzından salya akar derecede nefretle Galatasaray kulübüne fransız diyip kendi götlerinden uydurdukları fransız komutanın kendi götlerinden uydurdukları mektubu yayıp 14 15 yaşlarında Galatasaray lisesinden cepheye giden ve şehit olan çocukları rekabet uğruna fransız ilan eder. Uydurdukları mektupta liselileri hain ilan ederler. 1915 yılında hiç mezun verememiş çünkü bütün öğrencilerini çanakkalede şehit vermiş Galatasaray Lisesini düşman cephesi olarak ilan ederler.
Kendi tasarladıkları mektupta ise 1918'de işgal edilen istanbul'u 1915'de işgal edilmiş sanıp ona göre uyarlamışlardır.Neyse bu olayın cahiliye kısmıdır. Biz şerefsizlik kısmıyla ilgileniyoruz.
Zengin fakir yaşlı çocuk hepimizi birleştiren değerdir.
Dünya'da bir erkek birliği olsaydı şüphesiz ki o birliğin sancağı baklava desenli erkek çorabı olurdu.
Herkesin sevmeyeceği bazı insanların seveceği ses rengidir.
ilginç olan şudur ki yanık sesli kadınların herkesin sesini seveceğine inanması durumudur.
Ben yanık ses sevmiyorum amk istanbul beyefendisi olduğumdan dolayı da güzel demek zorunda kalıyorum.
saatlerce dinle dur beyefendi bir erkek olmak bu devirde zor amk
Bana göre akplilerin söylediği yüzyılın yalanıdır.
Bilal erdoğan 1 liraya kocaman çikolata satar mı?
1 lira 60 kuruşa enfes supanglelerden profiterollerden satar mı?
Ya da o enfes pastayı 8 lira 75 kuruşa satar mı?
25 kuruşa satılan gofretleri söylemiyorum bile
Bilal Erdoğan'ın bim'in ortağını olduğunu söylemek akplilerin halkın sevgisini kazanmaya yönelik büyük bir operasyonudur.
Bu numaraları gelmeyiz!!!
yaşasın toptan fiyata perakende satış!!!
Derinlemesine bir bilgi sahibi olduğum konuda konuştuğum gerçeklerdir. ilkokulda sabahtan akşama kadar futbol basketbol oynardım. Hayallerim tuttuğum takımın formasını giymek ya da NBA'de basketbol oynamaktı. Sonra tenise başladım. Taekwondo'da şansımı denedim. Neredeyse bütün sporları yaptım. Sonra aptal internet oyunlarına bulaştım. Bütün hayallerimden koptum. Kendimi geliştirmekle ilgili o büyük hayallerimin yerini char kasmak item düzmek ve oyunda saygınlık kazanmak gibi aptalca şeyler aldı. insanın kendini geliştirme dürtüsünü aptalca bir oyun üzerine odaklamak gerçekten büyük bir aptallık
insanların üzülmek için milyonlarca sebep bulabileceği dünyada zor olanla uğraşıp ufak umut kırıntıları ile abilik görevi yapan şarkılardır.
Gary Moore - One Day
O bakışı daha önce bir yerde görmüştüm
Kederin açık bir kitap gibi
Çok uzun zamandır bu haldesin
Biri sana birşey yapmış olmalı
Ama bir gün güneş seni aydınlatacak
Tüm gözyaşlarını gülümsemelere döndürecek
Bir gün tüm hayallerin gerçek olacak
Bir gün güneş seni aydınlatacak
O bakışı daha önce öyle çok gördüm ki
Gözlerindeki üzüntünün farkındayım
Yaşamın tıpkı bir dilek kuyusu gigi
Nereye gittiğini sadece zaman gösterecek
Ama bir gün güneş seni aydınlatacak
Tüm gözyaşlarını gülümsemelere döndürecek
Bir gün tüm hayallerin gerçek olacak
Bir gün güneş seni aydınlatacak
Yalnız gecelere elveda de
Kuzey ışıklarına elveda de
Soğuk kuzey rüzgarlarına elveda de
Giden sonbahara elveda de
Oasis - Stop Crying your heat out
kalk
bekle
korkma
olanı biteni değiştiremezsin
gül
ışılda
korkma
kaderin seni ısıtacak
bütün yıllar ışığını kaybediyor diye endişelenme
onları bir gün göreceksin
ihtiyacın olanı al
yoluna çık
ve kalbindeki ağlamayı durdur
kalk
hadi
niçin korkuyorsun (korkmuyorum)
olanı biteni değiştiremeyeceksin
biz yıldızlarız
bizde sönüyoruz
sadece endişelenme
bizi bir gün göreceksin
ihtiyacın olanı al
yoluna çık
ve kalbindeki ağlamayı durdur
kalbindeki ağlamayı durdur