belki birinin işine yarar, bir kolaylık paylaşayım. şimdi burada simüle ettiğiniz s11 ve s21 parametrelerini bir txt uzantısıyla sonuçları kaydedebiliyorsunuz. şimdi bu sonuçları excel'de çizdirmek istediğinizde büyük bir veri ile karşı karşıya kalıyorsunuz.
evet önce bu metin dosyasını açın, bul değiştir'den bul kısmına . değiştir kısmına , koyun. sonra tamamını değiştir deyin. tamam şimdi ilk kısım bitti.
ikinci kısım olarak bu dataların hepsini seçiyoruz. sonra bir open office calc dosyası açıyoruz. buraya özel yapıştır'ı seçin. txt de veriler tek sütunda ama bize frekans sütunu ile s parametrelerinin sütünü ayrı olarak lazım. evet özel yapıştır dediğinizde karşınıza metin içi aktarma penceresi çıkacak. burada sekme, ayraçları birleştir ve boşluk kutucuklarını seçin. verilerinizin iki sütuna dönüştüğünü göreceksiniz. artık excel'de rahatlıkla 2 eksenli bir grafik çizdirebilirsiniz, hadi kolay gelsin.
Stephen king'in charles dickens'in noel hikayeleri tarzında yazdığını düşündüğüm bir kış hikayesi. Hikaye Alışılmışın dışında maine'de değil New york'da geçer. Aynı zamanda kara kule'ye bir göndeme de mevcut. Yamulmuyorsam bir de stephen king'in bir sherlock holmes hikayesi olan casey'in davası'nin bahsi geçiyor gibi geldi.
Bir oturuşta tekrar okudum ve tekrar bayıldım bu hikayeye. Ağdalı olmayan Basit cümlelere rağmen hikaye sizi çepeçevre sarıyor, korku ve gerilimi dozajında hissediyorsunuz. Bahsedilği gibi, anlatan değil hikaye önemli..
Orjinal adı "Gwendy's button box" olan stephen king ve richard chrizmar'ın ortaklaşa yazdığı bir romanın adı.
şu yaz günlerinde insana keyif veren bir hikayeydi. Bir güce sahip olmanın insan ruhunda yarattığı değişimler üzerine bir konu diyebilirim. Tabi ki yine bir taşra hikayesi.
ekonomik olarak zorda olan ülkeler. içimizde En şanslımız rusya.
Ekonominin dinamiklerine sadakat göstermediğinizde bazi faturalar ödersiniz. Bu anlaşılır olandır. Lakin şu an yaşanan abd önderliğindeki bloğun dedikleri yapılmadığı için ekonomik buhrana sokulmak istiyor bu ülkeler. Ne zamana kadar? Mevcut liderlerini devirene kadar. Son sıcak paraya boğup yeni gelen iktidara istediklerini yaptırabilecekler. Hep aynı senaryo.
Peki neden dövizlerimizi çok kolay harcadık?. Akıllı telefonlara son 10 yılda ödediğimiz para akıllara zarar. 20 milyar dolar civarı. Ayrıca ekonomiyi jölelilere teslim etmeyeceksin.
bir hususta kendilerine seslenmek istiyorum dediğim başlık.
olay şu: malum dolar kuru hemen hemen her şeyin fiyatına etki ediyor. Yaptıkları zamları bir yerde anlıyoruz. Bir sürü insan çalıştırıyorlar kar etmeleri lazım ayakta kalmak için. Fiyatları da makul tutabilmek adına ürünlerinde gramaj oynamaları da yapıyorlar, yapmak zorunda kalıyorlar falan filan.
Peki neden kimse sağlığı bozmayacak şekilde ambalaj tasarrufuna gitmiyor? Neden hala en kaliteli baskılarla ürün ambalajı kullanıyorsunuz? neden ambalaj maliyetinden ödün vererek(tabi insan sağlığını bozmayacak şekilde, mesela çoğunluğu şeffaf olan ambalaj gibi.) fiyatlarınızı daha makul tutmuyorsunuz? Ne olur yani yapamaz mısınız? Neden korkuyorsunuz? Satış rakamlarınız kötü mü etkilenir? Kalitesiz mi algılanmaktan korkuyorsunuz? Büyük gıda ve/veya şirketleri ambalajdan kazandırabildiğini gramaja eklese kötü mü olur! Eski günlerdeki gibi Depozitolu Geri dönüşüm sistemi kursanız(En azından cam için) millet üç beş kuruşunu geri alabilse.
Dipnot: Asıl ciddi sorular elbette ekonomiyi kötü idare edenlere. o konuda endişeniz olmasın. Ben sadece millet daha az nasıl etkilenir onun kritiğini yapmak istedim.
Nedensiz yapılan yekünlü/yekünümsü/yekünsüz gereksiz eşyalardır. Benim için iyi bir markadan aldığım ve üç yıldır hiç giymediğim deri botları sayabilirim. Sevemedim bir türlü botları.
bakanlığın iyi bir bütçe ayırarak çok fazla dağıttığını düşündüğüm ama dışarılarda pek denk gelmediğim bisikletlerdir. bende de bundan bir tane var. dağıtılma amacı doğrultusunda en azından her gün işe onunla gidip geliyorum.
Yahudisi, hristiyanı ve uzakdoğu putperesti yerlere çöp atmıyor. diş fırçalamakla yerlere çöp atmamak ilkokulda çocuklarımızın içselleştirdiği bir alışkanlık olmalı. Okuma yazma öğrenmesi kadar değerli bence bu alışkanlıklar.
zorunlu dipnot Editi: izlenimlerim sonucu yazdığım bu entry yi bir örnekle zenginleştireyim. israil kontrolü altındaki doğu kudüs tertemiz iken, filistin tarafı olan beytüllahim de çöpler yerlerdeydi. Filistinli müslüman tur şöförü filistin tarafında kırmızı ışık falan sallamazken israil tarafında gecenin dördünde kırmızı ışıkta bekledi. Sezar'ın hakı sezar'a. Ha bir de Ağlama duvarı tertemizken hemen dibindeki mescidi aksa girişinde yerlerde pislikler gördüm. Biz müslümanlar maalesef şekilciyiz. New york central park'da binlerce insan olmasına rağmen yerlerde çöp görmedim. Parkın çitlerinde evcil hayvanaların pisliklerini çöpe atınız levhası gördüm. Sağda solda doğal hayatlarındaki sincapları görünce afalladım. Parkta sırf insanlara yardımcı olmak için kulübesinde bekleyen gönüllü birini gördüm. Çin in liman şehri Shenzhen'de ana bağlantı yollarındaki refüjler üstünde saksıda çicekler gördüm.
Kudüs'de Hz. isa'nın Romalı askerler tarafından Mescid-i aksa surlarının yanı başındaki Cehennem Çukuru içinde yer alan Meryem kilisesi'nde(Aslen burası bir pazar yeriymiş o zaman) yakalanıp yürüdüğü ve en sonunda kıyamet kilisesi'nde çarmıha gerilmesiyle son bulduğuna inanılan yaklaşık 2-3 km lik bir yol. Hristiyanlar bu yolu yürüyerek hacı oluyorlar.
Yerli ilaç geliştirmeye çalışan bilimadamlarımızdan biri. Yıllar sonra abd den yerli ilac gelistirme heyacaniyla donus yapmış.
Bildigim kadariyla ihtiyacimizin%80 ini uretebiliyoruz. Bu ilaca ayirdigimiz her 100 tl nin 45 tl sine karsilik geliyor. Yani nitelikli ilac gelistiremiyoruz. Umarim kaliplar yikilir.
Sosyolojinin cevap vermesi gereken en kral sorudur.
Bana göre cevap anarşiden korkulması. Anarşi en geniş sınıfın üstünde durduğu zeminin çökmesidir. Zenginler bu durumda bir çıkış bulabilir ama fakirler o göçüğün altında kalır korkusu.
kusura bakmasınlar ama artık işin cılkı çıktı dediğim olay. son dönemde firmalar sürekli gramajı düşürüyor ürünlerin. ama uyanıklar ambalajı küçültmüyor. gıda fiyatlarında hem gramajı düşür hem de enflasyon var diye enflasyon oranlarında zam yap. anlaşılabilir şey değil. kalitede de belirgin düşüş var. 200 ml lik sütlere bir bakın allah'ın aşkına. su tadını daha çok alıyorsunuz içerken.
birileri buna neden ses çıkarmıyor? Gıda ve tarım bakanlığı neden bir açıklama yapmıyor?
Gördüğüm en samimiyetsiz projelerdir bunlar. Devlet erkanının da yeraldigi grup bir arada kitap okumaya başlar ve fotoğraf çekilir. Devletlümüzün resmi ulusal gazetelerde gozukur, tv lerde haber olur. Ne biçim şey ya bu? Adam kitap okuma alışkanlığını emirle başlatabileceğini sanıyor. Yazık ya, ülkem adına çok üzülüyorum.
Okumak, bir ihtiyaçtır. insan merak ettigi icin okur, ögrenir. Stephen king, daha da alttan alir ve der ki diş doktorunuzu beklerken veya otobus yolculugunuzda kisaca ölü zamanlarinizi renklendirebildiysem kendimi bahtiyar sayarim.
Kütahya standartlarının çok üstünde bir termal tesistir. Sanırım türkiye standartlarının da üstünde bir tesis.
Personeli yardımsever ve Profesyonel bir yaklasimlari var. Kütahya termal bir şehir olmasına rağmen bu yonunu ülke genelinde pek duyuramadı. Halbuki havalimani bile var bu hareketliligi arttirabilecek. Ayrica Suyu çogu termal şehirlere göre daha yumuşaktır. Sizi bunaltmaz.
Son olarak Kütahya, yeşilliğin ortasındadır. Çoğu yerde bu ikisi bir arada olmaz.
1-)cep telefonu: eğer telefonunuz power düğmesine bastığınızda açılıyorsa hiçbir başka gereksiniminiz yoktur. farklı bir telefonu sırf özentiden değiştiriyorsunuz demektir.
2-)araba: marşa bastığınızda çalışıyor, yolculuğunuzda sizi yarı yolda koymuyor ve temel donanımları çalışıyorsa yenisini almak veya değiştirmek gereksizdir. küçük şehirlerde eş çalışsa bile iki adet araba almak görgüsüzlüktür. servis yoksa bile iş giriş-çıkışlarında erkek dolmuşa otobüse binebilir, ölmez bundan.
3-) tv: internet desteği olan bir geniş ekran tv sahibiyseniz, tv niz kumanda düğmesine bastığınızda istediklerinizi yapıyorsa bozulana kadar kullanmalısınız.
4-) beyaz eşya: beyaz eşyalarınızı hor kullanmadığınız sürece sorun çıkarmazlar. mesela bulaşık makinesine bulaşıkları koymadan önce az biraz sudan geçirin mesela.
şimdi bunları neden yapmalıyım diyebilirsiniz. çünkü buralara harcayacaklarınızı çocuklarınızın geleceği için biriktirin. mutlaka sizden dahi iyi şartlarda eğitim alsınlar, hedef bence bu olsun.