öncelikle pikap alma arzunuz bir özentilik mi buna karar verin.
malum insan günümüzde "pazarlama tekniklerinin" etkisinde kalarak aslında ilgisinin olmadığı bir çok şeye sahip olma arzusuna kapılabiliyor.
buna benim bir aralar fotoğraf makinalarına olan ilgim örnek verilebilir.
yok diyorsanız ki "ben ciddiyim" o zaman sizin için naçizane önerilerim aşağıdadır.
- çin malı pikaplardan uzak durun
- olaya nostaljik bri hava katmak istiyorsanız öyle retro havası verilmiş yeni model pikaplardansa eski model kaliteli bir pikap'a yönelin
- nostaljik şeylere ilgisi olanları kazıklama sevdalısı olan bir "tüccardan" değil gerçekten bu işi severek yapan birinden pikap satın alın
- eski model pikapların kendinden hoparlör sahibi olmadıklarını ve ayrıca bir amfi ve ses sistemi ihtiyacınız olacağını unutmayın
- pikap aldığınızda bununla birlikte plaklar içinde ciddi bir bütçe ayırmanız gerektiğini unutmayın
- pikapların ve plakların bakımlarının olduğunu göz ardı etmeyin
- hep işin zorluğundan bahsettin, hiç mi iyi yanı yok diyen suser'lara;
* eve gelen arkadaşlarınızla çok sevdiğiniz bir parçayı dinlemenin hazzı anlatılamaz
* kız arkadaşınızla ikinizinde sevdiği bir parça eşliğinde salonda dans etme hazzını anlatmaya dil bilgim yetersiz
* çok sevdiğiniz bir plak'a çok makul bir fiyata sahafta denk gelirseniz mest olursunuz
dipnot: şuan kullandığım 1975 telefunken pikapıma yine bu sözlükte yazar olan emre abi sayesinde ulaştığımı belirtmek isterim. saygılar emre abi. iyi ki tanıştık. bu sözlüğün bana kazandırdığı güzel adam.
Şimdi efendim o da nerden çıktı diyenler internette yabancıların türkçe hakkında yaptıkları yorumlara bakabilir.
Peki bu nasıl kanıtlanır?
Bunu kanıtlamak adına belki yazdıklarımızı tersten okuyabiliriz. Böylelikle kelime yapısı aynı ama anlamı olmayan türkçe kelimeler elde ederiz. Bir deneyin tersten bütün yazdıklarımı sesli bir şekilde okumayı ve kararınızı verim.
bu yaz work and travel programı kapsamında 8 haziran - 25 eylül tarihlerinde amerikada çalışacağım şirket. türkiye'den gidecek/gitmiş olan dostlar varsa yeşillendirsinler mesaj kutumu da iki bilgi alışverişi yapalım.
geçenlerde arkadaşlarda sohbet ederken homoseksüellik hakkında bir tartışma oluştu. baktım tartışma aldı başını gidiyor ve herkes bir şeyler söylüyor ama net bir şey çıkacak gibi değil. atıldım ve şu soruyu sordum:
"ya bırakın rastgele tartışmayı önce şuna karar verelim homoseksüellik bir hastalık mıdır, değil midir ?"
masada bir tek ben hastalık olarak gördüm. diğerleri değil dediler. bunu söylememin sebebi eğer hastalık olarak kabul edersek tedaviyi konuşmaktı. sonra başladım homoseksüelliği neden hastalık olarak gördüğümü açıklamaya:
" çünkü doğaya aykırı. insanlar neden seks yapar? üremek için, eğer erkek- erkeğe ya da kız- kıza cinsel birleşimden çocuk olmuyorsa bu doğaya aykırı bir durum olduğuna en büyük kanıttır. hatta bakın şöyle bir durum var: siz hiç doğada erkek aslan ile erkek aslanın çiftleştiğini gördünüz mü?
- evet gördük.
- harbiden mi la?
- evet abi var bu durum. hiç mi belgesel izlemiyorsun.
- izliyorum da hiç denk gelmedim be.
Peki ya sen ne diyorsun arkadaşım ? Hastalık mıdır?
Geçenlede aldığım bir email sayesinde (cogito sözlük tarafından atılan) haberdar olduğum kampanyadır.
///
Selamun aleykum arkadaslar. Benim adim Aslihan ve Hakkari-Yuksekova ilcesinde ogretmenim. Sozlugumuzde firsat buldukca buralarin durumunu anlatmaya calisiyorum. Burada her gun bir olay var ve halk catismalardan bezmis durumda. Kimisi ailesini alip goc ediyor daha iyi bir gelecege sahip olmak için. Iran sinirinda yer aldigimiz icin nufusun cogunlugu kacak mal ticaretiyle geciniyor. Cocuklar kolay paranin yolunu bu yonde gorup okumaya onem vermiyor. Bazi kimseler buradaki bircok okulu yakti. Zaten sokaga cikma yasagi oluyor ve egitim bu surecte geri kaliyor. Ailelerin cogu egitime önem göstermiyor mesela Fen Lisesi kazanan bir ögrencimiz su anda okumuyor. Okumayan cocuklarin bir kismi kiz veya erkek farketmeksizin dagdaki kamplara aliniyor. Ser isleri cocuklarimiza cazip gelirken biz de onlari okula baglayacak hayirli bir seyler bulma cabasindayiz. Piknik ve gezi gibi faaliyetleri gundemler nedeniyle yapamiyoruz zira burada ortaligin ne zaman karisacagi belli olmuyor. Bir anda biber gazina maruz kalabiliyoruz ve okulda ise etkinlik yapabilecek ortam ya da materyal yok.
Kis mevsimine girdik ve su anda gorev yaptigim okulda kalorifer yanmiyor. Projeksiyon aleti veya akilli tahta gibi bizim icin ultra luks cihazlar zaten yok. Pencereler kirik ki dusunun yani Yuksekova sogugu meshurdur. Bakanliktan gelmesi gereken kitaplar bile eksik oldugu icin ek kaynak kitaplardan hic bahsetmiyorum. Cocuklardan aidat istedik ancak aileler egitim taraftari olmadigi icin para vermiyorlar. Yuksekova gorevli ogretmenler olarak aramizda para toplayarak elimizden geldigince gerek parasal gerek esya ihtiyacini kapatmaya calisiyoruz. Ancak gucumuz cok cok ciliz kaliyor.
Size bunu anlatmamin sebebi biraz olsun sesimizi duyurmak. Burada egitimin surmesi icin maddi yardim veya malzeme destegi gerekiyor. Okula tadilat lazim ancak imkan yok. Kis geldi ve yakinda 1 metreye yakin kar olacak buralarda. Bu ise kargolarda aksaklik olabilecegi anlamina geliyor. Tadilat olsa bile kar
yağgislarinin azalmasi beklenecek yani durumumuzun aciliyeti var!
Vaziyet bu sekilde malesef. Velhasil arkadaslar sizden gelebilecek her turlu yardima acigiz. En acil olan sey ise okulumuzun tadilatidir.
Kirtasiye yardimi yapabilecek arkadaslar icin eksik malzemelerimizi soyleyeyim. Defter - guzel yazi defteri - A4 kagidi - kursun kalem - silgi - kalemtiras - oyun hamurlari - boya kalemleri - hikaye kitaplari ve okulda kullanilabilecek her cesit malzeme.
Yardimi dokunabilecek olanlar benimle veya herhangi bir sozluk yetkilisiyle iletisime gecerse cok seviniriz buradaki minik yavrucaklarla birlikte. Mail adresim mailto:aslideniz2015@hotmail.com uzerinden irtibat kurabiliriz. Simdiden herkesten Allah razi olsun. Unutmadan bir de cok fazla duaya ihtiyacimiz var. Selam ile…
Bir arkadaşımın başından geçen anıdır. Bana geldiği şekliyle paylaşıyorum.
---/
bugün her zaman ki gibi yine okul dönüşü dağkapı arabasına atladım yurda gelmek için. en arkaya geçtim 10 yaşında bir çocuk tek başına oturuyor. elinde bir poşet kek. adını sordum:
-baran benim adım
-nerede oturuyorsun?
-suriçinde
-korkmuyor musun?
-ne yapacaklar ki bana?
-okul yok mu sen nerden geliyorsun böyle ?
-babamın yanında çalışıyorum okulumu polis yaktı 1 aydır ders yok
-polis mi yaktı gördün mü polis yakarken?
-yok sabah kalktım okul yanmıştı.
-sana kim söyledi bunu ?
-mahalledeki abilerim dedi. hem kürtleri kimse sevmiyor.
-nasıl yani ?
-bizi hiç sevmiyorlar işte.
-kim sevmiyor dedim?
-herkes
-türkler mi sevmiyor?
-evet.
-ben istanbul'dan kalktım geldim buraya senin abilerine ders veriyorum her gün dağkapıdan gelip ve bütün okul kürt. şimdi ben onlara sabahın köründe kalkıp ders vermeye gidiyorsam, onlara bir şeyler öğretmeye çalışıyorsam (tabi bi arada okulda öğrencilerimle beraber çekildiğim fotoğrafları da gösteriyorum) ve onlarla bunu 3 aydır beraber yapıyorsam ben onları sevmiyor muyum demek oluyor ? seninle konuşuyorum bak, seni dinliyorum hiç sıkıntı var mı ?
-yok abi
-müslümanız değil mi ?
-evet abi.
-o zaman biz birbirimizi sevmek zorundayız allah öyle istiyor galiba
-evet abi.
ineceği yere geldik
-abi senin adın ne
-üsame
-kendine iyi bak abi.
bana kek verdi bir tane ağzını yediğim çok güzel ve bir o kadar duygusal bir karşılaşma oldu. allah her şeyin hakkımızda hayırlı olmasını hepimiz adına nasip etsin inşallah..
gün geçmiyor ki ülkemde dolandırıcılar türemesin, yine bir telefon dolandırıcılığıyla daha karşı karşıyayız. yine aynı yalan sağlık sigortası yaptırmışım kredi kartı bilgilerimi vermezsem yüklü miktar para cezası ödeyecekmişim. neyse bu önemli değil kapattık suratına gitti.
Asıl mesele şu, bu adamları şikayet ettiğimizde bunlara yaptırım uygulayacak bir sistemimiz y-o-k. vahim olan bu. hayatımda çok az evrede bir haksızlığı/zulmü şikayet edecek bir mecra bulamama durumuna düşmüşümdür. ve insan kendini çok çaresiz hissediyor.
benim güzel ülkemde bana bu hissi yaşatıyor ya sağ olsun !
Merhaba,
2 Aaralık 2015 18-19 saatleri arasında Sakarya Büyükşehir Terminalindeki gişenizdeki görevliyle yaşadıklarım:
EZK00GZ Pnr Kodlu Sakarya - Bursa seferi için servis hizmeti almak istediğimi otogar şubenizi arayarak belirttim. 18:30'ta belirtilen yerde olmam gerektiği söylendi. Belirtilen saatten 10 dakika önce durakta beklemeye başladım. 18:40'ta atan kardeşler yazan bir servis geçti konu hakkında bilgilendirilmememe rağmen tereddüt edip otogar şubesini arayıp servisinizde ne yazıyor diye sordum. Atan kardeşler yazdığı o an söylendi. Durumu izah edip olay hakkında bilgilendirilmediğimi belirtip, firma yetkilisinden servisi arayıp köşede bekletebilir mi diye ricada bulundum. Yalan söylemekle servis saatinde durakta olmadığımla itham edildim. Hayır servis saatinde durakta olduğumu hatam olmamasına rağmen servisin köşede bekletilmesini, koşarak servise yetişebileceğimi belirterek ricada bulundum. Sıkıntının onları alakadar etmediğini kendi imkanlarımla gelmemi kaba bir üslup ile ifade eden firma yetkilisine artık daha fazla tahammül edemeyip "siz nasıl bir firmasınız biraz anlayış gösterseniz olmaz mı" dedim. Yetkili kişi biz işte öyle bir firmayız deyip telefonu yüzüme kapattı. Olay anında otogarda ki şubenizde beni bekleyen arkadaşımdan öğrendim ki personeliniz telefonu kapattıktan sonra ağıza alınmayacak küfürler etmiş şahsıma.
Daha öncede firmanız hakkında diğer arkadaşlarımdan bir çok kez şikayet duymuştum ama bu kadarını da açıkçası beklemiyordum. Bilmiyorum nasıl bir yaptırım yaparsınız. Umuyorum ve diliyorum ki bir firma olamanın gereğini yerine getirirsiniz. Bu tarz insanları bünyenizde çalıştırmanız gerçekten çok üzücü. Bir aile babası olduğumu ve bu duruma çocuğumun ve eşimin önünde maruz kaldığımı düşünüyorumda o zaman neler yaşanırdı hayal dahi edemiyorum.
iyi çalışmalar diliyor, personel alırken bazı ilkelere sahip olmanızı diliyorum.
Not: Bu e-mailime cevap alana kadar bu e-maili size her hafta atacağım.
Kendisi ulu camii imamıdır. Babası da diyarbakır'ın saygın alimlerinden biriydi. trt'nin doğunun alimleri adıyla yayınladığı belgeselde yer almıştır.
Diyarbakır'da bilboardlara asılan sözüm ona "çocuk gelinleri" eleştirmek adına asılan afişe tepki göstermesiyle gündeme gelse de kendisi bundan çok daha fazlasıdır.
Afişteki çocuğu zorla tutmuş götüren kişinin danimarkalı karikatüristin çizdiği hz.peygamber'e benzemesini cuma hutbesinde eleştirmiş ve camii de bulunan bir kişinin buna tepki göstermesi üzerine olaylar çıkmıştı. Ama cemaatin de hocaya hak vermesiyle Said yaz yanlız kalmamıştı.
Ben kendisini diyarbakır seyahatimde bir cuma hutbesinde dinleme fırsatı bulmuştum. hutbesinde kürdün türkün kardeşliği hakkında öyle bir konuşma yapmıştı ki tüylerim ürpermişti. o zamanda söylemiştim şimdi de söylüyorum said yaz gibi doğuda 10 tane fikir adamı olsun kürt sorunu diye bir sorun kalmaz.
Kendisi bu çıkışından sonra bir çok tehdit almıştır. Gerçi önceden de açılım hakkındaki olumlu düşüncelerini sık sık dile getirmesinden dolayı tehdit edilmişti, biliyorum. Ama bu sefer ki daha bir farklı oldu.
Tüm kuruluşlar ve şu ülkeyi günahı kadar seven her bireyin mehmet said yaz'ın yanında olması gerekir.
Gerçi biz bu tarz değerli adamların kıymetini kaybetmeden bilmeyiz ama umarım bu sefer farklı olur.
Mehmet said yaz bu ülkenin sorumluluk alan değerli insanlarından biridir. Diyarbakır'da ne kadar sevildiğini de çok iyi biliyorum. Kendisine en içten dileklerimle yanında olduğumu belirtmek isterim.
Uzun zamandır kendime bir not alma programı arıyordum. Aradığım bu programda şu özellikler olmalıydı:
1- Basit kullanım.
2- Alınan not sayısı arttıkça çok hızlı büyümeyen dosya boyutu.
3- Başka bir bilgisayarda notlarıma ulaşmak istediğimde program kurmak zorunda kalmamak.
4- Uzun yazı ve makaleleri kayıt etmekte sorun yaşamamak.
Aslında bu saydıklarım istediğimden çok tiddlyWiki'nin özellikleri. Ama bu özellikleri istediğimi TiddlyWiki'yle tanışınca anladım. TiddlyWiki'nin diğer bir özelliği notlarınıza etiket oluşturabilmeniz bu sayede aradığınız notu kolayca bulabilirsiniz.
Peki Ama Nedir Bu TiddlyWiki ?
TiddlyWiki htm uzantılı bir dosya. Bu dosyayı bilgisayarınızdaki herhangi web tarayıcınızla açabilir ve notlarınızı önizleme yapabilirsiniz.
Programın tek sıkıntısı sizi not eklemek için Mozilla Firefox'a mecbur bırakması. Kaydettiğiniz notları her web tarayıcı ile okuyabilirsiniz. Ama yeni not ekleyecek veya eklediğinizi düzenleyecekseniz mozilla kullanmanız şart.
Peki Ama Nasıl Kullanılır?
Her şey tamam, Tiddly'nin aradığınız not uygulaması olduğuna karar verdiniz, ne yapacaksınız?
Önce şu adresten tiddlyWiki şablonunu indiriyorsunuz, sonra mozilla firefox'u kuruyorsunuz, ardından tiddlyfox eklentisini kuruyorsunuz mozillaya. Şimdi mozilla ile indirdiğiniz şablonu açıp not eklemeye başlayabilirsiniz.
Basit ama kullanışlı not uygulamanızın keyfini çıkarın.
Bir sorunuz olursa elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.
içinde envai çeşit albümler hakkında bilgi barındıran web sitesi.
Benim gibi plakla yeni tanışmış birinin burdaki plak fiyatlarına bakıp iç geçirmesi de cabası. türkiye'de 50-60 liraya satılan pilakları orda 1$'a görünce insan biraz üzülüyor haliyle. Lakin bir sıkıntımız var o da kargo, ücreti 20$ kadar.
Eğer burdan sipariş vermek isteyen dost yazarlar varsa birlikte verebiliriz. böylelikle kargo ücretini de paylaşmış oluruz.
1.99tl 9.99tl gibi ödemelerin para üstünün marketlerin köy sandıklarına kalması durumu.
Kipa ve migros gibi yerlerde akşama kadar bu 1 krşlar birike birike hatrı sayılır bir mebla oluyor. Bunu birde aya vurursanız demeyin mağza müdürünün keyfine.
Sırf bu durumdan kaçınmak için her ödememi kartla yaptığım doğrudur.
Önemli bir sorundur bazı entryler sonra okunmak istenir ama başarılamaz bu sebebten. Favorilere ekleme özelliğide çözebilir aslında bu sorunu. Takipteyiz.