bilisim bakani
0 (düz adam)
on birinci nesil yazar 41 takipçi 1043.21 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    best fm gazoz ağacı

    1.
  1. bu gün ofise geçerken best fm denk geldi, dinleyeyim dedim. Gazoz ağacı isimli, Cem Arslan denen şahsın sunduğu içerik olarak ne olduğu belli olmayan, saçma sapan haberlerin bulunduğu, enteresan esprilerin yapıldığı bir program. ilk açtığımda Türkiye'nin AB'nin istediği 72 şarttan 69 tanesini gerçekleştirip, Türkiye AB ile 69 yapmış gibi salakça esprisini 7283648 kere tekrarlayan ilginç herif.

    Sabırla dinlemeye devam ettim, herifin her lafı falsolu.

    1- Vakıflardan bahsediyor, vakıfların genç çocuklara nasıl istismarda bulunduğunu anlatıyor ve vakıflardan uzak durun diyor. Türkiye'de onlarca, yüzlerce, binlerce vakıf var. Kimileri lösemili çocuklar için ümit ışığı olmak amacıyla gece gündüz demeden koşturuyor, kimileri türkiye ağaçsız kalmasın diye fidan dikme rekorları kırıyor. Kimileri dinine bağlı insan yetiştirmek için uğraşıyor, kimileri erdemli yönetici yetiştirmek için. Onlarca, yüzlerce vakıf bir amaç uğruna gecesini gündüzüne katıyor ve uğraşıyor. ve bu insanlardan bir çoğunun da maddi beklentisi yok biliyor musunuz? insanlar işlerinden çıkıp eve gidip yatarken, onlar gidip 3-4 saat mesailerini de, kalan son enerjilerini de orda harcıyorlar. Ülkeye, vatana bir şeyler katabilelim, birilerinin elinden tutalım diye. Sabah 2 saat ağız isali gibi konuşan bir radyo programcısı kalkıp "vakıflar cinsel istismar yapıyor" diyebiliyor. Yazık..

    2- Denizde şişme kadın bulan bir adamın haberini okuyor. Bunu dinle nasıl bağlayıp da saçmalayacak diye beklerken, eve gidip üstünü örtmesinden, örtüye, ordan da baş örtülülere, sonra da başörtülüler melek değildir nelerini biliyoruz biz başörtülülerin diyerek, iğrenç bir genelleme ile tekrardan saçmalamasını dinliyor millet. Yazık..

    3- Londra'da yaşayan bir arap çocuğunun lüx araçlarıyla ilgili haberi okuyor. Haber üzerinden arapların dinle imanla alakalarının olmadığından, arapların hepsinin lüx sevdalısı olduğundan, arapların hiç birisinin aslında gerçek müslüman olmadığından..

    Bu adama sabah sabah bu kadar genelleme yapıp, saçma salak noktalardan bir çok kurumu, bir çok insanı beynindeki pislikleri düşünerek suçlama yetkisini bu herife kim verdi?

    Ben şimdi şunu söylesem, benim tanıdığım bir radyocu vardı oç'di, o zaman tüm radyocular oç desem, mutlu mu olacaksın?
    3 ...
  2. cemal çebi

    1.
  3. kısa bir süre önce tanıştığımız, londra da doğmuş büyümüş eğitim almış ve şu aralar sigarayı bırakma konusunda ciddi çabalar sarf eden arkadaş. Ciddi çaba falan sarf ettiği de yok aslında, sigarayı bırakıyorum deyip, bir anda bırakabilen nadir insanlardan birisidir kendisi. Hayretle izliyoruz.

    sanırım 51 saat 18 dakika 03 saniye oldu ve hala sigara içmedi. tabi bunda 51 saat 17 dakika 41 saniye önce içtiği koca bir kutu puronun da etkisi olabilir.
    0 ...
  4. ismail toraman

    1.
  5. ismail Toraman, Ankara Gazi Üniversite Edebiyat okuduğu dönemlerde tanıştığım ve "Bana bir şeyhler oluyor" tiyatrosunu canlı olarka izleme fırsatı bulduğum güzel insan.

    O zamanlarda bir kitap yazdığını biliyordum. Kitabın çıkmasını dört gözle bekliyorduk ki "Endülüs'te Hazan" kitabı yayınlanmış. Kitabı görür görmez bir kaç tane sipariş verdim ve bir gün eve geldiğimde kitabın geldiğini gördüm.

    Kitabın konusu Endülüs zamanında emeviler dönemi. Tarihi romanları veya tarihi olayları okumayı çok sevmem. Hatta hiç sevmem. Gereksiz detaylara takılıp, gereksiz konularda boğulmak zihnimi fazlasıyla yoruyor. Kitap çok sevdiğim, Endülüs Emevileri dönemini anlatıyor. Dönem içinde yaşanan hikayeler üzerinden hem güzel bir endülüs turu imkanı sağlıyor zihninize, hem de tarihi anlatıyor. Kitap içerisinde zihni zorlayacak flashback'ler mecvut. Onlar da ayrıca bir heyecan katıyor. Bir gecede bitirdiğim ender kitaplardan bir tanesi. Teşekkür ediyorum arkadaşa.

    Şu an da öğretmenlik yapıyor sanırım. Bir an önce ikinci kitabını da yazsa da okusak...
    2 ...
  6. ön şartsız konuşmaya hazırız

    1.
  7. HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, köşeye sıkıştığını artık net bir şekilde hissediyor. PKK'nın bitmesi demek, HDP'nin doğudan silinmesi demek. Seçimden önce masaya oturmak için asker çekilecek, polis çekilecek gibi bir sürü ön şart sunan Demirtaş, bu gün açıklama yaptı.

    "ön şartsız konuşmaya hazırız" diyor beyefendi. Bu dakikadan sonra yapılacak en güzel şey ne?

    KÖKÜNÜ KAZIMAK!

    http://www.ensonhaber.com...e-haziriz-2016-01-06.html
    1 ...
  8. ak partinin asgari ücret sözünü yalanlaması

    1.
  9. Ak parti asgari ücret sözü vermişti arkadaşlar hatırlarsınız. diğer partiler gibi uçuk söz vermemesinin sebebi, gerçekleştirilebilir, ayağı yere basan söz verme çabasıydı. zaten ak partiden başka partinin de bu vaatleri gerçekleştiremeyeceği ortadaydı.

    sözlükte bir kaç zevatla tartışmıştık o dönemde. Seçimden 1 ay önce söylenen sözleri alıp, seçimden sonra ak parti çark etti başlıkları ile 2 günlük "ucuz" siyaset malzemesi yapmışlardı.

    o zaman, komisyona sunma meselesini falan uzun uzun anlatmıştık, o beyinler almış mıydı? hayır. O süreçlerin tamamı bitti ve bu gün resmi açıklama yapıldı, 2016'da asgari ücret 1300 oldu.

    bekar: 1300 TL
    evli ve eşi çalışmayan: +25 TL
    evli 1 çocuklu: +44 TL
    evli 2 çocuklu: +62 TL
    evli 3 çocuklu: +87 TL

    Brüt : 1647 TL.

    lütfen artık ucuz siyasetlerinizi de cebinize koyun. ya adam gibi siyaset yapıp halktan oy alın, ya da çekilin. bi bok yapmayıp, halktan oy alamayınca halka küfretmeyi bırakın.
    0 ...
  10. cizre vs rus uçağı

    1.
  11. Rusya Uçağı ve Cizre/Kobane/Silvan ne alaka?

    Dünden beri 1000 küsür yorum okudum, Rusya mevzusuyla alakalı. Birileri Rusya uçağının düşmesini Erdoğan'a bağlayarak, dış politikayı eleştirme derdinde. Birileri savaşa gireriz de düzenimiz bozulur derdinde. Birileri asarız keseriz bir gece ansızın 82 moscova söylemlerinde. Kimileri Rusya büyükelçilikleri önünde eylemde.

    Herkes bir şeyler yazıyor, söylüyor da, olayı aslı ne? Rusya nasıl cesaret etti 10 tane uyarıya rağmen? Bizim haksız olabileceğimiz nokta neresi?

    Şimdi öncelikle, sol cenahtan birisi okuyorsa bu yazıyı anlama ihtimaline ve samimiyetine güvendiğimi söylicem. Ama ülkücü camianın kaşarlaşmış, kaldırım taşı kafalı insanlarının devamını okumasını istemiyorum. Türkmenlere giden tırları durdurup, vatana ihanet eden şerefsizlere kucak açan, yıllardır isimleri üzerinden oy topladığı insanlara ihanet eden bir zihniyete laf anlatmaktansa, oturun kaldırım taşına anlatın. Emin olun anlama ihtimali daha yüksek.

    Her neyse, Türkmen cehhesinde neler yaşanıyor? Orası niye hedef? Rusya neden bu kadar büyük bir sorumluluğun altına girdi? Onun cevabını bulalım.

    Birileri her ne kadar Türkiye'nin "biz silah sağlamıyoruz" açıklamalarına inansa da, Erdoğan Suriye'deki 5 yıllık savaşı çok yakından izliyor ve o kadar kritik noktalarda o kadar kritik müdahalelerde bulunuyor ki, Türkiye dışında herkes olayın farklında. Mit tırlarının durdurulması sonrasında, farklı kisveler altında Suriye'ye, Bayırbucak Türkmenlerine, kardeşlerimize silah yardımları devam etti. Sadece silah yardımı değil, Türkiye'nin en sağlam özel harekatçı hocaları, bordo bereli hocaları muhteşem bir koordinasyon ile eğitim verdiği yerler hazırlandı. Türk tornasından geçen Türkmen kardeşlerimiz, ciddi manada savaşın seyrini değiştirdiği için Esed ve Putin'in gözü buraya dikildi.

    Rusya, ben girer vururum, Türkiye de ajanlarını ve eğitimlerini bildiğimiz için Dünya'yı karşısına alıp bizi vuramaz rahatlığı ile uçaklar havalandı. Planlar şöyleydi, Rusya girip vuracak. Türkiye oturup düşünecek. Şimdi düşürsek, Dünya sizin orda ajanlarınız ne iş yapıyordu diyecek, haksız duruma düşeceğiz. O zaman bırakalım vursunlar demesini beklediler.

    10 uyarıdan sonra uçaklar vuruldu. Hatta pilotları aramaya gelen askeri helikopterler de vuruldu. Vuranlar da yabancımız değil
    smile ifade simgesi
    Yine bizimkiler..

    Erdoğan Cizre'de, Kobane olaylarında, Silvan'da öldürdüğü/yakaladığı ingiliz ajanlarının, Rus ajanlarının, Alman ajanlarının listesini hazırladı. Sınırları içinde ne işleri olduğunu sordu. Obama ile görüşmesinde bu listelerden bahsetti. NATO bunun üzerine toplantı.

    Erdoğan şu an muhteşem bir satranç oynuyor. Rusya olsun, Amerika olsun, Almanya olsun, Suriye olsun, iran olsun. Tablo öyle bir noktada ki, ŞAHIMIZ ortada, ama ŞAH çeken MAT yiyecek!

    Peki Bayırbucak Türkmenleri için bizim bu kadar riske girmemize değer mi? Çanakkale Şehitliğine gidip dolaşın, bu vatan kimler sayesinde bizde kalmış, kimler bu vatan için canını vermiş, cevabı orda.

    Bayırbucak Türkmenleri bizimdir, Türk soyu uludur vs vs diye çıkıp anıran öküzler değil, oraya bordo berelilerini, özel harekatçılarını gönderip, silah desteği sağlayıp, strateji desteği sağlayıp orayı ayakta tutanlar gerçek milliyetçidir.

    Suriye için geri sayım başladı. Gazanız mübarek olsun.
    3 ...
  12. okullardaki tarih dersi

    1.
  13. ilkokul, ortaokul, lise, üniversite ve ikinci üniversite boyunca tarih dersleri gördüm. Hiç de sevmedim. Mühendislik okuyup Matematik dersini BA ile geçip, inkılap dersini 4. Yıla kadar geçemeyen birisi haline getirdi bu da.

    O kadar sene boyunca, ne Bosna'nın tarihini gördük, ne Endülüs'teki islam Medeniyetini. Ne Viyana kapılarından neden döndüğümüzü gördük, ne Kudüs'ün önemini. Ne ecdadımızın o zamanki ruhunu anlattılar, ne de niye böyle aciz bir ülke haline geldiğimizi..

    Varsa yoksa inkılap tarihi. Osmanlı'nın yıkılıp, Türkiye cumhuriyetinin kuruluşu.. Gösterilen kahramanlıkların tamamının Atatürk'e atfedilip, vatanı tek başına kurtarışını öğrendik. Şam'lı kardeşlerimizin, Halepli ablalarımızın çanakkalede kabirlerini gösterip, Suriye'ye bu yüzden sahip çıkmalıyız demedi kimse. Çanakkale Nasıl bir ruhla, Nasıl bir imanla savunuldu bunu anlatmadı kimse. Devletçilik nedir, laiklik nedir, batı iyidir, anadolu kötüdür hep bunları gördük. Allah dostu padişahları sarayda kadınlarla keyfederek ömür geçirdiler diye biliyoruz. Kanuni'nin karıncalar için bile fetva istediğini, kendi elleriyle sandıklar yapıp gizlice sattırıp parasını Medine'ye gaz yağı aldırdığını, fetih Emir'lerini rasullahtan aldığını değil, sarayda harem hayatı yaşadığını öğrendik. Lale devrini öğrendik..

    Atalarımız muhteşem bir destan yazmış, biz oturup onu kağıda dökmekten aciz kalmışız.

    Utanç verici..
    2 ...
  14. çözüm süreci başarılı bir projedir

    1.
  15. Doğuda daha önce yapılan operasyonların hepsinde, kürt halkını kandırarak, devlet sizi öldürüyor naraları atarak operasyon yapan devlete karşı bir bütünlük olarak karşı çıkılıyordu. Karşı çıktıkları zaman, PKK'lıları sakladıkları zaman mecburen sivil öldürmek zorunda kaldığın için adamların tezini destekliyor oluyordun ve tamamen bir kopma sürecine doğru gidiyordun. Ki daha önce yapılan da buydu.

    Çözüm süreci zamanında PKK yığınak yaptı mevzularını bırak bir kenara, ordaki halk devlet ile barıştı. Devlet artık gidip PKK'lı öldürdüğü zaman, "devlet sizi öldürüyor" naralarına kimse kulak asmıyor. Orada öldürülenin elinde silah olan PKK olduğunu halk da çok iyi biliyor. Hakkari'de taşla sopayla kovalanan PKK'lılara da bakarsanız, halkın artık bu ayrımı çok iyi anladığını, bu ayrım konusunda çok da başarılı olduğunu görebilrisiniz.

    Oradaki insanların çözüm süreci ile birlikte uzun zaman sonra tekrardan huzurlu günlerin varlığını hatırladığını, tekrardan huzur istediğini çok rahat görebilirsiniz.

    Seçimden önceki zamanlarda bile, Cizre kuşatma altına alındığında kimsenin sokağa inmediğini, serhildan çağrılarının tamamının havada kaldığını, özyönetim açıklamalarının halkta karşılığı olmadığını çok iyi görebilirsiniz.

    Bunların hepsi, çözüm süreci sayesinde oturan mevzular. Daha önce PKK serhildan ilan ettiğinde on binlerce kişinin sokağa döküldüğünü, askerin engel olamadığını çok iyi biliyoruz. O dönemde PKK yığınak yaptı evet. Türkiye ne yaptı? O yığınakları dağın ne kadar altında olursa olsun patlatacak füzeleri yaptı. Kendi helikopterlerini, obüslerini, 600+ km menzilli tanklarını yaptı. Kendi piyade tüfeklerinden, kendi insansız hava araçlarına kadar millileşme sürecini tamamadı.

    Şu an doğuda PKK yükseliş trendini bırakalı çok oldu. Çökme süreci hızla devam ediyor. Son MGK'da alınan mücadeleye devam kararı ile birlikte, PKK'nın Türkiye topraklarından kazınarak atılması planları artık onların zihinlerine de net bir şekilde kazındı.

    Şimdi soruyorum, çözüm süreci başarısız mıydı? Çözüm süreci olmasaydı, halka bu ayrımı sen mi yaptıracaktın? Sen mi millileşme sürecini tamamlayacaktın? Sen mi PKK ile Kürt halkı arasındaki farklı oluşturacaktın? Sen mi kürt halkına PKK'nın temsilcisi olmadığını anlatacaktın?

    Süreç içerisinde konuşamayıp, süreç başarısız bitti gibi göründüğü zaman "aa benim ağzım var konuşmam lazım ya" diyerek konuşuyor olmak, aptallık ispatından öteye geçmez.
    2 ...
  16. vatana ihanet özgürlüğü

    1.
  17. bu ülkede birilerinin istediği, içinde sırf "özgürlük" kelimesi geçiyor diye birilerinin de destek verdiği yeni yeni bir oluşum.

    Türkiye "kolay lokma bir ülke" olmak sınırlarından artık yavaş yavaş çıkıyor. Birilerinin, Türkiye'ye gideriz, ortalığı karıştırırız, hükümet müdahale ederse adına özgürlük deyip bir sürü salağı yanımıza alırız, istediğimizi yaparız dediği bir ülke olmaktan çıkıp, vatana ihanet edenlerin bir bir yargılanacağı bir ülkeye doğru gidiyor olmak güzel.

    Birileri hala gezi olayı başarılı olsa çok güzel bir ülke olacaktı hayallerinde malum.. Mısır'da gezi yapıldı sonuç malum, Libya'da gezi yapıldı sonuç malum.. Türkiye'de gezi tutmuş olsaydı "başarı ödülü" olarak birilerine Gezi'deki ağaçlar kesilip sivriltilip sunulacaktı, hala farkında olmayanlar var..

    Yazık.
    3 ...
  18. ak partinin kazanma sebebi

    1.
  19. bu yazının hedef kitlesi olan muhalif. samimiyetle size son kez yazacağım, benim partimin 2019'a kadar keyfi yerinde olacak, ister kulak verirsiniz ister vermezsiniz.

    fethullah gülen hareketine verilen destekle başlayalım:

    muhalefetin tamamının yanlışta birleştiği en önemli nokta. ak parti'nin birebir cemaatle savaşını oylattığı iki seçim geçirdi türkiye 2014'te, %45 ve %53 oy aldı. yani halk dedi ki, cemaatle savaşında seni destekliyorum, onlara ise sırtımı dönüyorum.

    muhalefetin hiçbir partisi bunu okuyamadığı gibi, seçmenin bu mesajının tersine hareket ederek cemaatin her eylemine iştirak etti, cemaate yapılan operasyonlara her zaman karşı durdu.

    bunun için cemaatle liderlerin yaptığı anlaşmaların elbette payı var. kılıçdaroğlu'nun genel başkan olmasında, bahçeli'nin kasetlerle susturulmasında, demirtaş'ın amerika ziyaretinde çok şey aramanız lazım ama aramıyorsunuz. fakat anadolu çomarı dediğiniz seçmen bile yıllarca cemaate söven mhp ve chp'nin nasıl ve neden bugün tv'ye desteğe gittiğini anlıyor.

    kimse basın özgürlüğü mavalı okumasın.

    herkes bu operasyonların basın özgürlüğünü kısıtlamak için yapılmadığının farkında. o yüzden cemaatin yanında yer aldığınız sürece kaybedeceğinizin farkına varın.

    partiler ve genel başkanlar bazında eleştirileri yapalım:

    kemal kılıçdaroğlu:

    seçimden sonra bile hakkında “böyle iyi niyetli, böyle dürüst bir adam” tadında güzellemeler, lütfen istifa etmesin minvalli yazılar paylaşılıyor.

    çok net bir soru soracağım: davutoğlu %35 alsaydı bugün istifasını vereceğine hepimiz hemfikiriz değil mi? evet.

    öyleyse kılıçdaroğlu da istifa etmeliydi.

    başbakan olmak istediğine eminim, kemalist olmadığına da eminim, farklı bir sol rüzgarla millete ulaşmaya çalıştı. ama yemedi. neden? üç ana sebebi var.

    1) samimi bulunmuyor ve zaten samimi de olamıyor. sürekli –mış gibi yapıyor. gerçekten fakirlikle derdi varmış gibi yapıyor, gerçekten özgürlük getirmeye çalışıyormuş gibi yapıyor, gerçekten milletin derdiyle dertleniyormuş gibi yapıyor.

    ama hala tüsiad gibi vahşi kapitalizmin türkiyedeki bayrak tutanı bir oluşumdan, beyaz türklerden, zenginlerden medet umuyor. hiçbir yaptığı, söylediği hakkında gerçekten öyle düşündüğüne ikna olamıyorsun.

    benim için en önemli meselelerden birisi “başörtüsü özgürlüğü” halk olarak. benim chp’ye oy verebilmem için bu meselede samimi bir söz almam gerek en öncelikle. neden? çünkü okul birincisi kızkardeşim başörtüsüyle çalışıyor, chp yasaklarsa çalışamayacak, annem 20 yıldır başörtüsü mücadelesi veriyor.
    benim için önemli kardeşim? senin seçmenin istediği kadar önemsiz, bilmem kaçıncı sırada görebilir, sırf bu meseleyi çözdüğü için oy veren en az %5’lik bir kesim var bu ülkede ak parti’ye. bana çıkıp da bununla ilgili soruma “başörtüsü özgürlüğünü getiren benim” gibi bir cevapla benimle ta**ak geçmeye kalkarsan, n*h alırsın benden oy. bu kadar basit.

    kısacası söylemlerini gerçekten benimsemedikçe kemal beyin halkta bir karşılığı yok. üç seçimdir aldığı %25 oydan da bunu anlayabiliyor olmanız gerekli.

    2) kendini ultra elitist zeki gören chp seçmeni:

    çok uzatmaya gerek yok, anadolu çomarı, bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam, yobaz, vb aşağılamalara devam ettiğiniz sürece kemal kılıçdaroğlu hiçbir zaman samimi bulunmayacak. bu arada eğitimli kültürlü bir insan olarak gerizekalı dediğiniz milletten zerre kadar zeka ve entelektüel ayrımınız olmadığını söyleyebilirim.

    ha ama yok biz hakaret edeceğiz, halk gerçekten aptal diyorsan benim işime gelir, 2023’e kadar iktidarı garantilemiş oluruz.

    içinizdeki zeki, demokrat ve gerçek solcu olanlara çağrım: gerçekten başarı derdindeyseniz, aranızdan kemalistleri temizlediğiniz gibi, millete hakaret edenleri de bir bir temizleyin, erdoğan'dan nefret edenlerle değil, milleti sevenlerle yola çıkın.

    3) tembellik:

    chpliler ne akpartililer kadar partisini ve davasını sahipleniyor, ne de onun için çalışıyor.

    burada kastettiğim sahiplenme gözü kör bir sahiplenme değil, örnek veriyorum adam depreme dayanıklı hale getirmek için evini yenilemek istediğinde ak parti belediyesi imar vermemiş, küfrediyor ama dava için canını dişine takıp çalışmaya devam ediyor. neden? kızkardeşi yıllarca başörtüsüyle matematik öğretmeni olmak istemiş, yasaklamışlar başörtüsünü yapmamışlar, ak parti adamın kızkardeşine bunu sağladı işte, kime ne kişisel çıkarlarından, ev yenilemekten?

    bu milletin basit görünen ama içine işleyen sorunları var, inandıkları için aşağılanmaktan bıkmışlar, destekledikleri parti yüzünden aşağılanmaktan bıkmışlar. ve en önemlisi de beyinsiz bir gerizekalı sürüsü tarafından aşağılanmaktan bıkmışlar.

    ak parti ne yapıyor? insan gibi karşısına alıyor konuşuyor, değer veriyor, sözünü dinliyor. bir arkadaşımın abisi mv adayı olduğunda köydeki bir teyze “siz şikayetlerimizi dinlemezsiniz” dediği için ayrı ayrı zamanlarda üç kez ayağına gidip şikayetlerini dinlediğini ve not almak istediğini teyzenin en sonunda “tamam be oğlum, şikayet mikayet yok, oyum sana” dediğini anlatmıştı.

    bir chp’li kalkacak da bir köylü teyzenin ayağının dibine kıvrılıp geldik, işte yüzümüz söyle söyleyeceklerini diyecek.

    en ıslak rüyalarda bile mümkün değil böyle bir şey.

    ha bir de öyle seçime bir yıl kala çalışmaya başlamakla olmaz o işler. tayyip erdoğan bugünlere gelebilmek için tam 35 yıldır sokak mücadelesi veriyor. sen bir yılda onun fethettiği kalpleri fethedebileceğini sanıyorsan çok yanılıyorsun. adam belediye başkanı seçildiğinde “istanbul’un çöp problemini çözeceğim” vaadi vermişti. tam iki yıl boyunca refah partisinin gençleri sokak sokak çıkıp çöp topladılar. kendilerine “siz manyak mısınız niye çöpleri topluyorsunuz?” diyenlere “biz bu millete bir söz verdik” cevabını veriyorlardı.

    chp gençlik kolları çöpe el sürebilir mi acaba?

    mhp neden kaybetti:

    çok net bir cevabı var, uzatmaya gerek yok. mhp tabanı kendi partilerinin iktidar ortağı olmasını istedi ve bahçeli bunu çok açık şekilde seçim gecesi reddetti. senin olup olabileceğin çap cemaatin oyları ile %17, ne diye hırsa kapılırsın anlamam. dolayısıyla mhp seçimi aslında 7 haziran gecesinde kaybetmişti. bu süreçte akparti ülkücü seçmene sahip çıktı, yollarını açtı, destek verdi. durum bundan ibaret.

    hdp neden kaybetti:

    barış için yola çıktığını söyleyip altı milyon oy alan hdp kandil’e çıkıp da “benim altı milyon seçmenim 80 milletvekilim var, ben artık senin taleplerinle değil, bana oy verenlerin talepleriyle hareket edeceğim” diyemediği için ve pkk terörüne dur diyemediği için kaybetti. cizre’de silvan’da kürtlere zulmeden pkk’yı ve kck’yı şehirden çıkarmak için değil şehirdeki mevzilerini sağlamlaştırmak için çaba gösterdiğinden dolayı kaybetti.

    diyarbakır’ın katılım oranına bakın, kimin boykot edildiğini anlarsınız.

    kısacası suçu millette aramaya devam eder, millete aptal yakıştırması yaparsanız bir dahaki seçimde %55’lere ağlamak zorunda kalırsınız.

    (ekşiden alıntı)
    2 ...
  20. ali babacan asgari ücret yalanı

    5.
  21. fakirpislik numaranı at özelden, Perşembe günü Sıhhiye'den alcam bi yere götürcem seni * hoşuna gidicek, eğleniceksin.

    AK Parti'nin vaatler konusunda sıkıntısı yok, boş sallamıyor. Vaatler = hükümet programı. Bunu bilmeyen yok. CHP'nin asgari ücret için 1500 lirayı kafadan salladığını ama AK Partinin bunu nasıl yapacağını hesaplayarak söylediğini herkes biliyor. Anca işte videolar üzerinden basit manüplasyonlar falan.
    0 ...
  22. halkın tercihini sindiremeyen internet nesli

    13.
  23. Ankara'da yapılan patlamayı hala hükümetin yaptığını zannederler bir de.

    Hükümet Sıhhiye meydanını bir gün önceden kapatır, polisleri dizer oraya ki güvenle devlete sövebilsinler diye. Ama buna rağmen bu insanlar hayır biz g*tümüzde bomba patlamasını istiyoruz dercesine ulusta gar önünde toplanıp tepinmeye başlarlar. yanlarına gelen polisleri istemezler. kovarlar. adeta bombacılar için 2-3 pas verirler. ondan sonra bomba patlayınca suçlu hüküme.. hahahaha * buna inanırlar bir de.
    0 ...
  24. türkiyede hakem sorunu çözümü

    1.
  25. PES oynarken bilgisayar ofsayt çizgisi çiziyor. PES seni tutuyor olum orda ofsayt yok diyen bilgisayarın çizdiği çizgiye inanmayan adamlar varken,

    Kafede maç izliyoruz. 7-8. sıradayız. Yanımda miyopu olan bi arkadaş var. Uzaktan gösterilen pozisyonda el olduğunu, penaltı verilmediğini iddia eden adamlar varken,

    Bu hafta ofsayt dediği pozisyon, haftaya kendilerine olunca hiç bir şey yok diyen adamlar varken,

    bu sorun çözülmez. Mevzu hakemler değil bizim kafalar.

    Bence, Hakemler oyunu ortada tutmaya odaklanır. Hatalı bir karar vermişse, verdiği kırmızı kartın hatalı karar olduğunu düşünüyorsa, karşıdaki bir futbolcuyu da basit bir faulünde oyundan atabilir. Bu tarafta bir şeye göz yummuşsa, karşıda da göz yumabilir. Derbilerde kartla oyunu bölmek yerine, ortamı germemek için faulleri daha az çalabilir. Bunlar hakem insiyatifidir. Çok da hakemlere sallamadan, takımlarımızın kötü olduğunu kabullenmeliyiz.
    1 ...
  26. hastaneler 2001 öncesi daha iyiydi

    1.
  27. Geçenlerde dolmuşta bir adamdan duymuştum bu cümleyi.. Ve bu gün başıma gelen olayı paylaşmak istiyorum.

    Bu gün Alaaddin ve Bekir'le yürürken Bekir merdivenlerde ayağını burktu, acı geçmediği için yolumuzun üstünde olan hastaneye gitmeye karar verdik. 2002 öncesi insanların hasta olmamak için gitmediği hastaneler, sabah 6'da bile onlarca metrelik kuyrukların olduğu hastaneler, hastanelerden kendisi de şikayetçi olan bi SSK müdürlerinin olduğu zamanlar hep anlatılıyor ya.. Günlerce verilmeyen hizmetler, alınamayan ilaçlar, hastanelerde para işleri, rehin kalınmalar, köpekçe muameleler, sıfır teknoloji falan..

    Hastaneye girdik, orta yoğunlukta bir hastane.. Sıramızı bekledik, kimliğimizi verdik. Sıramızı aldık. Polikliniğimize gittik, doktorun gelmesini bekledik, doktor eliyle muayene yaptıktan sonra röntgen istediğini söylediği için röntgen çektirmeye gittik. Röntgenimizi çektirdikten sonra, anında doktora gittiğini öğrendik. Tekrar doktorun yanına döndük. Oradaki hastalardan sıra geldikten sonra röntgeni incelemesini istedik. inceleme yaptıktan sonra Ortopedi uzmanının görmesini istediği için tekrardan ortopedi doktorunun yanına gittik. Ortopedi uzmanı röntgeni inceledi, eliyle muayenesini yaptı. Notunu yazıp doktorumuza gönderdi. Doktorumuzun yanına gittik, reçetemizi yazdırıp hastaneden çıktık.

    Ve bunların tamamı 20 dakika bile sürmedi.. Tertemiz hastaneler, insan gibi muameleler, hızlı ve teknolojik imkanlar.. Sıradan bir devlet hastanesinden bahsediyorum..

    Şu hizmetleri aldıktan sonra eğer hala "hiç bir şey yapılmadı ya" diyebiliyorsan ve vicdanın rahatsa, vicdanın ölmüş. Başın sağolsun.
    7 ...
  28. ak parti hiçbir şey yapmadı

    1.
  29. Israrla AK Parti bir şey yapmadı diyenler var ya, belli başlı kısımları derledim topladım. Verin ellerine okusunlar.

    Neden AK PARTi? Aklıma gelen ilk 140 Madde!

    • Marmaray YAP,
    • Hızlı Trenler YAP (Ankara-Eskişehir, Ankara-Konya, Ankara-istanbul ve çapraz hatlar),
    • Havaalanları YAP ( 26 dan 54 e yükseltildi),
    • Elektrik Santrali YAP (610 yeni Santral),
    • Uzay MERKEZi YAP ( Türkiye'nin iLK),
    • Bilişim Vadisi'nin Temelini AT( Türkiye’nin iLK),
    • Üniversiteler YAP (51 yeni devlet üniversitesi),
    • Stadyumlar YAP ( 48 yeni Stadyum ),
    • Spor Salonları YAP ( 343 yeni Spor Salonu ),
    • Olimpik ve Yarı Olimpik Yüzme Havuzları YAP ( 28 havuz yapıldı, 48 daha yapılıyor ) ,
    • Yeni Tiyatro Sahneleri YAP
    • Metrolar YAP Tüneller YAP ( 50 km den 207 km ye çıktı)
    • Raylı Sistemler YAP ( 4 il'den 11 il'e çıktı )
    • Barajlar YAP (Doğuda PKK’nın rahatsızlık duyduğu)
    • Öğrenci Yurtları YAP( 234 yeni Yurt)
    • Gençlik Merkezi YAP ( 119 yeni gençlik merkezi)
    • Kültür Merkezi YAP ( 56 yeni kültür merkezi)
    • Nükleer Santral YAP
    • Modern Bölünmüş Yollar YAP
    • Modern Adliye Sarayları YAP
    • Yerli Marka Otomobil Projesi YAP( 2020 de tamamlanacak)
    • insansız Hava Aracı üretip ihraç ET ( 19 adet ihraç edildi )
    • Milli Silahlar YAP
    • Milli Tank YAP ( Kendi tasarımımız ALTAY TANKI üretildi)
    • Milli Helikopter YAP
    • Sismik Araştırma Gemisi YAP
    • Boğazın Altına Tüp geçit YAP
    • Dev Şehir Hastaneleri YAP
    • 81 il e Ücretsiz Kanser Tarama Merkezi YAP
    • Yatağa Bağlı Hastalara evlerinde BAK
    • Tersane YAP ( 37 den 73 e çıktı)
    • Liman YAP
    • Geri Dönüşüm Tesisleri YAP
    • Türkiye’nin ilk yerli FÜZE Yakıtını ÜRET BOR Projelerine destek VER
    • Elektrikli Araç Projelerine destek VER
    • Yerli Lazer Güdümlü Füze ÜRET TEKNOPARK sayısını ARTIR (2 den 37 ye çıktı)
    • Organize Sanayi Bölgeleri KUR ( 88 yeni OSB )
    • Dar Gelirliye Konut YAP
    • Başörtüsünü serbest YAP
    • Hz. Muhammed’in Hayatını ve Kuran’ı seçmeli ders YAP
    • Uzaya uydu FIRLAT
    • Ambulans sayısını ARTIR ( Uçak, Gemi ve Helikopter Ambulanslar)
    • Hastane sayısını %10 ARTIR ( 79 yeni hastane )
    • Hastane yatak sayısını %13 ARTIR (13845 yeni yatak)
    • Yoğun bakım yatağını %793 ARTIR (6891 yeni yatak)
    • Yeni doğan yatağını %405 ARTIR (2695 yeni yatak)
    • MR cihazı sayısını %1544 ARTIR (278 yeni cihaz)
    • Tomografi cihazı sayısını %277 ARTIR ( 335 yeni cihaz)
    • Ultrason cihazı sayısını %428 ARTIR ( 2121 yeni cihaz)
    • Diyaliz cihazı sayısını %212 ARTIR ( 3201 yeni cihaz)
    • Ağız ve diş sağlığı merkezi sayısını %800 ARTIR ( 112 yeni merkez)
    • Yeşil Alan miktarını ARTIR ( 3 milyar 250 milyon Fidan DiK )
    • Orman miktarını ARTIR (1.7 milyon hektar artır)
    • Milli Park sayısını ARTIR ( 7 Yeni Milli Park)
    • Tabiat Parkı sayısını ARTIR ( 167 yeni Tabiat Parkı )T
    • Temiz Plaj sayısını ARTIR KOBi'lere destekleri kat kat ARTIR ( 172 Kat artır)
    • Savunma Sanayisi Yerlilik Oranını ARTIR (%24 ten %55 e )
    • Açılan işyeri Sayısını ARTIR Tıbbi Atık Sterilizasyon Ünitesi YAP ( 40 adet yeni)
    • Turist sayısını ARTIR
    • 12-25 Yaş arasına THY biletini %30 indirimli YAP
    • Yetim, Öksüz ve muhtaç asker çocuklarına aylık BAĞLA
    • Anneye Doğum Yardımı VER
    • Öğrenci sayısını ARTIR
    • Öğrenci Burslarını Kat Kat ARTIR
    • Üniversite bursu %478 ARTSIN
    • ilk ve orta öğretim bursu %1000 ARTSIN
    • Doğalgazlı il sayısını ARTIR
    • içme suyu ulaşan insan sayısını ARTIR ( 52.178 Üniteye içme suyu götür)
    • içme suyu Arıtma Tesisi sayısını ARTIR (%36 dan %56 ya)
    • Atıksu Arıtma Tesisi sayısını ARTIR ( 145 tesisten 563 tesis e yükselt)
    • Ülkenin ELEKTRiK üretimini ARTIR (129 milyar kwh’den 250 milyar kwhye)
    • Ortalama Yaşam Süresi ARTSIN
    • Okuma Yazma Oranını ARTIR
    • Okullaşma Oranını ARTIR
    • Tarımsal Üretimi ARTIR
    • Çiftçiye Destekleri ARTIR
    • Halka Sosyal Destekleri ARTIR
    • TiKA Projelerini ARTIR (2.241'den 13.000'e yükselt)
    • Şehit Ve Gazilere Desteği ARTIR
    • Eğitim ve Sağlık Harcamalarını ARTIR
    • Bebek-Çocuk Aşılama Oranını ARTIR
    • Kişi başına düşen Doktor, Hemşire ve Ebe oranını ARTIR
    • Yurtdışı Temsilcilik Sayını ARTIR ( 163 den 221 e )
    • MB Döviz Rezervlerini ARTIR (28,1 Milyar$'dan 136 Milyar$ lara)
    • Türkiye’nin ilk Tohum GEN Bankasını AÇ Türkiye’nin ilk Milli Botanik Bahçesini AÇ
    • Enflasyonu DÜŞÜR ( %29,7 den %8-10 a )
    • Faizleri DÜŞÜR ( %63 den %8-10 a )
    • Kamu Borcunu DÜŞÜR (%74 ten %33 e düşür )
    • Bütçe Açığını KAPAT (%12 den %1.3 e düşür.)
    • Ekonomiyi BÜYÜT ( Yıllık ortalama %5 )
    • Ülkenin ALTIN Rezervini ARTIR ( 1 Milyar$'dan 19,5 Milyar$'a çıkartıldı)
    • iMF ye Borcu YOK ET
    • Hava Kirliliğini YOK ET ( 121 Hava Kalitesi Ölçüm istasyonu Kur)
    • Çöp Sorununu YOK ET
    • Trafik Canavarını YOK ET(ölüm oranı 5.7 den 2.3 e düştü)
    • 81 il e MOBESE sistemi KUR
    • KOBi'leri DESTEKLE
    • Katsayı Zulmünü YOK ET
    • Öğrenciye Ders kitabını ücretsiz DAĞIT ( Toplam 1.9 milyar kitap)
    • Öğrenciye Süt DAĞIT
    • Öğrenciye Tablet DAĞIT
    • Okullara Bilgisayar DAĞIT
    • Okullara Akıllı Tahta DAĞIT( 85.000 tane dağıtıldı)
    • Okullara Projeksiyon DAĞIT(160.000 tane dağıtıldı)
    • Normal öğrenimde Üniversite Harçlarını KALDIR
    • Yurtdışındaki Tarihi Eserlerimizi Yurda GETiR
    • Arkeolojik kazılarla binlerce eseri müzelerimize KAZANDIR
    • Binlerce Tarihi Yapıyı RESTORE ET ( 4.000 varlık )
    • Orhun Abidelerine giden 48 Km Asfalt YOL YAP
    • Özel Eğitime ihtiyacı olan 56.000 i aşkın öğrenciyi ücretsiz TAŞI
    • 13 yılda Enflasyon %185 artmışken ; Asgari ücret %415 ARTSIN
    • En düşük SSK Emekli aylığı % 317 ARTSIN
    • Ortalama memur maaşı %329 ARTSIN
    • En düşük memur maaşı %435 ARTSIN
    • Öğretmen maaşı %317 ARTSIN
    • Muhtar maaşı %794 ARTSIN
    • Muhtaç Güçsüz Kimsesiz aylıkları %478,1 ARTSIN
    • Engelli ve yaşlı maaşı % 1000 ARTSIN
    • Türkiye'nin 3.en büyük asma köprüsünü YAP ( Adıyaman)
    • Dünyanın 3. Deniz Dolgulu Havalimanını Yap ( Ordu-Giresun Havalimanı )
    • Dünyanın 4. Deniz Dolgulu Havalimanının Yapımına BAŞLA ( Rize-Artvin Havalimanı)
    • Dünyanın 6. En Yüksek Barajını TAMAMLA ( Deriner Barajı)
    • Dünyanın 3. En Yüksek Barajını YAP ( Yusufeli Barajı)
    • Ağaçlandırmada Dünya 3.sü OL
    • Dünyanın 3.Büyük Tohum Gen Bankasını KUR
    • Avrupanın 2.Büyük Milli Botanik Bahçesini KUR
    • Dünyanın 7.Büyük Havaalanını YAP
    • Dünyanın TEK Deniz Altı Boru Sistemi ile Su Taşımasını YAP ( KKTC Su Temini Projesi)
    • Dünyanın EN DERiN Batırma Tünelini YAP ( MARMARAY )
    • insansız Hava Aracı (iHA) üreten Dünyada 3.Ülke OL
    • Dünyanın 4.Büyük Köprüsünü içeren Otoyol Projesini YAP ( Gebze izmir Otoyol Projesi)
    • Dünyada iLK defa iki kıtayı yeraltından Su Tüneli ile BiRLEŞTiR ( Melen Projesi)
    • Dünyada Tramvay üreten 6 ülkeden birisi OL
    • Dünyanın 5. En Uzun Sulama Tünelini YAP ( MAVi Tünel Projesi KONYA)
    • Avrupa'nın 6. ,Dünya'nın 8. Hızlı Trene Sahip Ülkesi OL
    • Dünyanın 6. En Çok TURiST Çeken Ülkesi OL
    • Tarımsal Üretimde Avrupa 1.si ,Dünya 7.si OL
    • Türk Hava Yolları Avrupa'nın En iyi Hava Yolları Ödüllerini TOPLASIN
    • Mavi Bayraklı (Temiz) Plaj sayısında Dünya 2.si OL
    … böyle devam eder bu liste…

    Allah rızası için elini vicdanına koy, tekrar söyle. AK Parti hiç mi bir şey yapmadı?
    10 ...
  30. erdoğanı neden sevmiyoruz

    1.
  31. Doktorlar sevmiyor; Özel muayenehaneleri kaldırdı. Ek gelirleri yok oldu.

    Eczacılar sevmiyor; Parayla ilaç satma dönemi tarih oldu.

    Avukatlar sevmiyor; Uyap'ı getirdi. Memuru iş ortağı olarak kullanma devri bitti!

    Mimarlar (TMMOB) sevmiyor; Projelerden zorunlu aldıkları % 2 artık yok.

    Kimi memur seviyor, kimi sevmiyor; Rotasyonu zorunlu hale getirdi. Mesleğe başladığı gibi, bulunduğu masayı dükkan gibi kullanan memur devri bitti.

    Banka ve para sektörü nefret ediyor; Faizleri düşürdü. Müşterilerden haksızca kesilen tüm masrafları geri almak hakkını verdi.

    Kimi işçi kesimi sevmiyor; Özelleştirmeleri yaptı. Akşama kadar atyarışı oynayıp, bira içerek maaşının yattığı düzen yok oldu.

    Kurnaz esnaf sevmiyor; E-devlet üzerinden fatura kesme zorunluluğu getirdi. Kağıt parçasından binlerce lira kazanma dönemi bitti.

    Irkçı sevmiyor; Bu topraklarda ayrımsız kardeşliği sağlamaya çalışıyor.

    Kemalistler sevmiyor; Getirdiği gerçek demokrasi ile, tüm yalanları meydana çıktı.

    Amerika ,ingiltere sevmiyor; Ortadoğu’ya karışıyor!

    Avrupa sevmiyor; Küresel projelerle Avrupa’nın gelirlerini ellerinden alıyor!

    israil sevmiyor; Çözüm süreciyle vaad edilmiş toprakları risk altında…

    Liste saymakla bitmiyor. Bunlar yazarken aklıma gelenler, gelmeyenleri de eklesek kimbilir kimler kimler daha bu listeye eklenecektir.

    Bu listeyi bir Avrupalı solcu okusa der ki; "Bu ne devrimci bir adammış! Ne kadar halktan yana, ne mükemmel bir sosyalistmiş’’

    Emin olun cevabı bu olurdu...

    Bizde ise solcuların nefret ettiği biri…

    Hoş, bu ülke öyle bir ülke ki her sabah 50 liraya kahvaltı yapanlar solcu, bir poğaça bir çayla mesaiye başlayanlar sağcı!..

    Anlarlar mı?

    Anlamazlar!
    18 ...
  32. ikinci kez rezil olacaklar

    1.
  33. Sedat Peker'in sözlerinin çarptırılmasına açıklamasıdır.

    Kıymetli Dostlarım,

    10 Ekim Cumartesi günü Ankara’da BARIŞ eylemine karşı yapılan dünyadaki en hain saldırılardan biri olan bu bombalı saldırıyı, bildiğim tüm kötü kelimelerle lanetliyorum.

    9 Ekim Cuma günü RiZE’de “TERÖRE LANET ET, ŞEHiDiNE SAHiP ÇIK” mitinginde yaptığım bir konuşmanın, akıl almayacak alakasızlıktaki bir bölümünü alıp sanki yaşanan bu olayı kastediyormuşum gibi sosyal medyada kullanan zavallılara ise gerçekten acıyorum.

    Ben konuşmamda ülkemizin askeri,polisi,istihbaratı ayaktadır,bu yüzden terör olayları karşısında ülkemizde kaos çıkmaması anlamında hiçbir şey yapmamalıyız, diyorum. ŞEHiT haberi duyduğumuz zaman gerekirse ellerimizi kanatırcasına ısırmalı ancak genede bir şey yapmamalıyız, diyorum.

    Daha sonrasında ise ülkemize karşı düşmanlık beslediğine inandığım ülkelerin isimlerini sayıp bu ülkelerin terör örgütlerini koruduğunu ve eğittiklerini söylüyorum. Terör örgütlerinden daha önemli düşmanımız ise bu ülkelerdir, diye belirtiyorum. Daha sonrasında YÜCE ALLAH göstermesin eğer ki bir gün güvenlik güçlerimiz yorgun düşerse ve yetersiz kalırsa vatandaşımızın kendini koruma hakkı doğduğu zaman, adeta dünyanın şah damarları kesilmiş gibi onların oluk oluk kanlarını akıtacağız diyorum.

    Onlar 17 yaşındaki tornacı çırağı Recai’yi, 70 yaşındaki terzi emeklisi Mehmet Dayı'yı,45 yaşındaki bakkal Ahmet’i o zaman tanıyacaklar. Onlar bu milleti tanımıyorlar, diyorum. Konuşmamın devamında Güneydoğu plakalı araçlara lütfen bir şey yapmayın. Mevsimlik işçi olarak gelen kardeşimlerimize bir şey yapmayın, onlar bizim kardeşimizdir. Yabancı ülke istihbarat teşkilatlarının, pkk’nın silahla yapamadığını siz ellerinizle yapmış olursunuz yoksa diyorum.

    Konuşmamın devamında bizim dinimizde ve milletimizin kültüründe ölüye zulüm olmaz, öldükten sonra düşmanımızın bedeni ve ruhu YÜCE ALLAH’a aittir. Bizim intikamımız savaş alanındaki düşmanlarımıza karşı olur, diye de son günler de yaşanan olaylara gönderme yapıyorum. Ancak yukarıda yazdığım ve yazmadığım birçok şey bir kenara bırakılıp sadece bir cümle öne çıkarılıyor. “Oluk oluk kanlarını akıtacağız.” cümlesi…

    hdp’nin genel başkanı: çete liderine sağladığınız güvenliği, Ankara’da barış eylemi yapan sivil tolum örgütlerine sağlamadınız demiş. Öncelikle gerçekten barış için mücadele eden herkesin YÜCE ALLAH’ın en şerefli kulu olduğunu söylemek isterim( Ben bu saldırıda vefat eden vatandaşlarımızın gerçekten barışsever olduklarına inandığımıda belirtmek isterim.).

    Ancak benim aklım bir şeyi gerçekten almıyor. Söylendiği gibi bu saldırıları kendine bağlı gizli güçlerle AK Parti organize ettiriyorsa ALLAH aşkına AK Partin’in hiç aklı yok mudur? Her seçim öncesi kendine bağlı oldu iddia edilen gizli güçlerle bu saldırıları yaptırıyor (Ancak bu saldırılardan sonra her seferinde AK Parti’nin oyu 3-4 puan düşerken hdp’nin oyu 3-4 puan yükseliyor.)

    Sosyal medyada fake hesaplarla bana hakaret içeren sözler yazan terör örgütü sempatizanlarınında bu soruyu kendilerine sorduklarını biliyorum. Ancak cevap olarak çok daha kötü şeyler bulacaklarını bildikleri için bu soruları bilinçaltlarına tekrardan geri yollayıp kendi vicdanlarını rahat ettirmek için benim aleyhimde şeyler yazıyorlar (Oysaki onlarda biliyorki dünyanın en aptal adamı bile ertesi günü 100 tane vatandaşın öleceği bir patlamadan bilgisi olsa bir gün öncesinde böyle bir konuşmayı asla yapmaz.).

    abdullah öcalan’ın dahi kabul ettiği yabancı istihbarat birimlerinden beslenen derin pkk’nın varlığı gerçek barışsever hdp’lilerce tartışmaya açılmadan yaşanan bu bombalanmaların önüne geçilebilmesi mümkün değildir. Saldırıyı yapanların deaş (ışid) üyesi çıkması benim için hiçbir şey değiştirmeyecektir. Çünkü ışid’in içindeki bazı hücreleri yönlendiren istihbarat birimleri aynı anda derin pkk’yı da yönlendirerek işbirliği yapıyorlar.

    Ayrıca hdp lideri selahattin demirtaş bana çete lideri demiş. Estağfurullah ben haddimi bilirim. Bir hafta cezaevinde yatan insanlar bile bilir ki bu dünyanın en büyük çetesi suç örgütü, terör örgütü pkk’dır!.. Kendiside pkk’nın takım elbiseli, kravatlı sivil uzantısıdır (Barış için gerçekten mücadele eden herkese ise benim boynum kıldan incedir.).

    Kıymetli Dostlarım, yukarıda yazmış olduğum konuşmalarımın video görüntülerinin hepsini yalın haliylede sizlerle paylaşacağım (Ahmet Hakan Bey’in evine ziyarete gittiğimi bilmediklerinden o olaya ismimi karıştırmaya çalışırken rezil oldukları gibi..). Konuşmamın tam video görüntülerini yayınladığımda bu olayda da ikinci kez gene rezil olacaklar.

    BiR UMUTTUR YAŞAMAK
    SEDAT PEKER
    1 ...
  34. oy gelecek yerden 95 kişi esirgenmez

    1.
  35. Barış güvercini selahattin demirtaş'ın gerek söylemleriyle, gerek hal hareketleri ile söylediği cümle.
    5 ...
  36. ankara barış mitingi meydan analizi

    1.
  37. Dün Ankara'da ne oldu?

    Normalde bu yazıyı dün yazacaktım ama birileri patlamayı önce içine sindirsin, ortalık yatışsın. Ondan sonra okusun diye biraz bekledim.

    Bu yazıyı, basından meydanı takip ederek yazmıyorum, patlama sırasında meydanda olan birisi olarak yazıyorum.

    insanların yüzlerindeki o korku ifadeleri, onlarca cesedin kaldırıma yapışmış görüntüleri, arkadaşlarını kaybeden insanların ne yapacağını bilmeden ortalıkta koşuşturmaları, üzerine miting otobüslerinden yapılan "program iptal edildi herkes hastanelere kan vermeye koşsun" anonsları sonrasında ordaki "can pazarı" gerçekten insanın içini acıtan bir görüntü oluşturmuştu. Bir insan olarak, ölen insanları, yakınlarını ve korkan insanları görmek gerçekten üzüntü verici bir olay. Bu yönüyle baktığım zaman, saldırıyı kınayasım geliyor,

    AMA...

    Saldırıyı kınayamıyorum. O gün o meydanda olan insanların, düşünerek hareket etmesi gerektiğini, algı operasyonlarına kapılarak gittikleri yolun sonunun bu olduğunu bildikleri halde koşa koşa o meydana gittiklerini de görüyorum.

    Tek tek açıklayalım,
    1- O gün oraya toplananların çoğunun amacı barış falan değildi. Tanıdıklarınız varsa sorun, gelenlerin "Erdoğan düşmanlığı üzerinden devlete çakmak için gidiyoruz" dediklerini ben biliyorum. Amacı barış olan insanlar "Bu meydan kanlı meydan" sloganları ile, yakarız yıkarız seni indiririz sloganları ile, polis araçlarını taşlayarak barış falan isteyemez arkadaş. Allah(cc) ayette, "Onlar size barış getireceğiz derler, inanmayın" buyuruyor. Tam da bu insanlar. Gezi olaylarında devlete zarar vermek için yakanlar, yıkanlar, parçalayanlar, polise saldıranlar bu gün de buradaydı.

    2- Bomba patladıktan sonra ilk 5 dakikada, 20 küsür ambulans meydanın girişine kadar geldi. Ama sadece meydan girişine. Niye? Ambulanslar meydana, yaralıların olduğu bölgeye sokulmadı. Devreye çevik kuvvet girerek yolu açmaya çalıştı. Polisle çatışmaya başladılar. Ulan barış güvercinleri, polise her zaman saldırıyorsunuz. Bırakın yolu açın da ambulans görevini yapsın. Ben burdan şunu anlıyorum, orada can çekişen insanlar zerre kadar devletin önemsediği kadar umurlarında değil.

    3- Bombayı devlet patlattı! Bu haberleri yayanların amacı nedir? Amaç belli. Suruç bize kazandırdı. Biraz daha göz önünde bir yerde yapalım bu eylemleri, daha da fazla kazanalım. Amaç bu! Gittiniz HDP'yi desteklediniz, o terör geldi bu gün de sizi buldu. Terörün her türlüsüne lanet olsun. Ama, erdoğanın söylediği şu cümleyi de aklınızdan çıkartmayın. "Terör akrep gibidir. Eninde sonuda tutan eli de sokar" o yüzden, kendi besleyip büyüttüğünüz canavara teslim oldunuz. Bir şey söylemiyorum.

    4- Devletten izin istediniz. Devlet size izin verdi. Sıhhiye meydanını belirli saatler arasında miting için trafiğe kapattı. Önceki geceden barikatlarla, portatif tuvaletlerle hazırlık yapıldı. Miting alanı Sıhhiye idi ve polisler sabah 6'da meydan girişlerine geçti. SiZi KORUMAK iÇiN orada üst aramaları sıkılaştırılmıştı ve meydana girenlerin üzeri didik didik aranıyordu. Siz ne yaptınız? Kim yönlendirdi sizi polis korumasından geçmeyen insanlar ile Gar önünde toplanıp "bu meydan kanlı meydan" sloganları atarak halay çekmeye? Bunun suçlusu devlet olamaz. Bunun suçlusu, başınızda sizi ÖLÜME SÜRÜKLEYENLER, bunu o ufacık beyinlerinize sokun.

    5- Bomba patladıktan 17 dk sonra, çok güzel kurulmuş cümleler ile 1,5 sayfa polise çakmak nedir ya? Ulan bi bakın meydanda ne oldu? 17 dk içinde 1,5 sayfa çok düzgün şekilde düşünülmüş metinleri nasıl yazdınız? Nasıl servis ettiniz? Önceden nasıl hazırladınız bunları? içinizde olan insanlar, yarın orda bomba patlayacak dediğinde, hesabı şikayet edip neden sildirdiniz? Sus olum planımızı ifşa etme diye mi?

    6- Bomba kime kazandırıyorsa, eylem onundur. Eğer bomba orda HDP'ye kaybettirecek olsaydı, seve seve sıhhiye meydanında toplanırlardı. Güvenlik sağlanmış olurdu. Bomba devlete kaybettirdiği halde, devlet gidip orda bomba patlatır mı? Suruçta olduğu gibi, burada da sizi öldüren PKK'dır.

    7- Hani diyorum ya, layığını buldunuz diye. Bunun sebebini de anlatayım. Dün askerlerimize, polislerimize tayyibin köpekleri gebersinler diyordunuz, terörü alkışlıyordunuz ya, işte dönüp dolaşıp layığınızı buldunuz.

    Terör maşa gibidir, önce işe yarar, sonra elini yakar. Elim yandı diye ağlamayı bırakın.

    Size gösterilen meydan dışında toplandınız. Polis kontrolünden geçmediniz. Orada teröristleri kucakladınız.

    Erdoğan düşmanlığı sizde, "denize düşen yılana sarılır" paniği oluşturdu biliyorum. Ama sarıldığınız yılan sizi soktuğu zaman ağlamayın..

    Herkes şu ülkede, kimin dost, kimin düşman olduğunu bilsin! HDP ve uzantısı PKK bu ülke için dışardan yönetilen şerefsiz örgütlerdir. Takım elbise giyip saz çalmasına inanmayın. Gelin adam gibi, bu devlet için, yerli, milli, enerjisini sadece bu devlet için harcayacak adamları başınıza seçin. Bu ülkede artık güzel bir şeyler olsun.

    Beyinsizlikten vazgeçin!

    Erdoğan düşmanlığı sizi ne boyuta getirdi onu görün!

    Terörü alkışlamak, şerefsizliğin, vatan hainliğinin en üst mertebesidir. Bunu bırakın!

    Barış getireceğiz diyen PKK'ya inanmaktan vazgeçin. içinde bulunduğunuz medya organlarının sizi ölüme sürüklediğini görün.

    Birilerinin sizin cesetleriniz üzerinden siyaset yapmak istediğini görün.

    Birilerinin orada sizin yaşadığınız can pazarını avuçlarını ovuşturarak izlediğini görün!

    Kim bu devlet için çalışıyor, kim bu devlete düşmanlık yapıyor görün!

    Ondan sonra gelin, acınızı paylaşayım. Ondan sonra gelin, sizinle birlikte üzüleyim. Ondan sonra gelin, birlikte o meydanlarda halay çekelim.

    Ama bu şekilde, hayır!

    11.10.15
    5 ...
  38. fetullahçıların ilginç iç yapısı

    1.
  39. Cemaate hala körü körüne inanan insanlar niye var?

    Uzun yıllar Fetullah Gülen ve ona bağlı olan eğitim kurumlarının içinde bulundum. Sadece öğrenci olarak değil, yeri geldi aldığımız sorumluluklar oldu. Öncelikle cemaate körü körüne bağlı insanların at gözlüklerini çıkartarak okumasını istiyorum.

    Bu anlattıklarımı bunların içinde kalmış herhangi birisinden teyit edebilirsiniz.

    Benim anlamadığım ana konu hep şu oldu bunların arasındayken, kardeşim hükümet bizden. Niye "tedbir" üzerinde bu kadar duruluyor? AK Parti ile cemaatin arasının açılacağı taa 2007'lerde çok net olarak biliniyordu. AK Parti herşeyi ailesi olarak gördüğü bu insanlarla paylaşırken, bu insanlar devlete hep temkinli davrandılar. Öyle bir hizmet cemaati düşünün ki, telefonda "cemaat" kelimesi söylendiğinde bile tepki ile karşılaşacaksınız. Hele ki BTM (Bölge Talebe Mümessili) bize gelecek mi gibi sorular sorduğunuzda "telefonla bunlar konuşulmaz" tepkileri. Kardeşim emniyet bizden diye artistlik yapıyorsunuz, askeriye bize ait diye hava atıyorsunuz. E o zaman niye özgür konuşamıyoruz? Sebep apaçık ortada aslında.

    Sorulardan bir tanesi de, kardeşim evin ihtiyaçlarını konuşacağımız, tuvalet kağıdı bitmiş nöbetçi onu alsın diyeceğimiz gibi konuşmaların geçeceği "basit" ev toplantılarında biz cep telefonlarımızı "dinlenir" endişesi ile neden dışarda bırakıyoruz? Kurban bayramı öncesinde 200 kişiyi yurtta topladığımızda, kurbanın fazileti konusunda sohbet ederken biz neden telefonları dışarda bırakıyoruz? Bunun öğrencilere söylenen açıklaması, telefonla oynamayın diye. Ama abi olduğunuzda "aman telefonlar dinlenir falan, alın mutlaka. Öğrenciler sorarsa da dikkat bozmasın deyin" cümlelerini duyabilirsiniz. Burada telefonları dışarda bırakmaya alış ki, ilerde devleti ele geçireceğin toplantılarda telefonu bırak dediğinde zorluk yaşama. Amaç bu.

    Abi olduğunuzda sizi bölge abilerinden birisi çağırır ve adınızın artık "Cevdet" olduğunu söyler. E kardeşim benim adım Mehmet, hayır kardeşim senin adın artık Cevdet. Düşünün size din anlatan abileriniz var, tanışıyorsunuz, adım A diyor. Siz inanıyorsunuz ve o isimle hitap etmeye başlıyorsunuz. Aynı evde kaldığınızda ister istemez kimliğini, öğrenci belgelerini görmeye başlıyorsunuz. Aslında adı farklı. "Noluyoruz lan" soruları sormaya başlıyorsunuz kafanızda. Herhangi bir sorun durumunda isimlerden dolayı deşifre olmasınlar diye en en en en alt kademenin altını düşünerek isimlerin sahte kullanılması talimatını veren adamlar, üst tarafta nasıl önlemler alır, nasıl planlı programlı hareket eder bunu siz düşünün.

    Bu cemaatin abilerinin belirli aralıklarla cep telefonu değiştirmeleri istenir. Cep telefonları ve numaraları sık sık aralıklarla değiştirilir. Hat alırken avea alınmamasına dikkat edilir. Kardeşim sıradan bir üniversite öğrencisi, 1 tane evin sorumlusu. Sürekli telefon değiştirme ihtiyacı neden duyulur?

    Hala aynı cemaatten bahsediyoruz. Ki bu cemaatin en alt birimleri dahil olmak üzere, sıradan ötesi öğrenci isimlerinin tutulduğu bilgisayar harddisklerinin 3-5 ayda bir tamamen doldurulup boşaltılması, 1-2 yılı aşkın harddisklerin yakılarak imha edilmesi veya ulaşılamayacak bir yere atılması talimatı veriliyor. Bilgisayarı kullandıktan sonra 2 sene geçince, harddiski atıp, yerine yeni hard disk takma emirlerini bizzat yaşadığım için biliyorum. Kardeşim iyi de, bana verdiğiniz öğrencilerin namazını, kitabını, dersini takip ettiğim çizelge var sadece. Bunu devlet ele geçirse ne? Geçirmese ne? Bu dandik ötesi bir konuda bile bu hassasiyeti gözeten, istihbari mantıkla çalışan bir örgütün bankada yaptığı usülsüzlüğü ortada bırakmayacağını, 999 kat daha fazla titizlikle çalışacağını söylemeye gerek yok dimi artık?

    Anlamadığım noktalardan bir tanesi de, ısrarla sınıftaki öğrencilerle görüşüp onlarla tanışmak ayağına öğrenebildiğimiz kadar bilginin öğrenilip formlar aracılığıyla aktarılmasıydı. Öğrenci adı, Cevdet Maraşlı. Memleketi Trabzon. Telefonu 0532... Babasının mesleği falan filan. Şimdi düşünün, kendi ellerindeki verilerin bir yerde izi kalacak diye ödü kopan bir örgüt, yüz binlerce öğrencisinden, insanların izni olmadan veri topluyor. Üstelik verilerin hangi amaçla, nerede nasıl kullanıldığını bilmiyoruz.

    Daha bunun gibi onlarca, yüzlerce örnek sayılabilir. Cemaatteki arkadaşları ikna etmek için falan da yazmadım bunları. Sadece kafanızda, hala bunlarla alakalı çok çok somut bilgiler neden bulunmadı sorularını soran arkadaşlarımı tek bir yere yönlendireyim de buradan okusunlar.

    Yukardaki bilgileri alın önünüze bir düşünün. Bir cemaatten mi bahsediyorum, yoksa bir örgütten mi siz karar verin. ilerde en küçüğünden, en büyüğüne kadar tüm oluşumları ile devlete kafa tutma niyeti olmayan bir oluşumda niye sahte isimler kullanılır? Niye zırt pırt telefon numarası değiştirilir? Niye sadece basit öğrenci isimlerinin olduğu harddiskler belirli aralıklarla kullanılır? Niye bilgisayarı temizlemek için ilginç programlar kullanmaları istenir? Neden öğrencilerin arkadaşlarını fişleme ihtiyacı hisseder bir cemaat? Niye ısrarla maddi kaynak sağlamak için çabalar? Niye tuvalet kağıdı alınacak toplantılarda bile telefonlar dışarda bırakılır? Bunların onlara göre hep bir açıklaması var. Ama parçaları birleştirdiğiniz zaman o açıklamalar o kadar basit kalıyor ki, çocuk dahi kandıramazsınız.

    En basit öğrenci kayıtlarının olduğu harddiskleri bile takip edip yaktıran üst akıl, emniyetin içerisinde yapılan usülsüzlükleri ortada mı bırakacak? Bankasyada yapılan şerefsizlikleri ortada mı bırakacak? Tuvalet kağıdı alalım diyeceğimiz toplantılarda telefonları dışarda bıraktıran örgüt, devleti yıkmak için yapacağı toplantılarda önlem almayacak mı? Sıradan bir ev abisinin adını, telefonunu zırt pırt değiştiren örgüt, iş yaptırdığı elemanları mal gibi ortada mı bırakacak? Sıradan öğrencilerin baba meslekleriyle bu kadar yakından ilgilenen, veritabanı oluşturmaya çalışan bir örgüt, emniyet ve polnet sistemleri elindeyken bunları değerlendirip şantaj için kullanmayacak mı?

    Devlet hizmet etsinler diye yıllarca bu grubun önünü açarken, bu kriterlerle, kendilerinden başka kimseye güvenmeyerek, alttan alta çalışan bu örgütün 10 küsür yılda neler yapabileceğini, elinde neler biriktirebileceğini, aleyhlerinde oluşacak olası sıktınıları düşünerek nasıl önlemler aldıklarını, nasıl delil imha ettiklerini düşünebiliyor musunuz?

    Merak ettiğim konulardan bir tanesi de, bu kadar ince ayrıntıya kadar düşünebilecek bir yapı, gerçekten şu okuldaki matematik, bu okuldaki fen bilgisi, çarşıdaki dürümcü abiden mi oluşuyor? Bu kadar büyük bir yapıyı bu kadar dikkatli ve sağlam zemine oturtan insanlar gerçekten bizim "saf" olarak nitelendirdiğimiz insanlar mı? Cemaatin yol haritasını çizen, emniyete nasıl sızacakları, soruları nasıl çalacakları, TSK'da kozmik odaya kadar giden planlar zincirini nasıl uygulayacakları konularını oluşturanlar cemaatin saf tabanı mı? Sahte darbe operasyonlarıyla devleti çok kolay ele alacaklarını, medya gruplarına sonsuz destekler alacaklasını bu "saf" abiler mi çizdiler? Dersane, kolej, medya gibi kurumları, bankayı, bu kadar stratejik kullanma planlarını bu "saf" abiler mi çizdiler? Dünyanın çeşitli yerlerine farklı amaçlarla dağılma fikrini bu "saf" abiler mi buldular? Türkiye'yi geçtim, dünyadaki bu ihale ağını, faiz ağını bu "saf" abiler mi oluşturdular?

    Onlarca, yüzlerce madde daha yazılabilir. Başta "saf" olarak nitelendirilen insanlar, artık yapbozun bu kadar parçası ortaya çıkıp, resim net olarak görüldüğü halde körü körüne gidiyorsa, yapacak bişey yok.
    2 ...
  40. hastanede refakatçi koltuğu

    1.
  41. Arkadaşlar bu mesele çok önemli. 2kişilik odada1 tane koltuk var. Bizden önde gelen hasta almış onu. Ulan kuru sandalyede uyumaya çalışıyorum ya.

    Yok mu arkadaş bunun çözümü? Ortalıkta bi sedye buldum yattım, hasta geldi diye kaldırdı aldı onu da görevli. Dolanıyorum ortalıkta.

    Yer: Ankara numune
    3 ...
  42. türkiyede mehdi meselesi

    1.
  43. Türkiye'de Mehdi Meselesi

    Yakın tarihe baktığımda, Mehdi meselesi konusunda insanların çok kandırıldığını, insanların zihinlerinde net bilgiler olmadığından insanları aldatmaya çok müsait bir konu olduğunu görüyorum. Özellikle Mehdi konusu gündeme geldiğinde savaş çığırtkanlığı yapanlar, insanların olan ümitlerini paramparça ederek, insanların zihninde her an savaşa girecek bir ülke algısı oluşturmak, müslümanları zannedildiği gibi hareketlendirmiyor hatta daha da mayıştırıyor, olumsuz yönde etkiliyor.

    "Mehdinin adı Peygamberimizin (s.a) adından, babasının adı da Peygamberimizin (s.a) babasının adından olacaktır. Yani adı Muhammed, babasının adı da Abdullah olacaktır. "Mehdî ise onun ismi değil lâkabıdır. Mehdi'nin çıkması kıyametin alâmetlerindendir. O, dini kuvvetlendirecek, yer yüzünde adaleti yayacak ve tüm Müslümanlar kendisine uyacaklardır. Mehdî'den sonra Hz. isa (as) inecek ve Deccâl'ı öldürecektir. Bir rivayete gö­re ise, Mehdî ile Hz. isa birlikte inecekler ve Deccâl'ı birlikte öldüreceklerdir. Hz. isa (as), namazında Mehdiye uyacaktır."

    Yukardaki tanım, bir müslümanın Mehdi konusunda bilmesi gerekenleri yeterince özetlemiyor mu? Bunlar dışında Mehdi konusu üzerinde daha fazla konuşmak, hatta Mehdi dışında bir şey konuşmamak, insanları karamsarlığa sürüklemek, insanlarda ibadet yapacak hazzı bırakmayacak kadar bu konuya eğilmek ne kadar doğru? Hatta "Mehdî'yi yalanlayan kafir olur." mevzu hadisini de ön plana çıkartıp, siz mehdi ile çok uğraşıyorsunuz denildiği zaman sizi tekfir edecek, kafirlikle suçlayacak insanları türetmek ne kadar doğru? Dünyadaki haksızlığa karşı çıkalım diyen insanlara, sen beceremezsin Mehdi halledecek sen köşede otur demek ne kadar doğru? Gecesini gündüzünü Mehdi'nin "edebiyatı" ile gerçirmek ne kadar doğru? Mehdi üzerinden etrafında insan toplamak ne kadar doğru? Kendine bazı vasıflar verip, sonrasında ayetlerden, hadislerden bazı bölümleri kırpıp "bakın bende de bu özellikler var ama ben mehdiyim demiyorum" saçmalıkları ne kadar doğru? Gündemi takip edip, olan her olayı evirip çevirip Mehdi'ye bağlamak ne kadar doğru? Hacda olan kazayı, hacdaki izdihamı alıp Mehdi geliyor demek, Avrupa'da borsanın 2 puan düştüğünde Ekonomileri batıyor Mehdi gelecek demek, artık Mehdi konusunu magazinleştirmek, olan ruhundan uzaklaştırmak, basitleştirmek ne kadar doğru?

    Benim mürşidimin bu konudaki tavrı, dünya müslümanlarının kesinlikle dikkat etmesi gereken bir tavırdı. Manevi keşfinde Mehdi'nin gelişini yakın görerek beklemeye başlayan bir hocaefendinin etrafındaki insanların, oturup Mehdi'yi beklemelerinin yanlış olduğunu söyleyerek, nefsini terbiye etmiş insanlar yetiştirme gayreti ve bu yetişen insanları "Mehdi gelirse onun askeri olacaklar" diye nitelendirmesi mehdi konusunu aslında gayet net özetlemiyor mu? Sen bir müslümanı, yetişmesi gerektiği gibi yetiştirirsin. Mehdi gelirse askeri olur, gelmezse de o yeni müslümanlar yetiştirir. Bunun dışındaki bir Mehdi edebiyatı, mevzuyla alakalı konuşulacak her söz boş laftan öteye geçmeyecektir.

    Toplum içerisinde yaşadığın bir hayat var, yapmak zorunda olduğun, sürdürmek zorunda olduğun işin var, hayatın var. Ev alacak bir insana mehdi, mehdi, mehdi, mehdi diye diye "zaten mehdi gelecek ev almayım" noktasına getirmek, insanları ev halkı ile, aileleriyle birbirine düşürmek, ikilemde bırakıp yaşanmaz bir hayat sunmak kul hakkından başka nedir? insanları ailesinden, arkadaş çevresinden, din kardeşlerinden soyutlayarak ilginç bir hayat yaşatma çabası nedir? Bunlar sadece bir kaç tane örnek, daha neler var neler...

    Tam bu noktada dönüp Avrupa'nın ve dünyadaki dengelerin sahiplerinin hedeflerine bakıyorum. Müslümanların içindeki cihad ruhu ile başa çıkabilmek için yaptıklarına bakıyorum, elinde kumanda ile, çay ile Mehdi bekletenlere bakıyorum. Hedeflerinin aynı olduğunu, hımbıl müslümanlar yetişmesinden mutlu olduklarını görüyoruz.

    Ne yazık ki bir kafirin yazdığı, "insan yönetmek" isimli kitap şu durumu gayet net özetliyor. Yönetilecek ve yönetilemeyecek insanlar diye açtığı başlıkta özet olarak söylediği bir nokta var. Düşünen insanı yönetemezsin, ama yanındaki insanları "korkutarak" hem kendine bağlayabilirsin hem de çok rahat yönetebilirsin. Korku havasını muhafaza ederek insanları hipnoz etmek, saçma salak düşüncelerle, abartı uçuk zihniyetlerle islama zarar verdiğinin farkında olmayan insanlara acımaktan başka yapılacak ne var ki? Kur'an sana düşünmeyi emrediyorken, korku ortamından uzaklaşarak dinini öğrenmeyi ve düşünmeyi denesen, hiç fena olmaz.

    Bu konuda en son konuşacak insanlardan birisi belki de benim ama beklemek insanlarda psikolojik yorgunluktan başka bir şey oluşturmayacağı için, işin magazin kısmını bir kenara bırakıp, somut şeylere yönelmek daha doğru olacak diye düşünüyorum.

    Selametle.
    6.10.15
    5 ...
  44. tece giremez

    1.
  45. modern üçüncü dünya savaşı

    1.
  46. "Modern 3. Dünya Savaşı" aslında çoktan başladı..

    Kimileri, düşman gördüğü ülkenin başına bir terör örgütünü musallat eder. 30 yıl besler, medya desteği verir, silah desteği verir, sosyal mühendislerini tahsis eder, ajanlarını savaşın başında görevlendirir.

    Kimileri, düşman gördüğü ülkenin iç yapısını bozacak şekilde terör grupları oluşturur. Dışardan destek te vererek, 3-5 yıl sürecek iç bölünme ile insanların birbirini katletmesini sağlar.

    Kimileri, düşman gördüğü ülkeyi ekonomik olarak sarsacak bir skandalı kanıtlar. Yıllarca elinde bekletir ve tam diğer ülkelerde teröre verdiği desteği en açık şekilde ispatladığında patlatır. O ülkenin ekonomisini ve prestijini yerle bir eder.

    Kimileri, düşman gördüğü ülkeyi tüm ülkelerden ayıracak ambargoları BM'den geçirerek o ülkeleri yalnızşaltırma politikası izler.

    Kimileri, düşman gördüğü ülkeye yavaş yavaş yayılmacı politikalarla yayılarak, ülke statüsünü yavaş yavaş elinden almaya çalışır. Destekçilerine sert çıkışlar yapar, oradaki azınlıkta kalan insanları da öldürerek misyonunu yamamlama çabasına girer.

    Kimileri, düşman gördüğü dünyanın en güçlü ülkelerinde terör saldırıları düzenleyerek, okullar basarak, bu dünyanın en güçlüsünün onlar olmadığını ispatlama yoluna gider.

    Kimileri, düşman gördüğü ülkeyi hedef tahtasına oturtmak için kendi senaryolarını yine kendi insanı üzerinden, düşmanının tarzında vurarak haklılık elde etme çabası görür.

    Kimileri, düşman gördükleri ülkelerin tüm STK'larının, tüm gruplarının içlerine ajan yetiştirerek tüm dünyayı elinde tutmaya çalışır.

    Kimileri, düşman gördüğü ülkedeki nükleer faaliyetleri öne sürerek, Uranyum zenginleştirmeye başlar. Dünya'da yalnızlığı göze alarak bu süreci tamamladıktan sonra, yalnız kalmış diğer ülkelerle ittifak yaparak mevcut bulunduğu süreci legalleştirme çabasına girer.

    Kimileri....

    Ülkelerin isimlerini ortaya koyduğunuzda aslında yeni nesil bir 3. dünya savaşının çoktan başladığını görebilirsiniz.
    0 ...
  47. türk filmlerindeki avm dikme merakı

    1.
  48. bayram arasında biraz vakit buldum 3 tane türk filmi izledim.

    1. Öğrenci işleri (2015)
    Filmde dersane adam her yeri alıyor. Dersaneyi de alıp avm kuracak.

    2. Çarşı Pazar (2015)
    Filmde butik bir çarşı var. Her yer satın alınıyor, sadece hamam kalıyor. Avm kurulacak.

    3. Bana Masal Anlatma (2015)
    Filmde istanbul Suriçi anlatılıyor. 1 yaşlı kadının evi kalıyor. Alınırsa AVM kurulacak.

    3'te 3 yaptı. Artık son filmi izlerken avm kelimesini duyunca oha dedim ya. bu nedir lan? avm merakı ne arkadaş? lan bir olur tamam, iki olur tamam da her filmde mi bu var arkadaş.
    1 ...
  49. ateistlerin garip çelişkileri

    1.
  50. yıl olmuş 2015 hala ateistlerin insan olduğunu zannedenler var arkadaş!
    4 ...
  51. hdpye oy vermek için geçerli sebepler

    1.
  52. 1. kürdistan hayaliniz varsa,
    2. ermeni soykırımının tanınması hoşunuza gidiyorsa,
    3. pkk'yı resmi silahlı kuvvetler olarak tanımak istiyorsanız,
    4. masum halkın öldürülmesi hoşunuza gidiyor ise,
    5. şehit haberleri geldikçe bıyık altı gülebiliyor iseniz,
    6. pkk sizi tükmüğüyle boğar sözü sizi mutlu ediyor ise,
    7. özerk olmak gibi bir hayaliniz var ise,
    8. vsvsvs..

    şerefsizin önde gidenisinizdir. hdp'ye oy verebilirsiniz.

    Not: CHP'li olup ta sırf barajı geçsin diye oy verenler de yukardaki maddeleri kabul etmiş sayılır.
    9 ...
  53. kürt yandaşı haber organları

    1.
  54. iMC TV haber geçiyor, pet şişede su içen 13 yaşındaki A.V. pet şişeyi arabadan dışarı atarken tc askerleri tarafından vuruldu diyor.

    Askeriye görüntüleri yayınlıyor. Görüntüler ve bilgiler şöyle,

    Yaş 13 değil 17.
    Elindeki şeyi yere değil askeri noktaya atıyor.
    Elindeki pet şişe değil cam şişe.
    Şişe boş değil, içinde benzin var.
    Şişenin ağzında bez var.
    Ve o bez yanıyor.

    Buna biz masum çocuk yere şişe atarken değil de, PKK'lı bir piç askere molotof atarken diyoruz.
    10 ...
  55. davutoğlu törende kılıçdaroğluna bişey gösterdi

    1.
  56. Herkesin merak ettiği o konuşmanın ayrıntıları gelir mi bilmem ama, Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu'ndan telefonu alıp, Kılıçdaroğluna bir şeyler gösterip gülüşmeleri ilginç görüntü oluştu.

    Koalisyon zamanında yapılan caps'lere mi bakıyorlardı acaba?

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/824472/+
    1 ...
  57. kürtlerin aslında kürdistan istemediği gerçeği

    1.
  58. Günlerdir doğudaki arkadaşlarla konuşuyoruz. 30 kişiden fazlasıyla telefonda yarım saatten fazla konuştum.

    Konu:
    Kürdistan meselesi,
    PKK mevzusu,
    Yaşanan olaylar,
    Şehitler hakkında düşünceler,
    Leşler hakkında düşünceler.

    Hepsinin hemfikir olduğu konular şöyle,

    Hiç birisi "Kürdistan" diye bir devlet istemiyor. Okumuş adamımız yok, birbirimizi yeriz burda, Dünya'ya rezil oluruz. Türkiye gayet güzel bir ülke, kardeşçe yaşayalım diyorlar.

    PKK'yı hiç birisi tam olarak istemiyor. Tam olarak istememe mevzusu şöyle, Türkiye eğer geçmişte olduğu gibi bize soykırım yaparsa, bizi öldürürse diye elimizin altında hep bi güç bulunsun diyorlar. Ama kalkıp PKK'nın askere, polise saldırmasını kendileri de doğru olarak görmüyorlar.

    Şehitlere ciddi üzülüyorlar. Aradığım çocuklardan birisinin 1 abisi astsubay, diğeri dağda terörist. Şehit olsa da ben ağlıcam, leş olsa da ben ağlıcam. Çoğu anne/baba zaten bunu yaşıyor diyor.

    Çözüm süreci konusunu gerçekten tabanda sevinçle karşılanmış. Çözüm süreci zamanında çok rahattık, gayet iyiydik diyorlar. Çözüm süreci zamanında taşkınlık, şımarıklık yapanları kendileri de "şerefsizlik" olarak değerlendiriyorlar.

    Çözüm sürecine tekrar dönmek istiyorlar.

    PKK'nın baskılarından sıkılmışlar.

    PKK'nın çocukları dağa kaldırmasına çok ciddi tepkililer. Hatta bu gün konuştuğum bir aile 2 hafta önce dağa çıkan çocuklarını istemek için Silvan HDP binasına gidecekler.

    Ama bu kadar şeyi görmüş insanlar, HDP'nin barış getireceğine inanıyor hala..

    Daşşak muhabbeti yapacaklar sol frame'den başka başlık seçsin. Şu psikolojiyi yorumlayacak birileri varsa, yorumlarını, önerilerini bekliyorum.
    2 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük