Biri bana yaptığı zaman kendimi pavyon şarkıcısı gibi hissediyorum.
Hani topuzunu allah katına kadar çıkarmış, yüzüne makyaj değil boya badana yapmış, saçları platin sarısı ama dipleri kömür karası, Boynuna tüylü tüylü bir şal attırmış. Heh tam o işte.
Karşı masadan yanar dönerli meyve tabağı yollanmış sahneye. Kafamı çevirip bakıyorum, pişkin pişkin sırıtan bir para babası. Masasına teşrif etmemi bekliyor.
Sinirlerimi tepeme çıkaran ptt memuru. Sık sık aliexpress adlı siteden alışveriş yapıyorum. Ürünler türkiyeye china post ile gelip ptt kargo ile teslim ediliyor.
Bu eleman başta kargomun geldiğini bildirmek için whatsapp'tan yazdı bana. (lükse bakar mısınız) Neyse dedim, kızım bilirdisi sakin ol. şu saatlerde adrese teslim edebilirsiniz evde oluruz diye cevap verdim. Kargo ile manasız abartılı bir şekilde alakadar oldu. Sonunda kargom geldi, kargomun geldiğini artık bilgilendirmesine gerek olmadığını söyledim, bir dahaki kargoyu kendi elleriyle bana teslim etmek istediğini(!) söyledi. Hasbinallaaaaah! Ne münasebet diye payladıktan sonra cevap bile vermedim.
Bu abimiz inatla her gece 2 gibi arıyor. Açmıyorum. Hiç muhattap bile olmak istemedim başta ama iyice darladı.
Bende az önce açtım ağzımı yumdum gözümü. Ulan devletin kurumu diye numaramızı yazıyoruz kargo bilgilerine, gecenin 2 sinde arayıp sapıklık yapmak nedir, babanın oğlu muyum askerlik arkadaşın mıyım ben senin? Sen kim köpeksin? Ağzımı açmayayım dedim dedim tepemize çıktın ayıp değil mi? diye verdim ayarı yolladım.
Yıllandıkça fiyatı artan şarabın pahalılık sebebini sorgulamaktır. içinde mantar üredikçe değeri artar bu meretin. Ciddi ciddi içindeki bakteri sayısı arttıkça değerlenir de değerlenir.Neymiş alkol oranı artıyormuş da bik bik. Sen Elmayı-armutu pörsüdü diye yeme, 150 yıl boyunca ekşimiş, ekşimeye devam eden kırmızı meyvenin suyuna servet dök. alkolse alkol. Uygun ortamı sağla beklet elmayı o da aynı işi görebilir. Ama sen tadı bozulmuş diye yemezsin burun kıvırırsın. Budalalıktır budalalık.
edit: eşek değilseniz bahsettiğim "pahalı" şarabın 15-20 liralık şarap olmadığını anlarsınız diye düşünmüştüm ama olmuyormuş.
1973 Chateau cheval blank- 544.200 tl
1907 Heidsieck- 491.700 tl
1775-Massandra -77.000 tl değerindedir. (google amca sağolsun)
Ve dünya tarihinde bunlara benzer nice şarap satılmıştır. Bilginize. Adam şirince şarabı yazmış ya la. Anaaa.
Sırtımda ağır sırt çantası ve spordan sonra yorgunluktan ölmüş bacaklarımla 6 kat merdiven çıktıktan sonra tam kapıyı açarken elektriğin gelmesidir. Evrenin sizden hiç hoşlanmadığına delalettir.
edit: 3 dakika içinde tekrar gitmesi evrenin size acaip bir kıyak geçtiğini gösterir. Zira 2 dakika geç gelip o asansöre binseydim asansörde kalacakmışım. Neler oluyor lan.
Keriz turnusolu olmasından kaynaklanır. Bana bi söyler misiniz kim demiş bu elmasın acaip değerli bir taş olduğunu? Neymiş doğadaki en sert maddeymiş de kırıcılık indisi harikaymış da içine girebilen tek şey ışıkmış da... Ee? Sen onca parayı verip onu gerdanına taksan nolur takmasan nolur? Kırıcılık indisi ne demek? bu konu hakkında bir fikrin var mı önce onu sorarlar adama. Hadi biliyorsun diyelim, Kırıcılık indisinin yüksek olması sana ne gibi bir yarar sağlıyor? Sert olsa ne olmasa ne? içine Işıktan başka bir şey girse sana ne zararı var? Bi de "sertifika" olayı var ki o daha komik. Millet sanki sertifika elmasın kendi bünyesinde doğal olarak varmış gibi davranıyor ama unutulmamalı ki sertifikası ile "güya" gerçekliğini teyit etmiş olduğunuz elmasın gerçekliği hakkında hüküm verip sertifika oluşturan kişi de bir ademoğlu. Belki milyonlar verip çelik kasalarda sakladığın o taşın esas değeri 3-5 kuruş dahi etmiyor? Kimse kusura bakmasın da bu hıyarım var diyene tuzla koşmaktan başka bi şey değil.
13 yıldır oturduğun apartmanın bokunun çıkmasından kaynaklanır. Kendi evimin yanmayacağını bilsem ciddi ciddi ateşe vericem şu binayı.
Geçen yıl üst kat komşumuz bir değişiklik yapıp kendi dairesinin camını boydan boya kırdırdı, yerlere kadar cam yaptırdı. Bir sirkülasyon halinde dalgalandı bu moda akımı. 2 daire daha yaptırdı. En son apartman toplantısında ise " herkes böyle yaptırsın apartmanın bi kısmı öyle bi kısmı böyle olmasın estetik bozulmasın" diye sikindirik bir fikir attılar ortaya. Ulan estetiği bozan aykırılık yapan sensin, hadi tamam sen yaptır da herkes yaptırsın diye diretmek nedir kardeşim? 16 dairenin 14ü kabul etti bu fikri. iyi tamam ne bok yerseniz yiyin de her hafta her hafta nedir ya bu? Herkes aynı yere yaptırıyor. Haliyle apartmandaki inşaat bitmiyor. Biri bitiyor , öteki... diğeri bitiyor başkasına başlıyorlar. Sabahın 9unda Bitmek bilmeyen matkap sesleri, o duvarın yıkılması için çalıştırılan makinaların sesleri ile muhattap olmak zorunda kalıyoruz. Bir işe başlıyorsanız hep beraber başlayın bitsin. Nedir bu ya?
Hiçbir mantığı olmayan eylem. Sabah sabah daha gözümü yeni açmışım önce bi yüzümü yıkayayım değil mi? ayrıca hiç konforlu bir şey de değil. Madem böyle bir niyetin var hazırla güzel abim masaya. Oturalım karşılıklı yapalım kahvaltımızı, içelim çayımızı. yatakta iki büklüm, yumuşak zeminde sürekli sallanan bir tepside kahvaltı yapmak zorunda kalmak romantiklikse ben hiçbir şeyden anlamıyorum demek ki.
Türk halkı olarak hala aşamadığımız durum. Sanki ped değil kokain satın alıyoruz anasını satayım. Bunun bir de eşine/sevgilisine ped alan erkek versiyonu vardır. Temizlik reyonunde bu durumda bir erkek görürsen al eline çekirdeğini çerezini, otur izle. En ala aksiyon filmine taş çıkarır. Adam sessiz bir şekilde temizlik reyonuna iner, önce ped reyonuna yaklaşabilmek için sıvı sabun, peçete, duş jeli, vileda sapı gibi şeylerle ilgileniyormuşcasına davranır. Standa usulca yaklaşır, sağına soluna bakar kimse var mı diye, eğer birini görürse hemen gözlerini kaçırır standdan usulca uzaklaşır hikaye yine en başa döner. Adam başka standlarda takılır, bulaşık süngeri, kulak çöpü, banyo lifi gibi ürünleri mıncıklar biraz hani güya onlarla ilgileniyo ya, ilerler, kaptırmış giderken kendini ağda standında bulunca tekrar panik olur hemen uzaklaşır ordan, aradan biraz zaman geçtikten sonra tekrar ped standının önüne gelir, sağına soluna bakar ama bir türlü eli gitmez onu almaya, bunun bir de kasaya götürmesi var çünkü iş almakla bitmiyor. Uzun süren uğraş sonucunda ne mi olur? Er kişi eli boş bir şekilde ayrılır marketten.
Günde en az 10-15 kere başıma gelendir. Bir yere oturursunuz, veya uzanırsınız, ayağa kalkıp 1-2 adım attıktan sonra önce gözünüz kararır sonra eller ve bacaklar uyuşur. Eğer bir de açsanız iş iyice çığırından çıkar. Dizlerinizin bağı çözülür, bulunduğunuz yere çöküverirsiniz birden. yaklaşık 5-6 saniye kadar sürer. Demir eksikliği anemisinden kaynaklanıyormuş.
Açtığı başlık sol frameden kayıp giderken sanki anasına bacısına küfredilmiş gibi hissedip kendine kuruntu yapan yazarlardır. Kendine Yediremez bir türlü.O gece uyku haramdır artık. Bir de bunların başlığı silip tekrar açanları vardır. Evlerden ırak.
ileri düzey demir eksikliği anemisinde görülen belirtilerden biri. Tırnak dış bükeyliğini kaybederek önce düzleşir, sonra içbükey hale gelir. Görüntüsü kaşığı andırdığı için bu isimle anılır.
(bkz: demir eksikliği)
Haberi okuduğumda kısa süreli gülme krizi geçirmeme sebep olmuştur. Çekimini med yapım üstlenmişmiş, Yönetmeni merve girginmiş frank'i ferhan şensoy canlandıracakmış. Ulan dublajda fuck you'yu "Allah belanı vermesin " diye çeviren, sevişme sahnesini toptan kesen, Öpüşme sahnesinin 3 saniyelik bir kısmını yayınlayıp gerisini iptal eden, aptal kelimesini sansürleyen yayın yapısıyla shameless'ı uyarlamak senin neyine? Yaşatmazlar koçum seni . Götünden kan alırlar adamın bak yemin ediyorum.
Her şeyi bırak şu diziden alıp türkiye uyarlamasına az da olsa benzetip yapıştırabileceğin bir karakter söyle bana. Hep beraber inceleyelim.
1- Fiona - Yolda yürürken gördüğü , dans pistinde dans ederken yamandığı , nefes alan her türlü herifle bulabildiği her türlü alanda "cima" eden bir genç kız? Yoo dostum yoo. Türkiye buna hazır değil.
2- Lip- Hap, sigara, ex,roj daha niceleri... burundan ağızdan veya vücudun herhangi bir yerinden alınabilen her türlü uyuşturucu maddeyi ekmek su gibi tüketen bir genç? Hadi canım.
3- Ian- Homofobik bir ülkede yaşadığımız malum, gayliği zirvelerde yaşayan, gay barda striptiz yapan, sevgilisi mickey ile her türlü mekanda iş pişiren bir kızıl? Şu rolü oynayacak adam ilk bölüm çekildikten sonra meydan dayağıyla hakkın rahmetine kavuşmazsa ben de bir şey bilmiyorum.
4- Debbie- "Ah neden hala bakireyim ben artık sevişmek istiyorum" diye ortalarda dolaşan kendisiyle cinsel birliktelik yaşaması için kendinden 8 yaş büyük birini sarhoş edip yatağa atan 14 yaşında bir ergen kızımız kendisi. Bak yemin ediyorum gülesim geldi. Napıcan abisi? Bizim hafif meşrep debbie'mizi türkiyeye
"Ah Allah'ım neden hala namaza başlayamadım bana iman gücü ver yarabbim" diye el açmış dua eden 14 yaşında bir çocuk olarak mı uyarlayacaksın?
5- Frank- Dananın kuyruğu asıl burda kopuyor da işte dur bakalım. Günün 24 saatinin 18 inde içki içen , geri kalan zaman diliminde de bulduğu her türlü kadınla sevişip en sonunda bir yerde sızıp kalan, para için götüne 20 paket kokain sokulmasına razı olup bu şekilde dünyanın çeşitli ülkelerine kokain taşınmasında iletim aracı olarak kullanılan, Oğlunun eski kız arkadaşıyla sevişen, eşzamanlı olarak bu kızın annesi ile evli olan, babasının frank olduğunu bilmeyen kendi öz kızına dışardan bir yabancı gibi yaklaşıp onu kendine aşık eden şefkat dolu sevgi pıtırcığı (!) bir baba? Yemin ediyorum recmederler.
6- Sheila: Sadomazo cinsellikten hoşlanan, kızının erkek arkadaşıyla düzenli olarak sevişen, bir dolap dolusu acı verici seks oyuncaklarını partnerinin üzerinde uygulamaktan keyif alan bir anne. Cık. ı-ıh türk aile yapısına yerleştirdiğinde biraz (!) eğreti durdu sanki.
7- Veronica: Evin gelirine katkısı olsun diye kocasıyla çeşitli fantazilerde webcam show yapan, "çocuğumuz olmuyor ama benim gibi güzel genlere sahip senin gibi tatlı bir çocuk istiyorum o yüzden annemi hamile bırakmalısın kocacığım" düşüncesini kocasına ve annesine zorla kabul ettiren, onları zorla cinsel ilişkiye sokan, kocasının annesini hamile bırakması için elinden geleni ardına koymayan bir melez kadın. Aa bakıyım. Dizi yayından mı kaldırıldı? Tüh!
8- Kevin- Eşinin kendisini barda başka bir adamla dans ederken yanlışlıkla (!) boynuzlamasına ses çıkarmayan, sadece " kırıldım" tarzı bir tepki veren ev reisi. Tam türk aile yapısının ağzına layık. Mis. Eminim burda da aynen öyle olurdu zaten. Bak bu karakter çok uymuş biliyo musun?
9- Monica- 6 çocuğunu geride bırakıp lezbiyen sevgilisi ile bambaşka diyarlara kaçan, 15 yıl sonra "Hey çocuklar ben geldim bi süre burda kalıcam " diye diziye dahil olan, fiona hariç kimsenin yadırgamadığı, 7-8 bölüm annecilik oynayıp yine lezbiyen bir kadınla kaçıp giden bir anne. Hayat şartları işte ne yaparsın?
Yorulmasam daha yazıcam da farkettim ki çok gereksiz bir işle uğraşıyorum şuan.
işin özü şu ki yapmayın ya. Valla bak. Hadi annem. Hadi çocuğum. Siz birbirinden nefret eden sonra deli divane aşık olan bir kız bir oğlan senaryosundan şaşmayın. Bu yoldan yürümeye devam edin bence. Uyarlama olayı işlemiyor bizde. Uymayan karaciğer nakli gibi. Bünye kabul etmez bunları.
Nutellayı ilahlaştırma çabaları yüzünden günyüzüne çıkamayan gerçektir. Hadi yersin bir kaşık belki iki üç. Depresyon zamanı önüne alıp kepçeyle girişip kavanozun dibini sıyırmak nedir be abisi? Onu kaşıklayacağına Al yarım kilo baklava onu göm. Bari bir işe yarasın.
Yavaştan suyu çıkmaya başlayan versustur. Kalite giderek düşmüş ilk etkisi kalmamıştır. Çıkan her yeni video fıkrasına gülünmeyen adam ile aynı kaderi paylaşmadan azalarak bitmesi en büyük temennimdir.
Kalp gözü, gönül kapısı, göz merceği, Aort kapakçığı gibi film ve ibretlik dizilere ev sahipliği yapan samanyolu tv'nin her yapımında bıkmadan usanmadan kullandığı klişelerdir.
1- Çocuk babasına bakmaz onu sokaklara atar yıllar sonra kendi çocuğu ona aynısını yapar
2- Çocuk annesine el kaldırır, elleri tutmaz olur.
3- Genç öğretmen durumu olmayan bir öğrenciyi okutur, çocuk doktor olur, yıllar sonra ne hikmetse hastalığı ilerlemiş öğretmenle yolları kesişir.
4- Zampara adam namuslu kadına iftira atar, Kadının bedduası tutar adam kör olur.
Parasını diş çürüklerinden, diş problemlerinden kazanan güruhun en iyi diş macunu tavsiyesi vermesindeki ironidir. Bu adam kendi yoluna neden taş koysun?
Sürücünün kolunu yanındaki koltuğun arkasına koyup geriye doğru bir kadir inanır bakışı attığı zaman arabanın geri geri gittiğine dair bir düz mantıktır.
Mantığını hiçbir zaman anlayamadığım havlulardır. Havlunun havluluk vasfını yok eder. Aslen havlu suyu emmesi gereken bir yapıya sahipken işleme yapılınca alüminyum folyo ile ellerinizi kurulamaya çalışıyormuşsunuz hissi verir.