lise kaç tam hatırlamıyorum ama karne günüydü. belirtilen saatte okuldaydık ama 1 saat sonra verilecek denilince millet dağılmaya başlamıştı. 5 kişilik arkadaş grubum var o zamanlar. sanki o 1 saat içinde dünyayı kurtaracakmışız gibi ne yapsak ne etsek diye düşünüyoruz. okulda kantinin çatısının üstünden sınıflara girilebiliyordu. ve gelin görün sevgili hizmetlilerimiz camları açık bırakmıştı. 3 kişi aşağıda gelen gideni kontrol ederken ben ve arkadaşım camdan sınıfa girip karnelerimizi almıştık. o zamanlar onur belgesi de veriliyordu. içlerine doğmuş olsa gerek sonradan öğrendik. sınıftaki bütün kızlar onur belgesi almış, biz alamamıştık
takıntı mı bilmiyorum ama. bir şey olduğunda "şimdi bu olursa şu olacak" diyorum ve mutlu oluyorum. küçük şeylerden mutlu olmak demek bunun gibi bir şey galiba
tesadüflere bir anlam yüklemezdim önceden. bizimki biraz tesadüflükten çıktı sanırım. aynı düşünüyoruz, bilmeden aynı şeyleri alıyoruz, aynı şekilde hissediyoruz ama birbirimize itiraf edemiyoruz.