Fizik öğrenmemek için direnen salak gençliği yalnızca aksanıyla çekecek kişidir. Muhteşem bir aksanı ve bilgi birikimi vardır. Suratsız fizikçileri unutup sempatik gülüşüyle içinizi ısıtan bu adamı sevin, fiziği sevin ve lütfen bu insanların hatrına birazcık bilimle ilgilenin goy goy yapacağınıza. Ülkecek bittik arkadaş, matematik yok, fizik yok, vs yok e dolayısıyla bilim yok, sanat desen ondan da anladığımız yok. Bak ya çok sinirlendim sabah sabah gidip biraz bilimsel makale okuyayım da açığınızı kapatayım cahiller...
Filmlerinde sanatsallığa da yer veren harika bir yönetmen. The fall izleyenler sahneler arası geçişteki muhteşem görüntüyü fark edecektir, zira kendisi tabloları kesik kesik sinemaya yediren özel biri. Beğenmeyenler de olacaktır onlara da saygı duyulur (aslında hiç de duymuyorum). Bundan sonrası spoiler içerir dikkat edin. The fall'da alexandria oldukça başarılıdır ve bu başarının bir sebebi de aslında rol yapmayıp gerçeği oynaması. Roy'un gerçekten sakat olduğunu sanmış çocuk, bilerek yapmışlar. Bir diğeri film de The cell, ee bu filmler neden hep the ile başlıyor? Neyse, the cell de gayet başarılı ancak daha doyurucu bir son olabilirdi. Sonunda izleyiciyi buruk bırakmamalıydı, ben öyle oldum mesela. Seri katilin yaşadıkları beni gerçekten üzdü, öylece de gitti. Zihninde yeni bir dünya oluşturup, mutlu edip öyle veda etmelerini isterdim.
Unutmadan ekleyeyim The Fall yanılmıyorsam 21 farklı yerde çekildi bu yüzden de uzun sürmüştür tamamlanması, bu yerlerin arasında Ayasofya'yı da görebilirsiniz, sadece bu yüzden bile sevebilirim filmi, çok az görünse de. Bir de filmin bir kesitinde semazen mi desem ne desem bilemedim o tarz bir bölüm vardı, izlemelisiniz.
my stroke of insight adlı bir kitabı da vardır kendisinin. Ted talk'u izlediğinizde etkilenmemeniz bir hayli zor olacaktır. Saptamalarını dinledikçe kendinizi sorgulamanıza sebep olacaktır ve sol beyninizin daha az aktif olmasını dileyeceksinizdir.
Japonca ile aynı dil ailesinden değil dolayısıyla karşılaştırmak çok mantıklı değil ancak şöyle bir durum var ki japoncadaki kanji (alfabe) çin menşeli. Yani çinden gelmiş ve dile yerleşmiş buna ek 2 alfabeleri daha var tabi. Benim fikrim çincedeki tek zorluk tonlamaları çıkarmak, sh, ch, c, s, j... vs vs bunları cümle içince tonlayarak rahatça kullanmak için dili aktif olarak kullanabileceğiniz bir yere gitmek en iyisi zannımca, yoksa biraz zor.
Ön yargıyla yaklaşılmaması gerektiğini düşündüğüm yiyecek, malzemelerini bulursanız kesinlikle evde de deneyin zira sushico vb yerlerde birazcık pahalı, Türk insanı mantığıyla "buna o kadar para vereceğimize 5 kişi iskender yerdik bee" olacağından diyorum. Çiğ olması sizi korkutuyorsa hafif kızartılan çeşitleri var denemelisiniz, tarifler youtube'da zaten var. Çok sık yemeyeceğimize göre arada bir yendiğinde gayet hoş oluyor.
Shingeki no kyojin şiddetle tavsiye edilir, yanılıp filmini açmayın çünkü kendisi fecaat ancak animesi muhteşemdir. Kızlara hitap eden bir anime daha var "nana" erkekler de izleyebilir bence fena değil. tavsiye isteyenler için eklemeye devam edilir.