Bunlar bir süre sonra bütün profillerini kapatma eğilimi de taşırlar. Çünkü bütün özel hayatını umuma açık alanda paylaşıp incinmemek pek mümkün değildir. O kadar beğenenin yanında eleştiren de çıkar ve o eleştirileri kaldırmak her sanal yıldızın harcı değil. Hey yavrum hey.
sonra herif bu kızla ayrılır, 2012'de bir başkasıyla evlenir. nikah fotoğraflarını da boynuna asacak değil ya profilinde kocaman paylaşır. beyzacan hemen oraya koşar:
facebook masallahcilari denilen güruhun en sevdiği kitledir. bunlar paylaştıkça onlar maaşallah'ı yapıştırır. galata'da kahve içtim, beşiktaş'ta çişimi ettim. aman hemen maşallah deyin ha nazar değmesin.
girdi: çoook güzel bi kadın. hayran oldum, çok büyüleyici bakıyor. peşinden koşmayanı döverler.
meali: bir kadını gerçekten içten biçimde böyle abartılı övmek için onun ya sevgilisi, ya ego cilacısı en yakın dostu olmanız lazım ki öyle olmadığınız belli. o zaman... o kadını çıkarlarınıza hizmet etsin diye aptal yerine koyuyorsunuz demektir ki yalanınıza hemen inansın. o kadın aptal olabilir de biz değiliz. başka kapıya çocuğum.
böyle bir gerçek var. bazı yazarlar sanki belli bir övgü kotaları varmış gibi belli dönemlerde birilerine övgüler düzüyor. gün geçtikçe farkediliyor ki bu övgüler belli bir tornadan çıkmış gibi basmakalıplaşmış, birine nispet yapar gibi, birilerine mesaj gönderir gibi yazılıyor. birini sevip beğenip övebilirsin de azıcık realist olursun di mi? dünyanın en eciş bücüş tipine "yakışıklı"/"güzel", en aptal insanına "zeka küpü", en kaknemine "gülüşü aydınlık, gözleri ışıl ışıl", en şirretine "tam bir hanımefendi/beyefendi", en cahil cühelasına "kültür deryası" dendiğini gördüğüm internet ortamlarında nick altlarındaki bazı klişe girdileri de bir rehber eşliğinde okumak gerek.
nedir nick altı övgülerin gerçek anlamları?
bir örnek:
girdi: cıvıl cıvıl bir insan, hastasıyım.
meali: msnleştik, iki dakka susmadı. paso ikon yolladı, kıpraşım gönderdi. ayrıca çok güzel oyluyor benim yazdıklarımı, egomu şişiriyor.
bir kaçış cümlesi. "içimdeki çocuk bööle yap dedi" deyip deyip türlü iş karıştıranların ve üstüste gelen hatalarına kılıf arayanların mottosu. ne çocuğu be! 14 yaşı bitince herkes genç, 18'den sonra da erişkin. gelmiş 30 yaşına, halen çocuksuyum, çocuk gibiyim masalının arkasına saklanıyor.
evlilik bir kumar derler. bu nedenle doğru eş seçimi diye birşeye inanmak zordur. bir yıl "doğru" sandığın, öbür yıl yanlış olarak karşına çıkabilir. insanın ilgi alanları ve istekleri değişir. bu nedenle en iyisi doğruyu değil, mutlu edeni aramak.
Radcliffe bilim kütüphanesi. oxford üniversitesi'ndeki radcliffe camera'da bulunan büyük kütüphane. buradan ingiltere'deki bütün bilimsel dergilerin arşivlerine ulaşabilirsiniz.
1714-1788 tarihleri arasında yaşamış ünlü bir mimar. 19. yüzyıl ingiltere'sine mimarisine damgasını vurmuştur. Beckenham Place onun en önemli eserlerindendir.
150 yıl boyunca buckingham dükü'nün eviymiş. sonra üçüncü george burayı çok beğenmiş ve almış. o gün bugündür britanya krallığı'nın en önemli kararlarının alındığı binalar topluluğudur.
londra'nın en güzel semtlerinden biridir. mağazaları ve müzeleri ile ünlüdür. kensington gardens yaz azlarında londra'nın hayat damarlarından biri olur.
18000 metrekarelik bir alana sahip devasa bir mağazadır. ürünlerinin çoğu yeni zengin denilen sonradan görmeleri tatmin edecek şatafattadır. harrods ailesinin Harrods Bank, Harrods Estates, Harrods Aviation ve Air Harrods gibi iştiraklerinden sadece biridir.
dünyanın en yüksek daire kiraları buradadır. londra'nın en sosyetik semtlerinden biridir. amerikan konsolosluğu ve Royal Academy of Arts'a ev sahipliği yapar.