evet arkadaş soruyorum. tamam sevişmek, oynaşmak için aynı yatakta takılabilirsin ama beraber uyumak bana cazip gelmiyor.
niye mi? abi yanında yatan (kız ya da erkek farketmez) öksürür, ayı gibi horlayabilir. ya da gece ihtiyaç gidermeye, su içmeye kalktığında sen de otomatikmen uyanmış olursun. zaten ben yan odadan bile gece kalktılar mı hemen uyanırım. o kadar uykum hafif yani. zaten sabah altıda kalkıyorum işe. nerdeyse her akşam uykum piç oluyor. bu sebepten dolayı bizim evde devamlı kavga olur. siz ne dersiniz buna.
fakir olduğum yılları unutmadım! ne çok ağlamıştım, annem ağladığı için ağlamıştım... annem hasta olduğu zamanlar doktor bulamadığımız için ağlamıştım. odunumuz olmadığı için, fakir olduğumuz için ağlamıştım. fakirlik başa bela. fakir olanlara insan muamelesi yapılmıyor. fakir olmak suç mu ne? yoksa benim kaderim mi?
Bir otomobilde 5 kişi sarhoş kafayla dolaşırken radyoda çalan müziğe dayanamayarak yol kenarında durup TEM otoyolu üzerinde halay çekerken bir kamyon altında kalınarak.
süleyman demirel'den bir kaç örnek:
- gaz vardı da biz mi içtik?
- ''köprü yapacağız'' dedikse ''yarın yapacağız'' demedik ya.
- ankara'nın en kolay bulunan adamıyım.
öğrenci: abi merhaba ne yapıyorsun.
hırsız: napıyım lan bulaşık yıkıyorum.
öğrenci: hayrola abi tanıyamadım.
hırsız: hırsızım ben utanın oğlum utanın.
öğrenci: hıı abi sen devam et. zaten sıra sendeydi bugün.
öğrenci: abi sigaran var mıydı?
hırsız: masanın üstüne bıraktım 2 tane. sen uyumaya devam et, ben gidiyordum zaten.
öğrenci: eyvallah abi. çıkarken kapıyı sıkı çek. biraz zor kapanıyor.
hırsız: tamam oğlum sen yat.
tamam 800 ya da 900 tl paraya kıyıp ps3 alıyoruz. hatta yetmedi televizyonu bile lcd yapıyoruz. ama abicim oyunları uçuk fiyatta. öyle ki 5,6 oyuna bir ps3 daha alınabiliyor. avrupa ülkeleri için bu rakamlar normal olabilir. ne de olsa onların gelir düzeyi yüksek ama kardeşim türkiye zaten asgari ücretin yerlerde süründüğü bir ülke. 100-150 tl para vermek bir oyuna zoruma gidiyor. artık ps3 için çip mi takıyorlar, korsan oyun mu yapıyorlar. bir an önce çaresini bulsunlar. herşeyin çaresi bulunuyor da bu mu bulunamıyor; anlamadım ki.
fight club'da:
edward norton'un kendini haşat ettiği sahne ve sonrasında yüzündeki mutlu ifade.
hayat güzeldir'de:
alman subayının dediklerinin italyanca tercüme edildiği sahne ve filmin sonunda roberto benigni'nin oğlunun önünden oyun yaparak geçmesi ve öldürülmesi.
olağan şüpheliler'de:
kevin spacey'in topallayarak yürürkenki evrimi.
17 günde 1 milyar doları barajını aşan bu muhteşem filmden diğer yönetmenlerinden feyz alıp daha kaliteli ve çarpıcı yapımları beklememiz bizim de hakkımızdır. cameron hiç bir masraftan kaçınmayarak 500 milyon dolarlık bir risk almıştır. iyiki de bu riski almış.
amerikan: hey jerry gel pizza ye dostum.
türk: sülo gel lan buraya mis gibi menemen yaptık.
amerikan: help me please!
türk: baksana lan.
amerikan: ne derler bilirsin jack. hayat sürprizlerle doludur.
türk: valla oğlum bir söz var hani kaderde varsa düzülmek neye yarar üzülmek.
amerikan 1: dante'nin bu kitabını okudun mu michael?
amerikan 2: evet gerçekten edebi bir değeri olan çalışma.
türk 1: abi da vinci şifresi'ni okudun mu? süper.
türk 2: lan bırak! iyice entel dantel oldun başımıza.
amerikan: hey dostum burda bir problem mi var.
türk: noluyo la burda.
shevchenko sonunda fenerbahçe ile anlaştı. kiev'e fenerium açıyormuş.
aziz yıldırım berlusconi'den ronaldinho'yu istemiş, ''şu an partideyim sonra ara'' demiş.
makarna: bir tencere dolusu sıcak suya makarna poşetini döküp maç izlemeye başlıyoruz. ilk yarının ortalarına doğru kalkıp ocağın altını kapatıyoruz. tencerenin içinden seçtiğimiz makarnayı fayansa fırlatıyoruz. yapışırsa pişmiş demektir. devre arasında hala içinde su kaldıysa tencerenin kapağını kapatıp lavabodaki en kirli tabağın üzerine doğru döküyoruz( o zaman hem tabak temizleniyor hem de makarnalar çatalla yenebiliyor).. üzerine ketçap sıkıp yiyoruz. not: fayansa fırlattığınız makarnayı bir ara oradan alın. sayıca fazlalaştıklarında bazen hangisini attığımız karışıyor.
ismail yk'nın son saçma şarkısıdır. bu şarkıyla müziğin yerlerde süründüğünü görüyoruz. artık kalite kalmadı.
internet cafeye gittim,
facebook sayfasına girdim,
adımı çılgın verdim,
artık ben de üye oldum.
tanıştım güzel biriyle,
yazışıyoruz günden güne,
merhem oluyor gönlüme,
artık ben de sever oldum.
ama sevmeye bedel,
gözleri çok güzel,
öyle bir tatlı zor bulursun,
herkes sorar nerden buldun.
facebook facebook,
hergün aradım durdum,
facebook facebook,
bu kızı oradan buldum,
facebook facebook,
görür görmez tutuldum,
facebook facebook
galiba aşık oldum.
+çökün çökün ilerde çevirme var.
-abi anladık reenkarnasyon geçirdin, bir önceki hayatında dolmuş şoförüydün de artık leyleksin. alışsan artık diyorum...
tam zengin oldum yine fakirliğe devam. sene 2001 izmir'de son ayakta (adını unuttum) 5 nolu atı tek atmıştım. Öyle pek tutulan bir at değildi, biraz sürprizdi. Son viraj dönüldü, benim at 5 boy önde. son 100 metre halen önde. kalbim nasıl küt küt atıyor, yerimde duramıyorum. O an öyle bir şey oldu ki! Atın öleceği tuttu, şaka gibi. Ulan dayanamadın mı bir kaç saniye daha? arkadan gelen at favori olmasına rağmen altılı 50000 tl vermişti. Benim at gelmiş olsaydı herhalde 300000 ya da 400000 tl civarı para alırdık. Yandı gülüm keten helva. bizim zenginlik hayalleri başka bahara kaldı.