28 şubat 1997 deki darbe süresince kendisine verilen rolü çok güzel oynamış, müslüm gündüz denilen tarikat lideri ile cinsel ilişkiye girip o sahtekarın nezdinde tüm müslümanların töhmet altında bırakılmalarını sağlamış, sahte gözyaşları ile tv ekranlarında yalandan ağlamış kadın.
başbakanı tarafından sürekli rezil bir konuma sokulan eski chp'li bakan. chp lilerin 'dönek' imalarına karşı önceden çalışılmış hazır cevapları olan vitrin bakanı.
ne kadar çok kullanılsa, içi o kadar boşalan sözcüklerden bir tanesi.
cennetle cehennem arasındaki en kısa yoldur aşk.. bir gün dünyanın en mutlu insanı yapıp ölmeden cenneti yaşatırken, ertesi gün hayatı bir cehenneme çevirecek kadar güçlüdür.
özü gerici kafa, aklınca bugünün kavramlarını kullanarak kendi yaşamını tahsis etmeye çalışıyor. sorsan adına pozitif ayrımcılık diyecekler, halbuki taş gibi bir "negatif ayrımcılık" örneği. toplumu oluşturan x alt kimliğine sahip bireyler hakarete uğruyor diyip, gettovari mahallelere topluca yerleştirmek benzeri bir şey. yeterince saçma olduğu için de türkiye'de, pozitif ayrımcılık diye uygulanabilir.
ofis ortamlarında da bolca vardır bu kızlardan. özellikle karşı cinsten birşey isteyecekse pek çok kızcağız bu yolu seçer. istenecek şeyin biçimine, önemine ve zorluğuna göre dudaklar büzülür, kelimeler yuvarlatılır, acınası ya da sevimli hatta dayısına aşık olmuş küçük kız modeli bir cilve bile yapılabililr.
pir sultana göre bozuk düzende sağlam çark olunmaz bakunine göre ise hukuk iktidarın fahişesidir. böyle bir bağlamdan hareketle hukukçu kime denir nedir ne olur varın siz çıkarın artık.
ne kadar uğraşırsanız uğraşın, her zaman çirkin çıkacağınız fotonuzu taşıdığınız çerçevenizdir nüfus kağıdınız. yeni öğrendiğim şey ise daha çarpıcı. pasaport resimleriniz de nüfus kağıdındakilerle yarışır durumda!
günler gri, günler renksiz, içim sensiz, hayatım bomboş dedirtir. beraberken ondan daha değerli hiçbir şey yokken, eski sıfatını alınca öyle herkes gibi sıradan biri oluverir bir gün. hala seviliyorsa ama artık yoksa, sizin kadar sevmiyorsa, nedensiz yere gitmişse çok can acıtır. eskiliği zor kabullenilir. giden mutlaka dönecektir de, zamanında mı, iş işten geçtiğinde mi bilinmez.