Bin sene önce komşum bana
'' Elemden gayrı bir şey olmadığı için hayattan nefret ediyorum ''
demişti.
Dün mezarına uğradım.
...Hayat, kabri üzerinde raksediyordu.
Yüreğimin en derininden bir kuş yükseldi ve göğe doğru uçtu.
Yükseğe, daha yükseğe çıktı, büyüdü, daha daha büyüdü.
Önce bir kırlangıç gibiydi, sonra bir tarlakuşu oldu,
...sonra bir kartal, sonra bir ilkbahar bulutu kadar büyüdü
ve sonra yıldızlı gökleri doldurdu.
Bir kuş yüreğimden göğe uçtu.
Ve uçarken büyüdü.
Ama hâlâ yüreğimden çıkmadı.
* * *
Ey benim inancım, benim yabani bilgim,
senin yüksekliklerine nasıl uçacağım
ve insanın gökyüzüne yazılmış olan büyük benliğini
seninle nasıl anlayacağım?
içimdeki bu denizi nasıl sise dönüştüreceğim
ve ölçüsüz boşlukta seninle nasıl hareket edeceğim?
Tapınaktaki tutuklu, onun altın kubbelerini nasıl görür?
Bir meyvenin göbeği nasıl olur da meyveyi kuşatır?
Ey benim inancım,
bu gümüşten ve fildişinden çubukların ardında zincirliyim
ve seninle birlikte uçamıyorum.
Yine de yüreğimden göğe doğru yükseliyorsun,
seni yüreğim tutuyor ve ben huzur bulacağım.
Bana mutluluktan söz etme; anısı beni mutsuz ediyor.
Bana huzurdan söz etme; gölgesi beni korkutuyor;
Ama bak bana, sana,
Cennet'in kalbimin külleri içinde yaktığı mübarek feneri göstereceğim;
seni bir annenin yegane çocuğunu sevdiği gibi sevdiğimi biliyorsun.
Aşk seni kendimden dahi korumayı öğretti bana.
Beni, seninle birlikte uzak diyarlara gitmekten alıkoyan şey, ateşle temizlenmiş o Aşk'tır.
Aşk, senin özgürce ve erdemli bir şekilde yaşamana imkan vermek için, içimdeki arzuyu öldürüyor.
soğuk insanla aradaki mesafeyi kaldırsan bile soğuktur. mesafeli insan ,dışarıdan hep ön yargıyla bakılan, hakkına girilen cana yakın, tatlı dilli insandır.