gezi parkı eylemlerinin ardından bir iddianamede hazırlanmıştı, hatırlayacaksınız. 35 sanık hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak, türkiye cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyor.
ağırlaştırılmış müebbet hapis diyorum bak. idam kalkmamış olsa idamla yargılanacaklardı yani. neyse, duruşmalar dün itibariyle başladı.
hakim: darbe yapmaya çalıştınız mı?
sanık: o kadar gücümüz olsa beşiktaş'ı şampiyon yapardık.
yok mudur sözlükte sosyal çalışmacı? dün açıklanan atamalarda atanmmış olan, halihazırda çalışmakta olan vs.? tanışalım, dertleşelim, birlik olalım, bir ve beraber olalım, allah yaaarr ve yardımcımız olsun...
ankarada 1 ocaktan itibaren ego kartlarının yerine kullanılacak olan hede.. he yavrum, kalkıyor ego kartları.
öğrenci kişiler 5 tl'ye alabiliyor imiş, aralık sonuna kadar. yeni yıldan itibaren 25 tl olacakmış öğrenciler için. öğretmen, sivil ve engellilere uygulanan ücretlendirmeler farklı.
kızılay metro, beşevler metro ve büyük şehir belediye binasından alınabiliyormuş ankarakart. yine öğrenci arkadaşlar için konuşuyorum; öğrenci belgesi (son bir ay içerisinde alınmış olacak), 1 adet fotoğraf ve 5 tl ile alabiliyorsunuz. aralık sonuna kadar alın ki 20 tl geçirmesinler. hadi bakalım.
her haltın sevgiliye haber verildiği ilişkilerde, er kişinin alacağı muhtemel mesaj. kadınlar için bir "ego tatmin yöntemidir" bu. özellikle uzak mesafe ilişkilerinde... "aşkım yaa, bana laf attılar" diye girer konuya. sonuna da ekler: "ama sen sinirlenme hayatım ben gereken cevabı verdim terbiyesizlere"
bir arkadaş anlattı. kız yukarıda söylediğimi yazmış çocuğa. ona laf atıldığını haber vermiş yani. "sen ne dedin" dedim. "9 saat uzağındayım ne yapabilirim dedim" dedi.
bunu yapan kız aşırı bencildir arkadaş. erkeğin sinirlenmesi kızın hoşuna gidecektir. ister ki erkeği kıskançlığından ortalığı dağıtsın vs. kıskanıldığını bu şekilde anlayacaktır. uzun lafın kısası laf atıldıysa atıldı amk. bunu sevgilinize söylemeyin. çok gereksiz.
pkk'nın, kendini tasfiye etmesi yolunda öne sürdüğü birincil koşuldur. yani, apo'ya af çıkmadan, dağdan inmeyiz diyor adamlar. "öcalan'a ve dağdakilere af"tan başka çözüm yolu olmadığına kanaat getirip, bu süreci başlatan başka hükumetler de oldu. öcalan bu konuya, şöyle değinmiş:
"(...) özal ile her şey anlaşma noktasına kadar gelmişti. çok umutluduk. gerillaya sılahları bıraktırmaya hazırlanıyorduk. 1993'te 'tamam çözüm gelişiyor, her şey tamam' diyorduk ama bir gün sonra özal rap diye öldü! yine bilinen o erbakan süreci var, onunla da bir çözüm geliştirecektik. bu konularda ciddiydi. onu da hemen devirdiler. o suriyeli haddam bunları tekrar gazetede söylemiş, doğru söylüyor. 2000'lerde ise ecevit'in durumu yine öyle. o da çözüm geliştirmek istiyordu, onu da devirdiler, yere yığdılar, felç ettiler."
cengiz çandar da, "dağdan iniş- pkk nasıl silah bırakır?" adlı raporunda şunları söyler:
"turgut özal, yönetici kadro ve özellikle öcalan hariç, tüm silahlı pkk'lıların türkiye'ye veya evlerine dönerek her türlü haktan derhal yararlanabilecekleri; öcalan dahil, yönetici kadronun ise 5 yıllık bir geçiş sürecinden sonra, bu dönem zarfında suç işlememeleri kaydıyla, aynı haklara kavuşacakları aşamalı bir af tasarlamaktaydı."
demem o ki, mevcut hükumet de, pkk'nın dağdan inmesi için, öcalan'a ve pkk yöneticilerine bir genel af çıkarılması gerektiğine kanaat getirmiştir. bu af, kademeli olacaktır. örgütün üst düzey yöneticileri ilk 5 (ya da daha fazla) yıllık dönemde yurt dışında barındırılacak, sonrasında gerekli yasal ve kamusal ortamın oluşturulmasının ardından yurda dönüş yapacaklardır. öcalan da, önce ev hapsine alınacak; ve yine 5-10 yıllık bir "zemin oluşturma" sürecinden sonra da serbest kalacaktır.
bu süreç, 34 pkk'lının habur sınır kapısından girip teslim olması ile başlamıştı zaten. devamı da gelecekti. ancak malum olaylar meydana geldi. kutlamalar vs. bunlar, açılım politikasını sekteye uğrattı. dağdan iniş ve kademeli af sürecine de ara verildi.
piyasaya oldukça iddialı giren marka. yalnız şöyle bir durum var. google'dan baktım, hangi markanın yan ürünü, hangi şirket peydahlamış diye. bir bok bulamadım. migros'un ürünü diyenler var. migros'un sitesinden "ürünlerimiz"e baktım, yok. burada başlığı da açılmamış. sanırım bir tek "şok market beytepe şubesi"nde satılıyor bu meret. kıllanmıyor değilim.
ermeni ordusu bir gecede hocalı şehrini yok etti. hocalı'da bir soykırım yaşandı. azerbaycan toprağı, türk yurdu karabağ 22 yıldır ermenistan işgalinde. 1 milyon insan yurdundan sürüldü. binlerce masum katledildi.
bu böyledir, şu şöyledir, daha da konuşacak bişey yok, bitmiştir vb. dercesine kesin yargılar içeren başlıklardır. örnek için;
(bkz: fenerbahçe cumhuriyeti yoksa türkiye yoktur)
he amk tamam.
kan ter içinde uyanan oda arkadaşımdır bu birey. "ne oldu lan kabus mu gördün?" diye sordum ki sormaz olaydım. "kendi organımın yerinde dişi cinsel organı vardı ve kendimi tatmin ediyordum" dedi. bi çırpıda dedi hem de.
not: cinsel içerikli kelimeler insancaya çevrilerek yazılmıştır.
bölümde sürekli kestiğin, her fırsatta muhabbet kurmaya çalıştığın kızın, bunu başardığında "aa sen bizim bölümde miydiin" demesidir. hakkaten şaşırdı kız ya. tamam asosyal herifin tekiyim de bu kadarı da hoş değil ama bak.
Angine Paradakis'in başarı ile ilgili olarak söylediği "Ne kadar yaparsan, o kadar olursun." felsefesini her alana yansıtan er kişi davranışıdır. Kadının orgazmını umursamamamızdan iyidir ama.
Edit: Öndeki iki entry'nin de silinip başlığın başıma kalması?
züğürt tesellisi gibi bir şeydir. "en beğenilen entry'ler"in zıttı "anlaşılmamış entry'ler" midir yani. beğenilmedi, itin götüne sokuldu, sevilmedi, siklenmedi yaz amk nolcak yani çok da sikimizde sanki.
-abi entry'm çok eksilendi beğenilmedi hiç.
+saçmalama oğlum ne beğenilmemesi, anlaşılmamıştır o.