bu entry'nin yazıldığı tarih itibariyle galatasaray, beşiktaş, fenerbahçe ve trabzonspor un yanı sıra RTE'nin 1. memleketinin kulübü rizespor, 2. memleketinin kulübü kasımpaşaspor ve fahri başkanı olduğu başakşehir'dir.
tüm iyi niyetimle merak ediyorum. bu 3 tane tarihi başarılarla dolu spor kulüpleri neden a.ş dir? hükümetten nasıl bir destek almaktadır?
not: süperlig kulüpleri içerisinde diyebiliriz. tam35izmir uyardı. göztepe var, ayrıca yozgat gibi kulüpler de vardır.
uludağsözlükte de bolca bulunduğunu düşündüğüm, sivilceli, bir bok olamamış, kaybeden, erken boşalan, vücudu kirli, zihni kirli ortalama türk erkeği profilidir. bu tarz adamların yaşam felsefesi "eylemsizlik" üzerine kurulu olduğu için en büyük icraatlerini klavye ile gösterirler. küfür, incisözlük, porno, araba videosu, sahibinden.com da asla alamayacağı 100k eur üzeri arabaların fiyatlarını inceleme, futbol ve canlı yayın kazaları izleyip - okuyup bol bol 31 çekerler.
bu çocuklardan uzak durmaya pek de gerek yoktur aslına bakarsanız, zira zararsızdırlar. ama faydaları da yoktur dünyaya.
para, zevk, hayat gurmesi gerektirmeyen eğlencelere denir. örneğin televizyon izleyip çekirdek çitlemek, yanında 2.5 lt. lik kolalardan açmak tipik bir fakir eğlencesidir.
ak parti döneminde gelişmediğimizin bir kanıtıdır. bu ülkede halen renault, fiat binen fakirler olduğu gibi öte yandan dacia binen bazı kesimler de var; ki bu kesime fakir demeye dilim varmıyor.
amına koyim, geldik 30 yaşına okul biteli yıllar oldu. hala bekliyoruz yarın çılgın bir kar yağsın da işe gidemeyelim diye. saat olmuş 2, havaya bakıyorum bulut yok avradını sikeyim. rüzgar da yok ki bulut getirsin. neyse, yarından ümit kesilmez diyoruz bu durumda.
tanımı: fakirler alsın diye yapılmış genelde kalitesiz, tamamı ucuz ürünlerdir. collezione gibi leke jeans gibi varoş markalar bunlardan bol bol üretir. kontörlü hatlar da fakirler içindir genelde.
vay arkadaş! başbakanımız kendi topraklarında gezerken 1 tugay kadar insan kendini koruyacakmış. illa mantıklı bir açıklaması vardır, sonuçta başbakanın güvenliği önemli bir konu ama kendi topraklarında ancak 4600 korumayla güvenli gezebiliyorsan orada durup bir düşünmek gerekir. şehrin tamamını hapise atsan daha kısa yoldan çözersin meseleyi yahu. batman dediğin yerin nüfusu zaten 500,000. bunun büyük kısmı zaten nahiyelerde. neredeyse 25 kişiye 1 polis düşüyor. hakikaten düşünmek lazım biz nerede yanlış yaptık diye.
şu an itibariyle başlattığım kampanyadır. bana özel mesaj yoluyla ulaşan ilk 3 sözlükçü arkadaşıma istedikleri bedende 2012-13 bjk forması hediye alıp kargo ile göndereceğim. tamamen kulübüme 3-5 kuruş faydam geçsin diye yaptığım bir harekettir. parası olan ve "bugüne kadar kulübüme az hakkım geçti" , "gün bugündür" diyen tüm kardeşlerimizi bekliyorum.
ayrıca tüm beşiktaşlı kardeşlerimden de bu başlığı yukarılarda tutmak için sözlük formatında entry girmeleri için rica ediyorum.
bjk için 1 tl'nin bile önemli olduğu bugünlerde yönetimi ve teknik direktörümüzü tamamen tasvip etmesem de; "siyah ulan" diyor ve entry'mi noktalıyorum.
not: formaların gönderimini ve alımını önümüzdeki hafta yapabileceğim.
ne anarşistler ne köktendinciler ne satanistler ne de çılgın ergenler, eğer toplumda hepten dayaklık bir kesim varsa onlar da müzmin otlakçılardır. genelde sigara otlanan bu cinse her yerde rastlayabilirsiniz.
hala popüler midir bilmiyorum, ama bundan 10 15 sene kadar evvel 15 yaş jenerasyonunun yarısı sosyalistti. şimdi tkp+ip gibi bilimum komunist partileri toplasan, bir 15 yaş sosyalist akımındaki gençler kadar oy alamıyorlar.
bu adamlar büyürken telef mi oldular, hepsi yurtdışına mı kaçtı, seçimde sandığa mı küstüler orası muamma.
lakin, 1999 senesinde oy kullanma yaşı 15 olsaydı, bugün türkiye'de ya ülkücüler ya da komünistler başta olacaktı buna eminim.
22 mayıs 2012 tarihini not edelim bir yere arkadaşlar. bugün gerçekleşen olaydır. sene olmuş 2012, buna rağmen "aklım yetmez bir japona yaptırayım" mantığıyla yaptırdığın köprü yıkılıyor.
işte ak parti belediyeciliği budur.
yok canım, onlar metrobüs yaptılar, süperler, çok iyiler.
hayatta en tiksinilecek tipler bunlardır. para merakları çok olduğu için şöyle bir platinum kredi kartı, ne bileyim bmw anahtarlığı falan görünce hemen kafede "espresso" , barda "mojito" içen , restoranda "risotto" yiyen insan olurlar.
tek bir artı yönleri vardır. bu tiplere biraz para yedirince 3 vakte kalmadan en harlısından seks yapma fırsatı doğar size. yani "al gülüm ver gülüm".
fakir insanların daha tutucu olmasından mütevellit, fakir kızlar toplum baskısından korkup daha çok sanal sekse yönlenmektedirler. çünkü bekaret bir tabudur ve erkeğini memnun etme güdüsü her kadında vardır. açtırın kamerayı, bızırını ellemesini izleyin tatlı tatlı. gösterin çükünüzü, bayıla bayıla bakacaklar eminim.
1. yeşillik şampiyonu: renge göre en koyu balgamı atan balgamcı bu madalyayı alır.
2. hacim şampiyonu: tek seferde en bol balgamı atan balgamcı bu madalyayı alır.
3. kıvam şampiyonu: en yoğun kıvamlı balgamcı bu madalyayı alır.
"pizzamın içinden böcük çıktı, amerikada olsam kesin tazminat almıştım."
"kfcden sipariş verdiğim tavuk 10 dakika geç kaldı, bir de üstüne üstlük adam pişkin pişkin bilmemne yaptı. fransada olsam kesin tazminat almıştım."
çünkü zamanında seni kandırmışlar bi kere "mcdonalds'ta kahveye (dikkat sıcak) notu yazılmadığı için, kahveyi üzerine döken birisi yanınca 2 milyon dolar tazminat ödemişler" diye bir haberle.
tüm fantezin pizzaya basıp ayağının kayması, televizyonun su fışkırtması falan amk...
çok zor bir şeydir. ancak yaşayan bilir. o vaftiz senin bu nikah benim derken babanızı bir türlü göremezsiniz, şöyle ekmeğe bir şarap bandırıp yiyemezsiniz.
bir elif güney pütün beyanatı... elif güney pütün kimdir? rahmetli yılmaz güney'in kızı. şimdi bir kitap yazmış, çarpıcı olsun diye de röpörtajında bazı kelimeler kullanmış.
allah'tan inen bir dine mensup kişilerin dinini bir küfür gibi kullanan toplum.
bu toplumda bireyler israil'e ve israil halkına sayarlar söverler, hükümet ise israil ile sahnede kavga sahne arkasında dans eder. gülünç olan ise, hükümeti hükümet yapanlar da "yahudi" karşıtlarıdır.
ulan bu hayat ne garip yahu, bir modanın belirli bir döngüsü var. döngü tamamlandıktan sonra aynı nesne tekrar moda oluyor. şimdi aşağıdaki haberi okuyalım :
hakan peker erol büyükburç'a tipiyle değil; davranışlarıyla da benziyor bence. aha yazıyorum şuraya --> bundan 30 sene sonra "ben hakan pekerim. bana saksı muamelesi yapamazsınız. ben burda hakan peker'im bana arada bir soracaksınız.herkes konuşuyor. hiç bana laf gelmedi. niye böyle yapıyorsunuz? ben büyük bir sanatçıyım, türkiyeye pop'u ve modern dansı ben getirdim."