bünyelerinde sevgi ya da saygı azdır. ekmeğin üstüne çikolata sürüp yanına da çay koyup içerler. genelde 2,5 lt. kola alırlar ve gazı kaçık şekilde içmeye devam ederler.
bu entry'nin yazıldığı tarih itibariyle galatasaray, beşiktaş, fenerbahçe ve trabzonspor un yanı sıra RTE'nin 1. memleketinin kulübü rizespor, 2. memleketinin kulübü kasımpaşaspor ve fahri başkanı olduğu başakşehir'dir.
tüm iyi niyetimle merak ediyorum. bu 3 tane tarihi başarılarla dolu spor kulüpleri neden a.ş dir? hükümetten nasıl bir destek almaktadır?
not: süperlig kulüpleri içerisinde diyebiliriz. tam35izmir uyardı. göztepe var, ayrıca yozgat gibi kulüpler de vardır.
başı kapalı bir kadının cinsel dünyasını keşfetmek isterdim. evet bu bir itiraf. bugüne kadar yaşı 18 ile 40 arasında onlarca bayanla gerek tek gecelik, gerek uzun süreli ilişkiler yaşamış biriyim. hayatım boyunca belki kader, belki bilinçaltı yönlendirmesi, belki çevresel faktörlerden dolayı kapalı bir bayanla birlikte olmadım. onların dışarıdan daha bakir görünen ama çok daha sağlıklı, çok daha sarsıcı ya da çok daha içten, belki yapmacık ya da sağlıksız cinsel hayatlarını çok merak ediyorum. onun bilinç altını keşfetmek isterdim.
uludağsözlükte de bolca bulunduğunu düşündüğüm, sivilceli, bir bok olamamış, kaybeden, erken boşalan, vücudu kirli, zihni kirli ortalama türk erkeği profilidir. bu tarz adamların yaşam felsefesi "eylemsizlik" üzerine kurulu olduğu için en büyük icraatlerini klavye ile gösterirler. küfür, incisözlük, porno, araba videosu, sahibinden.com da asla alamayacağı 100k eur üzeri arabaların fiyatlarını inceleme, futbol ve canlı yayın kazaları izleyip - okuyup bol bol 31 çekerler.
bu çocuklardan uzak durmaya pek de gerek yoktur aslına bakarsanız, zira zararsızdırlar. ama faydaları da yoktur dünyaya.
selamlar. başlıkta tanımlanan "yavşak" ben oluyorum.
aslına bakarsanız, kendimi tam olarak ait hissettiğim bir parti yok. ancak "alevi" diye, "kürt" diye hakir gördüğünü sandığınız bu adamın hırsızlığı uğursuzluğu yok, elinde öldürdüğü canların kan izi yok, hakir gördüğü bir kesim yok, halka yaptığı bir terbiyesizlik yok.
kendi fikirlerime saygı duyduğunu düşündüğüm bir adama oy vermeyi, afedersiniz ama vatandaşına yarak başı gibi davranan bir adama, ya da alternatif olamayan diğerlerine oy vermeye tercih edebilirim. ve bu beni yavşak yapmaz zannımca.
para, zevk, hayat gurmesi gerektirmeyen eğlencelere denir. örneğin televizyon izleyip çekirdek çitlemek, yanında 2.5 lt. lik kolalardan açmak tipik bir fakir eğlencesidir.
ak parti döneminde gelişmediğimizin bir kanıtıdır. bu ülkede halen renault, fiat binen fakirler olduğu gibi öte yandan dacia binen bazı kesimler de var; ki bu kesime fakir demeye dilim varmıyor.
Yaklasik 1 yildir S line bir audi tt kullaniyorum ve soyleyebilecegim cok sey var. Arabanin tasarimi cok guzel ve dikkat cekici, 211 hp ile cok hizli , 19 inch jantlar ve sert suspansiyondan dolayi otoban arabasi tanimina uyuyor. Arka koltuk sembolik. Sol seritte kapatinca ondeki arabalarin saga dogru kacisini izlemek cok eglenceli
ülker gibi "twixin çakmasını yapalım adını albeni koyalım", "bounty'nin çakmasını yapaım adını cocostar koyalım", "kinder çakması yapıp adını dodo koyalım" gibi çakma bir firma asla uzun ömürlü olamaz, ha derseniz 60-70 sene uzun bir ömür mü diye, zamana bırakın göreceksiniz derim.
amına koyim, geldik 30 yaşına okul biteli yıllar oldu. hala bekliyoruz yarın çılgın bir kar yağsın da işe gidemeyelim diye. saat olmuş 2, havaya bakıyorum bulut yok avradını sikeyim. rüzgar da yok ki bulut getirsin. neyse, yarından ümit kesilmez diyoruz bu durumda.
tanımı: fakirler alsın diye yapılmış genelde kalitesiz, tamamı ucuz ürünlerdir. collezione gibi leke jeans gibi varoş markalar bunlardan bol bol üretir. kontörlü hatlar da fakirler içindir genelde.
"pizzamın içinden böcük çıktı, amerikada olsam kesin tazminat almıştım."
"kfcden sipariş verdiğim tavuk 10 dakika geç kaldı, bir de üstüne üstlük adam pişkin pişkin bilmemne yaptı. fransada olsam kesin tazminat almıştım."
çünkü zamanında seni kandırmışlar bi kere "mcdonalds'ta kahveye (dikkat sıcak) notu yazılmadığı için, kahveyi üzerine döken birisi yanınca 2 milyon dolar tazminat ödemişler" diye bir haberle.
tüm fantezin pizzaya basıp ayağının kayması, televizyonun su fışkırtması falan amk...
vay arkadaş! başbakanımız kendi topraklarında gezerken 1 tugay kadar insan kendini koruyacakmış. illa mantıklı bir açıklaması vardır, sonuçta başbakanın güvenliği önemli bir konu ama kendi topraklarında ancak 4600 korumayla güvenli gezebiliyorsan orada durup bir düşünmek gerekir. şehrin tamamını hapise atsan daha kısa yoldan çözersin meseleyi yahu. batman dediğin yerin nüfusu zaten 500,000. bunun büyük kısmı zaten nahiyelerde. neredeyse 25 kişiye 1 polis düşüyor. hakikaten düşünmek lazım biz nerede yanlış yaptık diye.
1 feda tişörtüyle bile katılınabilecek kampanyadır. maksat kulübümüzün orjinal ürünlerini çeşitli sebeplerden edinemeyen bjkli arkadaşlarımıza göndermek, aynı zamanda kulübümüze bazı katkımızın olmasıdır.
herşeyi yönetimden bekleyemeyeceğimiz bir gündeyiz zira.
şu an itibariyle başlattığım kampanyadır. bana özel mesaj yoluyla ulaşan ilk 3 sözlükçü arkadaşıma istedikleri bedende 2012-13 bjk forması hediye alıp kargo ile göndereceğim. tamamen kulübüme 3-5 kuruş faydam geçsin diye yaptığım bir harekettir. parası olan ve "bugüne kadar kulübüme az hakkım geçti" , "gün bugündür" diyen tüm kardeşlerimizi bekliyorum.
ayrıca tüm beşiktaşlı kardeşlerimden de bu başlığı yukarılarda tutmak için sözlük formatında entry girmeleri için rica ediyorum.
bjk için 1 tl'nin bile önemli olduğu bugünlerde yönetimi ve teknik direktörümüzü tamamen tasvip etmesem de; "siyah ulan" diyor ve entry'mi noktalıyorum.
not: formaların gönderimini ve alımını önümüzdeki hafta yapabileceğim.
ne anarşistler ne köktendinciler ne satanistler ne de çılgın ergenler, eğer toplumda hepten dayaklık bir kesim varsa onlar da müzmin otlakçılardır. genelde sigara otlanan bu cinse her yerde rastlayabilirsiniz.
hala popüler midir bilmiyorum, ama bundan 10 15 sene kadar evvel 15 yaş jenerasyonunun yarısı sosyalistti. şimdi tkp+ip gibi bilimum komunist partileri toplasan, bir 15 yaş sosyalist akımındaki gençler kadar oy alamıyorlar.
bu adamlar büyürken telef mi oldular, hepsi yurtdışına mı kaçtı, seçimde sandığa mı küstüler orası muamma.
lakin, 1999 senesinde oy kullanma yaşı 15 olsaydı, bugün türkiye'de ya ülkücüler ya da komünistler başta olacaktı buna eminim.
"teklif" pek bir kibar tabirdir. bir şeyin "teklif" olması için "teklif" edilen kimsenin "reddetme" hakkı doğar. halbuki bu olay teklif değildir. ister "dayatma" diyin, isterseniz "kıyak"(!?) bu bir "teklif" değildir.