hdp'nin arkasında pkk olduğunu söylediğinde çürüyen tezdir. matematik işlemiyle örneklendirmek gerekirse
pkk!=hdp
pkk>hdp
teröristin sözünden çıkamayan bir siyasi parti olamaz.
sadece iyi anlaştığı insanlarla samimiyetini koruyan insandır.
iyi anlaşmadığım bir insanı neden hayatıma sokayım? çıkar için mi? menfaat için mi? yalakalık için mi? mecburiyet mi?
hiç bir güç anlaşmadığım biriyle anlaşmaya zorlayamaz.
dövmeli kızların bazı mitleri geride bıraktığının ispatıdır.
temelde; bir inek süt vermek için inek olmaz, inek olduğu için süt verir. bu bağlamda dövmeli kız vermek için dövme yaptırmaz, sevdiğiyle aşk yaşamaktan gocunmadığı gibi dövme yaptırmasında da bir problem yoktur ona göre.
erkek; dişinin tamamlayıcısıdır. sadece insanlarda değil tüm varlıklarda durum değişmemektedir. örneğin priz dişi, fiş erkektir. bu bağlamda erkek olmak için aranan tek özellik dişiyi tamamlamak olarak sadeleştirilebilir.
bazı dişiler maço erkeğe ihtiyaç duyar bazıları kibar, bazıları kıllı bazıları kılsız, bazıları büyük bazıları küçük. bu bağlamda erkeği erkek yapan özelliklerin ne olduğunu ancak dişi bilir, (bkz: dişiyi dişi yapan özellikler)in ne olduğunu ancak karşısındaki erkeğin bileceği gibi.
örneğin; bir dişi kibar olmalı, titiz olmalı, sorumluluk almalı, tartışmayı bilmeli, hatalı olduğunda susmayı bilmeli, fazla abartmadan kıskanmalı, güven vermeli, yalan söylememeli, aşık etmeli, aşık olmalı....
2002 yılında bursa'da aynı semtte 200gr ekmek 25kr iken 2015 aralıkta 250gr 1,25tl'dir. yılbaşında zam gelecek tekrar ekmeğe. bu bağlamda kastamonu'da ekmek şuan 75kr ise 2002'de 12,5 kuruştu
2002 yılında 25 krş olan ekmeğin 2015'te 1,5tl'ye satılması göz önünde bulundurulduğunda; 2002 yılında 225tl olan asgari ücretin 2015'te 1350tl olması gerektiği basit bir içler dışlar çarpımıyla bulunabilir.
işçinin sırtından kemer sıkan, işçinin en temel gıdası ekmeğe bile jambondan, fındık ezmesinden, çupradan iki misli fazla zam yapanların algı yönetimine kurban giden işçi söylemidir.
aynı zihniyetteki biri bankaların vergi rekorları kırmasına kahvede sevinirken gece gündüz çalışarak kazandığı 3-5 kuruşun yarısını banka faizine yatırdığı aklının ucundan bile geçmez.
yine aynı zihniyetteki birinin 200tl'ye muhtaç bırakılıp oy pusulasını muhtaç bırakana 200tl'ye satması da çevresindeki duyarlı vatandaşların sabır taşını çatlatmaya yöneliktir.
her kadın ayağı her erkeğe çekici gelmez.
zarif görünümlü bir kadın ayağı zarafet seven herhangi bir erkeğe çekici gelebilir. yine de her zarafet beklentisi olan erkek kadının zarif ayağını çekici bulacak anlamına gelmez.
bir erkek zarafetten hoşlanmamasına ya da kadının ayağının zarif olmamasına rağmen çekici geliyorsa erkeğin çocukluğunun mercek altına alınması faydalı olacaktır.
bu şekilde versuslardan net bir sonuç çıkartılamaz. hem efendi hem piç olunabileceği gibi düğer tüm özellikler de bir arada bulunabilir. piçlikten kasıt kız arkadaşını aldatan erkekse;
piç erkek tedavi olması gereken, karizmatik erkek tedaviye ihtiyaç duymayan olarak ayırt edilebilir.
girmeyin. aynı parayı günlük parçalara bölerek ilişki yaşamaya can atan milyonlarca kızdan biriyle çay, kahve maliyetine aşk dolu ilişki yaşamak varken escortla seks yapılır mı?
2015 yılının en popüler hitap şekillerinden biridir. (bkz: başkan), (bkz: kanka), (bkz: reis), (bkz: kardo), (bkz: bro) gibi kelimelerin popülerliğini kaybetmesiyle her kesimden ilgi gören ve sıklıkla kullanılan bu hitap şeklinin osmanlıca (bkz: zacc) kökünden türeyerek yardım eden, arkadaş olan, aynı safta savaşan gibi anlamlarla osmanlı döneminde kullanıldığı bilinmektedir.
çağrı gelmeden bir kaç saniye önce onu düşünülmesinden bahsediliyorsa; telefon sinyallerinin yarattığı elektromanyetik alanın beyne aramadan önce ulaşması durumudur.
o'nun düşünülmeye başlamasının üstünden 1 dakikaya yakın bir süre geçiyorsa; onun sizi aramak istemesiyle güçlü bir duyu ötesi sinyal göndermiştir ve siz bunu alarak onu düşünmeye başlamışsınızdır.
siz düşünmeye başladıktan bir kaç dakika sonra halâ onu düşündüğünüz bir anda aranıyorsanız; duyu ötesi sinyalin göndereni siz, alıcısı arayandır.
