eğer işyerinizde yan masada oturan bir mail forwardlama çılgını varsa (bkz: forward mail manyakları) ve sizi ikide bir dürtüp bak ya şu maile çok komik diyorsa, (ki neden bana da forwardlamadığını merak ediyorum herhalde beni forward zincirine katmak istemiyor zilli) sabırlı olun. bir gün gelir ahaha çok komik bak tarkan kurt diyaloglarına (bkz: alternatif tarkan kurt diyalogları) ya da türk astronot houston repliklerine (bkz: houston we have a problem) der. işte o anda siz suratınızda pis bir sırıtışla ona bakarsınız. ne o beğenmedi diye sorunca da beğendim de onu zaten ben yazmıştım dersiniz. tadından yenmez.
kartopu oynayandır deyu modlara selam edip sadede gelelim.
aslında bu yazıyı sana yazdım başlığına yazabilirdim ama dikkatini çeksin diye buraya yazıyorum. iyi oku fazla yazmayacağım zaten.
tamam kartopu oynarken kendini vimbıldın da oynayan şarapova ile özdeşleştirip falsolu kartopu atabilirsin ama bokunu çıkarma. etrafta bir sürü abaza var nolur nolmaz. yarım saattir çığlık çığlığa kartopu oynuyorsun balkonumun altında tahrik oluyorum arkadaşım. kız dediğin biraz edepli olur yahu bu ne? senin yüzünden iki doktor, üç mühendis, beş subay kanalizasyonu boyladı az önce. banyo yapmak zorunda kalmış olmama değinmiyorum bile. şimdi ben bu karda banyo yapıp sokağa çıkar da hasta olursam sen mi bakacaksın bana? hadi kaybol şimdi.
pespayedir, rezildir, insanlıktan nasibini almamıştır. faşistin önde gideni, madde fetişisti ve şimdi aklıma gelmeyen bir sürü rezil sıfatın sahibidir. bu açıdan türbansız kıza orospu gözüyle bakanla türbanlı kıza gulyabani gözüyle bakanın hiç farkı yoktur. ikisi de idrak yoksunu, gereksiz, görüldüğü zaman kaçılası, tenhada sıkıştırıldığı zaman yüzüne tükürülesidir.
bunun için en az iki köpek gereklidir. sayı artarsa daha da zevkli olur. köpekler zaten gergin bir şekilde birbilerini kesmektedirler. hırlamalarıyla karşı tarafı sindirmeye çalışırlar. işte tam bu arada yerden alınan taş köpeklerin arasına atılır. köpekler refleks olarak hareket ederler. karşı taraftaikler de bu hareketin kendilerine yöneldiğini sanarak saldırıya geçerler. ondan sonra bir kenara oturulur ve bu dövüş seyredilir.
bira içen insan evladı kalabalığı pek sevmeyen, muhabbete daha çok önem veren bir yapıya sahipse ve eğer şartlar müsaitse birasını arabasında yudumlar. arabada içmek işin gerçek amacına daha yakındır. ne demiş şair gönül muhabbet ister içmek bahane. e arabadaki insanlar yakın arkadaşlar olduklarına ve ortamda sizden başka kimse olmadığına göre muhabbet lokum gibi olacaktır.
öte yandan arabada insanların birbirlerine mecburen de olsa yakın olmaları muhabbete katılmayı zorunlu kılar. hele bir de etrafta seyre değer bir manzara varsa açtın mı cengiz kurtoğlu nu da değme keyfine. bunun yanında o sıcak yaz akşamlarında soğuk bira şişesinin dasshaklara verdiği tatlı serinliğe bir cümle de olsa değinmeden geçemedim.
yalnız bu işinde bir dezavantajı var. bi taraftan ziftlenirken diğer taraftan yol alıyorsan ki biz bunu hiç tasvip etmiyoruz, önüne bir şey çıkarsa o zaman sıçtığının resmidir. düşünsene sol elin direksiyonda, sağ elini vitese koymuşsun ve parmaklarının arasında bir sigara, bacaklarının arasında bira şişesi, sağ ayak gazda, sol ayak kendi halinde takılıyor. yanda geveze bir arkadaşın, arka koltukta da uçuşa geçmiş iki pilot. tali yoldan dananın biri çıktı karşına. ne bok yiyeceksin? bu durumda insanın refleksleri devreye girer. hareketlerini şuursuz bir biçimde yapmaya başlarsın. bunun sonucunda sağ ayağın debriyaja, sol ayağın vites koluna, sağ elindeki sigara bacak arana, sol elin frene, bacak arandaki bira şişesi de götüne kaçabilir. benden söylemesi.
şimdi. dinle güzel kardeşim. bunlar mühim meseleler. kapatsana olm winampı. neyse.
son iki üç yıldır moda oldu bu bayrakla miting yapmak. tuncay özkan falan diyorum anlasana.
elbette ki bu bayrağı gururla taşımak her türk vatandaşının hakkıdır. hatta hem hakkı hem de görevidir. amma ve de lakin eğer sen siyasi ortamda tartışılan bir konu hakkında miting yaparken katılımcılara başka herhangi bir bayrak, flama, döviz, afiş vs. taşımayacaksınız, mitinge sadece türk bayrağı ile geleceksiniz dersen benim midem bulanır, üstüne kusarım.
buradaki amaç atatürk ün temel prensibi ve türkiye cumhuriyetinin kuruluş felsefesi olan ve yıllardır oligarşik, jakoben, post-modern yobazlar ve işbirlikçileri olan sorospu çocukları tarafından hor görülmüş olan milliyetçiliğe vefa borcunu ödemek değildir. açıklayayım:
1. amaç: bölük pörçük olmuş ota boka parti kurmuş sözde sol özde faşist (yazdım ama bunlar ne sol ne de faşist) güruhu ortak bir simge altında birleştirebilme kaygısı.
2. amaç: bakın biz cumhuriyetçiyiz, milliyetçiyiz, türkçüyüz ama bizim karşımızdakiler ümmetçi, irancı, malezyacı, amerikancı mesajını beyinlere alttan alttan vermek.
işte bu güruha kişisel tavsiyem odur ki. dinliyor musun tuncay? bırakın böyle ucuz ayakları. biz sizin ne mal olduğunuzu çok iyi biliriz. eğer kendinize bir simge arıyorsanız gidin bir türban alın üzerine de gamalı haç yaptırın kendinizi en doğru şekilde ifade etmiş olursunuz. başta biraz abes gelse de doğanız, özünüz ve bütün kapasiteniz bu olduğu için kısa zamanda içselleştirirsiniz merak etme.
eskişehir'de sıcak sular mevkiinde bulunan vakıf hamamıdır. jeotermal olarak ısınır. hamam için büyük sayılabilecek bir havuzu vardır. havuzun başında aslan başlı bir kurna bulunur.
uktecinin notu: üniversitelerde de bulunur. üniversiteye ait bilgi görüş vs seyleri acıklar.
ukteyi veren: purple (23.01.2008 02:27)
25.05.2005 tarih 5176 no.lu kanunla kurulmuştur. görevi kamu görevlilerinin uymaları gereken saydamlık, tarafsızlık, dürüstlük, hesap verebilirlik, kamu yararını gözetme gibi etik davranış ilkeleri belirlemek ve uygulamayı gözetmektir.
Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Bakanlar Kurulu üyeleri, Türk Silahlı Kuvvetleri ve yargı mensupları ve üniversiteler hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz.
değişsin de mülayim olsun diye devam eden başlık. bir daha (bkz: mülayim)
sözlükte bugünün başlıklarına şöyle bir göz gezdirip dişe dokunur bir şey bulamayınca rastgele hedesini kullanırım. bugün yine öyle oldu bastım rastgeleye iki entry okudum ikisi de mülayim entrysi. neyse iki üç tane daha okudum onlarda mülayim entrysi. severiz, sayarız mülayim i de. oeh be kardeşim. madem değiştir butonun adını mülayim yap.
ntv de dün akşam yayınlanan neden programında (bkz: deniz ülke arıboğan), (bkz: ferhat kentel) ve (bkz: vedat bilgin) den ayar üstüne ayar yemiş kendisini vaiz sanan profesör tümüd genel başkanı.
ktü (halk arasında kaatü) nün dillere destan olan güzellikteki kampüsü. şöyle kampüsün yüksekçe bir yerine dikilmiş gibi tasvir edersek; en uzakta masmavi karadeniz üstünde nataşa taşıyan sochi feribotu, sahilin kenarında trabzon havalaalanı hemen berisinde sahil yolu. sonra birden dikleşen bir coğrafya ve yamaçta içinde binbir türlü bitki ile dolu kanuni kampüsü. nisan akşamlarında kampüste dolaşmaya çıkarsınız. her adımınızda farklı bir çiçeğin kokusu burnunuzu doldurur ve yaşadığınıza şükredersiniz.
