öncelikle tanım; ağır roman'ın yazarı. güneş k. olayıyla ilgili olarak bulduğum tüm yazıları okudum. bakıldığında tecavüz olduğu kanaati uyanıyor insanda. ama, sonrasında düşünüyorum. ya yoksa? bu adamlar senelerdir, bu yaftayla yaşıyorlar. sürekli yapmadıklarını söylüyorlar ve hayatları kaymış durumda. biri intihar etti, diğeri ortalarda görünmüyor.olayın tüm tarafları açısından çok talihsiz bir durum.
hayatı boyunca diş fırçası nedir bilmeyen kişilerin, diş ağrısını gidermek için medet umduğu durumdur. aynı gece her 10 dakikada bir banyoya gidip diş fırçalaması durumudur. diş ağrırken fırçalamak dişin ağrısını daha çok artırır. fakat diş ağrısı öyle bir ağrıdır ki, insana bildiğini unutturur.
cani. yazılanları okuyunca 20. yüzyılın kahramanı sanabiliriz. ancak böyle bir şey yok. hitler almanyası, 2. dünya savaşında sadece yahudileri değil, çok sayıda çingeneyide yok etmiştir. yahudileri sevmediğiniz için alkışlıyor olabilirsiniz, ancak bu adamın psikopat olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir.
son günlerde tüm gazetelerde yer alan polis eylemlerinin haberleridir. ailesi yanında dövülen vatandaş, polisin hemşireye tecavüz etmesi vb. gibi haberler çok fazla. akıllara, acaba bu aralar mı polis şiddeti artırdı, yoksa artık bu haberlerin servis edilmesine izinmi veriliyor soruları akla gelmektedir.
bugünkü yazısında, döndüm, amanda ne güzel döndüm, en çok ben döndüm. dünyanın en büyük döneğiyim, 180 derece döndüm şeklinde yazı yazmış, gerekli yerlere selam çakmıştır.
dün sabah haberdar olup, dün gece izlediğim filmdir. izlediğim hiçbir filme benzemeyen, bazen korkutan, genelde güldüren, hatta çok güldüren bir film. repliklerin bir kısmı aklıma geldikçe sırıtmama sebep olmaktadır. komedi yapmak için iyi bir senaryonun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ispatlamıştır. yani öyle devasa bütçelere gerek yok. mütevazi bir kadro ve bütçeyle neler başarılabildiğini görmeme sebep olmuştur.
bu arada kulaklarımda hala çınlayan bir replik vardır:
sevdiğim kadın düğüne geldi, yediler...
başarı için kendisine düşman yaratan biridir. son şampiyonlukta da sanki taraftar gs ye karşıymış gibi hareket edip, tüm olumsuzluklara rağmen başarılı olmuş gibi davranmaktadır. halbuki fb taraftarının o gece en umursamadığı insan kendisidir.
tam olarak neye itiraz ettiğini dahi bilmeyen taraftar yürüyüşüdür. fener küme düşsün diyemi yapıldı? şampiyon olamasın diyemi? avrupaya gönderilmesin diyemi? buna yargı değil gs taraftarı karar verecek demekki. 3 temmuzdan itibaren nasıl bir beklentiye girdilerse, şu anda hayal kırıklığından ne yapacağını şaşırmış taraftar grubudur. sahada yenemiyoruz, masada işini bitirmcilerin sokaklara yansımış halidir. hiçbiri ne davayı, ne şikeyi, ne de olup biteni umursuyor. tek umursadıkları, feneri bitirmek. adamlar haklılıklarını hukuk yoluyla ispatlıyorlar, sallayan yok. gsnin büyüklüğü ancak trabzonspor kadardır nazarımda. aynı güvensizlik, aynı huzursuzluk. bir güvenin kendinize, yaparız deyin, şampiyon oluruz deyin. bir kendinize gelin yahu.
yerinde olmak istediğim kadınlardır. sabahın yedisinde kalkıp işe gitmek, akşama kadar eşşşşek gibi çalışmak, ardından eve gelip evin işini yapmak hiçte eğlenceli değildir. erkekler çok çalıştıklarını iddia ederler. ancak sadece işte çalışrlar. başka herhangi bir sorumlulukjları yoktur. arkalarını ya anneleri, ya da eşleri toplar. çalışan kadın olmak çok ama çok zordur.
ayşecik için çok büyük bir strateji hatasıdır bu evlilik. daha fazla gündeme gelmek, adından sözettirmek için yapılmış bir evlilik. ancak zamanlama hatası yüzünden elinde patlamıştır ayşe hanımın. zaten antipatik bir kişi olmasına karşılık, evliliğiyle, daha da antipatik olmuştur. o da bunu farkedip, kısa sürede ayrılmıştır. olanda ali taranın eski eşine olmuştur. kadın kahrederek öldü be. yapılırmı böyle bir şey, ölüm döşeğindeki birine?
fenerbahçe bugünüe kadar sayısız kere cimbomu yenmiştir. bunu içinde şansla olanda vardır, çatır çatır oynayarak ta yendiği maçlar vardır. ama maç daha oynanmadan fener şansa bir gol atıp yenerse çok üzülürüm gibi bir düşünce çok saçma.yani cimbom şans eseri yense istemeyecekmi taraftarı? bu şans golleri sadece fener için geçerli değildir. bir kaç gün önce ofsayttan gol atmıştır gs. kim çıkıpta içime sindiremiyorum demiş gs de? ayıptır yahu...
hiç bir şekilde haksızlık yapılmamıştır. en başında gs bilmiyormuydu ki bu yıl play off olacağını? sanki son hafta sürpriz yapılmış gibi neden davranılıyor? yani şampiyonluğunu ilan ettikten sonramı play off çıktı. şu an lider olmasaydı, acaba bu başlık yine de açılırmıydı? komik oluyorsunuz. biraz güvenin kendinize.
john lennon yoko ono için resmen büyük ikramiye gibidir. bu kadar da etkisi altına alabilmesi, gerçekten pes. olay sadece çirkinlik değil, yani insan bir dost olarak bile bu kadını yanında istemezken, kimse sevmezken, adam kalan tüm ömrünü bu kadınımsıya adamış. allah çirkin şansı versin, bu gibiler için söylenmiş.
hagi, bülent korkmaz, arif, hakan şükür, eskilerden fatih terim. pardon ya, galatasaraylıydı bunlar sahi. nefret söz konusu olunca bu isimler geldi aklıma.
4.5 sene önce döpiyes verdim bir arkadaşa, seminerde giyeceğini söyledi. 2 defa istedim, her nasılsa hep unuttu. artık benimde unutmuş olacağımı düşünüyor ki utanmadan yanımda da giyiyor. çok sinir bozucu gerçekten.
bu gün bana şöyle bir mesaj atmış kendileri: son 3 aydır mesajlaşmalarınıza ayda ortalama 1 tl ödüyorsunuz. mını yazıp 7999a gönderin sadece 3 tl daha ödeyerek ayda ortalama 50 sms alın.
bu nedir ya? belli ki mesaj kullanmıyorum, neden bu ısrar anlamadım ki. bir de utanmadan yazmış, aylık 1 tl lik mesaj çekiyosun diye.
ligin gazını almak için yapılmıştır.fener küme düşmeyecek, buna karşılık gs şampiyon olacak ki ses çıkarmasın. hem şampiyon olamayıp, hem fener küme düşmese, bir de üstüne fener şampiyon olsa, gs daha da toparlanamazdı. korkulan olmayacak gibi görünüyor.