Ölümümden biraz sonra anladım
Olmayınca oyun.
Gözlerim dışına kapalı, içine açık.
Kalıbım belirsiz bir yerde artık.
Sırtüstü yatıyorum, up - uzun.
Öyle bir dünyadayım ki şimdi,
Ellerim tutabildikleriyle kalmış,
Büyük beynim kıvrım kıvrım, donuk.
Artık ne karanlık var benim için, ne aydınlık,
Ne sıcak, ne soğuk.
yüreğinde acemi ölümler gizleyen çocuk
Aklına gelir miydi duracağı su değmiş gibi
yoksul sokaklara tutkuyla kurduğun saatin
bir zamanlar usul atlarla kentin ortasından
beyaz sesinle geçtiğin söylenirdi
saat durur yürek çarpar kent susarmış
sesine karışınca binlerce çocuk sesi
anlat bize ey yollar ustası sonsuz serüvenci
uzun ayrılıklarda kendine neler sordun
ne birikti aklına alıcı bir kuş gibi
nerdesin kiminlesin incelen sesinle mi
özlemi bilinir düşü görülür acısı yakar
bilinmez hiçbir yerde olmayanın kimliği
dağlarda görmüş yolcular seni su boylarında
yorgun gülüşünden bilmişler yüzünü aydınlatan
kimsesiz çocuklara sevinç dağıtır gibi
hala ses mi taşıyorsun ölü bir kente
yitmedi mi dağlı soluğun ey büyük deli.