türk toplumunda, "enayi", "saf" gibi sıfatlarla nitelenen erkektir. fakat aynı toplum, kızların evlendiklerinde bakire olması gerektiğini katı bir şekilde savunur. hep çelişki, hep çelişki!
bekareti eşiyle ilişkisini kötü yönde etkileyebilecek bir etken olarak görmeyen erkektir. erkeklerin çoğu evlendiği zaman bakir değildir. kadın bakire olmayınca mı kötü kadın oluyor? asıl bu seksist yaklaşımlara sahip olanlar evlilikleri boyunca kafalarında soru işaretiyle yaşarlar.
bana kendini birden fazla kere okutan ilk kitaptır. 1'er yıl aralıklarla 3 kere okudum. ve hepsinde de sanki yeni bir romana başlıyormuşum gibi heyecanladırmayı, yeni yeni ayrıntılar keşfettirmeyi başardı bana. o kadar dolu bir kitap ki, en ufak bir dikkat dağınıklığında kaçırdığınız birçok yeri bir dahaki okuyuşunuzda keşfettiğinizde yeni bir kitap okuyormuş hissine kapılırsınız.
okumayanlar bu kitabı mümkünse, kafalarının boş olduğu, çok meşgul olmadıkları bir zamanda okusunlar. tamamen kitabın içine girsinler okurken.
türk edebiyatının kelimelerle anlatılamayacak taçsız kralıdır.
bana göre, "türk romanı" fiili olarak onunla başlamıştır. oğuzcuğum atay, kalıplara girmeyi şiddetle reddetmiş, kendini halktan üstün gören küçük burjuva elitlerini zamanının ötesinde inanılmaz bir espri anlayışıyla eleştirmiş, her zaman özgün olmuştur. bu değerli özellikleri, dönemin kalın kafalı "aydın"ımsıları tarafından sindirilememiş ve bu nedenle yaşarken hakettiği değerin yüzde birini bile görememiştir. hayattayken hiçbir kitabının 2. baskı yapmaması gerçekten çok üzücü ve rezil bir durumdur böyle değerli bir adam için.
şahsi kanaatimce tüm zamanların en başarılı bilim-kurgu yapımıdır.
bilim-kurgunun dışında; politika, felsefe, din, varoluş gibi kavramları da bir potada eriterek izleyiciye sunarak, tadından yenmez bir yapım halini almıştır.
bu mükemmel dizinin en büyük üstünlüklerinden biri de, sezon geçtikçe kötüleşmeyi bırakın, daha da mükemmelleşmesi ve tadında, cıvıtılmadan bitirilmesidir.
ayrıca, izlememiş olanlara bir tavsiye; bu diziye başlamadan önce, bütün başarılı bilim kurgu yapımlarını izleyip aradan çıkarın. çünkü bu diziyi izledikten sonra, hiçbir bilim kurgu yapımı sizi tatmin etmeyecek, emin olun.
zamanın ötesinde, mükemmel bir pink floyd albümüdür. 100 yılda geçse değerini kaybedeceğini düşünmüyorum. iyi ki barrett* vermiş ilhamı, iyi ki gilmour* ve waters* kendini aşmış da böyle aşmış bir albümü dinleme şansını yakalamışız.
ttnet'in bu kadar düşmana sahip olmasında en büyük etkendir. şahsen, benim bugüne kadar olan sayısız arızalarımdan ancak bir ya da iki tanesinin kendilerinden kaynaklandığını söylemişlerdir bana müşteri hizmetlerinde.
ve bir ilginçlik daha var bu arıza zamanlarında. eleman sorunu çözemediğinde, şefi veriyor bazen telefona. bu şefler öyle bir kibir ve sinirle konuşuyor ki, nerdeyse özür dileyesiniz geliyor sizin hatanızmış gibi. o kadar tırstırıcı yani.
uzun lafın kısası, kötünün iyisi ttnet kötüdür lan.
sistem tarafından bu beyin kemirici eyleme sürüklenen kadındır. bu ülkede kadına verilen değer, onun rahibe hayatı yaşaması gerektiğini düşünecek kadar azdır. eve hapsedilen kadın gün boyunca hayal dünyasının merkezi televizyona, temizliğe, yemeğe kapılır gider ve gerçek dünyadan uzaklaşır, asosyalleşir. kocası çağdaşsa bir başkaldırı yapabilir bu kadın, fakat o yaşa kadar bahsettiğimiz rutinle geldiğinden bu zordur.