Sevgi ve merhametin birleşimiyle ortaya çıkar.
Bu karşı cinse ya da aileden birine olduğu kadar; tanımadığımız zor durumda olan insanlara, minik arkadaşlarımıza ve doğaya karşı da oluşur.
" Bu resim Japon nöroloji uzmanları tarafından düzenlenmiş.
* Resim dönmüyor ise; gayet sağlıklı ve dinçsiniz demektir!
* Resim yavaş dönüyor arada duruyorsa; uykusuz veya yorgunsunuz!
* Resim sürekli dönüyorsa ve hiç durmuyorsa; ya çok streslisiniz ya da psikolojik sorunlarınız var!"
Resmi ilk gördüğümde yazıyı okumadan; "ne güzel sanki dönüyor" diyerek içimden geçirdim yazıyı okuduğumda ise uykusuz olduğum çıktı. ki; doğru.
Az önce dmax kanalında bir programda varlığından haberdar olduğum canlı.
Japonların ölümüne yedikleri balık.
Evet ölümüne.
*Nasıl bir mide var bu adamlarda yaa.
gözleri ve iç organları zehirli olan bu Balığı canlı olarak parçalara ayırıp, zehirli olan kısımları dikkatlice alıp kilitli bir tencereye atıyorlar. Eğer aşçı iyi bir şekilde kanını temizlemezse kendi başta olmak üzere yiyen kişi zehirlenip ölüyor.
Bu balık; Balon balığı ya da kirpi balığı olarakta anılıyor. Ölümcül zehirli olan bu balığın 122 den fazla türü bulunuyor.
Japonların en pahalı ve ölümcül yiyeceği olan bu balık yüzünden yerken ölen insanların sayısı azımsanmayacak kadar fazlaymış.
Ölümcül demiş miydim?
Temeli ilk kez danimarka' da atılmış olan bu kütüphanelerde, kitap ödünç almak yerine bir insanı ödünç alıp, sohbet ediyorsunuz. ingiltere ve avustralya' nın birçok kentinde de açılmaya devam etmiş. Ülkemizde açılması da güzel olurdu diye düşünüyorum.
Hani şu; " hayatım roman olur." Diyenler için büyük fırsat olurdu doğrusu. Yazmayı herkes beceremez( gerçi yazsa okuyan yok.) ama iş konuşarak anlatmaya gelince millet olarak bu konuda iyi olduğumuzu düşünüyorum. Onunda suyunu çıkartırdık bir şekilde ama...
Aslında şunu da düşünmeden edemiyorum; uludağ vb. Sözlükler de
" insan kütüphaneleri" gibi; her yazar bir kitap, her sayfa' da başka bir hikaye, her satırda bir yüz görmek mümkün.
Güzel bir hikaye' nin herhangi bir satırında, iki dudağınızın arasında sadece bir kelime olarak buluşmak ümidiyle.
iyi yazmalar.
Bugün izlemiş olduğum belgeselde denk geldiğim bal kuşu.
Bu kuş insanlara bal bulma konusunda yardım ediyor. Kendisi de bu balın mumlarını yiyerek bir güzel karnını doyuruyor. Buraya kadar her şey normal.
Yumurtlama dönemi geldiğinde Bu akıllı, arı kuşlarının yuvasına yumurtluyor. Yumurtası arı kuşlarının yumurtasından biraz büyük, benzer yumurta olduğu için arı kuşları bunu fark edemiyor ve kuluçkaya yatıyorlar.
Bal kuşu yumurtlamadan önce her şeyi planlamış olduğu için her ne kadar ilgisiz anne gibi gözüksede, yumurtasını arı kuşlarının yuvasına bırakmadan önce içinde sıcak tutarak kendi yavrusunun erken doğmasını sağlıyor.
Ve arı kuşları bu yavruyu büyük bir azimle doyurmaya başlıyor. ilk büyüyen yavru bu oluyor. Derken diğer yumurtalar çatlayıp esas yavrular çıkıyor. Anne - baba arı kuşları yuvada yokken bu bal kuşu yavrusu sadece beni beslesinler diye esas yavruları öldürüyor.
Bal kuşu hiç zahmet çekmeden ve hiç yavrusunu görmeden hayatına devam ediyor.
