en azından türkçe yazı yazmayı biliyordur herhalde. türbanı savunan bir arkadaşın şu anda türkçe özürlü olduğunu anladık zaten.
not: milletin türbanını savunmak gibi şeylere girene kadar aç da biraz gramer kuralı oku, sonra gel burada eksi ver. cehaletinizin sınırı yok yemin ederim.
oldu olacak bir de özür dilesin moderasyon "abi valla istemezdik ama şöyle böyle oldu" diye.
lan zaten bu sözlüğün yüzde doksan beşi kalitesiz yazılar yazan adamlardan oluşuyor, değil çaylak yapmak hepsini atmak lazım, bir de kalkıp açıklama mı yapılacaktı?
sağlıklı bir aile yapısından gelmiş olan kızlar için doğrudur. bu sebeptendir zaten bir kız sevgilisini babasına benzetmeye başlıyorsa durum ciddileşmeye başlamıştır.
tabii alkolik, ilgisiz, dayak atan babalar falan bu klasmanın dışında. bu tür babalara benzetiliyorsanız sevgililik sürecinde size geçmiş olsun, yeni sevgili arayın.
bir blowjob esnasında kadın tarafından yutulan spermleri düşünüp de, doğmamış milyonlarca çocuğun fütursuzca mideye indirilmesinden mütevellit doğru olan önermedir.
an itibariyle anladığımız üzere bir kişiye ne kadar çok değer veriliyorsa, onun o kadar canına kastedebileceğimizi savunan sapık zihniyetler olduğunu açığa çıkaran gelenek.
bundan sonra ilk aşık olduğum kızın üzerine çimento döküp daha sonra shoryuken çakacağım hatuna, madem böylesi makbülmüş.
bir nesli loser yetiştirmiştir. "ühühü hayat bana vurdu böhühü" deyip maksimumda sevdiği kız tarafından reddedilen, gerçekten hayatın sillesi nedir bilmemesine rağmen siksik eden ezik sümsüklerle doldurmuştur etrafı.
uğurlama'yı ezberleyerek kızıl komünist olduklarını iddia eden, genelde amaçları rahatça karı kız düşürmek olan ve de ülkedeki kızların "ay çok marijinal hemen vermeliyim" mantalitesinde oldukları için de amaçlarına ulaşan insan topluluğu.
bu söyleme göre çoğu sözlüğü köylüler basmış demektir. sorsan buralarda yazanların çoğu üniversite öğrencisi veya mezunu, ama türkçe katliamının geldiği nokta akıl alır seviyede değil. ben kalkıp katliam derken burada ingilizce kelime sokmaktan bahsetmiyorum, normal türkçe kelimeleri yazmaktan, dahi anlamındaki de da'yı ayırabilmekten aciz, nerede ğ harfi, nerede y harfini kullanacağını bir türlü anlamamış andavallar ordusundan bahsediyorum.
köylülerin götünü yiyin kısacası, adamlar en azından köylü oldukları için konuşamıyor, sizin bahaneniz ne?
bundan 5 sene önceki sevgilimin bana yaptığı bir eşek şakası vardı hamile olduğuna dair, ondan sonra gündeme gelmişti kürtaj davası aramızda.
kız eşeğinkine su kaçırmak için iyice abartıp çocuğu doğurmak istediğini söylemişti, ben de öyle bir şey olması halinde tek başına bakmaya hazır olmasını söylemiştim, net. kürtaj denilen bokun burada çok güzel, çok yararlı bir şey olduğunu savunamaz kimse ama gerekli olduğu aşikar bazı durumlarda. lan bundan 5 sene önce ergen sayılırdım ben, ne çocuğu? hakikaten benim sevgilim hamile kalsaydı, kürtaj da yasaklanmış olsaydı ne bok yiyecektik biz acaba?
soktuğumun ülkesinde herkes konuştuğu konunun uzmanı amk, başbakan aynı anda hem jinekolog, hem aile planlayıcısı, hem nüfus direktörü, hem de doğum kontrol uzmanı oldu sadece tek bir konu sayesinde.
azıcık da pozisyonlardan falan bahsetse bari, belki bilmediğimiz bir şeyler öğretir.
malsan ayrılamazsın. "mal değilim, seviyorum" demenin de manası yok, aynı kapıya çıkıyor, malsın işte. karşındaki seni sikine sallamaz, senin üzüldüğün bir konu olur o gider dalgasına bakar, sen de hala california dreaming yaşarsın, gerçek duygularını gizliyor zannedersin.
daha girişiyle birlikte bile insanı melankoliye sürükleyip ruh halini dibe çökertebilme potansiyeline sahip ismiyle feci tezat sezen aksu şarkısı. bestesi ayrı, güftesi ayrı güzeldir ama güfte kısmı daha vurucudur kanaatindeyim.
"belki şehre bir film gelir, bir güzel orman olur yazılarda,
iklim değişir akdeniz olur, gülümse."
senaryosu dandik ötesi ancak grafikleri, sesleri ve vasatın üzerinde bir türkçe seslendirmeye sahip olması sebebiyle oynanabilecek oyun. hayır bak bu oyunun ingilizcesini de oynadım ben, türkçesinde öyle acayip çeviri hataları var ki sanki cevat yerli hiç bakmamış bile son türkçe diyaloglara çok ilginç.
eski ingilizcede friggs day kelimesinden gelen ve eski latin dilindeki veneris kelimesinin o zamanki tercümesini alan sözcük. o kelimenin bugünkü karşılığı ise day of the venus olarak venüs gezegeninin günü olarak dile geçmiştir.