kişinin, "sen" diye hitap ettiği birine yazdığı yazıları tanımlarken kullandığı ifadedir.
(bkz: tanıma bak hizaya gel)
--spoiler--
Birazcık vaktim vardı bugün.
dışarıya çıktım.
ve üzerinde .. Belediyesi yazan siyah bir banka oturdum.
hemen sağımda, büyükçe bir saksıda,
onlarca sarı çiçek vardı dünyaya kocaman kocaman gülümseyen.
sol tarafımda ve karşımda ise serviler uzanıyordu sessiz ve sakin..
mest olmaktaydılar sanki üşütmeden, usul usul esen tatlı bir esintiyle.
tam o sıralardadır ki,
bir kaç metre ötemdeki devasa heykele bakıp ürperirken ben,
belli belirsiz bir kaç cıvıltı işitti kulaklarım ağaçların sararıp solduğu şu karakışta.
biraz ötemdeki kırmızı gülleri ve
onlara eşlik eden kıpkırmızı karanfilleri farketmem de
bu esrarengiz cıvıltıların sahiplerini ararken oldu.
işte tam on iki saat önce bir dünya gündüzünde,
o siyah bankta otururken ve seyrederken dünyayı,
yine seni düşünmekteydim.
--spoiler--
işi,
"bir gün yemek amacıyla sığır beslemek" olan adamlardır.
Abartmaya lüzum yok.
Yeni fikirleri ticari platforma taşımak için, bazı ortaklık programları çerçevesinde destek oluyorlar. Hani melek deyince sanırsın babasının hayrına yardım ediyor.
Ama illa da melek bu adamlar diyorsanız, hatırlatmak isterim ki, seytan da bir melektir.
kesinlikle kalkışılmaması gereken, sonuçları çok ağır olabilen eylemdir.
adamın dübüründen kan alırlar.
eşek gibi çalıştırırlar, sineğin yağını bile hesap eder namussuzlar.
hedefler tutmaz, primler hep az yatar, elin paris denen karısıyla yeni yetme arda turana 6 milyon dolar bayılıp personelden üç kuruş nasıl keseriz onun hesabını yaparlar.
o en baştaki ihsan ateş vardı.. giriş katında, kapı olmadığı için dizlerim dondukça ellerim üşüdükçe ve tabi bir de ayazdan cereyandan başım ağrıdıkça o donarak ölesice ihsan ateş'i saygıyla anardım. hala da anarım. hakkımı helal etmeyeceğim.
aletlerin doğru düzgün denetlendiğinden emin olamamasından mütevellit olarak duyduğu güvensizlik dolayısıyla,
aletlere binmeye çekinen kişilerin çoğunluğu oluşturduğu insanlardır.