dizilerde oluşturulan karakterlerin uydurulan soy isimleridir. genellikle isimleriyle uyumlu, anlaşılması kolaydır. örneğin; adnan ziyagil, fatmagül ketenci, polat alemdar* ... vb.
halbuki gerçek hayatta çoğu insan soy ismini kodlamadan karşı tarafa doğru bir şekilde aktaramaz. ilginç örnekler için (bkz: en ilginç soyadları).
karşımda benden cevap bekleyen o çirkin yüze öylece bakmaktaydım. bir an zamanın durduğu ve genleştiği hissine kapıldım. karşımda duran insanın da tıpkı benim gibi iki kolu, iki gözü vardı. sadece benden birkaç cm daha uzundu.
her şekilde aynı koşullardayken, aynı oksijeni paylaşırken; sadece hayata benden önce geldiği için mi bana olan tavrının vizesi?! tecrübe dedikleri şey cv' nizde güzel dururken, yüzünüze kattığı o çirkin tavra ne demeli?!
aynı yollardan geçiyor olmanın bilinci bir insana erdem kazandırırken, bir diğerinin elinde kırbaca dönüşebiliyor. karşındakinin canını yaktığı oklar, bir ucu da ona değdiğinde ancak acı olarak tanımlanabiliyor. çünkü aynı ok iki insanın canını aynı derecede acıt-a-mıyor, gücü elinde bulunduran acı çekebiliyor yalnızca.
güçlü- güçsüz.. hayatta hep karşıtlıklardan besleniyor ve zehirleniyoruz. ıskaladığımız en önemli detay ise herkes hayatın en az bir alanında başarısızdır, güçsüzdür. zaten karşımdakinin bir kuyruk acısı olmasa; o çirkin yüzüne böyle methiyeleri nasıl yazdırabilirdi bana?!
sözlükte açılan başlıklara bakıldığında bu kadar da olmaz artık diye isyan ettiren olaydır.
senin kız arkadaşına söylediğin cümleyi okumak ya da kankanla aranızda olanlara şahit olmak bana ne kazandırır şeklinde sormak istiyorum. zaten yazan kişilerin de bununla ilgilendiğini hiç sanmıyorum. sadece başlık açmış olmak için başlık açmak gibi duruyor buradan bakınca. kabul ediyorum burası serbest bir platform. düşünmek için varolan organlarının varlığından haberdar olmayan insanlara dahi açık. fakat seçici davranarak, onaylamadıklarımıza propoganda uygulayabiliriz. insanı ileri ya da geri taşıyan seçimleridir. herkes istediğini yazabilir. fakat tepkisiz kalmak yılanın bin yıl yaşamasına müsaade etmektir.
imo ankara şubesi tarafından inşaat mühendislerinin daha iyi şartlarda çalışmaları için başlatılan bir imza kampanyasıdır.
TBMM' ye ulaştırılmak üzere hazırlanan talepler düşük maaşlar, asgari ücret üzerinden yatırılan sigorta primleri, esnek çalışma süreleri, yurt dışındaki çalışma koşulları gibi konuları içermektedir. haketmediği koşullarda çalışan ve sömürülen tüm özel sektör çalışanlarını doğrudan ya da dolaylı yollardan ilgilendiren bu kampanyaya kayıtsız kalmamak gerekir. http://www.guvenceliisguvenligelecek.org/
radyo dinlerken reflekslerinizi geliştirme yoludur. kapı gıcırtısından farksız o sesi duyunca daha ben komut vermeden parmaklarım hemen kanal değiştiriveriyor.
mimari bürolarla ilgili yorum yapabildiğiniz, fikirlerinizi özgürce yazabildiğiniz henüz açılalı çok kısa bir zaman olan site. iş görüşmelerine gitmeden önce kesinlikle incelenmesi gerekir. http://www.mimarazzi.com/
sanırım üniversite yıllarından bana miras kalan bir alışkanlık.. öğrenciyken fatura ödemek tüm kaderdaşlarım gibi bana da pek ağır gelirdi.. her ay fatura için kenara belli bir miktar zula yapılır, fakat günü geldiğinde o para " aman da canım kaç kere öğrenci olur insan " hissesine yatırılıp inişli çıkışlı eğlence borsasında afiyetle harcanırdı.. yine yedik fatura parasını gibi hafif bir hazımsızlık yapsa da geçici olmanın verdiği o hazla harmanlanırdı..
bugüne geldiğimde dışarıdan bakıldığında " mesleğini eline almış " kostümümle hayat sahnesindeki rolümü ifşa etmekteyim.. rolümün gerekliliği olarak bana kontur çizgileri fosforlu sarı ile çizilmiş düzenli bir yol görünüyor.. ne kadar isyan etseniz de çalışma hayatının verdiği bir rutin bu.. her şey kendi düzensizliğim içinde belli bir düzende yürüyor.. fakat bu döngünün içine faturaları bir türlü adapte edemememden kaynaklanan, enerji kurumlarından ihbarname adında düzenli tehdit mektupları alıyorum.. yok şu kadar gün gecikirsen ordan keseriz, yok buradan keseriz diye atıp tutuyorlar.. ben de tabii onlar buraya kadar yorulmasınlar diye gidip ödüyorum.. en sonunda otomatik ödemeye takacağım faturaları ama aramızdaki ilişkinin yıpranmasından korkuyorum..
öğrenci evlerinde bulunan ve piyasaya çıkış tarihi tam olarak bilinmeyen tv' nin, kendi hür iradesi ile çalıştığının göstergesidir.
siz a programını izlemek istersiniz aniden frekans değiştirip b kanalını açabilir. en sevdiğiniz diziyi izlersiniz pat diye ses gidiverir. dudak okuyarak replikleri anlamaya çalışırsınız. ona karşı en büyük kozunuz olan kutsal silahınız kumandayı elinize alırsınız ve tam o anda o da devre dışı bırakılmıştır. tepesine indiriverirsiniz o hışımla yerinizden kalkarak, 1-2 saniyelik karınca istilasından sonra ses de görüntü de geri gelir.
ee ne demişler; (bkz: tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir).
habertürk ün haberine göre dünyanın ilk üniversitesi, nusaybin' de bulunmuştur. daha önceleri ilk üniversite harran' da diye yazılırken nusaybin' deki mor yakup manastırında yapılan kazılarda nisibis akademisinin daha eski dönemlere (ms 209) uzandığı belirtilmiş. ayrıca manastırın bahçesinde hz muhammed in torunu olan hazreti zeynel abidin camisi ve türbesi varmış.
bir parçayı değerlendirirken önemli olan "melodiler mi yoksa melodilerle harmanlanmış sözler midir" in karşılaştırılmasıdır.
bazen bir parçanın tek bir cümlesinde kendimizi bulduğumuz için başa sarıp tekrar tekrar dinleriz. yada sadece enstürmanları tek tek şarkının içinden ayırıp, her birinde farklı duygular yaşamayı severiz.
çok nadir olarak da söz ve müzik muhteşem bir uyumu yakalar. sanki kelime notalarla yazılmış gibidir. iki kavramın birbirini tamamlaması yadsınamaz bir başarıdır bence. günümüz popüler müziğini ise içi boş sesler karmaşası olarak tanımlıyorum. ne söz var ne de müziğin bir dili var.
bir ekip tarafından hazırlanan, aynı zamanda online satış hizmeti de sunan hayatı kolaylaştıran tasarım ürünlerini bulabildiğiniz bir site. çok hoş tasarımlar mevcut, özellikle farklı şeyler arayan insanlar için. http://store.yankodesign.com
samimiyetsizliğimizi yazılı olarak belgelemektir.
orda burda yayınlanan duygu yüklü bir mesajı- üstelik o duygunun kime ait olduğu da belli değil- listedeki herkese göndermenin neresi hoş karşılanır bilemiyorum.