odtü inşaat mühendisliğini bıraktıktan sonra kayseri erciyes tıp fakültesinden mezun olmuş, mecburi hizmet ve adli tıp ihtisasından sonra erzuruma dönerek adli tıp ana bilim dalını kurmuştur. sonra da ankara üniversitesi hukuk fakültesini bitirmiştir. bizi sadece alanları değil bir çok konudaki engin bilgileriyle aydınlatan hocamızdır.
çevremizde yandex'te tarz sahibi olmanın yolları, karizmatik olmanın yolları gibi şeyleri aratıp, iyi bir ilişkinin temellerini kızları takmamak olarak algılayan yeni nesil erkeklerin gelişmesiyle oluşmuş durumdur.
halbuki gençler biz sevildiğimizi görmek istiyoruz, iki dakika karizmatik olucaz diye çöpe atılan ilişkilerle kalakalırsınız ortada, bir eylül akşamı sonra da had no one ever ı söylersiniz.
kızların çoğunluğu kara kaş kara göz balık et gelirler, kızıl saç ince kaş ince vücut yaparlar. bir de hala spora başlamamış bir erkeğin bahar yarıyılında kendini spor salonuna atması da kaçınılmazdır.
close your eyes and think of someone you physically admire deyişindeki o çaresizlik, I'm alone diye bağırışı, the smiths le ya da değil her türlü melankolinin en çok yakıştığı, mutsuzluğu sana huzur olarak yansıtabilen tek insan. gerçekten kadife gibi bir ses.
'every passing minute is another chance to turn it all around.' ve 'open your eyes david.' le aklımda kalan filmdir. film bittiğinde yönetmenden dolayı elizabethtown, a bout de souffle ve cafe de flore dan karmalar izlemişim gibi oldu. ayrıntılar mükemmel, penelope cruz aşmış.
yatak odasında a bout de souffle afişi görmek mükemmeldi ve david in hayatını filmlerden esinlenerek şekillendirmesi bir anlamda. tekrar tekrar izlenebilir evet. sadece müzikleri için bile izlenir.
(bkz: candy)
Once upon a time there was Candy and Dan. Things were very hot that year.
All the wax was melting in the trees.
He would climb balconies, climb everywhere, do anything for her, oh Danny boy.
Thousands of birds, the tiniest birds, adorned her hair.
Everything was gold. One night the bed caught fire.
He was handsome and a very good criminal.
We lived on sunlight and chocolate bars. It was the afternoon of extravagant delight.
Danny the daredevil. Candy went missing.
The days last rays of sunshine cruise like sharks.
I want to try it your way this time.
You came into my life really fast and I liked it.
We squelched in the mud of our joy. I was wet-thighed with surrender.
Then there was a gap in things and the whole earth tilted.
This is the business. This, is what we're after. With you inside me comes the hatch of death.
And perhaps I'll simply never sleep again.
The monster in the pool.
We are a proper family now with cats and chickens and runner beans.
Everywhere I looked. And sometimes I hate you.
Friday. I didn't mean that, mother of the blueness.
Angel of the storm. Remember me in my opaqueness.
You pointed at the sky, that one's called Sirius or dogstar, but only here on earth.
Fly away sun.
Ha ha fucking ha you are so funny Dan.
A vase of flowers by the bed.
My bare blue knees at dawn.
These ruffled sheets and you are gone and I am going too.
I broke your head on the back of the bed but the baby he died in the morning.
I gave him a name. His name was Thomas.
Poor little god. His heart pounds like a voodoo drum.
şarkı jim sturgessiçin yaratılmış gibidir. tamam zaten efsaneydi ama across the universe un başında jim bize is there anybody going to listen to my story der ve film bitene kadar başından kalkamazsınız.
kendi kendine yeten, aşırı zeki, evini çekip çeviren mükemmel insan grubudur. arkadaş grubunda gerçekten çekilmezler her dakika kendini bir öne atmalar falan. hiç sevmediğim hareketlerdir efenim. ama annemdir. dünyanın en şeker annesidir.