bir anda pastel boyalar, şiir okuyan çocuklar, mavi önlük, sınıf çöpünün başında kalem açmalar, saç çekip kaçmalar, deftere çizilen kırmızı düz çizgi, başlıkların kırmızı olması, yerli malı haftası,kokulu silgiler, uzun cümleli okuma fişleri, beslenme çantası ve su matarası(ki ben hep suluk derim ) kokusu gibi şeylerin duyularımıza hitap etmesidir.
sabunun rendelenmesi, ezilmesi, ufalanması vs sonucu ortaya çıkan minik minik parçalardır.
*çamaşırlar yıkanırken deterjanın yerini alır bazen. bitkisel ve sağlıklı olması açısından süper lakin deterjanlar kadar lekeleri iyi çıkarmamaktadır.
genellikle bebek çamaşırları ve beyazlarda tercih edilir.
kokusu ise şahanedir.
öyle rendelemeye falan da gerek yok bizi düşünmüş üreticiler paketlemişler sabun tozlarını.**
(bkz: olsa da yesek)
salçanın ekmeğe sürüleceği günü sabırsızlıkla beklemektir.
olup olmadığını kontrol etmek amacıyla * anneden gizlice, bir parmak salça tatmaktır.
sayfaları çevirerek kendi hayal dünyalarındaki karakterleri yaratmak yerine yönetmenin kendi tasarladığı dünyadan izlemeyi tercih edenlerin yapacağı iştir. ayrıca kitap okumayı sevmeyenlerin de işidir bu.
hazır bahane de vardır filme uyarlanmış kitap okunur mu ? ne gerek vardır ki zaten filmi vardır. en güzel örnekharry potter oku bakalım önce o kütük gibi kitapları...
ayrıca sadece sinemaya değil dizilere de yansımıştır bu kitap uyarlamaları bakınız yaprak dökümü gerçi artık o ansiklopedi boyutuna geçti.
önce okurum arkadaş sonra izlerim hatta yönetmeni beğenmem bazen, benim kendi hayal dünyamdaki roman kahramanları daha bile güzeldir hıh..
efenim kendileri balık aleminin en pahalı balığı. yaklaşık 80-100 bin ytl civarı değişmekteymiş fiyatları. lüks diye buna denir. "balığım da lüks olsun " diyen zenginler vardır aramızda hani şu burnu büyüklerden..
karpuz güzeli,d omates güzelinden sonra son noktadır. abuk bir şekli aslında şekilsiz bir şey olduğunu düşünürsek patatesin banu alkan nın bu ünvanı taşıma olasılığı yüksektir. *
"renk renk, can acıtmayan, kocaman, pofuduk pofuduk toplar hayal edin böyle gökyüzünden düşüyor yerde de zıplayan onlarca şeker çocuk ..." işte her dinlediğimde bu görüntüyü gözlerimin önüne getiren eğlenceli şarkıdır.
Stupid Cupid
You're a real mean guy
I'd like to clip your wings
So you can't fly
I am in love and it's a crying shame
And I know that you're the one to blame
Hey hey
Set me free
Stupid Cupid
Stop picking on me
I can't do my homework
And I can't think straight
I meet him every morning
At 'bout half-past eight
I'm acting like a lovesick fool
You've even got me carrying his books to school
Hey hey
Set me free
Stupid Cupid
Stop picking on me
You messed me up for good
Right from the very start
Hey, go play Robin Hood
With somebody else's heart
You got me jumping like a crazy clown
And I don't feature what your puttin' down
Well since I kissed his loving lips of wine
The thing that bothers me is
That I like it fine
Hey hey
Set me free
Stupid Cupid
Stop picking on me
You got me jumping like a crazy clown
And I don't feature what your puttin' down
Well since I kissed his loving lips of wine
The thing that bothers me is
That I like it fine
Hey hey
Set me free
Stupid Cupid
Stop picking on me
Hey hey
Set me free
Stupid Cupid
Stop picking on me
dünyanın en boktan olayıdır. sırf para kazanmak için insanların duyguları, durumları gözardı edilmiştir.
en yakın arkadaşımın annesi kendini asmı$tır ve bunu küçük kardeşi görmüştür..
$imdi o ve küçük karde$i 13 mayısta boynu bükük kalmayacak mı ?
insanlar para uğruna bu kadar reklam yaparken onların içi acımayacak mı? değer mi ?
nasıl bir vicdan vardır bu günü bu kadar büyütenlerde.?? anneler kutsaldır her gün onların günüdür.
bu özel denilen günleri insanların gözüne sokarak yapmak yaparken de bazı gözleri çıkartmak niye?? zaten onların bir parçası gitmiştir yeniden acıtmak, yaraya tuz basmak niye??
her anneler gününde hıçkırarak ağlıyorum, kendimi suçlu hissediyorum. çünkü ben annemi öperken, sarılırken onlar ise bir avuç toprağa sarılıyorlar.
küçük çocukların çok bilmişliklerinden, konuşmalarından, boyundan büyük şeylere kalkışmalarından ötürü bazen küçük olduklarını unutup büyük adam gibi davranmaya başlaması durumudur.
ayrıca bazıları vardır ki bunu abartmaktadır. memleket meselelerini bile elinden gelse konuşacaktır..
dolmuştan inmenize yakın, birinin sizden önce inmesidir.
çok kötü bir durumdur. siz kafanızda hesaplamışssınızdır.. "şurda müsait bir yerde desem tam evin önünde inerim" diye ama aksilik bu ya dolmuştan biri de sizin ineceğiniz yere 30-40 metre kala inmek ister. işte bu anda bütün planlarınız suya düşer. çünkü 30-40 metre sonra dolmuş durdurmak pek de hoş karşılanmayabilir şoför tarafından..
"babasının arabası sanki"
"iki adım yürüsen ne olacak.."
"madem evin önünde inmek istiyordun taksi tutsaydın"
trafikte tanıdık biri görüldü mü olayın kopması, selam vermek için kornaya basılmasıdır.
gereksiz gürültü kirliliğine sebep olmaktadır. adam seni görmüyorsa zorla kornaya basıp selam vermek niyedir? ya da karşılıklı göz teması, hafif başı eğip selam vermek ne güne durmaktadır ama yok "arabam var kornası da var basarım kardeşim" zihniyetidir.
ayrıca pencereden kafa sarkıtmalar, el kol hareketleri de cabasidir.
evlerde bulunan ilaçları bozulmasın diye saklama durumudur.
*şöyle bir şey de vardır eczanelerde o kadar ay duran ilaçlar buzdolabında mı durmaktadır ya da herkes aptal ilaçları buzdolabında saklayanlar mı akıllıdır.?
*başka bir alternatif ise ilaç koyacak başka yerin olmaması durumunda ortaya çıkan hededir. bu akla daha yatkındır..