benzin
69 (misyonunun farkında)
üçüncü nesil silik 2 takipçi 9.00 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    olunun arkasindan sergilenen iyi niyet gosterisi

    1.
  1. insanın ölüm karşısındaki kabullenmişlik duygusunu yansıtan psikolojik bir davranıştır.
    (bkz: mea culpa)
    1 ...
  2. mayo reklamina bakip takla atmak

    1.
  3. yine samanyoluhaber sahnede! * olum valla muhafazakar takılıyom ama bakın bu çok komik bi haber lan..

    http://www.samanyoluhaber...&hid=51334&sec=18

    yorumları da oldukça komik:

    zafer, 2007-06-01 11:20:35
    zeki tirko 8 de 8 kusurludur.dikkat

    kemal, 2007-06-01 11:18:40
    atatürk diyor ki batı mdeniyetinin ilmini alın giyim tarzını değil.

    gökmen, 2007-06-01 11:12:14
    mayo reklamları LAiKLiĞiN teminatıdır.lütfen sorun çıkarmayın

    ha bi de:

    (bkz: ayar vermek icin samanyolu haber linki vermek)
    *
    *
    1 ...
  4. putperest

    1.
  5. puta tapanlara verilen isimdir.
    2 ...
  6. meta entry

    1.
  7. entriler hakkında yazılan entrilerdir. sözlüğün % x'ini oluştururlar. x ile sözlüğün şekilseviciliği* doğru orantılıdır.
    (ara:entry)
    0 ...
  8. neden cumhuriyet

    1.
  9. son günlerde tartışmaları gittikçe artan ama temelsiz, sahte, kışkırtıcıların kaşımaya çalıştığı kamplaşmayı azdıracağı sanılan nifak sokucu soru cümlelerinden birisi olabilir bu. kameralar seyirciye döndüğünde bunu soranın yüz ifadesi dikkatle izlenmelidir. niyeti muhtemelen iyi değildir.

    cumhuriyet çünkü elimizde daha iyisi yok. cumhuriyet çünkü diğerleri berbat. cumhuriyet çünkü...ne yani iran gibi mi olmak isterdiniz? cumhuriyet çünkü komünizm gelsin istemiyoruz! cumhuriyet çünkü padişah vatanı sattı.

    tıpkı insanlar gibi devletler de ektiklerini biçerler. işte bana göre cumhuriyet projesinin kötü niyetle değil, adam gibi eleştirilebilecek noktalarından birisi budur. halkın küçümsenmesi, yabana atılması, değerlerinin, alışkanlıklarının bir çırpıda değiştirilmeye çalışılması...atatürk gibi bir halk aşığına böyle bir suçlama yöneltebilir miyiz? elbette hayır. bu devletin ta ilk yıllarından beri gizli bir rahatsızlık gibi taşıdığı, atatürk'ün bile şikayet ettiği bazı sorunları vardı. yapılması gerekenlerin fazlalığı ve çağın gerisinde kalmama acelesine içerideki ve dışarıdaki düşman unsurların bertarafı da eklenince ortaya, belki de öyle olması gereken bir, despotvari yönetim şekli çıkmıştı. tek partiyle yapılan seçimlerin demokrasiye uygun olduğunu söylemek imkansızdı, ancak halk, cumhuriyetin tanımına uygun şekilde kendi kendini pekala yönetiyordu. ve ta o zaman gerçekleştirilen ilerlemelerin birçoğuna şimdi pek çoğumuzun laf bile söyleyemeyeceği muhakkak. öte yandan, o zamanın gereklerini, zorunluluklarını, hala halkın belli bir olgunluğa ulaştığını kabul etmeyerek, kendi iktidar güçleri için zorbaca kullanmaya devam eden atatürk sonrası chp anlayışı, cumhuriyet kavramını adeta halka rağmen bir dayatma, bir dikta haline dönüştürmeye uğraştı. atatürk'ün chp'ye iktidarına karşı, kendisinin kurdurduğu ve kısa süre sonra kapatılan ilk muhalefet partisinin ne zaman faaliyete başladığını birimiz hatırlatırsa, 1945'e kadar çok partili hayata geçilmemesi için elinden geleni yapan bu zihniyetin köklerinden ne kadar uzağa doğru gittiği anlaşılır.

    yüzlerce yılın alışkanlıklarını on - on beş yılda değiştirmek zorbalık mıydı? taraf olmaya gerek yok. değildi. birinin bir rota çizmesi gerekiyordu. mevcut sistem tam anlamıyla çökmüştü. imparatorluğun hiçbir kurumu işlemiyordu. artık geri dönülemezdi. yenilik gerekiyordu. arif olan halk bunu da görmüştü. yoksa halka rağmen onca inkılabı yapmak mümkün olmazdı. halk öncelikle samimiyet ve bağlılık isterdi kendini yönetenlerden. bu samimiyeti önce mustafa kemal, sonra da atatürk'te fazlasıyla hissetmişti.

    evet biri, yani o, rotayı çizmiş, dümeni başka bir yöne doğru çevirmişti. elbette geminin sağ salim yola devam etmesi için çatlak sesler susturulmalıydı. çünkü bunlar doğum sancılarıydı. bunu başka biri yapsaydı da benzer olumsuzluklar yaşanacaktı. fakaaat...bütün bu olağanüstü durumlar dahilindeki mevcut işleyişe demokrasi denemezdi. evet o zaman türkiye'de demokrasi yoktu. bunu söylemek bazı mankafalar için hala atatürk'e hakaret etmek gibi algılansa da, doğru olan şey buydu.

    halkın, samimiyetine yürekten inandığı, kendinden kabul ettiği atatürkle bir sorunu olamazdı. sorun, halkı atatürkün çizdiği hedefe doğru zorla itmeye çalışan, halka rağmen ve kendini halkın üzerinde görerek davranan, elitçi, baskıcı bir kesimin çabaları sonucu gündeme gelmişti. ve vatana ihanet kadar ağır bir hatayı daha yapıp, kendi diktatörlüklerine karşı çıkan halkın desteklediği birliğe * ikinci cumhuriyetçi etiketini yapıştırarak bugünün laik-dinci ikiliğinin, bölünmesinin de temelini attılar.

    evet evet aynen öyle diyorum...
    (bkz: atatürk iyiydi de inönü yanlış yaptı)

    ve fakat ekliyorum. atatürk tartışılamaz, eleştirilemez değildir. zaten bu onun söyledikleriyle, düşüncesiyle çelişirdi.

    son olarak neden mi cumhuriyet, çünkü bu halk ona inandı. ve bu halk inandığı şeylerin içi dolu olduğu sürece, onları ne pahasına olursa olsun korur. inancının korku kaynaklı bir şüpheyle yoklanmasından da hoşlanmaz.
    2 ...
  10. yabancı müzik altyapılı türkçe müzik

    1.
  11. ferrari görünümlü şahindir.
    4 ...
  12. turkiye federasyonu

    1.
  13. bir düşünceye göre cumhurbaşkanını halkın seçmesi başkanlık sisteminin önünü açacak, böylece de abd den başkanlığın yanında eyalet sistemi de ithal edilecektir. işte bu gelişme sonucunda ortaya çıkması muhtemel devletin adı türkiye federasyonu.
    * *
    0 ...
  14. kendi basligini diriltmek

    ?.
  15. sözlük ahalisinin ilgisini beklerken, hiçbir tepki almayan başlığı tekrar piyasaya sürmektir. ablalarım abilerim şu entride görmüş olduğunuz ustalık, minimalizm ve üstün alman teknolojisine sahip zekayı beğenenler bakın na bunlarla da ilgilendiler diyerek, yine diğer kendi başlıklarına verdiği bkz lerle durumu destekleyen yazarın eylemidir.
    3 ...
  16. olunce sarhos soforle karsilasan yolcu

    ?.
  17. birlikte cennete düşmeleri durumunda, ortamın verdiği rahatlıkla, "boşver be abi, olur böyle şeyler" tadında laflar edip, kaptanla tavlaya devam edecek olan yolcudur.
    1 ...
  18. kenan dogulu gibi sarki yazma rehberi

    1.
  19. kenan doğulu nun birçok şarkısında artık bir tarz haline gelmiş, post modernist romantik üslubunun teşhis edildiği rehberdir.

    tipik örnekler öyle çoktur ki. akla geliverenleri bunlar:

    belki de şarjın bitti
    ya da biz bittik, ara beni lütfen

    ..gönlümün doğum lekesi

    ..bugün pamuk kalbinden taşınıyorum
    0 ...
  20. duzenegin ortagi olmak

    1.
  21. düzeneğin kölesi olmaktan iyi, düşmanı olmaktan kötü olan şeydir.
    (bkz: pragmatizm)
    0 ...
  22. time will show me

    1.
  23. jay jay johanson'un dimağda dağılan enfes şarkısı. insanın tüylerini ürpertiyor bu şarkı.

    First of all
    I'd like to tell you about a dream I had
    Long before
    I ever had the chance to meet you, girl
    Corridores
    I never walked along that leads nowhere
    After all
    It's all about the art of memory

    Time's gonna show me
    What you're hiding for me
    Songs for no bitter regrets

    Dialogues
    I never understood your strategy
    Horoscopes
    I know you're gonna keep it for yourself
    The end of us
    There's so much depending of the danger, no
    Turns to dust
    Won't make it easy on you anymore

    Time's gonna show me
    What you're hiding for me
    Songs for no bitter regrets

    Time's gonna show me
    What you're hiding for me
    Songs for no bitter regrets...
    1 ...
  24. damlalarda yuzmek gibisi yok

    1.
  25. şebnem ferah ın kadın adlı albümünün sıkı şarkılarından biri olan bu aşk fazla sana nın böğründe bi yerde geçen cümledir. ve fakat halen anlayamadım damlalarda nasıl yüzülür. ben kar yağarken göğe doğru bakınca yükseliyor hissine kapılırdım bazen. sanki gök aşağıda ben yukarıdan ona dalıyorum gibi de olurdu kimi zaman. ama yağmurda hiç bakmadım göğe doğru.
    *ne mi yapıyorum. laf salatasıyla mübalağa ediyorum canım. bu şarkıya laf edilir mi hiç. kendimi köşesini doldurmak için kıçından cümle uyduran gasteci gibi hissettim bak! müstahak bana.
    2 ...
  26. ozgonderge

    ?.
  27. cümlenin anlamının kendi anlamına ya da biçimine* gönderme yapmasıdır. örnekleri:
    bu cümle beş kelimeden oluşur
    bu cümlede yirmi üç harf var
    bu cümlenin öznesi, 'bu cümlenin öznesi'dir.
    *
    *
    *
    0 ...
  28. plajlardaki meme göt ve göbeğin ilgi çekmemesi

    1.
  29. açıktaki memişlerin ve göbeklerin bolluğu sonucu ortaya çıkan geçici körlük.
    (bkz: algıda usanmışlık)
    5 ...
  30. bir sanattir

    ?.
  31. "x bir sanattır."
    x leri ististnasız birer sanat haline getiren kalıp. bence de istediğimiz herşeyi bir sanat haline getirmek bir sanattır.
    1 ...
  32. yoksa matrix te miyiz dedirten durumlar

    1.
  33. bazen matrix gibi bir kurguda olup olmadığımızı sorgulatan olaylar manzumesidir.

    geçen gün arkadaşlarla konuştuğumuzda, yalnız kendi kişisel gözlemim olmayıp (bir kişide daha gözlemlesem bile genellerim de) hepimizin başına gelen bir şey olması gerektiği sonucuna varmıştım bu olayın. olay, kazalarda, düşerken, şaşarken, bilinçli şekilde normal bir durumda iken aniden anormal bir şeyle karşılaşmamız durumunda beynin otomatik olarak slow motion a geçerek, sanki bize olanı biteni izletmesi fenomeniydi. bi keresinde bisikletin önünü kaldırarak, (şu hani doksanlı yılların hava atma amaçlı dangalakça bisiklete binenler hareketi) gelene geçene bir hava basayım demiştim. önünü kaldırmamla ön tekerleğin fırlayıp gitmesi bir olmuştu. ben de tabii yere kapaklanmıştım tam da çenemimn üstüne. ama ilginç olan yere düşerken bütün süreci ağır çekimle yaşamış olmamdı. bu, başıma gelenler içinde en çarpıcısıydı. daha başkalarında da aynı tecrübeyi yaşadım. evet, ilginç hakkaten çok ilginç...(tanrım bugün ne kadar çok subjektifim, sanırım ben de bir roman yazarı olacağım)
    1 ...
  34. esyalarin sessiz dunyasi

    1.
  35. özellikle otomatik bir harekete sahip olmayan eşyaların içinde bulunmak zorunda oldukları durumdur.

    bisküvinin ambalajına bakıyorum. tecavüz edilmiş ve köşesine pusmuş bir kurban gibi delik deşik bir köşeye atılmış, buruşuk ve tamamen sessiz. ilk anda bir an önce eylemsizliğine kavuşmak isterken yaptığı devinimler ne kadar dokunaklı, ah...ya köşede, kolilerin hemen dibinde yere saçılı biçimde duran kasetlere ne demeli. oturup birer ruh taşıyıp taşımadıklarını düşünmek isteyeceğim neredeyse. çocukken, işe yaramaz bir kasetin içlerindeki uzun ince kahverengi bandı çıkartır, sanki üzerlerinde şarkıları, sesleri görmek istercesine incelerdim. çok zaman önce seferlerini tamamlamış trenler gibi geçmiş zamanda kalabalık ve gürültülü duruyorlar. onları çoğaltan makinelerin nefesleri üzerlerine sinmiş gibi. beni, onları biriktirdiğim yıllara götürmüyorlar mı bir de, ah...ya kolilerin üstündeki elbise fırçası. muntazaman bir ceket giymek gibi tiyatrolu zamanlarımdan yadigâr. o hep bir dolabın naftalin kokulu yalnızlığını biriktirmiş, az kullanılmış elbiselerimin tozlarına evsahibi, işine hazır bir görev nesnesi.

    o kadar sessizler ki...insan konuşmak istiyor onların güneş görmeyen sessizlikleriyle. insanın bazen bir kapı gibi canı kilitleniyor kendi üstüne. odada yalnızken onları küçümseyemezsiniz. sessizlikleriyle bir olur birşeyler anlatırlar size. otomatik bir harekete sahip olmayanları, özellikle. saatler mi? onlar akar. ve dilleri vardır, anlarsanız eğer. bazen öyle çığlık atarlar ki kıskanırsınız başıbozukluklarını.

    eşyalar...aslında konuşuyorlar. duruyorlar konuşup konuşup. insan bu, susmak istiyor onların güneş görmeyen geçiciliklerine. eşyaların sessiz dünyası bazen hiç kimseye anlatamadığın bir kuşkudur.
    3 ...
  36. anlam zehirlenmesi

    ?.
  37. soba zehirlenmesine benzetmek istediğimdir. ama aşağıdakiler belki işimize yarar:

    şeylerin dolaşıklığı, anlamları üstüste yığan bir girdap gibi. "internet ne" diye soran öğrenciye kabloları gösterip "bilmiyorum ama elimizde bunlar var" demek gibi. bazen çok şeyin ayrıklığı bilgisine varıp, bu bilginin içimdeki yerini tespit etmeye yeltendiğimde gizli bir el şuurumun şalterini indiriveriyor. etrafa fırlayan talaş parçacıkları telaşla konunun merkezine seyahat etmekte olan benliğimin bölünmez bütünlüğü için birer iç tehdit unsuru haline getiriliveriyor. bütün ivediliğiyle bu yaşananları hissetmek ise "çok şey anladım, beni başka zaman konuşturun" diye bir ağaç gibi durmaya itiyor. bütün bunların ardındaki kukla oynatıcısına, birbirimize olan saydamlığımızın verdiği yetkiyle, "kaldırsana be örtüleri" demek için can atıyorum.

    hey durun kamaşmasın zihinleriniz! hepimiz birer örnekteyiz, birer konuşma balonunda geçiyor isteklerimiz, öfkelerimiz, düşüncelerimiz, kredilerimiz..şeylerin dolaşıklığı, anlamları üstüste yığan bir girdap gibi.
    1 ...
  38. insanin ozune donmesi

    1.
  39. insan dediğin, düzensizlikten düzen çıkarmalar, tekrarın büyülü desenlerinden anlam devşirmeler, sözün ışığıyla sessiz karanlıklardan yalan üretmeler uzmanıdır. ama her gemi kendi suyunda yüzer, ya da kendi suyunda batar. insan nehrinin yatağı, pişmanlık, öfke, keder ve sahteliktir. kendi derisinin dışında yaşayan bir antivarlıktır insan. debelenir kınına girmek için tekrar. insan dediğin tanım içermelidir. yaşlı bütün coğrafyaların onayladığı aynı adlı beklentiyle, insan en sonunda kendine dönmelidir çıktığı her yolculuktan.
    2 ...
  40. elime mi yapışacak

    1.
  41. kişinin, ilgili eylemin kendisine ağır gelmeyeceğini, zorluk yaşatmayacağını bildirmek için kullandığı deyim.
    0 ...
  42. sozluk bizi somuruyor

    ?.
  43. tıpkı matrix gibi bütün enerjimizin haince sömürülmesini anlatan slogandır. ben buraya entri girmeye ayıracağım vakitte gider birkaç teorem ispatlar ya da makale yazar olmadı nutuk söylerdim. değil değil bu işin arkasında amerikanın parmağı var. böyle herkesin bir kere tadıp asla bırakamayacağı, zamanla esiri haline geleceği ve daha tehlikelisi iç dünyasını afişe etmesine yol açan bir örgütlenmedir sözlük fenomeni. alın beni burdan...* *
    2 ...
  44. başlık içi ayar uzaklığı

    ?.
  45. ayar ihtiva eden entrinin üstteki ayar gerektiren entriye olan entri uzaklığıdır. birimi testis kare dir. bu uzaklıkla ilgili entriyi giren yazarın çapı doğru orantılıdır.* *
    0 ...
  46. diyalog iceren entrylerin kotulenmesi

    ?.
  47. hele hassas yaradılışlı ise yazarını oldukça üzecek olan durumdur. aklına bir espri gelir; mizah dergilerinden hatırladığın şekilde, gazı kaçmasın diye alelacele dizersin şiir gibi. yıldızlı bakınız verirsin, swh filan diye. ama beğenilmeyebilir de, sözlük burası; forum değil ki büzesin.
    1 ...
  48. unlu kurabiye

    1.
  49. ısırıldığında damağa yayılan ve sıradışı ama evcil aromasıyla bellekte yer eden, ağzımıza layık tatlı türü. tarifini de yazayım tam olsun.

    malzemeler:

    200 gr. ( 1paket ) mısır nişastası

    120 gr. ( 6 çorba kaşığı ) şeker

    125 gr. ( 2,5 çay bardağı ) un

    100 gr. yumuşak margarin

    2 Yumurta

    1 Paket Kabartma tozu

    1 Paket vanilya

    hazırlanışı:

    Malzemelerin tamamını kullanarak yumuşak bir hamur elde edin. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçaları elinizde yuvarlayarak şekil verin ve hafif yağlanmış tepsiye dizin. 160 dereceli ısınmış fırında 25 - 30 dakika hafif pembeleşinceye kadar pişirin.

    afiyet olsun
    0 ...
  50. her sey kesfedildi

    1.
  51. amerikan patent enstitüsünün duvarında asılı olan yazı.*

    - kule, herşey keşfedilmiş şimdi napcaz?
    + iniş izni isteme 417, tamam
    - kötü bir entry'deyiz sanki, az sonra düşücez
    + kötü entry yoktur, sözlük polisi vardır
    2 ...
  52. en uzun süreli download

    ?.
  53. 56 Kbit internetle Windows Vista'yı çekmektir.*
    2 ...
  54. sol jargon

    1.
  55. sol kelimesini solculuk anlamında sıfat olarak kullanırsak, ki yapay geliyor bana, solcu çevrenin kendi içinde kullandığı deyimlerden, kelime ve kavramlardan oluşan bir alt dildir.**
    diyalektikten tutalım, devrim, evrim, sorunsal vb. yaygınlaşmış ve genel dilde kabul görmüştür. örneğin tıp jargonundaki misal komplikasyon kelimesinin sol jargonun kelimeleri kadar yaygın olmasını beklemek yanlıştır. türkiye cumhuriyetinde dil bir devlet politikasıdır. bu jargon, cumhuriyetin ilk yıllarındaki orta asya türkçesine dönüş akımına uymuş, türk dil kurumunun osmanlıca ve arapça kelimeler için belirlediği türkçe karşılıkları kullanmıştır. örneğin "örneğin" kelimesinde de bu izi görürüz. ama sol düşüncelerin savunulduğu bazı düşünce kitapları bu konuyu o kadar abartır ki bazı cümleler sözlük olmadan çözülemez. kulağa kimi zaman hoş kimi zaman çirkin gelir. komplikasyona ben tali tesir* demektense sözgelimi yan etki derim. ama bazı örnekler de itici gelmiyor değildir. mesela "sorunsal" gibi. sorun zaten zorlama bir kelime ama neyse ki tutunmuş, "sorunsal" ise temeli henüz yeterince güçlü olmayan bir gövdenin üstüne kat çıkmak gibi olmuş.
    1 ...
  56. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük