hayalkırıklığıyla sözlüğü terk etmektir. na bu da son tanımımdır.
faydalı şeyler yazalım, öğrenelim, paylaşalım dedik. sonra baktık, polemiklere gark olmuşuz. çok şey de öğrendik, paylaştık ama cık, bişey eksik ya da olmaması gereken bişeyler fazlaydı. nefret ve kin ne kadar bulaşıcı. her gün şu sol tarafta birileri birilerini kötülüyor, nefretini kusuyor. çoluk çocuğun mastürbasyon malzemesi oluyor onca ciddi adam ya da konu.
birileri birilerine "ayar" veriyor. neyse bu ayar artık? anlamı kendinden menkul kelimelerle her gün eleştiri adına sürüyle meseleye tecavüz ediliyor. biri ötekinin tarzıyla dalga geçiyor, öteki berikinin verdiği örneği ters çevirip ona "giydiriyor". tırnak içinde bişey bile söylenemez olmuş.
zaten az bir ömrü var merak etmeyin. sözlük fenomeni tarih olacak. "2050 yılında girilecek entriler" /"açılacak başlıklar" ...ne kadar da vıttırıvızıkça şeyler.
ve zaten aşağıdaki duyuru da açıklıyor "olanı biten"i.
"sevgili yazarlar,
adnan oktar'ın avukatının yaptığı bilgilendirme sonucu sözlükte yazan bazı yazılar yüzünden sözlüğe erişimin engellenmesi amacıyla dava hazırlığında olduğunu öğrendik. dava açılmasını önlemek amacıyla gerekenleri yapacağımızı avukata ilettik. bu sebeple bazı başlıkları tamamen sildik ve alakalı olan başlıklarda da suç oluşturabilecek entryleri siliyoruz. bu aşamada gammaz arkadaşlar da bu konuda yardımcı olurlarsa hep beraber mutlu ve huzurlu bir geleceğe doğru yol alabiliriz."
neyse size doyum olmaz arkadaşlar. dışarıda koskoca bir hayat var. nasihat filan değil amman yanlış anlama. sadece kendime diyorum.
[yazı çoğu zaman sahtedir]
edit ya evet:
şimdi bana "gidersen git, kimin umrunda" diyen;
sen benim umrumdasın, ben de ondan gidiyorum zaten.
zaman zaman göze çok batmayan ama yerine göre de çok can yakabilen hatadır. şimdi neyse bir tanım yaptım format gereği, örnekleyemiyorum. tanımlayamadığım örneği verip kaçayım bari. bu hataları sanki yapmak ya da yapmamak hiç önemli değilmiş gibi yazışmalarına bol bol serpiştiren, dile saygısı sıfır bazı arkadaşlara ithafımdır: ulan oğlum zaten zihninden geçeni sözlü dile döktüğünde bir anlam kaybı yaşanıyor. sözlü dilden yazılı dile çevirince de keza öyle. e bir de yazıda hata yaparsan senin soğan cücüğü beyninden geçeni nasıl anlayalım biz? yoksa müneccim mi olmamızı istiyorsun ulan dallama!
ağacın dalları yağmurda eski
lazım nedir bir ıslanana; bilmeyiz ki
erir altın gülüş erir
deniz verir gamze belir
içre bir güneş var
parlar ve sonra yükselir
közüm
oduna
meyil verme artık düne
eğrilirdim giden güne
neyin kaldı senden bana
incitilen ardın gelir
ok varmadı henüz eski
liman nerde bilmeyiz ki
on kırıla kırıla serin
yok sazın da mızrabın da senin
uç vermeyince dalım neylesin
liman nerde bilmeyiz ki
tokum
oyuna
meyil verme artık düne
ezginirdim giden güne
neyin kaldı senden bana
incitilen ardın gelir
sel kopar yürek eski
ilk defa bilmeyiz ki
bollaşır nefes körelir heves
irkilir kafeste düş korkulur
zehir verir hayat bulur
elde bir tortu kalır
eski, bir pişmanlık kadar eski
laleler güller nerde, hiç bilmeyiz ki
nasıl başlar nasıl tüter
erken biter hüzün katar
yaşıt bir meyve dalında
ekilir de birden tutar
kimlere de varmalısın
el kılışlarda durmalısın
ya kendine sormalısın
demek böyle tükendim
iyi günler gördüm
rahata ben de erdim
diye kandırmalısın
içre bir güneş vardı
-meğer bulut güneş kadardı-
o zaman
meyil verme artık düne
evrilirdim giden güne
neyin kaldı senden bana
incitilen ardın gelir.
mezarcı buna aldırmaz
bir gece gözlü susturur seni
hşşş! derin çimenlere koyulanma
dengelerden düşersin
biz tanrılarımız
---------------
dün karpuz kabuğuma basıp düştüm
yoldan geçenler hiç durmadı
ya ben bir aldatmacaydım
ya kördüler bütün kurşun askerler
amcalar sığınakta sigara içtiler
---------------
düş gibi serbest kal
duman kokusu fena sen de
bir kadın mavisi en çok
en az bir dağ kamburu
her ne ise de
---------------
ben bunu yapıyormuşum
meğer atlantis büyükçeliğinde
geçersiz gol
nizami ofsayt
bağımsızlık son jenerasyon
---------------
eski yüzsüz salağıma bakın
barborella oynuyor evimde
kimseyi yağmura tutmadım
buna gelmek zaman alır
hey siz kuru freskler
---------------
yok artık lebron ceyms
deyyusunu ara ölüme az kaldı
bu pastaneye mi geldik vara vara
üşenmez sağ kalırsam
eziyetsiz olacak bir fıçı bira
---------------
kadın sayma ağır güt
ne güzel akkorun
yıldırım rengi bizmut
dehre yelken açtık
az unutur kinlerimizle
---------------
bil, yalpalan ve derin kıl
istihzalım benim
gizli saklınlar bu gece gelecek mi
hepiniz aynısınız
güzel
---------------
morgit vay şerefsiz
düpedüz uydurmuş
kime çatsam bozuk aksam
it için kaksam
omzumdan baksam
---------------
vay beni buldum burda yıllar var
eh artık bize de bir dirhem altın
korkakça ışıklı bir yol üstü duruşu
otostoptur hep migreninden çıkarsın
uluorta anagram çözme
---------------
ronaldinho bozdun serseri kağıdımda
birden ahtapot ne kadar çok beyinli
asurluların tarihinden bana ne hocam
medeniyet dediğin kek kişi kalmış
sözlüye beni kaldırma ya da blackboard
---------------
için gitti serum morsuz tayf
neden gizler homo sapiens perdecim
kumaş farkı sorun yaratmaz mı hiç
radyoda duydum pek güzelmişsin
iskemleye çıkarak dün çilek topladım
---------------
haydut bre jandarmasız bunlar
ağrım ağır yüzüm morarır
sosyete pek kuşe lordum
inkılap için masalara çıktın mı
ağır ol yolla sesinler
---------------
ilyas abi çevik mizanşördür diyotu
git gel on beş dakka taksim sarı yar
kendime fena ecnebiyim şu sıralar
dün beşi beş geçe kıza dedim
bir daha insanlığını giy de öyle düş leşime
---------------
bir ihale çevirelim mi
saatler klok klok yetmiyor frekans
ustama yalvar yakar izin aldım
gençken gençtiğim parklardan
para karkarak lara plajına d'ooru.
tirajı komik bir gasteydi
yıllar yıllar evvel ormanda
hormonsuz bir kız yaşardı
zeytinlerden gemlik ve
peynirlerden kaşardı
uyumadan evvel kuzuların
sessizliğini oynadığımız zamanlardı
elbet bir gün mutluluktan
payımızı alacağımıza inancımızı
artezyen kuyusuyla desteklerdik
oduncu gömleği modaydı
ve tek istediğimiz kendimize ait
bir odaydı
zırzop da değildik serseri de
bir bilgisayarım bile yoktu gülümsüyordum
sonra büyüdük yurtlara başvurduk
şaplı yemekler yedik
bir ara hiç unutmam
gs'nin uefa'yı aldığı seneydi
ulan ne sevinmiştim
odadakilere dondurma ısmarlamıştım
hey gidi günler
amcaoğlu ferit vardı bildiğin kafatasçı
ama iyi çocuktu bre
sonra pazıllarda hep sen çıkardın
sabah bulmacalarında vitrinlerde
sonra otobüste o cama alnını yaslaman yok mu
uyku mahmuru gözlerinle kapıdan girişin
film gibiydi
gözlerinsiz her gece karanlığın dibiydi
ve fakat
buda mı peşteydi yani
eskitiliyorduk kısık ateşte
bir masala benzemiyordu işte
ölü ozanlar derneğinde
o dilsiz aşık bendim
ah gelsenkirschen
şiirlerden şarkılardan sana bir buket yaptım
karanlıktan geliyordum ve
ışığını görünce sana saptım
adıma adım verseydin keşke
ne yani
bu da mı peşte?
baş harflere baksana
oğlum ne güzel iyiydin ya
lavuk musun sen davlumbaz
şey diyecektim neden
eşşek kadardın haritada
valla bilemiyom artık
iyi misin güzel misin
kalk gideli çok oldu
---------------
reyting canavarın bozuk aynada buğuya
hey gidi günler hey
elbet bir gün mutluluktan ana kuğuya
çok bilinmeyenli bildik şey
hey gidi günler hey
---------------
sersiz sırsız burada
burada bir hayvan var
beyni iki yüz elli gram
süperstar
daha ne kadar
daha da mı var
---------------
beyin şekillenir aşikar
wordnet kesesiz memeli
romeo asla ölmemeli
sen de gülmemelisin
osman sana diyorum osman sen anla
---------------
atom bombasıyla fotoğraf çektirdim
ferrarimi sattım vergisinden yırttım
her gün bulmaca çözerdik
nothings gonna change my world
what a wonder'full world
---------------
gitme cayma şeytana uyma
kıyma bana az yağlı osasuna
maldivler miydi neydi
ekvator dünyanın bira göbeği
kutubum olup harflerime baksana
---------------
geçen yaz bizim köyde
kuşlara bastım gönlüm yasta
hastayım usta
bu hususta
kendime kamikaze rekürsifçe
---------------
erkan mumma bizi
terrier cinsi saldırı
herkesin kapatma düğmesi var
kırmızı çizgilerinden
bize gemici düğümü atsana
---------------
japonlara saygı gecesi
yüreğimin meydanlara sığmaz acısı
benimle dans eder misin
beni kendime terkedip gider misin
kuş kanadı kalemim oldu
---------------
bir defa karmaşık başlamış cengaver
doğru yok tam yok her an meczup
sapma payı anakitlem vay
yorumlarını cehennemine sakla
bir defa başlamışız gitmeye
---------------
doğal güzellik suda kaybolurmuş
gece dolunay başlar sessizlikmiş
eritmesi için buzun güneşine
yalvarması için buzum güneşine
el çektim doğrulabilirsin
---------------
gaza gelen gözüpek gençlik
her tren aynı istasyonda durdu
tren aynı istasyonda derim
ilik gibisin aynasız
güçlere inan artık
---------------
köşeden döndüm buruşuk
farkıma kaçtım buruşuk
buruşuğun şiir kimi
imsiz bir tatsızlık
iznimden menkul
---------------
yakın olmak için uzak dur benden
doksanım yenmiş seksenim iki
denize dökülen saçlarınla
uçarak uçarak gel bana gel
dobra olmak için tuzak kur önden
---------------
pharmacy şen bakkaliye
öz hakiki bozuk mal
gözleri hin bakar bunların
pundun nerdeydi lan senin
yine de ekmekle şarabın kokusudur o
---------------
öbür dünya samimiysen
sobeledim çıkarsan
ben hazımsayamadım
ne zaman imza attıydık
kuş gelsin de binek
---------------
süzüle de süzüle gider süreyya
çok kabul sözüm söz
güler ağzından kaçan lafa
sakalım söz dinletir
hani şu damdaki kemancı kedi
---------------
anlattım tarifimi beğendinse
sen gel yer var burda
oje sürdüysen hayatında biri var
ya da fazlaca ruj
kızılım kızılsın kızıl kızım
---------------
sınırlı sayıda örgütlü
hörgüçlü tanımına gür sahip
refakat ederek huzur bulalım
kendi yalnızlığımıza şehirde
gittin gideli ne zaman yağmur yağsa
hislenbik oynuyoz limon gazoz ozon
bir de sen varsın
haki üniformalı senato kararlarında
sensiz nasıl geçer hayat
epidermik retikulüme yapalım perma
atmosfer din kardeşiz
gazolina uçurduk bakamıyoruz
serbest stilde attığımız takla
rüyalarda ritüeliz flörte kalkışıyoruz
sen en osmanlı tutumunla
tiz kellesi vurula deyüp
urfaya paşa gönderiyorsun
tahtıravalliden devriliyoruz
çocukken ağırlık merkezimiz yoktu
hıdırlıklı bir piknik alanı yaz
kızlar ip atlıyor biz tepükle meşgul
zerzevat her yer odan dağınık bile
ettahıyyatü ile diz çökmek arasında
lineer ilişkideki regresyon denklemini
çözüyorduk aklımızdan
ya da teravih namazlarına katılım eylemeyip
otobüsle bütün şehri dolaşıyorduk ipsala
ve her nasılsa yapay bir yataylıkta sayıştay
edasıyla pazarda vergisiz algılarımızla
kopya kayışını karbon kağıdı sanıp
kopçanın ne olduğunu bilmeden
ulan tarih hocası
r'leri yuvarlatan kulak mengenesi
seni bir elime geçirirsem
var ya dizelerime son verirken
dizel motordan gelen seslerden mütevellit
bağlarbaşına bağlıyorum
neyse sonra prekazi ortalıyor
şuuut..ve gol tanju
çiğdem diyorlar izmirliler ne komik be
çekirdek aslanım o..he..he..salaklara bak
bir de rakıbalığında şişe olsam
bir de balık akrabalığında gişe olsam
bir de rakip arabalığında ve kalabalığında gidişe dolsam
yer misin yemez misin
--------
tuğçem ergimez sen mürekkep ol ben kağıt
bize önsözde yer vermemek ne ayıp
vize vermiyor dingiltere
beni everton
eskiden bir de tedi şerıngım vardı
atari oynardım uysalca
uzakara birinciliklerden sıkıldım
hep aynı şeyler bunlar beyler
o zamanlar neden kollektif şekilde salaktık
don juan dole marco
uzun bir parfüm kokusu
çorbalar sıcaktı
ve menemen baş yemek değildi henüz
ve henüz kelimesini çok severdim
hey ulan
yine de hey hey
bilgisayar der ki neden burada coştun tam da burada
ben de derim ki biz buna tuhaflıg diyoruz
mütemadiyen çarpıtıyoruz
yıl iki bin elli iki
nöropazarda insanlar azalıyoruz azar azar
ama kim yazar
beynimizin eğitilmiş ağırlıklarını satıyoruz
yapaydan zekalı robotlara
dur ikazına uymuşuz durmuşuz adamakıllı
marsa fasıl heyeti gönderirken
yakalanmış sayın başbakan
ve uludağda tatil yapıyormuş
sayın başbakan kayın başbakan
bir de yıl bin dokuz yüz seksen sonları
bize neden fındık dağıtıyorsunuz
bakın hala sindiremedik
biz sindirella mıyız biz
üvey evlat mıyız
robotlar burada katıla katıla ağlayın lan
büyük fazülye büzüşkenleri
mendel deneyi bezelyeleri sizi
bir de he-man'i çok severdik
iskeletordan korkardık
hiiimenn..gölgelerin gücü adınaaaa
güüüçççç bendeee arrtııııkk
ne hoş lakırdı değil mi
işte atari oynardım ve gidişata ses etmezdim
bu yüzden gitgide deliye bağlıyorum neticeyi
o yüzden küfret içinde durmasın
isyan durmaz
isyanım vardı pansuman etmeye yeltendim
sonra tabi kapaklandım
başladığın işi bitirceksin
yeni zaman nasıl mı
fena değil her sorana aynı cevap
ve ceviz ezmeli kaymaklı dondurma da değil hani
ama vaziyet pür cefa azizim
ve fakat korkarım düzelmez arıza
yine de ahmaklık etme sen
yine de hepsini söyle sen.
gerçekten benimle olacak mısın?
bütün bunlar bir amerikan filmi olmasın?
olabilir belki acımasız bir hayvansın.
gerçekler söylediklerin mi?
duyabilirim istersem,
hepsini söyle sen.
aşka anlamı anlatıyoruz
başka anlamı- anlamıyoruz
aşkın anlamı arıyoruz
aşkın arayışı anlam bizde
aşk anlamında ayrışıyoruz
aşkı anlama var kılıyoruz
aşkı anlamca yargılıyoruz
aşk lirikti
aşka anlam gerekti
anlamın yırtıldığı bir arayışta
aşk birikti
cam mekânda gördüler birbirlerini
öyle çok baktılar ki birbirlerinin
içinden geçtiler
ufaldılar ufaldılar söz kadar
pamukların arasına karıştılar tarlada
cam mekânda görüldüler
kimi zaman açık bırakılan bir pencere
kimi zaman bir filin belleğindeki kuşku
kadar sıradan
bir bankta oturup gökyüzünün ekşiyen
ve kokusunu susturduğu çam ağaçların
ardında tekleyen manzarasını düşlerin
sonuna dek harcandığı bir kıta sahanlığında
bırakıp gitmeyi kurdular geceye çadır olarak
cam mekân içimizin derin renkli saydamlığı
cam mekân bir ölüm hazırlığıydı
saygıdeğer acının adresini alıp
yola koyulduklarında çoktan karanlığa
örtünülmüştü
cam mekânda başladı bu sırlı ayma
öyle çok baktılar ki birbirlerinin
içinden geçtiler
öyle çok doydular
elektronik seviyorum seni
birden fazla kez ve kronik
sevip bıraktığım yerden
başlıyorum tekrar
gülünce güllere sığmıyor yüzün
yüzüne bakmaya kıyamıyor hüznüm
bil bakalım bu gökyüzünün
bur'da ne işi var
ya deniz, o neden bu kadar sessiz
bir hile olmalı
her şey nasıl sorunsuz gider
fişi tak ve görsene
içimin dehlizlerinden
bir nehir palazlandı
ilk kez uçuyordum seni
gözlerin öyle derindi ki
biri ardımdan itmedi
sırtım sıvazlandı
düştüm isteyerek
topladım yıldızlarını gözlerindeki şehrin
gökyüzünden topladım rüya meyveleri gibi
öyle çoğul ve sarsıcı çekiyordu ki beni
bıraktım sesinin dipsiz uçurumuna kendimi
elektronik seviyorum seni
birden fazla kez ve kronik
bıraksam alyuvarlarım da sevecek
kanım belki seni taşıyordur hücrelerime
olmazsan nasıl can bulurum damarlarımda
ben senin yerine
sevip bıraktığım yerden
başlıyorum tekrar
ödünç verilmiş bir güneş gibi
bulut ülkesine
hâlâ uçmak isterim derinlerine
rüzgârlı gözlerinin
yıldızlı gözlerinin
sonsuzlu gözlerinin
bir yolu olmalı
her şey nasıl sorunsuz gider
fişi tak ve görsene
elektronik seviyorum seni
birden fazla kez ve kronik
dümdüz ütüleniyor dikenlerim
sıcak merhametinde eriyorum
nefesinle can veriyorum, ironik
seni bir kez daha görsem diyorum
beni böyle terketme üzülüyorum
elektronik seviyorum seni
küs yağmurlarda kalınca bozuluyorum
akşam gazetesinin ay içinde en çok haberler listesine 1. sıradan girmeyi başarmış olan haberin kahramanı olan nesnedir. yok yok ben kesin bir araştırma yapıcam bu gazetelerin en çok okunan haber konularıyla ilgili.
özellikle spor dili ve edebiyatında kullanılan bir dil kıvraklığıdır. fazlası bayabilir. futbolculara krampon, tenisçilere raket vs denmektedir sıklıkla.*
evrim üzerine yemin edebilen bir zihniyettir. "darwin çarpsın", "doğal seleksiyon elesin ki" ya da "mutant olayım ki" şeklinde versiyonları vardır bu yeminlerin.*
örtülerin altına bakmayı seven adamdır. hadi çocukken sorduğu her neden'e bir çünkü bulmuş olsun, gel gör ki hayat dilsizdir. istediğin kadar sorgula, cevap kocaman bir sessizlik. diğer insanların verdiği cevabı saymayacaksın. onlar da hayatın içindeler. sana hayatın dışında bir ses cevap vermeli ancak. o da bu hayatta mümkün değil. o zaman sorgulama aslanım daha fazla. görüyorsun çıkmaz sokak!
haberde dendiği gibi gerçekten mehmet topuz'u ve gökhan ünal'ı da getiriyorsa, o zaman "sağlam" geliyordur. ama unutmayalım ki spor basını ne kadar sağlam gelirse gelsin adamın ayağını kaydırmayı bilir.
türkiye'nin nereye doğru gittiğini gösteren bir olaydır. okul bilim yuvasıdır. bilimle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir faaliyetin okulda böyle tuhaf bir biçimde yapılmaya çalışılması ilginçtir. haberlerde izledim, gencecik dimağlar zehirlenmişler, birlikte hipnotize edilmiş gibi bir takım garip bedensel hareketler, dinsel ritüeller gerçekleştirmekteler. kitap okuyup, pozitif bilimlerin elle tutulur verilerini sorgulamaları gerekirken boş zamanlarında gökten indiğine inanılan bir kitabın bilimdışı teorilerini yerine getirmeye çalışıyorlar. buna izin veren okul yönetimini de allah'a havale ediyorum.
uzay gibidir. ilk çıkıldığında içinizdeki milli atmosfer basıncından kurtulur, dünyadaki herhangi bir millete mensup insanların da sizler gibi insan oldukları gerçeğiyle yüzleşir, benzer noktalarını keşfedersiniz. hayatı biraz daha anlamak için abartılması gerekmeyen ancak oldukça faydalı bir deneyimdir.
sovyetlerin bir tehdit olarak algılandığı dönemde bile komünist adını kullanabilmiş partidir. şimdi sıkıyorsa türkiye şeriat partisi diye bir isim versinler bakalım bi partiye.