ak koyunlar döneminde ülkemizde gerçekleşen bir durum olmuştur. bu cengaverler ulaşım harcırah temsil gibi extra bir de harcamalar yapıyorlar bunların ne dinden bahsetmesi şeytandan cehennemden bahsetmeleri gerekir bu kadar riyakarlık ve yalan çok mide bulandırıcı.
insanlar o kadar dalmışlar ki ıvır zıvır işlere ve algıları o kadar sakatlanmış ki çok büyük bir tehlike geliyor. bunların bu kadar berbat bir şekilde dünyayı ateşe atmalarını dünya böyle izleyecek mi çok endişelendiriyor.
ülkemizde şu anda bir riya düzeni sürmektedir. ve işin acı tarafı bu riya düzeni kimseyi rahatsız etmemektedir. halk kendi temsilcileri için gidip oy vermekte birileri de bu amaçla güya milletten oy isteyip sonra bunları tamamen ortadan kaldırıp hiç bir önemi olmayan bir düzen kurup utanmadan halkın feraseti halkın istekleri gibi riyakarlık şampiyonlukları gerçekleştirmektedirler.
kulluk, kölelik fikri gasp, talanın ve ganimetin hayatın içinde olduğu geri ilkel çağların fikridir. tanrının güya kullarından riyakarlık, boyun kırma, önünde diz çöküp herkesin robot gibi aynı hareketleri yapması fikri çok geri bilgisiz aşırı cahil insan bile diyemeyeceğimiz yaratıkların uydurmasıdır. tanrı deyince bunların aklına kul ve efendiden başka bir şey gelememiş ve bu geri çağların ilkel yaratıklarını kitaplarına bak hep bu köle efendi ile ilgili şeyler konular bulunur. koca evrenleri kainatları yaratabilmiş bir tanrı böyle geri ilkel bir döneme kısılıp böyle dar bir bakış açısından bahseder mi. doğada cezalandırma ve ödül yoktur doğada olmayan bir şeyi hele tanrı bu yaratıklardan niye istesin.
böyle bir şeyin olabileceğini kim söylese dünya ters yüz olsa inanmazdık ama ülkeyi getirdikleri nokta bu. artık kimse bu ülkede geleceği düşünemiyor hiç bir şey umut edemiyor böylesine bir rezil seviyesi aşırı düşük insan haysiyeti ve onurunu yok eden berbat bir hale getirdiler ülkeyi.
güya bu zatın aklına yolsuzluk gelmiş ve akpli olan yolsuzluk yapanlarda hapse atılmalıymışmış. buna neremizle gülsek karar veremedik. bunların derdi ne hukuk ne adalet tek dertleri kendi iktidarları gitmesin diye gözü dönmüş bir şekilde yaptıkları yolsuzluklar başına iş açmasın diye güya uyarıyor. aslında dert haksızlık adalet falan değil bir de bunlar atmaya başladı mı din iman türlü masallar hikayeler bitmez ama dert bu güç ballı börekli imkanlar elimizden gitmesin. o kadar reziller ki düşüklüklerinin berbatlıklarının seviyesini anlatmak imkansız.
bu en eski türk geleneğidir. askerin en büyük motivasyon kaynağı yağma artık siyaset eliyle yapılır türk anlayışı budur. halkın malını yağmalamak siyasetin ana ülküsüdür. bu yağma yapanlara sert bir tokat çakan halk olmadıkça bunlar azmaya ve şımarmaya devam edecektir. ne zamanki halk buna uyanıp bunu yapan ya da yapmaya teşebbüs edenleri çok ağır cezalandıracak o zamandan sonra belki düzelme başlayabilir.
yok ekonomistmiş yok bilmemneymiş. tamamen palavra hiç bir şey düzelmiyor ve iyiye gitmiyor. ülkenin başındaki bilgisizler kendi bilgisizliklerini örtmek için güya birilerini getirdiler gelen onlardan da bilgisiz ve beceriksiz.
illada çocuk yapmak tamamen kadın egoizmi ve ben bunu yaptım demek için erkeklerinde içine çekildiği bir karadeliktir. madem bu kadar sevgi dolular milyonlarca zavallı çaresiz çocuk soğuk korku ve bir sürü yetersizlikle o yurtlarda sefil oluyor hani siz çok seviyorsunuz ya peki niye onları o yurtlardan alıp bakmıyorsunuz.
Fatih altaylının attırdığını söylüyor ama eminin o da palavradır. bu tipin iyi incelerseniz görürsünüz her şeyi yalan dolan hani çok iyi dünyaca ünlü bilim adamıydın laboratuvarların vardı uç şimdi özgür özgür senin üniversiteye ne ihtiyacın var medya maymunluğundan maymunlar laboratuvarı kurarsın yakında. bu adamı inceleyin doktora yazmadan ve doktora yazmışların geçtiği sınavı geçmeden kedndisini phd li diye satan bir sahtekar yalancı. bunun bütün foyalarını bilim nasıl yapılır la ilgili bir takım videolar çeken gerçek bilimsel araştırmacılar ortaya döktü. Eğer bu çok iyi Üniversite hocası ve bilim adamı olsa öyle kolayca bir Ünivte bunu atabilirmi kolpacı hımbıl. hadi görelim şimdi senin o bilimini.
dünya siyonizmine bağlı ve türkiyenin rahatça açık büfe gibi sömürülmesine alışmış ülkenin düzgün bir ülke olmasını katiyen istemeyenler ülke boşta çalışır vaziyette halkı edilgen hale getirilmiş bir şekilde bu sömürü ortamını oluşturmuşlardı bu ortamın kökleri 12 Eylül 1980 darbesine dayanıyor o darbeyle türkiye halkı ve ülkenin tüm kaynakları dünya global sermayesine ve onların buradaki uç temsilcileri boğaz sermayesine köyün saf kızının kerhaneye satılması gibi açıldı. ve o zamandan beri bu halk orta ve alt kesim in bütün olanakları imkanları kurudu bitti mahvoldu. dikkatli bakarsanız 12 Eylül darbesinden sonra hep ekonomik krizlerle ülke kaynakları yağmalanıp durmuştu. fakat her seferinde halk uyanıp bilinçlenip düzgün bir iktidarı başa geçirir ve ellerindeki bütün imkanları bir daha gelmemecesine yok eder korkusuyla belli planlar dahilinde hep güya daha milliyetçi daha dindar görünümlü birileri iktidara getirildi en sonunda aranan kan akpde bulunmuştu çünkü bu başa getirilmek istenenlerin zaafları ve kapasiteleri bu halkı tam anlamıyla kandırmaya müsait ve kendi içlerinden birlerinin eliyle çok çok büyük bir son vuruş ülkeyi bitirip yok edecek bir büyük soygun ve talanın önü açıldı ve akp yıllardır buna hizmet ediyor taa ki ülkeyi parçalayıp bitiresiye kadar ama halkı öyle bir uyuşturdular ki din iman masallarıyla anlatılsa kimsenin inanamayacağı kötülükler berbatlıklar bu tekbirli selalı hırsızlar eliyle yapıldı.
gidişat bunu gösteriyor. bu kadar pahalıya millete içki satıp bu paralarla din fonlanıyor görülmemiş rezillik. alkolden yüksek vergi almak serbest ama reklam almak günah öyle mi.
birisi onu kendi ve ailesinin uyduruk menfaatleri için yıllarca önce telef edip havaya savurup yok etti. yerine en uyduruk kukla tiplerle kolayca onları kul köle edeceği adam bile denemeyecek aciz kuklalarla doldurdu. akp kendisi telef olmuş partidir.
ne ortada ekonomi kaldı ne şimşeğin kredisi bütün inandırıcılıkları bitti eridi. ne dedilerse hep tersi çıktı enflasyon pahalılık türkiye berbat bir durumda buna zamandır bunlar orada ne yapmaya oturuyorlar birileri açıklasın bakalım.
deniliyor ki nasıl olsa büyük depremler olacak ve Türkiye işgale girecek yabancıların eline geçmeden bari biz soyalım bal tutan parmağını yalar ne koparsak kardır sonra nasıl olsa paçayı kurtarmanın yolunu buluruz zihniyet buymuş.
bir düşünün ülkemizdeki ticaret yapıyor diye dolaşanların kansızlığını ahlaksızlığını şerefsizliğinin ölçüsünü hayal edin. kaliforniada işçilik vs. bizden çok çok daha pahalı her şeyin değeri daha yüksek ama Hawaiden oraya sebze meyve gidiyor ve onlar çeşitli sebzeler tropik meyveleri bizden çok ucuza yiyorlar. hem işçilik saat ücreti bizden pahalı ama meyve sebze bizden ucuz nasıl şerefsiz onun bunun çocuklarıya dolu berbat bir ülkeyiz. ülkenin kaynaklarını bir takım aracılar sülük gibi kan emici kene gibi oluk oluk emiyor güya ülkeyi yönetenler yıllardır konuşulmasına rağmen bu duruma parmağını kıpırdatmıyor.
şu deprem uzmanları bilmemneler boşa havanda su dövüyor konuş konuş insanların kafasını karıştırmaktan başka da bir halt yok. sonunda ne anlıyoruz çok karmaşık bir mekanizma var eee loto oynayalım bir kısmımız şöyle bir kolon yapsın öteki kısmımız başka bir loto yapsın lotoculuk bilim olmuş insanları boşa eyliyorlar.
insanları biz endüstrileşiyoruz kapitalistleşiyoruz adı altında şehirlere çağırdılar gel gel yaptılar. ama her şeyleri yalan ve zımbır zımbır palavra olduğu için bu şehirler en uyduruk depremlerde bile mahvoluyor. lan madem şehir yapmayı şehir yaşamını beceremiyorsunuz bu milyonlarca insanı niye şehirlere doldurdunuz niye onları buralara çağırdınız. şehir yaşamı birilerine muhtaç olmaktır sefilliktir insanlar aslında şehirde yaşadıkları için devlet onlara ekstra para ödemelidir insanları böyle şehirlere doldurup onları esir gibi bir işe bağlayıp edilgenleştirip sadece belli şeylere muhtaç edip her türlü kendi kendine yetme yollarını kapatıp sonra böyle facialara mahkum edemezsiniz . insanlar eskiden köylerinde kendi ürettikleri kadarıyla yaşayıp ayağını yorganına göre uzatıp hayatlarını sürdürebiliyorlardı. bu saçma şehir hayatları apartman denilen berbat yapılar ortaya çıkınca saçma sapan riskler ortaya çıktı lan bu binaların güvenliği becerilemiyorsa niye böyle binalar yapıyorsunuz niye az katlı binalardan buna döndünüz çünkü amaç barınma değil barınma ihtiyacının karşılanması değil bir tür titan zinciri gibi insanlara bina rantına kolay paraya alıştırıp burada çürüme oluşmasına yol açmak herkes çok katlı binalarla yok daire yok bilmemne köşe dönme peşinde bu şehirlerin bu hali bu sefilliğin tek sebebi budur. japonya gibi çok zengin ülkelerde sadece çok merkezi bir kaç şehirde çok katlı gökdelen gibi apartmanlar var onlarda tamamen çelikten bizdeki bu sakil berbat her şeyi betonla yapma sevdası yok ülkenin geri kalanı geniş alanlara yayılmış az katlı hafif malzemelerle yapılmış binalarla dolu.