bütün yıl boyunca çekilen stresin öss bitiminde dışarı vurumu sonucu oluşan tepkilerdir.
geçen sene öss sınavını olduğum sınıftan çıktığım zaman kahkahalarla gülmüştüm boş boş. ama nasıl rahatladım anlatamam. sınavın nasıl geçtiği umrumda değildi; çünkü o an sadece 9 aydır taşıdığım psikolojik yükü kaldırmanın keyfini çıkarıyordum sadece.
i'll be clickin' by your house about two forty-five
sidewalk sundae strawberry surprise,
i got a cherry popsicle right on time
a big stick, mamma, that'll blow your mind
'cause i'm the ice cream man, i'm a one-man band (yeah)
i'm the ice cream man, honey, i'll be good to you.
baby, missed me in the alley, baby, don't you fret
come back around and don't forget,
when you're tired and you're hungry and you want something cool,
got something better than a swimming pool
'cause i'm the ice cream man, i'm a one-man band
i'm the ice cream man, honey, i'll be good to you.
'cause i'm the ice cream man, i'm a one-man band
i'm the ice cream man, honey, i'll be good to you.
see me coming, you ain't got no change
don't worry baby, it can be arranged:
show me you can smile, baby just for me
fix you with a drumstick, i'll do it for free
'cause i'm the ice cream man, i'm a one-man band
i'm the ice cream man, honey, i'll be good to you.
be good to you, be good to you,
good to you yeah, good to you yeah, good to you yeah, good to you yeah,
good to you yeah, good to you, i'll be good to you, i'll be good to you...
sabah'ın haftasonu cumartesi ekinde lezzet avcısı köşesiyle milletin ağzını sulandıran yazardır. köşesinde mekanın özelliklerinden tutun, yemeklerin nasıl ortaya çıktığını okuyucularına güzel bir dille anlatır. yemekler kadar mekanı da çok iyi etüt eder. yazının sonunda ağzınızın sularıyla beraber anlattığı mekana ışınlanmak istersiniz oturduğunuz yerden.
proje halinde sunulan stadlara baktığımda maçların bursa yerine venüs'te eskişehir yerine merkür'de falan yapılabileceğini düşündüm bir an. baksanıza abi stadlara. hepsi çok fantastik tasarımlar. zaten federasyon başkanı kazandığımız taktirde benzersiz bir turnuva yapacağız demiş. hadi bakalım hayırlısı, trabzon ili olsaydı daha iyi olurdu ayrıca.
marsel ilhan'ın avustralya açık ikinci tur tenis karşılaşmasında tribünleri dolduran türk vatandaşlarımızın marsel'in kazandığı her puanda gol diye sevinmesiyle ve tenis tarihine yepyeni bir renk katmasıyla oluşan eylemdir. eurosport muhabiri türk taraftarlar için aynen şöyle demiştir:
"Hayatımda çok tenis maçı anlattım ama bu izlediğim gerçekten garip bir şey. her puanda bağırıyorlar. marsel sanki final maçında maç puanı kullanıyor. bütün maç böyle devam edemezler, eğer maç 5 sete giderse ses telleri ne olacak? eğer ekranınızı yeni açıyorsanız, tvnizde bir arıza yok, bu ses gerçekten bu kadar yüksek."
son beş yıla bakarsak kim eleştirilirse eleştirsin kabul edilmesi gereken bir gerçektir. fenerbahçe son beş yılda daha önce hiç yenemediği inter'i, psv'yi, anderlect'i, steaua bükreş'i, cska moskova'yı, chelsea'yi ve sevilla'yı yenmiştir. uefa şampiyonu mu olmuştur, olmamıştır ama yükselişe geçmiştir ve futbolu takip eden insanlar olarak biz fenerbahçe'nin avrupa'nın en iyi 50 takımı arasında olduğunu artık rahatlıkla söyleyebiliriz.
eskiden uefa maçlarında dahi bir galibiyet alınması halinde gazete manşetlerinin geneli 'zafer' şeklinde olurdu, şimdi onu bırakın taraftar beğenmediği uefa maçlarına dahi gitmiyor. bu bile yükselişin bir kanıtıdır.
geçmişi grek soyundan olan ama türk vatandaşı olan türktür. bendeniz öyle olmamama rağmen defalarca grek soyundan gelen türk muamelesi gördüm. nasıl bir benzetme anlayışı var insanların bilmiyorum artık.
a:ben b:karşıdaki
b:abi sen nerelisin ya?
a:egeliyim abi...
b:hahah yunan seni, benzetmiştim zaten.
a:?!
a:oğlum çok saçma şu cümle lan; almanlar yenilince biz de yenik sayıldık diyolar nasıl bir yaklaşım anlamadım.
b:sus lan ermeni, vatan haini seni, benziyosun da zaten.
a:?!
b:aa merhaba.
a:merhaba...
b:ben de üniversiteyi kazandım kıbrıs'tan geliyorum.
a:aa ne güzel hede hödö..
b:ya sen bizim oradaki rum çocuklarına benziyosun ya ..
a:?!
a:ahanda izle lan eurovision'da çıktı işte yunan oynak herif haha..
b:sana benziyolar oğlum bunlar.
a:!?
sözlüğün 'bir gün' veya 'rastgele' butonuna basıldığında karşılaşılan başlıklarına -belki de 1-2 yıl sonra- yeniden entry girmektir. güzeldir, iyidir, gereklidir. başlığı açan yazar, kendi başlığını yıllar sonra görünce anıları canlanır, gözleri dolar, berhudar olur.
karaköy iskelesinde indiğinizde karşınıza çıkan restoranın ismidir. restoran sahipleri neden böyle bir isim bulmuşlar çözemedim doğrusu. dedem zeus restoranı daha iyi olurdu bence.
karşı takımın hücum şevkini kırmak adına yapılan bir çeşit futbol taktiğidir.genelde takımların öne geçtikten sonra kendi sahaları içinde pas yapmalarıyla oluşturmaya çalıştıkları bir eylemdir.son dakikalarda daha çok tercih edilir.
uzun zamandır almaya heves ettiğiniz bir hayvansa isim koymak sizin için zor bir iş olabilir. farklı bir isim arar durursunuz.
a: oğlum hani sen köpek alacan ya, ismi nolacak lan?
b: abi bilmiyorum ama farklı bir şey olsun istiyorum.
a: tamam karabaş olsun oğlum ne güzel.
b: mal mısın farklı olsun diyorum karabaş diyosun. bence şey olsun .. ııı..
a: fındık olsun lan.
b: bi siktir git oğlum ..aa buldum, oğlum sefiller romanının yazarı neydi lan?
a: victor hugo abi.
b: tamam lan işte victor olsun köpeğin adı. hatta soyadı dostoyevski olsun. kimlik veriyorlarmış köpeklere şimdi soyad bile koyuyosun.
a: ya abi bi git victor dostoyevski ne ya ..
b: kötü mü lan?
a: kötü tabi amına koyuyim.
b: ne dedin la sen..?
a: kötü dedim..?
b: yok oğlum sonra ne dedin ?
a: amına koyim dedim ?
b: hahaha tamam lan buldum işte köpeğin ismini amına koyalım lan auhahuauhha. amına ver bir pati oğlum amına ahahaha.
a: tamam kapat telefonu rezil herif.
son yıllarda istanbullu oranında inanılmaz bir düşüş olan yazlık site. ee istanbullu sabredemezdi daha fazla denizanasına. tabi bir de yol yok düzgün.insanlar ister istemez eziyet çekiyor ve bıkıyor bir süre sonra...
bokunu çıkarmadan, sol frame'i katletmeden de eğlenceli olabilen, sözlüğe gerekli olan kaliteli bir yazardır kendisi.sözlüğe katılan diğer altıncı nesil yazarlardan farkını ortaya koymuştur.
