çarşı düşmanlarının salyalarını akıtmıştır.
üç beş kendini bilmezin lafını tüm camiaya yüklemek olsa olsa fırsatçılıktır, taraftara karşı çükünü daşşağını avuçlayanlarla aynı zihniyette olmaktır.
bjk tv'de ki olay sonrası bjk yönetimince alınan aksiyonlarını yazmadan eleştirmek ise o çüke daşşağa iki elle sarılmaktır. bu kadar.
geçenlerde lazzoni'ye girdiğimde hasıl oldu bu düşünce.
--spoiler--
hatun kişisi: hayatım tv ünitesinin güzelliğine bakar mısın?
(içses): hakkaten haa, burda ne pes atılır, toplarım elemanları eve.
hatun kişisi: pes falan oynamak yok ama di mi aşkım?
(içses): lannn içimi okuyo bu, evlenilmez bunla.
--spoiler--
ya biz de top peşinde çok koştuk, birçok maç da izledik, lakin anlayamıyorum bu adamlar nasıl bu kadar seri pas yapabiliyorlar, herşeyden önce inanılmaz bir zeka lazım bu kadar çabuk oyunu okuyabilmek için. e bu adamlar zeka testiyle de alınmıyor ya takıma.
takımın farklı bir ruhu var gibi sanki... xavi'yi, iniesta'yı alıp herhangi bir türk takımına yerleştirsen sanki üç pas yapamayacaklarmış gibi... sanki sabri sarıoğlu bile barcelona'da oynasa ayağa tek pas yapabilecekmiş gibi... sanki yılmaz vural ile bile şampiyonlar ligini kazanabileceklermiş gibi...
"allahım biz harikayız, bir numarayız, herkes bize karşı" şeklinde düşünen hastalıklı bünyelerin yanılgısıdır. şu sözlükte bile en saldırgan kişiler fenerbahçe taraftarlarıdır. karşılığında kendileriyle uğraşılıyor olması fenerbahçe'den kaynaklı değil, 'her takımda olduğu gibi' kendini bilmez taraftarları yüzündendir.
fenerbahçe saygın bir kluptür ve aklı başında milyonlarca taraftarı da bulunmaktadır şüphesiz. kendilerini tenzih ederim.
daha önce sınırsız hattımı sınırlamış olmasını sineye çektiğim, ancak sabit ödemesi 69 tl olan hattımı haber vermeksizin bir anda 89 tl ye çıkarması üzerine, bugün itibarıyla numaramı turkcell'e taşıyarak kurtulduğum operatördür.
dördüncü gole kadar herkes bursalıydı. sonrasında zaten herkes ver odunu ver odunu moduna girmişti. kendimizi kandırmayalım hiç, beşiktaş, fener diye de genellemeyelim.
rezilliğe kılıf uydurmaya gerek yok. bakın avrupa basınında neler demişler;