Trt belgeselde yayınlanan, film ve en iyi belgesel kategorilerinde oscar adaylığına layık görülen bal ülkesi (honeyland) kuzey Makedonya'da hasta annesiyle beraber yaşayan ve arıcılıkla geçimini sağlayan Hatice'nin yaşamını gösteren bir belgeseldir.
Belgeselin Bir kısmında hatice annesini kaldırıp karpuz veriyor, kadın karpuzu yedikten sonra "karpuz da yedik" diyip geri yatıyor. Önce istemsizce bi kahkaha attım, yaptığı bir şeyi dillendirmesi komiğime gitti o an. Sonra boğazım düğümlendi lan, artık o kadına karpuz yemek lüks geliyordu, ahanda işte karpuz yedik, hayattayız hâla daha ne olsun der gibiydi.
Yurtdışında farklı bir ev satma biçimi. Efenim olay şöyle; elde bir adet yaşlı bir insan var, bu insan diyor ki "para lazım bana nasıl yapsam ki acaba, evi de satsak olmaz" diyor. Evi viagere koyuyor. Bana aylık bu kadar para verin ben öldüğümde ev sizin olsun. Eğer çok yaşlıysa önden peşinat da isteyebiliyor. Evi alan kişi için birazda kumar diyebiliriz. Bir ay sonrada ev sahibi olabilirsiniz 20 yıl sonrada.
bugün izlediğim bölüm itibariyle vardığım kanı. başlarından bela eksik olmadığı halde hiç bir önlem almamaları tamamen aymazlık, ahmaklık ve iş bilmezliktir. başlarında ki kulina denen süsüne düşkün gönül işleriyle oldukça münasebeti olan, aklı bir karış havada bir kadına bunca olaydan sonra hâla ülkeyi teslim etmek de halkın basiretinin bağlandığını göstermektedir. koskoca ülke götü boklu bi kurşun askere emanet, dandirik bi kedi kızı bile püskürtecek bir planları nasıl olmaz hâla aklım almıyor. bu zamana kadar süse, gösterişe harcanan parayla arge ve mühendislere yatırım yapılsaydı emin olun ki en ufak bi olumsuzlukta dünya da ki dostlarına el açmak zorunda kalmazlardı. fakat kulina da bilmelidir ki dünyada ki dostlarının gücü de sabrına bir yere kadardır. hadi eyvallah.
Rus ve alman edebiyatında sıkça geçen fakir üçlemesidir. Bizde ki karşılığı ise peynir ekmek çay olabilir. Lakin bana tereyağı ekmek ve şarap daha cazip geldi.
Özelliklede asian kategorisine bayılıyorlarmış. Herhalde çekik gözlü olduklarından, kendilerine yakın gördüler zaar. Ya da onların da pipisi küçüktür. Evet pipi.
Demin yaşadığım kararsızlık. Ama dayandım ve soyup yiyiyorum, şuanda keyfini sürüyorum. Hele ki Mandalinanın beyaz damarlarına bile tahammülü olmayanlar soymadan yemeyi hiç düşünmesinler bile.