Bu nedir yahu. Gece gece korktum birden görünce. Bu anlamsızlıktan öteye geçmiş bir hesap olmuş. Bir kez daha iyi ki instagram kullanıcısı değilim dedim.
Artık bu tip durumlara saygı duymayı bıraktım. Umarım bu hesap kapatılır. insanların akıl sağlığı gidecek gibi oluyor, böyle şeylere denk gelince. Seviyemiz her zamanki gibi göz kamaştırıcı. Gözlerim yandı.
Edit: böyle insanlar kedi sevmesin, üstelik kedileri de kullanıcı adı olarak kullanmasınlar lütfen.
Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
"Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" bir çocuk demiş.
Bazen olması gerekendir. Kişinin yaptığı işin veya davranışın kendini yansıttığını varsayacak olursak, Her zaman anlamlı olacağız diye bir kural yok. Arada sırada dozu kaçırmadan saçmalamak rahatlatıcı bir eylem olarak gözümün önüne geliyor. Kıvamında olursa neden olmasın.
Madem özlüyorsun, o zaman çeker gidersin eski sevgiline. Ben de milletin bu hallerini anlamıyorum bir türlü. Adı üstünde eski sevgili dimi, geçmişte kalmış olmalı. Eğer sen zamanında duygularını yanlış tespit edip, ilişkini bitirmiş isen bu senin hatandır. Demek ki daha duyguların ne yönde onu bile bilmiyorsun. Eski ile yeni arasında gidip gelmek, özlemek bilmem ne. Bu nedir yani. Eşyadan değil insandan bahsediyoruz birde.
Sonra olan yeni sevgiliye oluyor. Karşı taraf seviyor mu ya da sevmiyor mu diye aklına getiriyor. Her zaman söylüyorum, arayış içindeki insanların yarattığı bir şey bu eski sevgili özlemi. Şayet özlüyorsanız, eski sevgilinize dönmeyi deneyin.
Hakikaten öyle. Bazen kendi yaşamımda da gözlemliyorum. Evet diyorum, 2 kere olmuştu şimdi bu 3 oldu. Mesela 2 kere unutulduysanız 3. Kez de unutulursunuz gibi. Ya da şöyle 2 kere birinin aklına geliyorsanız 3. Kere de yine aynı olacak.
En çok takıldığım durumlardan biridir. Eğer bir insan hala eski sevgilisini unutamıyor, onunla ilgili eşyaları, işte ne bileyim kitapları, yazıları veya şiirlerini saklıyorsa o kişiden koşarak uzaklaşıyorum. Bazıları bir de unutmuş rolü yapıyor ki siz arkanızı döndüğünüz an da konuyu eski sevgilisinden açabiliyor. Bazen buna evlenmiş insanlarda bile rastladığım oluyor. Genel olarak da erkekler yapıyor bunu. işte annem istemedi, ondan ayrıldık yok eğitim için iş için şehir değiştirdim ondan ayrıldık bilmem ne bahaneleri oluyor. Yahu madem öyle ayrılmasaydın. Şimdi şuan görüştüğün ya da ilişkin olan kişiye ayıp değil mi ? Buna karşılık olarak da ben şimdikini de seviyorum ama diye benzeri cümleleri duyuyorum. Bir kat daha sinir oluyorum. Şu eski sevgililerinizi bu kadar seviyor ve hala hayatınızdaki birilerine rağmen unutamıyorsanız lütfen gidin yeniden eski olana dönün. Kimse sizin sahte görünümlü sevginizi ya da ilginizi çekmek zorunda değil. Aklınız bir kişide olsun. 3 5 kişi de değil.
Şahsen ben bu duruma o kadar dikkat ediyorum ki birisi ile hoşlanma amaçlı görüşmeye başladığım zaman ilk sorum eski sevgili oluyor. Takılıp kalıyorum. Sonra sessizce bitiriyorum.
Özet: eski sevgilini unutamıyorsan hala sağda solda hatıralarınızı yaşatıyorsan, yeni bir sevgili arama lütfen. Önce kendini tanı, istediğinin peşinden anlamlı bir şekilde gitmeyi ve sahip çıkmayı öğren.
Normal günler de hatırlamayıp, işi düşünce anında iletişime geçen insan davranışlarını sevmiyorum. Bunun davranış bozukluğu olduğunu düşünüyorum.
Birde aynı anda birden fazla insanla konuşup, aralarından deneme yanılma yolu ile birini sevgili seçme hakkını kendinden gören tipleri sevmiyorum. Bunu genelde sosyal medya üzerinden yapıyorlar. Ayıp bence. Yapmayın. Nefretlik bir davranış bu işte.
Bugün kötü hissediyorum. Dalgınlıkla öyle bir hata yapmışım ki hala etkisinden çıkamadım. Sabah erkenden kalktım kursa gitmem gerekiyordu. Baktım zaten geç kalmışım. Bari aç açına gitmeyim dedim. Bir bardak süt ısıttım ama işte ocağı söndürdüm sanmışım. Meğer ocağın ateşi sönmüş ama gazı açık kalmış. O saatte pazar günü herkes evde uyuyor. Neyse öylece de kapıyı çekip çıkmışım. Gaz öylece açık kalmış. Kokusunu çok şükür ki babam geç de olsa fark etmiş. Evi saatlerce havalandırmışlar. Eğer babam fark etmeseydi, belki de eve geldiğim zaman tüm ailemi kaybetmiş olabilirdim. inanılmaz etkilendim. Eve geldiğimden beri saatlerdir ağlıyorum. Beni hiçbir türlü teselli edemiyorlar. Nasıl böyle bir dalgınlık yaptım anlamıyorum. Tamam kimseye bir şey olmadı ama ya olsaydı. Ne yapardım. Ki ben aileme aşırı bağlı biriyim. Çok seviyorum.
Kendime de deli gibi kızıyorum. Bir daha asla kimseyi aklıma takıp dalgınlık yaşamayacağım. Hayır ben zaten birilerini ya da bir şeyleri aklıma neden taktım bu sıra onu da anlamadım. Gerçekten şaşırıyorum. Kendime çok kızıyorum. Bir daha kimseyi düşünmeyeceğim. Beni de bu kadar dalgınlığa kim sürüklediyse artık umrumda bile değil. Bıktım bazı şeylerden.
Siz siz olun, evinizden çıkarken doğalgazı, elektriği bilmem neyi kontrol edin. Ufacık bir hata nelere sebep olabiliyor. Bir de kimsenin aklınızı gereksiz yere meşgul etmesine izin vermeyin. Değmiyor.
Mutluluğu para değil, iyi ve güzel kalpli insanlar getiriyor. Asıl mutluluğu, sağlık ve aile getiriyor.
Mutluluk hem çok kolay hem çok zor. Mutlu olmak harika bir şey gibi fakat etrafta mutsuz insanlar olunca pek tadı olmuyor sanki.
Az önce kaynanalardan biri el emeği masa örtüsüne, bizim oranın fındık çuvalına benzemiş dediği program. Şaşkınım.
Edit: bir gün evlenirsem, kaynanam olursa ben de katılacağım bu programa. Taktım galiba. Yoksa benim böyle hayallerim pek olmazdı.
En iyisi, en sevdiğimdir derim her zaman. Yani bana göre en iyi erkin koray şarkısı "sevince".
Sevince, sevince
Sevince durma durma koş ardından
Zaman yoktur git aşkı iste ondan
Sevince tüm insanlar bir başka
Durma dostum sen de yer ver aşka
Sevmek bil ki doğmaktır yeni baştan
Aşık oldum galiba yavaştan
Ooo sevince.
Bazen ben yapıyorum bunu. insan hayret ediyor. Özellikle itiraflar konusunda dikkat ediyorum da insanların dertleri günümüze yaklaştıkça çok değişikliğe uğramış.
Eskiden daha anlamlı daha farklı duygular varmış gibi hissediyorum. Sanki eskiden sevgiler, sıkıntılar, bazı arayışlar daha gerçekmiş.
Ve bugün yine izliyorum. Bugünün yarışmacısı filiz şekeri almayı unutmuş. Tatlıyı nasıl yapacak merak ediyorum. Keşkem evindeki şekeri kullanmasına izin verseler.
Edit: ayşe teyze yine tepkili. Kabağa haşlanmış ama pişmemiş dedi. Canım emek var. Gelin mantı yapmış, börek yapmış. Daha ne yapsın.
Edit2: bıçak kesmiyor, mücadele veriyorum nedir yani. Bu kaynanalar çok fena.
Annemin klasik cümlelerinden biridir. Üstelik misafirlerin ortasında söyler. Yahu küs gibi gelip, misafirlerin yanında oturacak değilim ki. Neyse.
Hoş geldiniz misafirler. Anneler haklıdır. Seviyorum seni anne.
Böyle insana neler neler hissettiren şarkılardır. Şöyle;
Beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar (dinleyince bazen ağlayasım geliyor)
Gelincik (hissettiklerim çok fazla)
Gemiler sapasağlam ( sevgiye sahip çıkmak gerek)
Severek ayrılanlar (aşkın varlığını hissettiriyor)
Ölünce sevemezsem seni (bazı sevgiler değerlidir diye düşündürüyor)
Anlatılmalıymış meğer (pişmanlık var mı diye düşünüyorum)
Gitme kal diyemedim (kal demek önemli, gidecek olan zaten gidiyor fakat kalanlar önemli).
Yine izliyorum. Bu haftaki kaynanalar cidden yine yeniden ilginç davranıyor. Hele bir tane teyze her şeye yorum yapıyor. Kimseye söz hakkı vermiyor. Hoş olmuyor. Daha yemeğin adını duyduğu an başlıyor.
Neyse. Gelelim bugünün yarışmacısı gelin suna'ya. Gayet pratik ve güzel bir şekilde zor yemekleri hazırladı. El açması falan üşenmedi hiç. Umarım kaynanalar puanını adaletli veririler.
Edit: patatesli börek olmamış. içine patatesi sıcak koyduğu için hamur olmuş. Neyse sağlık olsun.
Edit2: yahu bu nedir. Sofrada kimse bir şey beğenmiyor.
Edit3:rica ediyorum, entrymi eksileyen kişi bana sebebini belirterek mesaj atsın. Beğenilme kaygım kesinlikle yok fakat düzenli olarak eksi aldığımı düşünüyorum ve sebebini öğrenmek hakkım diye düşünüyorum.
kimsenin çevrimiçi oluşunu izlemeyin. Bu sağlığınız için zararlı olabilir. hele kişi gece geç saatlere kadar çevrimiçi ise bilin ki artık iş işten geçmiş demektir. çünkü o saatlere kadar arkadaşlarla görüşülmez benim bildiğim. üzülmeyin. bırakın çevrimiçi olsun. kendi bilir.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/1806409/+
benim bildiğim sevilla ispanya'da bir takım. bizde ise çikolata olmuş. gece gece markette pat diye görünce insan bir durup düşünüyor. yahu nutellayı falan filan anladık da sevilla nedir.
edit: aaa tabii ki yerli ve milli Sevilla'mıza laf yok fakat "ye ye Sevil, sevilla!" diye bir slogan ekleyesim de gelmedi değil.
şu an yine izliyorum. Bu haftaki kaynanalar çok ilginç sanki. biri ben şunu yemem ben bunu yemem diye konuşuyor. madem öyle neden yemek yarışmasına katılıyorsun yahu. biri bilerek hiç bir şeyi beğenmiyor. bir tanesi gelin elimi öptü diye komplekse giriyor falan. kaç yaşına gelmişsin bırak saygıdan elini öpsünler. neysem. bakalım kim birinci olacak bu hafta.
edit: bugünün kaynanası fatma hanım cidden mantıklı ve akıllı bir kadın. beğendim ve kadın haklı.
bence haftanın birincisi birnur hanımın gelini olmalı.
vazgeçmek. Bu eylem kimi zaman insana olumsuzluk gibi bir çağrışım yapsa da bence bunu pozitife çevirmek bizim elimizde. mesela üzgün olmaktan vazgeçebiliriz, umutsuzluktan, bıkkınlıktan, sigara içmekten, aşırı yemek yemekten ya da ne bileyim asık suratlı olmaktan vazgeçebiliriz. kötü olan, sizi yıprattığını ya da bozduğunu düşündüğünüz her türlü iş, oluş, hareket bildiren durumdan vazgeçmek daha güzel olmaz mı. o zaman vazgeçmek bence gerçekten vazgeçmek olacaktır. Bu eylemin hakkı bu olmalı diye düşünüyorum.
karşılıksız sevginin doruk noktasına ulaştığı kitap. okuyup bitirdiğim zaman ağladığımı hatırlıyorum. biraz da duygusal zamanlarımdı. çok etkilenmiştim. Kitaplığımızda ne zaman elime gelse yine düşünürüm.
Aşk mı saplantı mı ? birini bu kadar sevmek ama ona bu kadar görünmez olmak mümkün mü? gerçek sevgi karşılık beklemeden sevmek ve sevmeye devam etmek midir? ya da bağımlılık ile sevgi birbirine karışabilir mi? kitap içinde bunların sonu yok gibiydi.
edit: entrymi eksileyen kişi lütfen bana bir mesaj atsın. merak ediyorum ve neden diye sormak istiyorum?