koca ragıb dedi ki: gün doğmadan meşime i şebden neler doğar.
lafa bah yav. göriysiz lafı.
bu lafı cevced söyleyebirdi, muşleddin de söyleyebilirdi. nitekim bu laf tam koca ragıba göreydi ve o söyledi.
şu ideolojik saglamlıga, şu kararlı eylemselliğe bah yav.
ibrahim erkal ın bütün şarkıları= ankara.
kayahan ın birçok şarkısı= kütahya.
hande yener: hasta adlı şarkısı= kayseri.
sagopa: karikatür komedya ve içimdeki şeytanın ensesindeyim= nevşehir.
göksel in bütün şarkıları: kocaeli izmit i, özellikle yarabbi şükür adlı şarkısıyla körfez i gezerim.
ne biçim bir beynim var lan benim? her sanatçı ve şarkıda bir şehri hatırlıyorum.
edit: düşündüm de, yeni şarkılar bir yeri hatırlatmadı. belkide anı biriktirmek gerekiyor.
o motor ille düşecek. düşmezse biri gelip size vurup düşürecek.
geçen gün izledim, hava yastığı gibi elbise yapmış adamlar. motordan düşerken anında şişiyor her tarafı. öyle bir şey alırsam motorlu günlere yeniden dönebilirim herhalde.
eski işime geri dönerek, bizim yerimize gelen onca vasıfsız, tecrübesiz, liyakatsiz elemanı ait oldukları köylerine o değnekle bir dokunuşta geri göndermek isterdim.
bu kanalın formatına ve reklamlarına bir türlü alışamadım gitti. bir sigara bitmeden tekrar program başlıyor, program devam ediyor derken bakıyorsun başka bir şey başlıyor, onu da bırakıp daha başka bir programa geçiyorlar.
en iyisi kanalı silmek olacak benim için.
devlet buna bir çare bulmalı dedi, ikindi namazını kıldıktan sonra caminin avlusunda sundurma altında oturup hasbihal eden, daha tam ağarmamış hafif ak sakallarıyla dede denilebilecek yaşlarda iki adam.
yav kardeşim, ruhsatı yenilemektense bitmesine az süre kala götürüp verdim karakola. devlete hibe edeceğim dedim, kurtuldum. aldılar hemen 3 dakika sürmedi.
kış mevsiminde sık görülür bu durumlar, özellikle akşamları iş dönüşü neredeyse ağlayacak gibi olursunuz dedi ölümüne az kalmış eski kaymakamlık emekliklisi rasim bey amca.