bir sürü etnik grup saydıktan sonra eleştirilerini sadece birisine yönelten insan cahildir, siklenmemesi gerekendir.
araştırmak gerekir tasavvuf nedir, şeyh nedir, cemaat nedir, tarikat ile cemaat arasındaki fark nedir, hatta allah kimdir diye google'a bir sormak gerekir. yeterli bilgi birikimine kavuştuktan sonra bu gibi konularda söz hakkı almak gerekir.
sözlüğe şöyle bir eklenti yapılsa, başlık açmadan önce konu hakkında bildiklerimizi yazsak onay verildiğinde açabilsek başlığı.
yok ben çamur atmak için geldim diyene de siktir git dese o eklenti.
bir popülasyonda erkek nüfusunun oranı %20 yi aştığı an, o popülasyonun devamlılığı ciddi bir sorun haline dönüşüyor. (national geographic ocak 2012) erkek ve kadın sayısının birbirine eşit olduğu 100 kişilik bir grubun devamlılık süresi ise sadece 171 yıl olarak saptanmış.
kadınlar, savaş için tarih boyunca bir değerdir, bir zenginliktir. başlamasına kadınların neden olduğu savaşlara bile tarihte sıkça rastlayabiliriz. kadınlar savaşmamışlardır, savaştırmışlardır. neticede insan sadece hür iradesi olan bir hayvandır. hayvanlar alemine baktığımızda, yine erkek sayısının az olduğunu görürüz. dişi için savaştıklarını da görürüz. güçlü olan siker.
popülasyondaki erkek nüfus oranı arttıkça, o popülasyonun devamlılığı ile birlikte, yine ahlaki değerleri de zarar görmektedir. evet homofobiğim fakat başka bir açıdan bakmanızı öneriyorum konuya. erkeğin doğasında hırçınlık vardır, liderlik vardır, kavga vardır. bir arada yaşamamız için gerekli olan hukuk kuralları ise, bu dürtülerin eyleme döküldüğü yerde erkekleri cezalandırmaktadır. erkek, doğasına uygun şekilde yaşayamamaktadır. biz, kadınların yetiştirdiği erkek nesliyiz (chuck palahniuk)
evet efendim savaş iyi bir şeydir. savaş gereklidir. ben ölsem bile oğlum erkek gibi yaşasın, kızım da kız gibi.
zaman zaman taso oynamak, zaman zaman da ip atlayan kızların oyununu bozmaktır.
akşamları eve her gidişinde babanın sana "yaz günü bu çamuru nerden buldun?" diye fırça çekmesidir.
"ayakların büyüyecek pıtışım" avuntusuyla ayakkabılarının hep 3 beden büyük alınmasıdır.
ayakların büyüyüp de ayakkabıya cuk oturduğu zamanlarda ise ayakkabının ucunun çoktan patlamış olmasıdır.
misket ütmek, kontra pedallı bisiklete binmek, feriha ablalara, kazım abilere aşık olmaktır.
kıyafetlerimizi annelerimiz seçtiği sürece, git gide alışmakta zorluk çekmeyeceğimiz hede.
chuck palahniuk der ki: biz kadınların yetiştirdiği erkek nesliyiz.
evet homofobiğim ben de. insanların seçemeyeceği şeyleri kabullenmeleri aciziyet değil, tam aksine güçtür, zor olandır, yakışandır. insan annesini seçebilseydi orospu çocukları zibil gibi türemezdi afedersin. insan cinsiyetini de seçemez. değişiklik de yapamaz. alışmadık götte don mu dururmuş? görüşüm de kimseyi bağlamaz. mevlana değilim ben, adam olup öyle gelsinler bana.
imam olsam caminin kapısında durur cemaate buraya neden geldiğini sorarım.
namaz nedir, din nedir, allah nedir, hatta ilah nedir, var mıdır, yok mudur.. diye rastgele sorarım.
babam gönderdi derse, siktir git derim.
- şşt kamil kim o be?
- hani lan nerde?
- saçlara bak kamil bak bak aynı miroslav stoch puu yakışmış mı hiç..
- sağğğ solll sağğğ solll
- ulan saçlarını diyorum kamil, saçlarına bak kadının
- geğl. geğl. kar puz za geğl. karpuz bi milyoooonnnn