sıçma zevkini doruklarına kadar yaşamanızı sağlayacak rehber.
evet başlıyoruz...
(bu bölüm alaturka tuvaletlere sıçanlar içindir. )
birinci adım: tuvalete girmeden önce çalkalamak
evet en önemli aşamalardan biridir bu . aynı recep ivedikteki gibi malum yerlerimizi sağa sola yukarı aşağı sallıyoruz . ileri geri de olabilir ancak çok yanlış bir görüntü olacağı için tavsiye edilmez .
ikinci aşama: tuvalete sol ayakla ve destur deyip girmek.
yine önemli aşamalardan biri. maazallah sıçamadan çarpılırız falan.
üçüncü aşama: doğru oturuş
özellikle uzun süreli sıçışlar için önemli hususlardan biri. pantolonunuz bacagınızla baldırınızın arasında toplansınki daha az yorulasınız.
dördüncü aşama: deliği tutturmak.
özellikle misafirliklerde dikkat edilmesi gerekir. iki dizkapağınızın arasından baktığınızda delikle gözünüz 62 derecelik açıya geliyorsa deliği tutacak demektir.
tabii kendi evinizde sıçtığınızı görmek istemeniz sizin doğal hakkınız. O yüzden deliği tutturmaya bilirsiniz.
Sıçmaya geçmeden önceki son aşama: içerik analizi.
Bu aşamamiz gerçekten çok önemli olup sıçma deneyiminize doğrudan etki edecektir. Analiz olayı ise şu: ne yiyip içtiğimizi düşünüp ona göre kendimizi hazırlıyoruz. Evet.
Sıçma aşamasını anlatmamıza gerek görmüyorum çünkü dogustan gelen bir instict bu.
Sıçma sonrası:
Once tuvalete bir su döküp ardından elinizi vicdanınıza koyun ve elinizi yıkayın. Ardından vicdanınızı da yıkayın ve elinizin korkup korkmadığıni burnunuzla koklamak yoluyla kontrol edin.
Evet, birçok aşamayı öğrendik bircok aşamayı gördük. Şimdi geldik işin en civcivli yerine. Evet bir kız bulacaksiniz ve deliğin üzerinde opucegim onu. Yoksa tıkarım muslukları...
bugün başıma gelmiş olan konya eğitim ve araştırma hastanesi rezaletidir.
her ay düzenli olarak gittiğim doktoruma gitmek için bugün saat 10 sularında evimden ayrıldım. kardı otobüstü derken saat 11 gibi hastaneye ulaştım. kaldırımların karla kaplı olmasından dolayı hastaneye ulaşıncaya dek botum karla kaplanmıştı. girişin önündeki maaşallah yazan paspasta botumu temizledikten sonra içeriye havalı bir giriş yaptım. ancak o da ne? içerideki kapının yanında 'dikkat!kaygan zemin' yazılı bir tabela.
kendisiyle gözgöze gelir gelmez tüm konsantrasyonum bozuldu ve istediğim havalı girişi yapamadım. ayrıca benim için artık tek bir yaşama amacı o da o zeminde kayıp düşmemek.
dikkatli adımlarla zemine yaklaştım. kutuplardan erasmusla gelmiş bir penguen edasıyla yürümeye başladım. ama bir problem vardı. herhangi bir kayma belirtisi yoktu. evet yanlış duymadınız. gerçekten kaymıyordum. tabii ben bunu kendime yediremedim. benim de kaymam lazım değil midir eğer zemin kaygansa.
hemen bir plan yaptım. dışarı çıkıp botum tekrar karla buluştaracak ardından içeri girip kaymak için elimden geleni yapacaktım. dediğim her şeyi uyguladıktan sonra koşar adımlarla içeri girdim. kaygan olduğu belirtilen zemine yaklaşırken hızımı artırdım ve zamanında trt'de izlediğimiz buz patenci ablalarımız edasıyla kaymak için hamlemi yaptım. ama birden kendimi yerde buldum.
şimdi bu olayda benim elim kolu bacağım bir şey olabilirdi. aynısı amerika devleşik birletlerinde olsa ne olacağını söylememe gerek bile yok sanırsam. bu ne sorumsuzluk, bu ne yanlış bilgilendirmedir dostlar? yanlışsam yanlışsın deyin.
edit: paspas çekildi.
edit: tüm de'ler kontrol edildi. sevenlerin ayrılamayacağı sonucuna varıldı.
Hala kendisinden esinlenilip aynı isimli futbol programı yapılmamış futbol terimleri bunlar. Ender gelişen osasuna ataklarından da ender olduğu gelen bilgiler arasında.
ileride güzel bir anı olarak kalması gereken anın mahvolmasıdır. Birileri sorsa cevap verilemez falan. Yakında yenisi geliyor sanırsam. Öyle bir yanlış yapmayın gençler.