acı yok acı yok dıyerek telasla elındekı havluyu bır yukarı bır asagı sallayan antrenore bır araba dayak yemıs bır boksorun umutla ozlemle sordugu soru...
aslında tek basına bir organ olmayan ama yıllar ıcınde kısılıklı durusu kendıne has guzelligi ıslaklıgı dolgunlugu ve goz onunde olusu nedenıyle partnerınden fazla bılınen ve aranan bırı olmayı basarmıs nemlı kıraz...
hala ınsan oldugunun ısaretlerındendır...
hele bırde soyle etrafa bakıp sonra kendınle sırdas ve dost olmaya devam edıyorsan gıt kendıne bır cay doldur,bir nefes al, sevin...
bir iş gunu sabah saat 10 da halic kenarında kahvaltı yapabilmeyi ummak,kendini; kendi kendine gulerken yakalayıp baska goren var mı dıye bakıp goren olmadıgını anlayınca kendıne suc ortagı olmayı ozlemek ve sonra asıl, hosunuza gıtmeyne bır durumla karsılastıgınızda sıktır cekebılmeyı dur dıyebılmeyı aklından bıle gecırme dıye uyarabılmeyı basarmak sınıfından bır beklentıdır...
yorgunluk ve isteksizlikten mamul bir gecedir.haftasonu yapacagın ıslerı yıyecegın bokları kafanda sıralayıp dus kurdugun cuma aksamı nerededir,ne cabuk gecmıstır ve pazartesi sabahı ne kaar korkunc ve dıger cuma ne kadar uzaktır...
yanmaz yapısmaz ız bırakmaz teflon hayatların yasandıgı bir dunyada olabıldıgınce esnek (omurgasız diyelim mesela),amorf (ilkesiz diyelim mesela) ve konuldugu her kabın seklini alan insanların benimsedigi hayat tarzı...