+ hay yaraaa yiyim. o ne has dayıyon yeğenim. canım çekti billaha.
- yuh amınıym dayı ya. yuh ya. ne pis adammışsın sen ya. ıyyy kıllıdırsında şimdi... *
her lise öğrencisi türk erkeği ergenin bildiği, karı-kız düşürmek için ezberlemeye çalıştığı, her ortamda metallica'dan konu açıp "yauu nating els medırs da ne has şarkıdır, hele o girişi yokmu girişi, sanki bana giriyorlar..." gibilerinden saçmalıklara gark olduğu, "huleyn Allah'ına kadar yabancı müzik dinliyorum, hatta isimlerini de biliyorum" triplerine girdiği, şarkının ismidir. nerden mi biliyorum? tabii ki kendimden. *
doğrudur efendim. hatta ilk yazar olduğum zamanlarda kızın birine "merhaba. tanışabilir miyiz?" şeklinde bir mesaj atmıştımda "sıranı bekle öküz. biz zaten teklif edecez." deyip iyice aşağılamıştı beni. itin götüne sokmuştu, kırbaçlamıştı, tükürüğe boğmuştu.
tanım: resmi yahut imam nikahlı eşini havada güneş varken dövüp, aynı eşi ile güneş gökyüzünden kaybolduktan sonra cinsel münasebetler yaşayan ve türk ırkına mensup olan erkek kişisidir.
aha tanımı yaptık da bu nasıl başlık aburoyim. yani neden karısını gündür dövüp gece beceren türk erkeği. yani kadın dövme olayı sadece türk erkeğine mahsup bir davranış biçimi midir? ya da yunan erkekleri, yahut japonlar falan karılarını sabah dövdükten sonra aynı gece kerhanede mi sabahlıyorlar? yoksa italyan erkekleri karılarını dövdükleri sabahın gecesinde evfe gelip karıları yerine evdeki köpeğimi s.iyorlar? nedir bu kendi milletini aşşağılama isteği? nedir bu kin anlamadım ki...
takıntılı olma durumu. beyin gereksiz yere düşünmekten yorulur ve normalde algılaması ve uygulaması gereken şeyleri yapmaktan alıkoyulur. ipe sapa gelmez şeyleri düşünmek, gereksiz panikler yaşamak, incir çekirdeğini doldurmayacak meselelerden kokrmak, etsetra. yaklaşık sekiz senedir tedavisini gördüğüm ama hala bir gelişme göremediğim bir tür ruh hastalığı. ha birde doktorlar obsesif insanların daha yaratıcı olduklarını söylemişlerdi ama henüz bir kere bile olsun atom parçaladığıma, ya da zaman makinesi yaptığıma falan şahit olamadım. darısı diğer dertdaşlarımın başına. *
ahabu yirmi beş yıllık ömrümde ilk defa tekrarını izledip bugün bitirdiğim dizidir. ilk seferindeki gibi heyecanlandım, duygulandım, tırstım, polim yaptım, kendi kendimi siktim. bir an olsun sıkılmadım. yalnız sonunda t-bag'in ölmesini çok isterdim ama o kadar kusur rus karılarında da olur diyorum. ha birde unutmadan, üşüyoruz scofield reyiz... *
neden gittim bu filmi izlemeye, neden verdim o kadar parayı, neden birde mısır patlağı ile kola aldım izlerken yiyeyim diye, neden salondaki şahıslar arasındaki en yaşlı dilime mensupdum, hala anlamadım. ulan sen nerenin mutfağıymışsın be. ne kadar öğrenci var yığmışsın salona hayulasına. öğretmenlere beleşmi ki la bu kadar istekli getiriyorlar öğrencileri böyle saçma bir filme?
6. sezonda Robin'de bir çöküntüye rastladım. Sanki bu yaz yaşadıkları onu yıpratmış. Ama Barney hala taş gibi. O ne gırtlaktı yahu öyle. Fatih Erkoç mübarek. *
deneyim kazanmakla, yaşlanmışlıkla, yüklenmişlikle zerre alakası yoktur. zira yaşadığı yıllar içinde am üstünde fındık kıran ben denizinde yirmi beş yaşında saçlarının yarısından fazlası beyazdır. bu durum tamamen ırsıdir. pederin tohumları ile alakalıdır. *
imkansız bir önermedir. zira şirin baba karl marks'ın kopyasıdır. yaşam tarzları, komünite, karılı kızlı ortam (Şirine) ülkücülere terstir, aykırıdır, racon dışıdır, etsetra...
hiç fransızca bilmeyen bir ademoğlunun bile saçma bulacağı önermedir. bir kere türkçe duygu dilidir, hissiyat dilidir. öyle fransızca gibi tek düzelik yoktur. gırtlaktan konuşup romantik olma arzusu güdülmez türkçede. türkçe bizdendir. ailemizin küçük ve en tatlı çocuğudur. oysa fransızca komşunun gömlek üzeri süeter giyen gözlüklü ve itici oğludur. türkçede ki gibi küfür etmenin tadına hangi fransız varabilir a dostlar sorarım size. bir a.ına koyim küfürünü bile, amooniym, ha.una goyiyym, a.ınıym, a.ına goduran, h.muna godumunun gibi yüzlerce şekilde söyleyip, bunun yanı sıra bu sıradan küfüre bile içinde bulunduğu haleti ruhiyeyi fransızcada nasıl ekleyebilirsiniz. türkçe en şahane dildir. fransızcayı diller, s.ker atar. affetmez...
-teşekkür ederim.
+bende çok teşekkür ederim.
-ama ben sadece teşekkür etmiştim. sen neden çok teşekkür ediyorsun?
+salaksın biliyorsun demi?
-bana gidelim mi? havuçlu tarçınlı kek de yaparım... **
bu kıza bir şey içirmişler ağabey. değişmiş yahu. pek bir akıllanmış, olgunlaşmış, düşünerek konuşur olmuş. ulen yoksa çok mu alkolluyum ya da rüyadamıyım hala?